Kriter > Siyaset |

“Helalleşmek” CHP’liliğe Halel Getirmez mi?


Kılıçdaroğlu’nun CHP dışında ve CHP’nin mağduru olmuş geniş toplum çevrelerinden helallik almak için başlatmayı düşündüğü anlaşılan hamle, CHP’lilerden gelen çok sert tepkiyle yön değiştirdi. Kılıçdaroğlu gelen tepkilerle genel başkanı olduğu CHP’nin “geçmişte oluşturduğu derin yaralar” yerine, Varlık Vergisi hariç CHP’nin karşısında yer alan partilerin yaptığı hatalar için helalleşmek isteyen bir pozisyona çekilmek zorunda kaldı.

Helalleşmek CHP liliğe Halel Getirmez mi

Cumhurbaşkanlığı sisteminin yüzde 50+1 oy alma mecburiyeti, bütün siyasi partileri ama en çok da milletin çoğunluğuyla tarihi, sosyolojik ve nihayet ideolojik meseleler yaşayan siyasi partileri değişime zorluyor. Bu değişim baskısını en çok hisseden siyasi parti CHP’dir. CHP, bu değişim baskısıyla bir yandan yüzde 50+1’lik bir oy bloğuna ulaşabilmek için bir siyasi partiler ittifakı oluşturmak, diğer yandan da kendi tabanını muhafaza etmek zorunda. Bu yüzden CHP yönetimi istediği kadar değişimi göze alacak bir imkana sahip değil. CHP’nin tarihi, sosyolojik, ideolojik gelenekleri ve sicili, halkın çoğunluğunu ve diğer ittifak partilerini ikna edebilmek için değişmek zorunda ama bu değişim baskısının CHP’yi dağıtmaması için de değişim sınırlı olmak zorunda. CHP sadece bugün değil, çok partili hayata geçiş tarihinden itibaren bu iç ve dış baskı, değişmekle değişmemek arasındaki paradoksu yaşıyor.

 

Değişimin Yolu Helalleşme

Cumhurbaşkanlığı sisteminin muhalefeti bir araya gelme mecburiyetinde bırakması, CHP’nin bir denge tutturmasına yardımcı oldu, çünkü artık CHP diğer muhalefet partileri kadar değişmese de muhalefet, CHP ile beraber hareket etmek zorunda. Bu CHP’ye değişmenin yönü, boyutları ve ölçüsü konusunda ağır bir iç politik tartışma yerine; seçim amaçlı bir strateji ve halkla ilişkiler çerçevesinde bir kampanya ile dış politik tartışma ve açılım sergileme imkanı veriyor. CHP Genel Başkanı ve genel merkezi bu bağlamda seçim kampanyasını yürüten danışmanların çizdiği çerçevede bir takım kampanya hamleleri gerçekleştiriyor. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun son “helalleşme kampanyası” da bu hamlelerden biri olarak dikkat çekiyor. Kemal Kılıçdaroğlu’nun başlattığı tartışmaların CHP’nin bütün değişim iddialarına rağmen CHP sosyolojisi, ideolojisi, örgütü, parti içi muhalefetin ve partiye müzahir medyanın tepkisiyle nasıl yön değiştirdiğini görmek bakımından da “helalleşme” çıkışının dönüşümünü görmek öğretici olacaktır.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun helalleşme çağrısı şöyle başladı: “Benim liderliğini yaptığım partinin de geçmişte yarattığı derin yaralar vardır. Uzun süredir de önce bu yaraları yaratan o sistemi değiştirmekle uğraştım. Şimdi ise dışarıya dönme zamanı. Ben bu yaraların kapanması için helallik isteme, helalleşme yolculuğuna çıkıyorum.”

