Kriter > Dosya > Dosya / Partilerin Karnesi |

Seçmenin Mesajı: Hem İstikrar Hem De İkaz


Başta büyükşehirler olmak üzere bazı belediyelerin kaybedilmesi AK Parti seçmeninin rahatsızlıklarını ifade etmek adına bulduğu bir tercih olarak kabul edilmeli ve bu yönde değerlendirilmelidir.

Seçmenin Mesajı Hem İstikrar Hem De İkaz

31 Mart yerel seçimleri masa başında dizayn edilse dahi başarılması çok zor bir dengenin ortaya çıkmasıyla sonuçlandı. Türk halkı demokrasiye ve seçimlere olan inancını tekrar ortaya koyarak ve kimi çevrelerce küçümsenen ferasetiyle oldukça net ve basit ancak aynı derecede hassas ve ince bir denge oluşturarak partilere mesajını vermiş oldu.

Seçmen ikaz ve istikrar mesajını aynı seçimde vermeyi başararak kriz siyasetine geçit vermedi. Bazı belediyeler üzerinden AK Parti’ye memnuniyetsiz olduğu alanlarda somut adımlar atılması yönünde mesajlarını iletti. Ancak bu ikazı yaparken de muhalefet tarafından “referandum”, “hesaplaşma”, “rövanş” ve hatta “Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminden parlamenter sisteme dönüş” ve erken seçim gibi açık ya da kapalı şekilde dile getirilen kriz senaryolarının önüne set koymayı da ihmal etmedi ve muhalefeti de uyarmış oldu. Böylelikle Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, Cumhur İttifakı’na ve AK Parti’ye 24 Haziran’da vermiş olduğu güçlü desteğin arkasında durarak istikrardan yana net bir tavır aldı.

AK Parti’nin Rakamları

31 Mart’ın kesin olmayan sonuçlarına göre AK Parti –her ne kadar başta İstanbul olmak üzere bazı seçim yerlerindeki itiraz süreçleri devam etse de– şu an için 15 büyükşehir ve 24 il belediyesi kazanmış durumda. Ayrıca 738 ilçe ve belde ile toplam bin 440 belediyenin 777’si, oran olarak da yüzde 54’ü AK Parti tarafından kazanıldı. Bu rakamlar 2014 seçimlerinde 18 büyükşehir, 30 il, 752 ilçe ve belde ile toplam bin 351 belediyenin 800’ü şeklindeydi. Oran olarak ise AK Parti’nin kazandığı belediyeler 2014’te yüzde 59’a tekabül etmekteydi.

Öte yandan AK Parti 2014’te kazandığı 3 büyükşehir ve 12 il belediyesini bu seçimlerde kaybederken 6 yeni il belediyesi kazandı. Kaybedilen belediyelerden 3 büyükşehir ve 6 il belediyesi CHP’ye geçerken diğer 6 il belediyesini de MHP elde etti. Tersi istikamette ise AK Parti; HDP’den 3, CHP’den 2 ve MHP’den 1 il kazandı.

Bunlara ek olarak rakamlar AK Parti’nin kendisini diğer partilerden ayıran ve kendine has bir özelliği olan “Türkiye partisi” kimliğini sürdürdüğünü ve yine bu özelliğe sahip tek parti olduğunu tekrar gösterdi. Bunun en önemli kanıtı da AK Parti’nin her bölgeden ve 81 ilin tümünden belediye kazanmasıdır. Nitekim AK Parti’nin bu husustaki en yakın rakipleri olan CHP ve MHP 26 ilde herhangi bir belediye kazanamadı.

Bu rakamlar ve istatistikler göstermektedir ki başta büyükşehirler olmak üzere bazı belediyelerin kaybedilmesi AK Parti seçmeninin rahatsızlıklarını ifade etmek adına bulduğu bir tercih olarak kabul edilmeli ve bu yönde değerlendirilmelidir. Ancak seçmen başta çoğu büyükşehir ve ilin ilçe belediyelerini yeniden AK Parti’ye emanet ederek belediyeler açısından bir denge ve denetim mekanizması da kurmuş oldu. Bu noktada özellikle ilçeler ve belediye meclislerinin önemli bir kısmında AK Parti’nin çoğunlukta olması seçmenin partiye desteğinin hala önemli seviyede olduğunu göstermektedir.

Krize Geçit Yok

Seçim sonuçları üç büyük partinin (AK Parti, CHP ve MHP) kendi bakış açılarından başarı olarak görebilecekleri bir durum ortaya çıkardı. CHP açısından Ankara, Antalya, Mersin ve şu an için İstanbul’u kazanmak bir başarı olarak değerlendirilecektir. MHP ise toplam belediye sayısını 244’e çıkararak seçimlerin kazançlı partilerinden biri oldu. Özellikle İYİ Parti’nin herhangi bir büyükşehir veya il belediyesi kazanamadığı ve yalnızca 19 ilçe ve 6 belde belediyesini elde ettiği düşünüldüğünde MHP bu sonuçlarla milliyetçi siyasetin hala en güçlü aktörü olduğunu kanıtladı. Ancak tüm bu “başarı” değerlendirmelerine rağmen AK Parti yüzde 44,32 oyla yine açık ara ve üst üste on beşinci kez birinci parti oldu ve yine belediyelerin yarısından fazlası AK Parti tarafından kazanıldı. Sonuç itibarıyla hiçbir parti oy oranı olarak AK Parti’nin yakınına dahi yaklaşamadı.

