Kriter > Siyaset |

AK Parti, Yenilenme ve Hizmet Siyaseti


AK Parti bugün muhalefetten daha iyi alternatif politikaları geliştirebilmektedir. Hizmet ve icraat siyasetinde büyük projelere imza atabilmektedir. Altyapı ve üstyapı yatırımlarıyla ilgili vizyonu da muhalefetin vaatlerinden çok daha ileridir.

AK Parti Yenilenme ve Hizmet Siyaseti
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan

Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçilmesinin ardından Türkiye’de yeni bir siyasal alan oluşuyor. Bu yeni siyasal alanda artık partiler seçimlere ittifak yaparak giriyor. 24 Haziran seçimlerinde ilk kez partiler yasal bir çerçevede ittifak oluşturmuş ve bir protokole bağlı olarak seçimlere gitmişti. 31 Mart yerel seçimleri için yasal bir çerçeve olmasa da partiler kendi aralarında kurdukları ittifakları daha da derinleştirdi. Partiler sadece belediye başkanlığı üzerinde ortak aday değil aynı zamanda belediye meclis adaylıkları için de ortak liste çıkardı. Bu açıdan bakıldığında 31 Mart seçimlerinin sonuçlarına ilişkin olarak hangi partinin ne kadar oy aldığı ilk defa net olarak bilinemeyecek.

Yeni siyasal alanın ittifaklar üzerinden şekillenmesi iktidar ve muhalefet açısından yeni avantaj ve dezavantajlar ortaya çıkarmıştır. On yedi yıldır iktidarda olan AK Parti hakim parti konumunu ve iktidarını Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) ile ittifak yaparak sürdürüyor. AK Parti 24 Haziran seçimlerinde Mecliste yasama çoğunluğunu kaybetse de ittifak sayesinde yasama desteğinde herhangi bir sorun yaşamıyor. Yeni siyasal sistemin kurumsallaşmasına yönelik adımlar aksamadan atılabiliyor. Yürütmede, yönetimde istikrarı etkileyecek olumsuz bir durum ortaya çıkmıyor. AK Parti ve MHP’nin Türkiye’nin bekasına yönelik ortak kaygılarıyla şekillenen Cumhur İttifakı birlikteliği seçimlerde iş birliğini ayrıca kolaylaştırıyor.

AK Parti’nin MHP ile ittifak yapması aynı zamanda muhalefetin tek bir blok halinde iktidar karşısında konumlanmasını engelledi. Böylece iktidar bloku daha geniş bir tabana yayılan seçmen eğilimlerini uzlaştırmayı başardı. Konsolide olmuş muhalefete karşı iktidar mücadelesinde elini rahatlattı.

CHP’nin başını çektiği muhalefet kanadı ise on yedi yıllık bir dönemde on dört kez seçim kaybettiği AK Parti karşısında bir araya gelme fırsatını yakaladı. AK Parti ve Erdoğan karşıtlığı üzerinden ideolojik konumlanma ve dünya görüşü olarak birbirinden farklı partileri bir araya getiren güç birlikleri oluşturuldu. Muhalefetin ittifak stratejisinin kazanmaya değil kaybettirmeye odaklanması, kendi tabanlarında taktiksel ve stratejik birlikteliği kolaylaştırdı.

AK Parti, Yenilenme ve Hizmet Siyaseti
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu (sol3), CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile CHP (sağda) Genel Merkezinde bir araya geldi.iki lider görüşmelerinin ardından gazetecilere açıklamalarda bulundu, 4 Ocak 2018

 

Muhalefetin Yeni Taktikleri

Yeni siyasal sistemin ve ittifakların bir gereği olarak Türkiye iki partili bir sisteme doğru gitmese bile iki bloklu bir yapıya doğru evriliyor. Şu an için bu blokun bir tarafının taşıyıcılığını AK Parti üstlenmiş durumda, karşısındaki blokun taşıyıcılığını da CHP yapmaya çalışıyor. Türkiye siyasetinde geleneksel olarak seçmenin ideolojik konumlanmasına bakıldığında yüzde 70 sağ ve yüzde 30’luk bir sol seçmen bloku bulunmaktadır. Partiler arasında ittifak blokları sağ ve sol arasında oluştuğunda sol siyasetin yeni seçim sisteminde iktidar olması zordur.

