Kriter > Dosya > Dosya / Tarım |

Orman, Endüstri, Devlet ve Endüstriyel Ormancılık


Dünyadaki güncel gidişata bağlı olarak kontrollü bir şekilde hızla endüstriyel ve/veya özel ormancılık sistemine geçilmesi kaçınılmaz görünüyor. Dünyada genelde yüzde 20 civarında endüstriyel ormancılık varken, ormana bağlı sektörlerde rekabet ettiğimiz Akdeniz’e kıyısı olan Avrupa ülkelerinin bazılarında ormanların yüzde 60’a yakını özel firmalar tarafından işletiliyor.

Orman Endüstri Devlet ve Endüstriyel Ormancılık
(Mehmet Kaman/AA)

Artan insan nüfusuna bağlı olarak neredeyse tüm diğer canlı türlerinde azalma ve yok oluş önlenemez şekilde yaşanırken, insanın yaşam konforunu sağlaması için son derece çeşitlenen mal ve hizmetleri üretmek için de tüm kaynaklar üzerinde ciddi bir baskı meydana geliyor ve yine de talepler karşılanamıyor. Öyle ki artık suyu paketli tükettiğimiz gibi, yakında temiz havayı da farklı aromatik kokularla muhtemelen raflarda ürün olarak görecek gibiyiz. Bu noktada belki de en büyük tahribat ve dönüşümü yaşayanlar çok zengin canlı türlerini içinde barındıran orman ekosistemleridir.

En bilinen ifade ile gezegenimizin solunum yapmasını sağlayan, kirli havayı temizleyen ve oksijen üreten akciğerlerimiz, her yıl birçok farklı nedenlerle ve önlenemez bir şekilde azalıyor, dönüşümsüz olarak ne yazık ki yok oluyor. Dünyada 4,128 milyar hektar ormanın geçen 25 yıl içinde 3,999 milyar hektara indiği raporlandı. 2015 itibari ile dünya kara alanının yüzde 30,6’sının ormanlar ile kaplı olduğu, bunun yüzde 93’ünün doğal orman olduğu ve 2010-2015 arasında çoğunluğu Güney Amerika ve Afrika kıtasında olmak üzere her yıl ortalama 3,3 milyon hektar ormanın yok olduğu raporlara yansıdı. Diğer taraftan dünya genelinde yapılan toplam ağaçlandırılmış alanlar ise sadece 105 milyon hektara ulaştı.

İnsanın aslında avcı toplayıcı yapıdan yerleşik düzene geçmesi, tarım ve hayvancılığa başlaması ve şehirler kurması sonucu nüfusun çok daha hızlı arttığı, diğer canlı türlerine daha baskın geldiği ve kaynakların daha hızlı tükenmeye başladığı ifade edilir. Evliya Çelebi, Seyahatnamesi’nde bir maymunun veya sincabın hiç yere inmeden daldan dala atlayarak batıdan doğuya veya kuzeyden güneye Anadolu’yu geçebileceğini abartılı bir şekilde anlatır. Ankara Savaşı’nda Timur’un fillerini ormanda sakladığı söylenir. Anadolu Parsının yaşadığı hesaba katılır ve dendrokronolojik çalışmalara bakılırsa, gerçekten zamanında ülkemizin çok daha zengin bir orman ve canlı varlığına sahip olduğu söylenebilir.

 

Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Ormanlarımız

İlk çağlarda ve Osmanlı Devleti zamanında daha çok yakacak odun ve yapacak kereste elde etmek ve avcılık için serbest ve düzensiz kullanılan ormanlar, tarım ve hayvancılığa başlanması ile daha fazla tahrip edilmiştir. Osmanlı’da Tanzimat Dönemine kadar devlet daha çok tersane, tophane ve sarayın yapacak ve yakacak odun ihtiyacını karşılamak amacıyla ormanları kullanmıştır. Mali kriz içinde olan devlet hazinesine bir gelir sağlanması ve ormanların daha planlı kullanımı amacıyla Tanzimat Fermanı ile 1839’da merkezi İstanbul’da bulunan bir Orman Müdürlüğü kurulmuş ve ülkenin bazı bölgelerine de Orman Müdürleri atanmıştır. Ormanların modern tekniklere göre yönetilmesi, geliştirilmesi ve ekonomik değerlere dönüştürülmesi amacıyla farklı seviyelerde eğitim veren okullar açılmış, ormancılıkla ilgili merkez ve taşra teşkilat yapıları kurulmuştur.

