SETA Vakfı yayınlarından çıkan ve 2024 yılı içerisinde Uluslararası İlişkiler ve Dış Politika alanında yayınlanmış eserler arasında ses getiren Türkiye’s Foreign Policy, alan yazınına katkı sağlamasının yanında yazar kadrosuyla da dikkati çekiyor. Türk dış politikasının yapım sürecindeki en üst isim olan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın makalesi başta olmak üzere birçok uzman, akademisyen ve araştırmacı, bu kapsamlı eserin içeriğine çalışmalarıyla katkı sağlıyor. Toplam 11 bölüm ve 234 sayfa boyunca Türk dış politikasının tarihi seyrini çeşitli açılardan mercek altına alarak inceleyen eser, dış politikamızdaki stratejik dönüşümü de gözler önüne seriyor. Eserdeki her bir bölüm ya bölge/ülke bazında Türkiye’nin dış politikasını değerlendiriyor ya da tarihsel ve stratejik açılardan Türk dış politikasının bir serencamını sunuyor.
Türkiye’s Foreign Policy: A Century Of Strategic Transformation başlığıyla Muhittin Ataman ve Murat Yeşiltaş editörlüğünde hazırlanan eser, Türk dış politikası hakkında bilgi edinmek isteyen uluslararası boyutta bir okuyucu kitlesine hitap ediyor. Eserin “Giriş/Introduction” kısmında, eserin genel bir çerçevesini çizip kitaptaki bölümlerle ilgili özet bilgiler veren editörler, çalışmanın bir bütün olarak erken Cumhuriyet döneminden “Türkiye Yüzyılı” olarak adlandırılan günümüze kadar olan dönemdeki dış politika dönüşümlerine ve stratejik kırılma noktalarına dikkat çekmeye çalıştığının da altını çiziyorlar. Gerçekten de eserdeki bölüm başlıklarına kısaca göz attığımızda geçmişten günümüze Türk dış politikasını anlamlandırmak ve uluslararası sistemde konumlandırabilmek için analitik bir çerçeve sunmaya gayret edildiğini görmekteyiz. Üstelik bu çerçevenin içerisine, dış politika ve uluslararası ilişkilere yönelik tarihsel, teorik ve kavramsal unsurların da dahil edilmesi, eserdeki bölümlerin nitelikli ve bilimsel bir analiz olarak ortaya çıkmasına imkan sağlıyor. Giriş bölümünün ardından yukarıda da belirttiğimiz üzere Hakan Fidan’ın kaleme aldığı “Turkish Foreign Policy At The Turn Of The ‘Century of The Türkiye’: Challenges, Vision, Objectives And Transformation” başlıklı birinci bölümde, Türk dış politikasının 100 yıllık bir muhasebesinin yanında “Türkiye Yüzyılına” yönelik güçlü, kararlı ve vizyoner bir dış politika vurgusu yapıldığını görüyoruz. Bakan Fidan, eserin bu ilk bölümünde, birçok güvenlik problemiyle boğuşan günümüz uluslararası sisteminin karmaşık yapısından ileri gelen krizler karşısında Türk dış politikasının, kapsamlı bir anlayışla ve etrafındaki ülke ve bölgelerle geliştirdiği komşuluk ilişkileri içerisinde kendi ulusal çıkarlarını da koruyarak nasıl bölgesel ve küresel düzeyde sürdürülebilir bir barış ve kalkınma inşa ettiğini anlatıyor.
Eserin ikinci bölümünü oluşturan “The Century of Türkiye: A New Foreign Policy Vision For Building The Türkiye Axis” başlıklı çalışmasında Muhittin Ataman, Türk dış politikasının stratejik özerkliğine imkan veren güçlü bir ekonomi, iç siyasetteki kurumlar arası koordinasyon gibi unsurları ele alıp tartıştıktan sonra, global ölçekte dış politikada daha otonom hareket etmeyi kolaylaştıran Türk ve Müslüman dünyası ile ilişkilerin geliştirilmesi, uluslararası örgüt ve kurumlar nezdinde etkin rol alınması gibi değişkenleri açıklıyor. Hasan Yükselen, “The Century of Türkiye As A Strategic Discourse” başlığı altında yazıya döktüğü eserin üçüncü kısmında, “Türkiye Yüzyılı” kavramına söylem analizi kapsamında yaklaşarak Cumhuriyetin ikinci/yeni yüzyılında Türk dış politikasında yeni bir stratejinin oluşturulmasını zorunlu kılan dinamikleri açıklamaya çalışıyor.