CHP yönetimi bu yeni siyasi alanın şekillendirilmesinde –kendisini siyasetin merkezinden uzaklaştırma pahasına– siyasetin genetiğiyle oynuyor. CHP içinden tepkilere ve partiden istifalara rağmen bu çabalarından vazgeçmiyor. Sırf AK Parti’nin hakim parti konumunu kaybetmesini sağlamak için küçük partileri ve onların genel başkanlarını aktörleştirmeye çalışıyor. Bu yolda kendi seçmen kitlesinin bir bölümünün yeni partilere yönelmesini ve kendi oy oranlarının bir miktar düşmesini bile sorun etmiyor. Böyle bir çabayla AK Parti tabanının bir kısmının söz konusu partilere yöneleceğini varsayıyor.

Muhalefet ancak bu taktiklerle uzun dönemli olarak AK Parti’ye karşı sonuç alabileceğini düşünüyor. Kendisinin kazanması ihtimalinden daha çok AK Parti’nin azar azar oy kaybetmesiyle yeni bir iktidar alternatifinin ortaya çıkabileceğini öngörüyor. 31 Mart seçimleri için tüm muhalefet partileri AK Parti’nin oy oranını anlamlı bir şekilde düşürmek için bir kampanya yürütüyor. CHP’nin taşıyıcılığını üstlendiği muhalefetin seçim kampanyası iki temel stratejiye dayanıyor: Birincisi muhalefetin tabanını sandığa götürmek ve taktiksel oy verme davranışlarıyla mümkün olduğunca iktidar karşıtı seçmeni konsolide etmek. İkincisi de on yedi yıllık AK Parti iktidarının farklı uygulamalarından memnuniyetsizlik duyan, iktidarı bazı konularda eleştiren ya da beğenmediği bir icraatından dolayı iktidarı cezalandırmayı düşünen ama sandık önüne geldiğinde yine AK Parti’ye oy veren memnuniyetsiz seçmen kitlelerinin kopuşunu sağlamak.

Bu iki amaç etrafında günlük tartışmaları manipüle ederek, karşıtlık ve kutuplaşma siyasetine abanarak, yukarıda özetlediğim stratejileri deneyerek, kendine yakın siyasi ve toplumsal seçkinlerini bir muhalefet aygıtı olarak kullanarak seçim gündemini yönetmeye çalışıyor.

 

AK Parti’de Yenilenme

AK Parti on yedi yılda şimdiye kadar on dört seçimi kazandı. 31 Mart seçimleriyle birlikte sadece son dört yılda sekiz kez seçim yapılmış olacak. Son dört yılda yapılan seçimleri ortalamaya vurursak her bir seçim altı aylık süreye tekabül eder. AK Parti 7 Haziran 2015 ve 24 Haziran 2018 genel seçimlerinde yasama çoğunluğunu kaybeden bir sonuç elde etse de bu sonuçların iktidarını olumsuz etkilemesine izin vermedi. İlkinde erken seçime giderek, ikincisinde de seçim sonrasında MHP ile ittifakını sürdürerek bir çıkış yolu buldu.