Kılıçdaroğlu’nun CHP dışında ve CHP’nin mağduru olmuş geniş toplum çevrelerinden helallik almak için başlatmayı düşündüğü anlaşılan hamle, CHP’lilerden gelen çok sert tepkiyle yön değiştirdi. Kılıçdaroğlu gelen tepkilerle genel başkanı olduğu CHP’nin “geçmişte oluşturduğu derin yaralar” yerine, Varlık Vergisi hariç CHP’nin karşısında yer alan partilerin yaptığı hatalar için helalleşmek isteyen bir pozisyona çekilmek zorunda kaldı. Kılıçdaroğlu’nun listesi, helalleşme açıklamasının CHP sosyolojisi ve ideolojisinin baskısıyla nasıl değiştiğini çok net bir şekilde gösteriyor: "28 Şubatçıların açtığı yaraları kapatıp, helalleşeceğiz. İkna odalarına sokulan başı kapalı kızlarımızla helalleşeceğiz. Roboski ile helalleşeceğiz. Bakın hukuk başka, helalleşme başka. Bu insanlara devlet tazminat ödeyecek. Ama bir taraftan da helalleşeceğiz. Sivas, Kahramanmaraş mağdurları ile helalleşeceğiz. Diyarbakır hapishanesi mahkumları ile helalleşeceğiz. Varlık vergileri altında inim inim inlemiş azınlıklar, 6-7 Eylül olaylarının mağdurları ile helalleşeceğiz. Mahkemelerde süründürülen askerlerimiz ve aileleri ile helalleşeceğiz. Bugün Londra'ya göç etmiş en parlak genç beyinlerimiz ile helalleşeceğiz. Ali İsmail Korkmaz'ın ailesi ile helalleşeceğiz. Soma ile helalleşeceğiz. Darbeciler tarafından bir sağdan, bir soldan gencecik çocuklarımız asıldı bu ülkede. Bir sağdan, bir soldan o insanlarımızla helalleşeceğiz. 9 yaşındaki oğlu Oğuz Arda Sel'i kaybeden ve mahkemelerde süründürülen Mısra Öz ile helalleşeceğiz. Ahmet Kaya ile helalleşeceğiz."

Kılıçdaroğlu daha sonraki açıklamalarında, CHP sosyolojisinden ve ideolojisinden kaynaklanan sert tepkilerin devam etmesi yüzünden liderliğini yaptığı “partinin de geçmişte meydana getirdiği derin yaralar”ı tamamen unutarak, esas itibarıyla karşı tarafı suçlayan bir noktaya savrulacaktır: “Çağrımın amacı toplumdaki fay hatlarını ortadan kaldırmaktır. Çünkü bu fay hatları üzerinden oy devşirmeye çalışıyorlar. Türk, Kürt, Alevi, Sünni fay hatları üzerinde siyaset yapıyorlar. Sorunları çözmek yerine daha da derinleştiriyorlar ve bunun üzerinden oy almayı hedefliyorlar. Fay hatları üzerinde siyaset yapıyorlar. Bunu yaparken de toplumu kutuplaştırıyorlar, yaraları kanatıyorlar, kanırtıyorlar. Gerginliklerden, kutuplaşmalardan çoğunluk desteği sağlayıp iktidarda kalmaya çalışıyorlar. Bu siyaset tarzı ortadan kalkmalı. Bu amaçla fay hatlarını ortadan kaldırmak istiyorum. Çocuklarımıza, gelecek nesillere; kucaklaşmış, toplumsal barışı sağlamış, geçmişini kurcalayan değil geleceğini planlayan bir ülke bırakmak istiyorum.”

Kılıçdaroğlu helalleşme çağrısının yönünün değişmesiyle yetinmeyerek, tartışmaları başlatan kendi sözlerini de şöyle değiştirecektir: “Ben bu çağrıyı yaparken bir iktidar tanımı yapmadım. Sadece bizim iktidarımızdan da söz etmedim. Bizden sonra gelecek yüz iktidardan söz ettim. Benim çağrım iktidar-muhalefet ayrımı yapmıyor. Toplumsal bir çağrıdır. Hatalarla yüzleşmek ve asıl olarak kucaklaşmış şekilde geleceğe bakmak çağrısıdır. Bakın, helalleşmek, geçmişte olan acıları ortadan kaldırmaz ama geleceği inşa etmemizi sağlar. Bu ülkenin büyük yaraları var, bu yaraları sarmalıyız ki bundan sonra hiç kimse kanatmaya cesaret dahi edemesin.”

