Kriter > Dış Politika |

Libya Krizinin Düğüm Noktaları


Birleşmiş Milletler (BM) Libya Özel Temsilcisi Gassan Selame Aralık ayı itibarıyla yeni bir yol haritası hazırladı ve Libya’da çatışan taraflar içinde temsil hakkı bulunan Temsilciler Meclisi (TM) ve Devlet Yüksek Meclisinin (DYM) onayına sundu.

Libya Krizinin Düğüm Noktaları

Birleşmiş Milletler (BM) Libya Özel Temsilcisi Gassan Selame Aralık ayı itibarıyla yeni bir yol haritası hazırladı ve Libya’da çatışan taraflar içinde temsil hakkı bulunan Temsilciler Meclisi (TM) ve Devlet Yüksek Meclisinin (DYM) onayına sundu. Tubruk merkezli TM çatışan taraflar arasında BM öncülüğünde yapılan müzakerelerin ardından 2015 yılı sonunda Fas’da imzalanan Libya Siyasi Anlaşması (LSA) üzerinde bazı değişiklikler içeren bu yol haritası onayladığını duyurdu.

TM Neden BM’nin Yol Haritasına Onay Verdi?

TM’nin Selame’nin yol haritasına onay vererek Libya’da Halife Haftar’ın elini zayıflatan oyun değiştirici bir hamle yaptığı söylenebilir. TM’nin bu kararı bir yanıyla doğu bölgesindeki dengeleri değiştirecek diğer taraftan Libya genelindeki dengeleri etkileyebilecek mahiyettedir.

Peki şu ana kadar Haftar’ı güçlü şekilde destekleyen TM yönetimini siyasi çözüm lehine pozisyon almaya iten ne idi?

Haftar geçtiğimiz iki buçuk yılda her geçen gün askeri tedbirlerini genişleterek doğu bölgesi üzerindeki baskısını artırdı. Kontrolü altındaki bölgelerde TM yöneticilerinin “TM’nin Libya’nın en üst siyasi ve askeri otoritesi olduğu iddiasını” boşa çıkaran bir protokol uyguladı. Bir başka ifadeyle TM Başkanı Ukayla Salih’i protokolde kendisinin gerisinde oturtarak Libya’nın en üst otoritesi olduğu mesajını vermek istedi. BM’nin Libya’nın resmi otoritesi olarak tanıdığı Başkanlık Konseyi’nin (BK) Halife Haftar’ın kontrolündeki doğu bölgesine Libya İçişleri Bakan Müsteşar Yardımcısı olarak atadığı Ferec Gaim’e yönelik defalarca suikast girişimi düzenlendi. Doğuda önemli bir kabileye mensup olan Gaim suikastların arkasında Haftar’ın olduğunu açıkladı. Bu durumun doğudaki kabileler arasında Haftar’a ilişkin ciddi soru işaretleri oluşturduğunu söylemek güç değil. Bunun yanında Haftar’ın oğulları doğu bölgesinde ön plana çıkmaya başladı. Bu koşullarda Haftar’a destek veren kabileler onun kendilerine alan açacağına dair inancını kaybetmeye başladı.

Bunun yanında Haftar’ın özel kuvvetlerinin komutanı olan Mahmud Vurfelli hakkında BM’de “savaş suçu” işlediğine dair raporlar yayımlanması ve Ebyar’da toplu mezarların ortaya çıkması Haftar’ın uluslararası arenada bir savaş suçlusuna dönüşme ihtimalini gündeme getirdi. Bütün bu gelişmeler TM içindeki aktörleri siyasi çözüme yönelterek kendi geleceklerini garanti altına alma yönünde adım atmaya zorladı.

Halife Haftar’ın Bir Aktör Oluşu

BM’nin sunduğu yol haritasını onaylayarak siyasi süreçler içinde hayatta kalması mümkün olmayan (yani iç savaştan beslenen) Halife Hafar’ı çıkmaza sokan TM, şu ana kadar Haftar’ın bir aktöre dönüşmesine ciddi katkı sunmuştu. 2014 sonundan 2015 sonuna kadar BM öncülüğünde yürütülen müzakerelerin ardından ortaya çıkan Libya Siyasi Anlaşması’nı (LSA) şu ana kadar imzalamayan TM, BM’nin LSA temelinde oluşturduğu BK’nin altını boşaltmaktaydı. Dahası TM göreve gelmeden 2014 yılı Mayıs ayında bir darbeyle Libya siyasetini şekillendirmeye çalışan Halife Haftar’a meşruiyet sunarak ülkenin doğusunu askeri yöntemlerle kontrol etmesine imkan sunmuştu. Haftar TM’nin kendisine sunduğu siyasi meşruiyeti kullanarak ülkenin doğusunda seçilmiş belediye başkanlarını görevden almış ve yerine askeri valiler atamış, askeri baskıyla TM’nin karar alma mekanizmalarını tıkamış, başta Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Rusya olmak üzere gerçekleştirdiği ziyaretlerde en üst kabul görmüş ve Libya’nın başat aktörü olduğu imajını vermek istemiştir. Hatta Fransa Devlet Başkanı Macron’un “çatışan tarafları bir araya getirme” girişimi çerçevesinde Paris’te başkanlık sarayında Libya siyasetinin geleceğine ilişkin yapılan müzakerenin tarafı ilan edilmiştir. Haftar diğer taraftan Bingazi’nin güneybatısındaki Cufra’ya ve güneyindeki Temenhind’e gerçekleştirdiği askeri operasyonlarla askeri etki alanını genişletmeyi başarmıştı.