Türkiye’de tek başına iktidarı mümkün kılacak şekilde seçimleri kazanmak zordur. Yeni siyasal sistem ve ittifaklarla birlikte seçimleri kazanmak giderek daha da zorlaştı. On yedi yıllık iktidar için bu zorluk çetin sınamaları da beraberinde getiriyor. AK Parti döneminde orta sınıflar güçlendi ve toplumun tüm kesimlerinin refahı arttı. Buna bağlı olarak seçmen eğilimleri de dönüştü. Seçmenin siyasetten ve iktidardan beklentisi farklı alanlara kaydı. Altyapı ve üstyapı başta olmak üzere ülkenin kalkınmasının artmasıyla seçmen bu alanların dışında kendisi açısından önemli gördüğü bireysel beklentilere yöneldi.

Ayrıca seçmenin siyasete yaklaşımı da değişti. Siyasetin yenilenmesine dair beklentileri arttı. Siyasetçilerin siyaset tarzı daha yakından takibe alındı. Sadece siyasete üst düzey katılım gösterenlerin değil teşkilatlarda görev alanlardan tutun siyasetçilerin çevresinde bulunan kişilere kadar geniş bir kadro seçmen tarafından dikkatle izlendi. Ayrıca seçmen açısından bir siyasetçinin yatırımcı olması ya da kendi işini iyi yapması yeterli olarak görülmedi. Buna ek olarak siyasetçinin mütevazi olması, halkın içinde yaşaması, dertleriyle ilgilenmesi ve mutluluklarını paylaşmasını da seçmen siyasetçiden bekledi.

AK Parti bugüne kadar farklı grup çıkarlarını uzlaştırarak muhalefetten daha iyi politikaları toplumun önüne koydu. Ayrıca başarılı sosyal ve ekonomik politikaları sürekli hale getirdi. İlaveten toplumun dezavantajlı kesimleri için kamu kaynaklarını bu alana yönlendirdi. Sosyal politikalar farklı alanlara genişletildi.

AK Parti ayrıca toplumsal ve siyasal alanda yaşanan dönüşüme göre kendi siyasetini güncelledi. Bunun ötesinde kendi seçmen kitlelerini de değişime hazırladı. AK Parti ayrıca kadrolarının büyük kısmını her seçim döneminde ve parti kongrelerden sonra yeniledi. Bugün için AK Parti’nin yönetim kadroları, milletvekili profili, kabine ve belediye başkanı adaylarına bakıldığında neredeyse ilk kurulduğu dönemlerdeki isimlerin büyük kısmının değiştiğini görmek mümkündür. Yani kendi iç elitleri ve siyasi seçkinlerinin dönüşümünü sağlayabildi. Karizmatik liderliğin etkisiyle, değişimi parti içi mikro iktidar kavgalarına mahal vermeden ve hizipler arası çekişmeye dönüştürmeden gerçekleştirdi.

AK Parti’nin 31 Mart seçimlerinden de başarılı çıkabilmesi için taban eğilimlerine yönelik hassasiyetini devam ettirmesi gerekmektedir. AK Parti bugün için hala muhalefetten daha iyi alternatif politikaları geliştirebilmektedir. Hizmet ve icraat siyasetinde büyük projelere imza atabilmektedir. Altyapı ve üstyapı yatırımlarıyla ilgili vizyonu da muhalefetin vaatlerinden çok daha ileridir. Ama tüm bunlara rağmen geçmişte AK Parti’ye oy vermiş seçmenin bir kısmı farklı nedenlerle eleştirilerini yükseltmektedir. AK Parti on yedi yıllık iktidar pratiklerinin farklı uygulamalarından memnuniyetsizlik duyan, iktidarı bazı konularda eleştiren ya da beğenmediği bir icraatından dolayı iktidarı cezalandırmayı düşünen ama geçmişte en az bir kez AK Parti’ye oy vermiş seçmenleri ikna etmek için çaba harcaması gerekmektedir. 31 Mart seçimleri için bu seçmen kitlelerini ikna ettiğinde seçimleri kazanmış olacaktır. Çünkü şu ana kadar zaten farklı seçimlerde yüzde 50’ye ulaşmıştır.


Etiketler »  

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "veri politikamızı" inceleyebilirsiniz. Daha fazlası