Kemal İnat ve Filiz Cicioğlu, birlikte kaleme aldıkları “A Century Of Türkiye-Europe Relations: Europe’s Diminishing Role” isimli makalede, hem Türkiye-Avrupa ilişkilerindeki temel belirleyicileri (güvenlik, ekonomi vb.) tartışıyor hem de tarihsel bir perspektifle Türkiye’nin AB’ye üyelik yolculuğunu da içerecek şekilde yaşlı kıta ile vazgeçilmez stratejik aktör Türkiye arasındaki ilişkilerin unutulmaz köşe taşlarını açıklayarak gayet kapsamlı bir analiz sunuyor. Aylin Ünver Noi, “Türkiye Yüzyılına” adım atarken toplam altı döneme ayırdığı transatlantik ilişkilerin kronolojik ve eklektik bir analizini sunan çalışmasını “Türkiye’s Transatlantic Relations In Its Centenary” başlığı ile ele alıyor. Kitabın beşinci bölümünü oluşturan bu makale, Türkiye ile ABD arasındaki ilişkilere dair zengin bir içerikle okuyucuya hitap ediyor. Bölge/ülke bazlı analizlerin bir diğerini oluşturan ve Mehmet Çağatay Güler’in hazırladığı çalışma, Türkiye-Rusya ilişkilerinin 100 yıllık bir değerlendirmesini oluşturuyor. 1923’ten bu yana Sovyet ve Post-Sovyet sonrası dönemde, Türkiye-Rusya ilişkilerinin nabzını tutan önemli gelişmeleri not ederek ilişkilerdeki değişim ve süreklilik arz eden dinamiklere açıklık getiren Güler’in çalışması, Türkiye-Rusya ilişkilerini tanımlayıcı bir özdeyiş niteliğinde manidar bir başlığa sahip: “Neither With You Nor Without You: 100 Years of Turkiye-Russia Relations”
Yukarıda ifade ettiğimiz üzere eser; bölgesel dış politikanın yanında Türk dış politikasına bütüncül yaklaşımları da içeren akademik açıdan zengin bölümlere sahip. Nitekim Ali Bakır’ın “Post-Ottoman Legacy In The Middle East: A Compendium of 100 Years Of Turkish Foreign Policy” adlı çalışması bu durumun bir örneğini teşkil ediyor. Bakır, eserdeki yedinci bölümde, bir bütün olarak Türkiye’nin Ortadoğu politikasını masaya yatırıyor ve ağırlık son 20 yılda (“The Rise of The AK Party”) olmak üzere tarihsel bir yaklaşımla Türkiye’nin Ortadoğu politikasına yön veren dinamikleri inceliyor. Mehmet Uğur Ekinci, Cumhuriyetin 100. yaşında Balkan politikamızın tarihsel süreç içerisindeki süreklilik ve değişimlerini “100 Years of Türkiye’s Balkan Policy” başlığı altında irdelerken, Tunç Demirtaş bir bütün olarak Afrika kıtası ile olan ilişkileri, yine tarihsel bir yaklaşımla ama ağırlıklı olarak Soğuk Savaş sonrası dönemde ilişkilerin ekonomik, güvenlik, askeri, kültürel iş birliği ve insani yardım boyutlarını öne çıkaran bir perspektifle ve “A Hundred-Year Transformation of Türkiye-Africa Ties” başlığı altında inceliyor.
Eserdeki onuncu bölümde Gürol Baba, Türkiye’nin Asya-Pasifik bölgesine yönelik politikasını dört temel sütundan oluşan bir ilişki ağı olarak değerlendiriyor ve yeni yüzyılda Asya-Pasifik bölgesinin uluslararası sistemde öne çıkan özelliğinin altını çizerek Türkiye’nin dört ayaklı (1. politik-stratejik, 2. ekonomik, 3. kültürel, 4. kurumsal/organizasyonel) Asya-Pasifik stratejisi hakkında okuyucuyu bilgilendiriyor. “Türkiye’s Relations With Asia-Pacific: Four Main Pillars” başlıklı bu çalışmanın hemen ardından eserdeki son bölümde Serkan Balkan ve Murat Yeşiltaş, Türkiye’nin deniz jeopolitiğine dair kapsayıcı bir çalışmayı kaleme almışlar. “From Geopolitical Anxiety To Assertive Stance: The Historical Construciton And Transformation Of Turkish Naval Strategy” başlığına sahip çalışmada, Balkan ve Yeşiltaş, tarihsel perspektifin yanı sıra jeostratejik ve jeopolitik açılardan açıklayıcı özelliği öne çıkan ve görsel, tablo, harita ve grafiklerle zenginleştirilen makaleleriyle Türkiye’nin “Mavi Vatan Doktrini” olarak isimlendirilen denizlere yönelik stratejisinin tarihsel dönüşümünü gözler önüne seriyor.
Türk dış politikasının 100 yıllık bir geçmişe sahip ancak jeopolitik ve jeostratejik dinamiklerinden de bağımsız olmayan serüvenini, tarihsel arka planın yanında bölgesel bağlamda ele alan ve kıta, ülke ve bölge bazlı farklı coğrafyalarla ilişkilerdeki süreklilik ve değişim arz eden unsurlarla beraber açıklayan Türkiye’s Foreign Policy, dış politikadaki önceliklere/ulusal önceliklere ve stratejilere vurgu yapıyor. Çalışma, Cumhuriyetimizin 100. yaşında “Türkiye Yüzyılı” şafağında dış politika alanında uluslararası literatüre katkı sunacak şekilde kaleme alınmış bir eser olarak öne çıkıyor ve okuyucuya zengin akademik profiliyle nitelikli bir kaynak olarak ulaşıyor.