Kriter > Ekonomi |

Ekonomide Yapısal Reformların Tam Zamanı


Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin önemi, kurumsal vesayet mekanizmalarının devreden çıkması ve demokratik meşruiyetin yönetime yansıması yoluyla yönetimde etkinliğin artacağı yeni bir paradigmaya dayanıyor. Devlet-millet bütünleşmesinin kurumsal ve kalıcı biçimde sağlanması, bürokratik direnç kaynaklarının kırılması, hızlı ve etkin karar alınmasına olanak verecek bir yönetişim sisteminin kurulması temel hedefler arasında.

Ekonomide Yapısal Reformların Tam Zamanı

Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin önemi, kurumsal vesayet mekanizmalarının devreden çıkması ve demokratik meşruiyetin yönetime yansıması yoluyla yönetimde etkinliğin artacağı yeni bir paradigmaya dayanıyor. Devlet-millet bütünleşmesinin kurumsal ve kalıcı biçimde sağlanması, bürokratik direnç kaynaklarının kırılması, hızlı ve etkin karar alınmasına olanak verecek bir yönetişim sisteminin kurulması temel hedefler arasında. Yasama, yürütme ve yargı erklerinin birbirlerinden kesin çizgilerle ayrılması, yönetimde istikrarın sağlanması ve bakanların meclis dışından seçilmesi, yönetsel sorumluluk ve hiyerarşinin netleşmesi oldukça önemli. Ancak kamu yönetiminde “yapısal dönüşüm” olarak nitelendirebileceğimiz en önemli adım hiç şüphe yok ki Başbakanlığa bağlı kurum ve personelin Cumhurbaşkanlığı ya da ilgili diğer kurumlara bağlanması ile atılmış olacak. Türkiye’nin mevcut idari sisteminde bürokrasiyi kilitleme riski taşıyan “seçilmiş cumhurbaşkanı-seçilmiş başbakan” anomalisini ortadan kaldırma anlamında bu kritik adımın ne kadar önemli olduğu zamanla anlaşılacak. Ancak kamu yönetimindeki yapısal dönüşümün etkinlik ve politika koordinasyonu anlamında istenen sonuçları üretebilmesi için sadece başbakanlık makamı etrafında örgütlenen kurumsal mimarinin değil bu mimariyi oluşturan konvansiyonel bakanlık ve bürokratik kuruluşların da performans değerlendirmeleri yapılarak tartışmaya açılmaları gerekebilir.

Yeni Sistemin Yeni Kurumları Bu bağlamda özellikle Doğu Asya’daki Japonya, Güney Kore ve Tayvan gibi “kalkınmacı devletler”de birçok başarılı örneğini gördüğümüz “süper bakanlıklar” ya da “pilot organizasyonlar” gibi kurumsal yenilikler yapısal reform gündeminin önemli bir maddesini oluşturabilir. Farklı sektörler ve politika uygulama alanları arasında etkin koordinasyon sağlayabilmek amacıyla örneğin “Sanayi, Ticaret ve Enerji Bakanlığı”, “Uluslararası Ticaret ve Sanayi Bakanlığı” veya “Bilim, Teknoloji ve Yüksek Öğretim Bakanlığı” gibi inter-sektörel bakanlıklar oluşturulabilir. Veya Japonya’daki MITI ile Kore’deki EPB modellerini çağrıştıran ve Türkiye’nin tarihsel Devlet Planlama Teşkilatı örneğini güncelleyerek sanayi-bilim-teknoloji politikası bağlamında günümüz şartlarına uyarlayan yeni model arayışları gündeme gelebilir.

Cumhurbaşkanlığı sisteminin Türkiye’nin başlıca ekonomi kurumları ve yönetişim anlayışının köklü biçimde değişmesine yol açarak sosyoekonomik kalkınma ve toplumsal refah artışına katkılar sunması beklendiği için bir tür “yaratıcı yıkım” programının kurumsal bağlamda devreye girmesi kaçınılmaz görünüyor. Ekonomi yönetiminin farklı sektörel sorumlulukları olan kurumları arasındaki koordinasyonun iyileştirilmesi, katılımcı karar alma mekanizmalarının oluşturulması ve piyasa mekanizmasının etkinleştirilmesi ön plana çıkmaktadır. Büyük şirket ve bankaların KOBİ’leri ezmelerine izin verilmemesi, bölgesel ve sosyal gelir dağılımının daha adil kılınması gibi hedefler ancak var olan bazı kurumların radikal biçimde dönüştürülmesi, ortadan kaldırılması ya da birleştirilmesi ile mümkün olabilir.

