Kriter > Siyaset |

Ankara’da “Nerelisin, Kimlerdensin” Sarmalı


Ankaralılık kimliğinin şehir ya da yerlilikle değil ancak sosyolojik bir analizi yapıldığı zaman siyasal bir anlamı olabilir. Bu sosyolojik analiz birimi de Ankaralı seçmende baskın olan milliyetçi temayüldür.

Ankara da Nerelisin Kimlerdensin Sarmalı
Ankara, Atakule

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı yarışını 31 Mart’ta kimin kazanacağı yerel seçimlerin en çok tartışılan meselelerinden biri olacağa benziyor. Zira Ankara hem Cumhur İttifakı hem de Millet İttifakı bileşenlerinin güçlü adaylarla girdiği bir seçime sahne olacak. İstanbul’la kıyaslandığı zaman muhalefet kanadının Ankara’dan daha ümitli görünmesi bu şehirdeki seçimleri muhalefet adına ayrıca önemli kılmakta. Bilindiği üzere AK Parti ve MHP Mehmet Özhaseki ismini Ankara adayı olarak belirledi. CHP ve İYİ Parti Mansur Yavaş’ı ortak aday gösterirken Saadet Partisi kendi adayını çıkardı. HDP ise aday çıkarmayacağını ilan etti ve dolayısıyla bu da Mansur Yavaş’ı destekleyecekleri anlamına geliyor. Bu nedenle seçimlerin Mehmet Özhaseki ve Mansur Yavaş arasında geçeceği bariz biçimde görülüyor.

 

Temel Tartışma Dinamikleri

Özhaseki ve Yavaş arasında geçecek seçimin birkaç tartışma dinamiğinden söz edilebilir: Bunlardan ilki her iki ismin de göreli olarak başarılı sayılan daha önceki belediye başkanlığı tecrübelerine güveniyor olmaları. Ancak ikisi arasında şöyle bir fark var; Özhaseki’nin Kayseri gibi bir büyükşehir yönetimi ve Çevre ve Şehircilik bakanlığı gibi bir tecrübesi olmasına rağmen Yavaş’ın sadece Beypazarı ilçe belediye başkanlığı tecrübesi var. Dahası Yavaş 2009’dan beri yönetimsel anlamda bir görev icra etmiyor. Özhaseki’nin Kayseri belediye başkanlığı ve bakanlık deneyimi ile Yavaş’ın Beypazarı belediye başkanlığı deneyimi göz önünde tutulursa Özhaseki’nin daha avantajlı olduğunu söylemek mümkün. Buna ek olarak Yavaş 2009’da MHP’den, 2014’te de CHP’den başkan adayı oldu ve bu adaylığıyla üst üste üçüncü kez büyükşehir adayı gösterildi. On yıl içerisinde üçüncü kez aday olan bir ismin hem söylem ve projeler hem de kişisel karizma açısından bir tükenmişlik durumuyla karşı karşıya kalma riskinin olduğunu söylemek gerek.

Özhaseki ve Yavaş arasındaki ikinci tartışma dinamiği de Ankaralılık kimliği etrafında oluşturulmaktadır. Mansur Yavaş’ın her adaylığında dillendirilen temalardan biri bu Ankaralılık söylemi. Zira Yavaş açıkça söylemese de kendisinin Ankaralı, Beypazarlı olmasını diğer adaylar karşısında bir avantaja çevirme arayışında. Ancak aslında bu tartışmanın son derece suni bir tartışma olduğu söylenebilir. Zira Hüseyin Yayman’ın 3 Şubat’taki Star Açık Görüş’teki yazısında da isabetle vurguladığı gibi eski Ankara büyükşehir belediye başkanlarından neredeyse Ankaralı olanı yok. Ankara’daki seçmenin kendisi de zaten çoğunlukla Ankaralı değil. Kaldı ki Falih Rıfkı Atay’ın Çankaya’da çok güzel tasvir ettiği gibi Ankara küçük bir Orta Anadolu şehriyken başkent yapılmıştır. Daha sonra hızla artan nüfusu da büyük oranda yeni devlet merkezi olmasının da etkisiyle göçlerle olmuştur.