Halife Haftar bütün bu adımları atarken Libya’da kendisini aktöre dönüştüren kaos ortamını sona erdirme ihtimali nedeniyle TM’nin siyasi çözümü onaylamasını engellemekteydi. Haftar’ın destekçisi olan bölgesel ve uluslararası aktörler, uluslararası karar mekanizmaları içindeki lobileri aracılığıyla Tubruk’ta Haftar’ın etkisi altındaki TM başkanlığının onayını olmazsa olmaz meşruiyet zemini olarak takdim etmekteydi. Bu durumda siyasi çözüm hayata geçirilemezken Haftar sahadaki askeri operasyonlarını sürdürmekte, bölgesel ve uluslararası arenada kabul görmekteydi. Fakat TM’nin Selame’nin sunduğu yol haritasına onay vermesiyle başlama ihtimali bulunan bir siyasi süreç Haftar’ın kendini konumlandırdığı “devleti askerileştirme” stratejisini boşa çıkaracağı için Haftar açısından oldukça kritik. Aynı şekilde Haftar’ı şu ana kadar destekleyen bölgesel aktörlerin tutumları da Libya siyaseti açısından riskler barındırıyor.

BAE Haftar’dan Vazgeçecek mi?

Halife Haftar açık bir şekilde BAE’nin temsil ettiği bölgesel projenin Libya’daki taşıyıcılarından biri iken 2012 yılından bu yana Arap devrimlerinin taleplerini boşa çıkarmak için güçlü şekilde çalışan ve Haftar’ı açık şekilde destekleyen BAE’nin ondan hemen vazgeçmesi mümkün olacak mı? BAE, Mısır’da olduğu gibi Libya’da da bir askeri rejimle çalışmayı tercih etmekteydi. Ancak Haftar 2014 yılından bu yana BAE’nin kendisinden beklediği başarıyı gösteremedi. Bingazi içinde dahi tam kontrolü sağlayamadı ve kendisine destek veren kabile ittifakı dağılmaya başladı. Son zamanlarda BK’ye açık destek veren Avagir kabilesi doğu bölgesindeki çatlağın en net dışa vurumlarından biri oldu.

İfade edildiği üzere TM ve Haftar arasındaki çatlaklar derinleşmeye devam ediyor. Mevcut konjonktürde Haftar üzerindeki baskı artarken BAE de alternatif olarak iki yönlü bir arayışın içine girmiş görünüyor: Birincisi Mısır’da Misrata’nın da davet edildiği toplantılarda görüldüğü üzere BAE (Mısır üzerinden) kamuoyuna açık şekilde batı bölgesinden yeni müttefik arayışına girdi. Ayrıca son zamanlarda Trablus’taki bazı milis liderlerinin BAE’ye gerçekleştirdiği ziyaretler sahada sıkça ifade ediliyor. Bunun yanında BAE’nin müttefiki Suudi Arabistan’da Muhammed bin Selman’ın yaptığı tasfiyeler sonucunda önü açılan “Medhali Selefilik” mensubu silahlı gruplar batı bölgesinde güç kazanıyor. Yer yer Misrata içinde de Medhali Selefilerin güç kazandığı yönünde bilgiler sıkça ifade ediliyor. Yeri gelmişken Medhaliliğin BAE’nin bölge stratejisinin dini-ideolojik söyleminin bir parçası olduğunu not edelim. Bu bilgi ve ifadeler dikkate alındığında BAE’nin Haftar’ın askeri sahneden çıkarıldığı bir senaryoya hazırlık yaptığı söylenebilir. İkincisi sabık BM Libya Özel Temsilcisi Bernardine Leon’un görevi bıraktıktan hemen sonra BAE Diplomasi Akademisi başkanlığına getirildiği hatırlanacak olursa BAE’nin belirtilen askeri aktörler yanında siyasi ve diplomatik aktörlerle yeni angajman arayışında olduğunu tahmin etmek zor değil.

Yazı boyunca ifade edilen hususları dikkate alarak sorulması gereken “Acaba BM inisiyatifi çerçevesinde Libya’da iktidarın barışçıl yollardan el değiştirdiği, askerin sivil yönetime bağlı olduğu demokratik bir devlet kurulabilecek mi?” sorusudur. Bu sorunun cevabını vermek için BAE’nin temsil ettiği bölge vizyonunun, içe kapalı askeri-bürokratik rejimlere ve arkaik bir İslami yorum olan Medhali Selefiliğe dayalı bir düzeni temsil ettiğini ciddi olarak hesaba katmak gerekiyor. Çünkü gerek Libya’da gerek Arap isyanlarının gerçekleştiği diğer ülkelerde geçtiğimiz altı yılda yaşananları anlamak için BAE öncülüğündeki koalisyonun bölgedeki faaliyetlerini dikkatli okumamız gerekiyor. Bu nedenle söz konusu ittifakın Libya’da devrimin hedeflerinin bir siyasi düzene dönüşmesinden memnun olmayacağını ön görmek zor değil. Bu çerçevede Selame’nin yol haritasının kendisinden önceki BM Libya temsilcilerinin çalışmalarının akıbetine uğramaması için siyasi süreçleri tıkayanlar konusunda dikkatli olması gerekecek.


Etiketler »  

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "veri politikamızı" inceleyebilirsiniz. Daha fazlası