Ekonomi alanındaki yapısal dönüşümün temel önceliklerine baktığımızda ise yeni ve üretim odaklı bir kalkınma hikayesi yazma ihtiyacının öne çıktığını görüyoruz. 2000’li yılların başlarından itibaren AK Parti hükümetleri yönetiminde ortaya konan sürdürülebilir ve dengeli büyüme performansı daha çok mali disiplin, sıkı para politikası, dış sermaye ve doğrudan yatırım akışları ve iç tüketim odaklı bir modele dayanıyordu. Küresel ekonomik kriz sürecinde geçici bir daralma yaşanmış olsa da güçlü finansal yönetişim mimarisi ve koordineli kurumsal tepkiler sayesinde ilk şok atlatıldı ve 27 çeyrek devam eden sürdürülebilir pozitif büyüme ivmesi yakalandı. Ancak 2010-11 yıllarından sonra büyüme hızında dinamizm kaybı yaşanmaya başladı. Büyüme modelinde iç tasarrufları artıran, cari açık problemini kontrol altına alan, enerji maliyetlerini düşüren, üretim ve istihdam üzerindeki vergi yüklerini azaltan, imalat sanayii, AR-GE, bilgi ve teknoloji politikaları, tarımda modernizasyon ve ihracatı özendiren yapısal değişim bir türlü hayata geçirilemedi. Finansal yönetişim ve içeriye sermaye akışlarını özendiren yapı içinde hizmet ve inşaat sektörleri ile kamunun altyapı yatırımlarıyla korunmaya çalışılan büyüme ivmesi korunamadı. 2013 yılından bu yana Gezi Parkı Şiddet Eylemleri, FETÖ’nün 17-25 Aralık darbe girişimi, genel-yerel ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri, FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişimi gibi siyasi-sosyal gelişmeler ve PKK, DEAŞ terörü ve Suriye’de yaşanan iç savaşın güvenlik yansımaları yeni yapısal riskler ortaya çıkardı. Dünya ekonomisinde küresel krizden sonra bir türlü toparlanamayan büyüme ivmesi yavaş yavaş duraklamaya doğru evrilir ve küresel talep düşerken, Türkiye’deki ekonomik büyüme hızı da yüzde 5-6’lardan yüzde 3’lere doğru bir düşüş eğilimine girdi.

Yeni Kalkınma Hamlesi

16 Nisan referandumunda Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçişin milli iradenin mutlak çoğunluğu tarafından onaylanması ile birlikte ise yepyeni bir evreye girildi. Bu yeni evrede makroekonomi yönetimindeki temel yapısal değişimlerin cari açığı kalıcı olarak düşürmek, yüksek katma değerli sektörlerde üretim ve ihracatı artırmak, büyüme odaklı bir maliye politikası uygulamak, yatırım ortamı, girişimcilik iklimi ve verimliliği geliştirmek öncelikli olabilir. Ayrıca enerji maliyetlerini düşürmek, enerji çeşitliliğini çoğaltmak, iç tasarrufları artırmak, ekonomi ile ilgili hukuki altyapıyı güçlendirmek, üniversite-sanayi iş birliğini geliştirmek, özel tekelleri kırıp rekabet ortamını yeşertmek ve bölgesel gelir dağılımı eşitsizliklerini azaltmak gibi hedeflere odaklanması beklenebilir.

Türkiye’nin “orta gelir tuzağı”nı aşarak reel ekonomi odaklı bir yeni kalkınma hamlesini hızla gerçekleştirebilmesi için Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ve izleyen kurumsal reformların sağlayacağı yüksek yönetişim ve koordinasyon kapasitesine ihtiyacı var. Küresel ekonomide durgunluk ve düşen talep eğilimleri ışığında özellikle yükselen ekonomiler tarafından agresif biçimde uygulanan büyümeyi artırıcı sanayi, teknoloji, AR-GE ve insan kaynakları politikalarına ayak uydurabilmek için hem Türkiye’deki kamu ekonomi yönetimi zihniyeti hem de kamu-özel sektör ilişki biçimlerinin radikal biçimde yeniden yapılanması gerekli. Ekonomi yönetimindeki mevcut kurumsal mimari ve düşük koordinasyon kapasitesi ile kapsamlı dönüşüm politikalarının hayata geçirilmesinin kolay olmadığı son yıllarda ortaya konan inişli çıkışlı performansla görüldü.

Yönetimde etkinliği sağlayacak yapısal reformların ekonomi-politik güç dengeleri açısından başlıca yansımaları devlet-özel sektörtoplum ilişkilerinin normalleşmesi, başlıca özel tekellerin kırılması, ekonomi üzerinden yapılan siyasi operasyon ve manipülasyonların engellenmesi ve kalkınma odaklı pozitif bir rekabet ortamının oluşması olacak. Fiyat istikrarı ile mali disiplini korurken aynı zamanda işsizliği düzenli biçimde düşürecek reel ekonomi odaklı, istihdam dostu, sürdürülebilir, kapsayıcı ve adil bir büyüme modelinin oluşturulması elzem. Bu hedefi yakalayabilmek için de para, maliye, sanayi, teknoloji, insan kaynağı, tarım, eğitim ve yatırım gibi farklı politika alanlarının etkin bir eşgüdümle yönetilmesi ve sektörler arası koordinasyon gerektiren adımların dinamik biçimde atılabilmesi gerekiyor. Türkiye’nin yükselen bir güç olarak küresel ekonomi politik sistemdeki konumunu iyileştirebilmesi hem siyasi-idari hem de ekonomi yönetimi alanlarında ciddi yapısal reformlar gerçekleştirmesini zorunlu kılıyor. Yapısal reform için “dem bu demdir.”


Etiketler »  

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "veri politikamızı" inceleyebilirsiniz. Daha fazlası