Ankara’nın yerlisi olan “eski topraklar” Ankara’ya sonradan göç eden Yozgatlı, Çorumlu, Kırşehirli, Sivaslı kişilere karşı bazı ön yargılara sahiptir fakat bu zihniyetteki insan sayısı çok azdır. Ankaralılık söyleminin olsa olsa bu tür “eski toprak” diyebileceğimiz belli bir yaşın üzerindeki ve çoğunlukla da Çankaya’nın eski semtlerinde ikamet eden kesimler üzerinde bir etkisi olabilir. Ki bu da genel tabloya bakıldığında hayli cüz’i bir orandır. Ankara’nın Çankaya dışındaki büyük ilçeleri olan Keçiören, Sincan, Etimesgut ve Altındağ gibi ilçeler büyük oranda 1950-60’lar ve sonrasında Ankara’ya göç eden vatandaşların yoğunlukla yaşadığı yerlerdir. Şüphesiz bu ilçelerde de Ankara’nın yerlisi olan insanlar vardır; söz gelimi Etimesgut’taki kalabalık semtlerden Eryaman, Eryaman köyünün şehirleşmeyle beraber dönüşmüş halidir. Nüfusunun ekseriyetle modern sitelerde yaşadığı Eryaman’da semtin yerlisi birçok site içerisinden ancak bir site nüfusu kadar bile değildir.

Ankaralılık kimliğinin şehir ya da yerlilikle değil ancak sosyolojik bir analizi yapıldığı zaman siyasal bir anlamı olabilir. Bu sosyolojik analiz birimi de Ankaralı seçmende baskın olan milliyetçi temayüldür. Ankara’nın başkent olması ve şehirde yaşayan insanların büyük oranda bir şekilde devlet kurumlarıyla yoğun bir iltisakının bulunması da milliyetçiliği besleyen bir faktör olarak okunabilir. Tam da bu yüzden olsa gerek 2014 yerel seçimlerinde yarışan adayların neredeyse hepsi milliyetçi kökenden gelen isimlerdir. 2019’da Mehmet Özhaseki ve Mansur Yavaş isimlerinin tercih edilmesinin temel sebebi milliyetçi oyları kazanabilmektir. Zira her iki isim de ülkücü kökenden geliyor.

Ancak Ankara’daki milliyetçilik eğilimini daha çok sahil şehirlerinde görülen ve literatürde “ulusalcılık” dediğimiz milliyetçilikten ayırt etmek gerekir. Ulusalcılık Kemalizm’e bağlı, dini-muhafazakar yanı zayıf, seküler yanı ise güçlü bir temayülü temsil eder. Ankara gibi Orta Anadolu ve Karadeniz’de görülen milliyetçilik ise Kemalizm’e kısmen daha mesafeli, devletin bekasının tartışmasız kabul edildiği ve dini-muhafazakar değerlere daha bağlı bir milliyetçilik türüdür. Ankara’da Çankaya ve Yenimahalle gibi CHP’nin güçlü olduğu ilçelerde daha çok seküler milliyetçilik baskınken Keçiören, Etimesgut, Sincan ve çevre ilçeler ise muhafazakar milliyetçiliğin daha baskın olduğu yerlerdir. Dolayısıyla mevcut siyasal koşullar ve Cumhur İttifakı’nın “beka meselesi” söyleminin Ankaralı seçmende baskın muhafazakar-devletçi milliyetçilik türüne yakın durduğu söylenebilir.

AK Parti Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mehmet Özhaseki

 

Konjonktürel Saikler

Milliyetçiliği veri alarak Ankara seçimleri özelinde etki etme potansiyeli olan diğer dinamiklere bakmak gerekir. Bu dinamiklerin de seçimlerin yapıldığı konjonktüre göre değerlendirilmesi elzemdir. Söz gelimi medyaya yansıyan haberlerden anlaşıldığı gibi FETÖ 2014 seçimlerinde Mansur Yavaş için önemli bir destek sağlamıştır. Burada Yavaş’ın FETÖ’yle iltisakını kastetmiyorum. O dönem FETÖ’nün temel amacı AK Parti adayları karşısındaki en güçlü adayı desteklemek şeklinde olmuştur. Ankara’da da Mansur Yavaş etrafında bir konsolidasyon sağlandığı görülünce FETÖ de kendi yandaşlarına Yavaş’ı destekleme emri vermiştir. 2014 seçimlerine Ankara’da şahit olan birisi olarak şunu söyleyebilirim ki son dönem medyaya yansıyan haberler olmasa da o seçimlerde FETÖ’nün Yavaş için yoğun bir çaba sarf ettiğini görmüştüm. FETÖ’cü “abi ve abla”lar CHP örgütünden daha fazla sandık çevresinde görülmüş ve çalışmıştır. 2019 seçimleri için böyle bir dinamik ortadan kalkmış gözüküyor ve mutlaka bunun Mansur Yavaş’ın aldığı oylara bir etkisi olacaktır.