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında “helalleşme” listesini açıkladı. (Evrim Aydın/AA)

 

Betonlaşmış Kültür

Bizzat Kemal Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarının CHP tarihi, sosyolojisi, ideolojisi, örgütü, parti içi muhalefeti, partiden ayrılanların muhalefeti ve nihayet CHP medyasının parti komiserliğinin sonucunda nasıl değişmek zorunda kaldığı açıkça görülüyor. Kılıçdaroğlu, 10 yıldır partimi değiştirdim ve artık partim değişmeye hazır diyerek yaptığı “helalleşme” çağrısında, partisinin baskısıyla geri adım atmak ve ricat etmek zorunda kalmıştır.

Bu geri adımı, Kılıçdaroğlu’nun sözünde durmaması veya takiye anlayışıyla izah etmek yeterli olmayacaktır. Bu açıkça CHP’nin Kılıçdaroğlu hizbinin değişim çizgisine direnişidir. Kılıçdaroğlu CHP’nin bütün yönetim, delege, örgütüne hakim olduğu halde CHP’yi arzu ettikleri istikamette değiştirememekte, dönüştürememektedir. Prof. Dr. Anıl Çeçen başka bir vesileyle “Cumhuriyetin betonlaşmış kültürü”nden bahsetmiş ve bunun değiştirilemeyeceğini övünerek söylemişti. Kültürün betonla beraber zikredilmesi ne ölçüde doğrudur bilemiyorum ancak söz konusu CHP kültürü ve CHP kimliği olunca, betonlaşmış bir kültür ve parti kimliğiyle karşı karşıya olduğumuz büyük bir ihtimalle doğrudur. Bu bakımdan her değişim hamlesinin bu betonlaşmış kültür ve kimlikle çarpışarak ezildiği görülüyor.

CHP’nin genel başkanı değişebilir, ilçe, il örgütleri, genel merkezi, kurultay delegeleri, parti grubu değişebilir ama CHP’nin siyasi kültürü ve parti kimliği betonlaşmış bir şekilde kendini muhafaza etmeye devam etmektedir. Kılıçdaroğlu’na göre çok daha büyük bir değişim dalgası, tartışması, ideolojisi, kadrosu ve karizması olan Bülent Ecevit’in, nihai olarak olağanüstü bir mücadeleden sonra CHP’yi değiştiremediği için CHP’den ayrıldığı unutulmamalıdır. Kendisine CHP Genel Başkanlığı vaat edilmesine rağmen, Ecevit 12 Eylül’den sonra CHP’ye dönmemiş ve sıfırdan Demokratik Sol Parti macerasına girmeyi göze almıştır.

Kılıçdaroğlu’nun son “helalleşme” çağrısının CHP tabanı ve elitlerinin beton duvarına çarparak başarısız olması, CHP’nin değişim sınırlarını bir kere daha göstermiştir. CHP’nin tarihi, sosyolojisi ve ideolojisiyle hesaplaşmayı bir yana bırakın, bunları değiştirmek dahi mümkün değildir. Bunlar değişmemek şartıyla CHP’de genel başkandan üyelere her şey değişebilir. CHP değiştiğini ancak bu sınırlara riayet ederek ifade edebilir. CHP kendi içinde değil, kendi dışında değişebilir. İçeriye yönelik her değişim talebi, tartışması başarısız olmaya mahkumdur. CHP, bu tür her talebi genel başkandan, genel merkezden, örgütten gelse dahi kusup atmaktadır. Bu bakımdan Kılıçdaroğlu’nun bundan sonraki hamlelerinin parti dışında olması kuvvetle muhtemeldir.

CHP’nin bu betonlaşmış kültürü ve siyasi kimliği, Kılıçdaroğlu’nun işini zorlaştıracak ve CHP’nin güvenilirliğine, ikna ediciliğine zarar verecektir. Bu CHP’nin ittifak içerisindeki gücünü de azaltacaktır. Öte yandan CHP’nin derin yaralar açtığı toplumun geniş kesimlerinde ise CHP’ye karşı korku, kaygı ve endişeyi de pekiştirecektir. CHP, genel başkanlarının aksine söylemlerine rağmen tarihi, sosyolojisi, ideolojisi, betonlaşmış kültürü ve siyasi kimliğiyle hala korkulan bir partidir.

 


Etiketler »  

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "veri politikamızı" inceleyebilirsiniz. Daha fazlası