Genç Türkiye Cumhuriyeti’nde 1937’de 3116 sayılı Orman Kanunu çıkarılarak, ulusal ekonominin önemli bir kaynağı olan ormanların tümünün devlet eliyle planlı şekilde korunması, genişletilmesi ve işletilmesi öngörülmüştür. 1956’da ise halen yürürlükte olan 6831 sayılı Orman Kanunu çıkarılmıştır.

Ormancılık alanındaki eğitim konusunda 1857-1880’de kurulan Orman Okulunu görüyoruz. Ortaokuldan sonra gidilen ve 2-4 yıl Fransızca eğitim verilen okuldan “Rütbei Rabia” ile mezun olan gençler, orman teşkilat yapısında istihdam edilmekteydiler. Genç Cumhuriyette ise 1948’de İstanbul Üniversitesine bağlı Orman Fakültesi açılmış, Orman Mühendisliği Bölümü ile 4 yıllık eğitim vermeye başlamıştır. Fakültede Orman Endüstri Mühendisliği ve Peyzaj Mimarlığı bölümleri ise 1980’de kurulmuştur. 1972’de ise Karadeniz Teknik Üniversitesinde Orman Mühendisliği ve Orman Endüstri Mühendisliği Bölümleri bulunan Orman Fakültesi açılmıştır. Günümüzde ülkemizde toplam 12 adet Orman Fakültesi bulunmakta olup, orman ve orman endüstri mühendisleri yetiştirilmektedir.

Kocaeli'deki sahil çamı ormanları
Kimya endüstrisinde oldukça talep gören doğal bir ürün olan reçine, Kocaeli'deki sahil çamı ormanlarının değerini arttırıyor. Ormandaki 66 bin 907 ağaçtan her yıl tonlarca reçine elde ediliyor. (Şahin Oktay/AA, 2 Eylül 2021)

 

Türkiye Ormanlarının Yüzde 50’si Verimli

Ülkemizin toplam yüzeyinin yüzde 27.2’sini oluşturan ve genelde sahil bölgelerinde yoğunlaşan 21 milyon 189 bin hektar ormanımız bulunuyor. Yüzde 99.9’u devlet mülkiyetinde olan bu alanın ne yazık ki sadece yüzde 50’lik kısmı verimli orman vasfında olup, bu rakamın yüzde 75’lere çıkarılmasına çalışılıyor. Ormanlarımızın yüzde 60’ı iğne yapraklı (ibreli) ağaçlardan (kızılçam, karaçam, ladin vb.), yüzde 40’ı ise geniş yapraklı (meşe, kayın, gürgen vb.) ağaçlardan oluşuyor.

Dünya ormanlarının yüzde 31’lik kısmı hammadde üretimi amacıyla işletilirken, yüzde 31’lik ormanlık saha toprak koruma ve su üretimi amacıyla korunuyor. Yüzde 13’lük ormanlık alan ise biyolojik çeşitliliğin korunması amacıyla yönetiliyor. Dünya ormanlarının yüzde 96’sı sürdürülebilir orman yönetimini destekleyen mevzuata göre işletilmekte olup, yüzde 83’ü ulusal orman değerlendirme metotlarına göre raporlanmakta ve yaklaşık yarısı orman amenajman planlarına göre yönetilmektedir. 2014 itibariyle orman sertifikasyonu (PEFC, FSC) altında yer alan orman alanı 438 milyon hektardır.

Ülkemizde ise 10 milyon hektar ormanlık saha, ekonomik fonksiyon için işletilirken, 10 milyonluk alanda ekolojik amaçlı planlamalar uygulanmakta, geri kalan sahalarda ise sosyal amaçlı işlevler öne çıkmaktadır. Ormanların fonksiyonlarını ve alanlarını belirlemek, sürdürülebilir orman yönetimi ve ormana dayalı endüstrilerin rekabet avantajı sağlamaları açısından son derece önemlidir. Ancak bazı alanlarda ormanların hangi fonksiyonlarının öne çıktığını belirlemek kolay olmuyor. Genel olarak önceleri sadece odun ve kereste üretimi yani ekonomik fonksiyonu öne çıkan ormanlar artık ekolojik ve sosyal fonksiyonları açısından değerlendiriliyor. Ancak ormanların sayısız faydası listelenebilmesine rağmen, ekonomik olarak ölçülmesi son derece zor olan çok farklı işlevlerinin olduğunu da unutmamak gerekir.