2014’le kıyaslandığında 2019 seçimleri için göz önünde tutulması gereken diğer bir husus aday gösterme sürecidir. 2014’te CHP seçmeninin Mansur Yavaş ismi üzerinde milliyetçi geçmişinden ötürü bir tedirginliği söz konusu idi. Ancak CHP seçmeni salt AK Parti’ye ve Melih Gökçek’e kaybettirme saiki üzerinden Yavaş etrafında büyük oranda birleşebilmişti. 2019’da ise –seçmenden daha önce– CHP örgütünün Yavaş ismine itiraz ettiği medyaya yansıdı. Bundan ötürü olsa gerek Kılıçdaroğlu da Yavaş’ın İYİ Parti’den aday olmasını tavsiye etti ve kendilerinin Yavaş’ı destekleyeceklerini söyledi. Yavaş’ın CHP ısrarı neticesinde ve yerine de Ankara’yı kazanabileceği düşünülen başka bir alternatif çıkmadığı için Yavaş CHP’nin ve Millet İttifakı’nın adayı olabildi. CHP örgütünün Yavaş’a soğuk bakmasının temel sebebi 2014’te aday olduktan sonra bile Yavaş’ın CHP’li görünmekten kaçınmak istemesidir. Hatırlanacağı üzere Yavaş 2016’da fiilen CHP’den istifa etmiştir. Yavaş’ın CHP örgütü tarafından zoraki kabulü hem seçim çalışmaları hem de seçmenin sandığa çekilebilmesinde etkisini gösterebilir. Adaylık sürecinde parti yönetimine tepki gösteren CHP seçmeninin Ankara’da da 2014’teki gibi bir katılımı dahi olmayabilir.

Milliyetçi oylarla da beraber düşünerek 31 Mart için tartışmalı noktalardan birisi Mansur Yavaş’ın 2014’te olduğu gibi milliyetçi oyları alıp alamayacağıdır. 2014’te söz gelimi Etimesgut gibi MHP’nin kazandığı ilçelerde büyükşehir adaylığında Mansur Yavaş birinci çıkmıştı. MHP’li seçmen ilçe düzeyinde kendi partisinin adayına oy verirken büyükşehirde Mansur Yavaş’ı tercih etmişti. Ancak 2019’da Özhaseki’nin MHP ve AK Parti’nin ortak adayı olarak gösterilmesi ilçe ve büyükşehir oylarında farklı oy kullanan seçmen sayısını azaltarak ilçe ve büyükşehir adaylığı oylarının benzerlik göstermesine sebep olabilecektir.

2014’ten farklı olarak HDP’nin de Mansur Yavaş’ı açıkça desteklemesi ve bu anlamda Yavaş’ın CHP-HDP-İYİ Parti olmak üzere üç parti tarafından destekleneceği belirtilmektedir. HDP’nin büyükşehirlerde oylarını artıracağı beklentisini de bu iddiaya eklemek gerekir. Ancak bu iddiada gözden kaçan husus HDP’nin oylarını artırsa bile bunu büyük oranda CHP seçmeninden alarak yapacağıdır. 24 Haziran seçimlerinde görüldüğü gibi HDP batı illerinde oylarını büyük oranda CHP’nin aleyhine yükseltmiştir. HDP’nin AK Parti tabanından büyükşehirlerde daha fazla oy alması pek ihtimal dahilinde değildir. Bu daha çok CHP seçmeninin –stratejik sebeplerle ya da kerhen de olsa– HDP’ye kaymasıyla alakalıdır. Bu tür ittifak içi oy geçişkenliğinin ise büyükşehir başkanlığı seçimlerini hemen hiç etkilemeyeceği söylenebilir.