ŞEKİL 1. ÜLKEMİZ ORMANLARININ FONKSİYONEL KULLANIMI KONUSUNDA TOPLUMDAKİ DÜŞÜNCE DEĞİŞİMİ

İnsanların ormanlara bakış açılarında zamanla ciddi değişimler olduğu bilinmekte, özellikle odun ve kereste üretim amacıyla ormanların yetiştirilmesi ve kullanılmasına daha soğuk bakılmaktadır. Ancak ormana bağlı çok sayıda endüstri kolu faaliyet göstermekte, istihdam oluşturmakta, ürün/hizmet üretmekte, ihracat ve ithalat yapmaktadır ve bu iş kollarının sürdürülebilir şekilde hayatta kalması, ulusal ve global pazarlarda rekabet edebilmeleri için, sağlıklı, sürdürülebilir ve ekonomik bir hammadde tedarik sisteminin çalışması gerekmektedir.

Bu noktada orman endüstri kollarının tamamı yurt içinden hammadde tedariki yapmak için devlet ile çalışmak zorundadırlar, zira ülkemiz ormanlarının yüzde 99.9’u devlet mülkiyetinde yönetilmektedir. Orman Genel Müdürlüğü ile Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü ülkemizin en köklü ve eski kurumlardan olup, ormanların korunması, bakımı, yetiştirilmesi, toplum ve doğa yararına yönetilmesi ve işletilmesi konularında son derece derin tecrübeye sahiptir. Teşkilat, ormanlık alanların genişletilmesi ve orman yangınları ile mücadelede çok başarılı olmasına, dünyadaki birçok ülkeye eğitim vermesine rağmen, ne yazık ki sağlıksız ve/veya kasıtlı bilgi kirlilikleri ile dönem dönem yıpratılmaya çalışılmaktadır. Kendini dünya normlarına göre sürekli yenileyen ve geliştiren orman teşkilatı, ormana bağlı endüstri kollarına sağlıklı ve sürdürülebilir hammadde üretimine çalışırken, ormanların diğer fonksiyonlarının da işlevselliğini kuvvetlendirmektedir.

Ülkemizde ormana hammadde konusunda doğrudan bağımlı olarak tomruk, kereste, mobilya, levha (yonga, lif, tabakalı vb.) ve kağıt hamuru endüstrileri sıralanabilir. Ancak odun dışı orman ürünleri veya orman tali ürünleri olarak isimlendirilen reçine, defne, ıhlamur, kestane, mantarlar, meyveler, tıbbi ve aromatik çok sayıda bitkilerden oluşan ve büyük ekonomik değere sahip ürünlerden oluşan bir liste de mevcuttur.

Nüfusu artan, sanayisi, teknolojisi, üretim kapasitesi güçlenen ve uluslararası pazarlarda rekabet eden bir ülke olarak, orman endüstrisinin hammadde konusunda rahatlayabilmesi için öncelikle ülkemizdeki ormanların hammadde konusunda işletilmesinin sektör bazlı ve koordinasyon içerisinde yapılması önem arz etmektedir. 2021’de bir önceki yıla oranla yüzde 32,8 artışla 225 milyar 291 milyon dolar olan toplam ihracat rakamımız içerisinde mobilya, kağıt ve orman ürünleri sektörünün payı yüzde 3,4 seviyesine çıkmıştır. Sadece mobilya sektöründe yüzde 25’lik bir artışla 4,3 milyar dolar ihracat gerçekleştirilmiştir. Özellikle pandemi döneminde internet üzerinden artan satışlara bağlı olarak ambalaj sınıfı ve hijyen gurubu kağıt üretiminde çok yüksek talep artışları meydana gelmiş, hammadde konusunda ciddi sıkıntılar yaşanmıştır.

Mesire Yerleri ve Şehir Ormanları, İNFO

Özellikle levha (yonga, lif, MDF vb.) sektöründe ülkemiz Avrupa’da en büyük 4. üretici durumundadır. Ülkemizin bayrağını global pazarlarda dalgalandıran gurur kaynağımız firmalarımızın yonga ve yongalık odun ihtiyacının ülkemiz ormanlarından ekonomik rakamlarla, yüksek kalitede ve sürdürülebilir şekilde karşılanması son derece önemlidir. Odun bazlı levha üreten firmalarımızın 10 bin mil uzaktan yonga almak zorunda kalmaları ve/veya yeterli hammadde bulunan başka coğrafyalara, ülkelere tesis kurmaları konusunu dikkatle değerlendirmek gerekir.

Aynı şekilde geçmişte ülkemizde çalışan entegre kağıt hamuru ve kağıt fabrikalarının kalmadığı, günümüzde selüloz hamurunun yurt dışından alındığı konusunu da detaylı değerlendirmekte fayda vardır. Yonga levha ve entegre kağıt fabrikaları ağır sanayi yatırımlarına girmekte olup, bu tip tesislerin varlığını devam ettirebilmesi için uzun süreli sağlıklı planlar yapılması ve kesinlikle devletin koruyucu desteğinin olması, hayati öneme sahiptir. Aynı noktadan hareketle mobilya ve kereste endüstrisinin de ağaç hammaddesini ekonomik ve güvenli temin edebilmesi üretim maliyetleri ve rekabet konusunda en kritik konu olarak karşımıza çıkıyor. Reçine başta olmak üzere tüm odun dışı orman ürünlerinin yüksek miktarlarda, kaliteli, sürdürülebilir ve rekabet edebilir seviyede üretilebilmesi ve ekonomik değere dönüştürülmesinde devletin ilgili mevzuat ve uygulamalarının teşvik edici, destekleyici ve kolaylaştırıcı olması son derece önemlidir. Bununla beraber dünya üretiminin yüzde 60’ının ülkemizden karşılandığı Türk Defnesi konusunda coğrafi işaret alınmasının da henüz yeni gerçekleşmiş olması, bu konularda yolun başında olduğumuzu gösteriyor.

 

Endüstriyel Özel Ormancılık Sistemine Doğru….

Dünyadaki güncel gidişata ve çok sayıda faktöre bağlı olarak kontrollü bir şekilde hızla endüstriyel ve/veya özel ormancılık sistemine geçilmesi kaçınılmaz görünüyor. Dünyada genelde yüzde 20 civarında endüstriyel ormancılık varken, ormana bağlı sektörlerde rekabet ettiğimiz Akdeniz’e kıyısı olan Avrupa ülkelerinin bazılarında ormanların yüzde 60’a yakın kısmı özel firmalar tarafından işletiliyor. Bu noktada elbette çok sağlıklı planlama ve çok iyi bir denetleme mekanizması hayati öneme sahiptir. Orman teşkilatının genelde mesleğe aşırı bağlılık, saygı ve ormanı çok sevmelerinden kaynaklanan doğal refleksle aşırı korumacı davranabildiği, devlet mülkiyeti ve işletmesinin devam etmesi konusunda aşırı katı olabildiği ifade edilmektedir. Enerjide dışa bağımlı bir ülke olarak orman endüstri firmalarında da maliyet kalemlerinde enerji giderleri büyük paya sahiptir. Enerji kalemine ek olarak yüksek maliyetli hammadde kalemleri sektörleri kaçınılmaz darboğazlara sürüklemekte, uluslararası pazarlara çıkılmasını imkansız hale getirmektedir. Günümüzde ülkelerin şehirleri, sayısız mal ve hizmet üreten firmaları ile bir anlamda dünyada savaştığı düşünülürse, orman endüstri sektörlerinin de stratejik olarak devlet tarafından desteklenmesi önem arz etmektedir.

Ormanların modern işletilmesi, makineleşme, endüstriyel plantasyon ve sektör bazlı fonksiyonel yönetimler konusunda güzel çalışmalar olmasına rağmen, konu hakkında daha derin, geniş ve hızlı hareket edilmesine ihtiyaç duyulmaktadır.

 


Etiketler »  

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "veri politikamızı" inceleyebilirsiniz. Daha fazlası