2019’da Yavaş’ın karşısında hizmet ve belediyecilik anlayışıyla öne çıkmış, Ankara’ya dair yeni plan ve projeleri olan bir isim var. Yavaş’ın seçimlerdeki yıpranmışlığına karşın Özhaseki Ankara adına yeni bir sima ve yeni bir anlayışı ifade ediyor. 31 Mart öncesinde adaylar özelinde seçmende oluşacak temayülde bu yeni durumun da etkisinin olacağı söylenebilir.

CHP Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mansur Yavaş

 

31 Mart’ın Kodları

2014’teki dinamikleri ve milliyetçilik faktörünü göz önünde tutarak 31 Mart seçimleri özelinde etki edebilecek unsurları tespit etmek gerekirse ilk olarak şunu söylemek gerekir: Bu seçimlerde adaylar özelinde kişisel ilişkiler üzerinden bir cezbedicilik oluşmayacaktır. Bunun yerine hem adayların kendi projelerini hem de parti örgütlerinin adaylara sundukları destekleri baz almak gerekir. Bu noktada Özhaseki’yi Yavaş’a nazaran daha avantajlı kılan birkaç faktörden söz edebiliriz: İlk olarak Özhaseki sancısız bir süreç sonunda, ittifak bileşenlerinin mutabakatıyla ve erken denilebilecek bir tarihte aday olarak açıklandı. Açıklanır açıklanmaz da Ankara’ya dair somut projelerini paylaşmaya başladı. Özellikle Ankara’da daha önceki yönetimlerce ihmal edilen kültürel alanlara Özhaseki’nin ayrıca mesai harcadığı söylenebilir. Öte yandan Yavaş ise çetrefilli bir süreç sonunda aday olarak gösterildi ve son birkaç gündür somut projelerini açıklamaya başlamıştır. Yavaş, ismi açıklandıktan sonraki ilk günlerde Ankaralılık temasını öne çıkarmaya çalışırken son günlerde onun da somut projelerden söz etmeye başladığı görülmektedir.

İkinci olarak parti örgütlerinin adaylarla ortak hareket etmesinin 31 Mart seçimleri için belirleyici olacağını düşünüyorum. Özhaseki açıklanır açıklanmaz MHP Ankara İl Başkanlığını ziyaret etti ve tüm çalışmalarında MHP’den de isimleri yanında bulunduruyor. CHP ve İYİ Parti teşkilatlarının Yavaş etrafında henüz konsolide olamadıkları söylenebilir. Bunda aday gösterilme sürecinin de bir etkisi olabilir. Mevcut durumda Yavaş’ın kampanyasını büyük oranda özel reklam ajansları yürütüyor. Yine Erdoğan ve Bahçeli Ankara’da ortak miting planlarken Kılıçdaroğlu’nun ise sadece salon toplantılarıyla yetineceğini açıklaması örgüt-aday bütünleşmesinin mahiyetini göstermektedir. Mansur Yavaş’ın seçimlere dair iddia edilen usulsüzlüklere binaen seçmene yaptığı “Küsmeyin, oyunuzu kullanın” çağrısını da bir anlamda kendisine karşı oluşabilecek farklı arayışların önüne geçmek için yaptığı söylenebilir.

Yavaş’ın adaylığı için ilerleyen günlerde problem oluşturabilecek son bir gelişme de DSP’nin Ankara’dan bir aday çıkarmış olmasıdır. DSP Genel Başkanı Önder Aksakal Ankara’da tüm adayların milliyetçi olduğunu, sol bir adaya da ihtiyaç bulunduğunu ve kendilerinin bu ihtiyaca göre bir çalışma yaptıklarını belirtmiştir. Eski Çankaya Belediye Başkanı Ali Haydar Yılmaz DSP’nin adayı olarak açıklanmıştır. DSP’nin Kırklareli, Silivri, Avcılar ve Kadıköy’deki hamlelerini düşününce benzer bir hamlenin Ankara’da olması şaşırtıcı olmayacaktır. Bu da Yavaş’a zaten kerhen oy veren CHP’li bir kısım seçmen için kendisine daha yakın bir alternatifin oluşması anlamına gelmektedir. Bu gelişmenin de Yavaş’ın oyları için –oranı tam kestirilememekle beraber– mutlaka bir etkisi olacaktır.


Etiketler »  

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "veri politikamızı" inceleyebilirsiniz. Daha fazlası