Bu noktada seçmenin verdiği en net mesaj kriz siyaseti istemediği yönünde oldu. Seçmen 24 Haziran’dakine benzer şekilde Cumhur İttifakı’nı yüzde 51,63 oy oranıyla destekledi.

Öte yandan AK Parti açısından sandıktan çıkarılması gereken mesaj ise 2023’e kadarki dört buçuk yıllık süreçte yeni atılımlar ve somut adımların atılmasının temel beklenti halini aldığı yönündedir. Her ne kadar seçim sonuçlarının kesinleşmesinin ardından daha derin analiz ve değerlendirmeler yapılacak olsa da Türk halkı Türkiye’nin son altı yıllık süreçte yaşadığı sıkıntılı dönemin nihayete erdirilerek siyasi ve ekonomik normalleşme sürecinin başlamasını ve geleceğe odaklanmayı istemektedir. Bu noktada sorumluluk yine Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti’ye verilmiştir.

Buna ek olarak sandık sonuçları AK Parti’nin seçim özelinde bazı hususlardaki yanlışlarını da işaret etmektedir. Örneğin başta Ankara olmak üzere bazı büyükşehirlerin kazanılmış ilçelerinde ilçe ve büyükşehir başkan adayları arasındaki negatif farkların olması veya AK Parti tarafından 2014’te kazanılmasına rağmen bazı seçim çevrelerinin bu seçimde kaybedilmesi yerel değer ve beklentilere uygun aday tespitlerinin yapılamadığını göstermektedir. Benzer şekilde söylem, dil ve kampanya hususunda bazı sıkıntıların olduğu, bazı yerel ve siyasi aktörlerin performanslarının beğenilmediği yine sandık sonuçları doğrultusunda söylenebilir. Ancak tüm bu memnuniyetsizliklere rağmen seçmenlerin Cumhur İttifakı’na verdiği destek de çözümün yine bu adresten beklendiğini işaret etmektedir.

Doğu ve Güneydoğu Sonuçları

AK Parti’nin 31 Mart’ta önceki yerel seçimlerde HDP tarafından elde edilmiş Ağrı, Bitlis ve Şırnak’ı kazanması, buna ek olarak Bingöl ve Muş ile birlikte birçok yeni ilçe belediyesini kazanarak oy oranlarını artırması bu seçimlerin AK Parti açısından en dikkat çekici sonuçlarından birisidir. Dolayısıyla bölgede HDP oylarının 1 Kasım 2015 seçimleriyle başlayan düşüş trendinin devam etmesi de bu bağlamda değerlendirilmelidir. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın balkon konuşmasında ifade ettiği üzere bölge halkı kendi iradelerini “cepte gören” ve pazarlık masasına süren HDP’ye gerekli cevabı vermiştir. Cumhurbaşkanı Erdoğan da bu yüzden balkon konuşmasında bölgedeki Kürtlere teşekkür etmiştir.

Bu noktada AK Parti’nin Ağrı, Bitlis, Şırnak ve Muş’a ek olarak sembolik önemi olan Şemdinli, Uludere, Dargeçit, Halfeti, Eruh gibi ilçeleri kazanması da önemlidir. Böylelikle Güneydoğu Anadolu’da terörü ve şiddeti doğrudan yaşayan ve kayyum belediyelerinin yarattığı hizmet farkını hisseden bölge halkının HDP’den desteğini çekmesi AK Parti’nin ortaya koyduğu hizmet siyasetinin memnuniyet yarattığını göstermektedir. Her ne kadar bölgede ideolojik konumlanma hizmet siyasetinin önünde olsa da seçim sonuçları bunun değişmeye başladığını göstermektedir.

Seçim sonuçlarına göre bölge halkı oylarıyla bazı mesajlar vermiş olmasına rağmen büyükşehirlerde yaşayan önemli ölçüdeki Kürt seçmenin muhalefeti desteklediği anlaşılmaktadır. Özellikle Mersin, Antalya, İzmir, Adana ve İstanbul gibi önemli oranda Kürt seçmenin yaşadığı büyükşehirlerde muhalefetten yana tercihte bulunması AK Parti ile söz konusu Kürt seçmenler arasında bir iletişim problemi olduğunu ortaya koymaktadır. Geçmiş seçimlerde AK Parti’nin en azından bir kısmına rahatlıkla ulaşabildiği ve kazanabildiği bu seçmenlerin tercihlerinde yaşanan değişimin başarılı bir şekilde okunamadığı ve bu durumun yeniden değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmaktadır. Dolayısıyla AK Parti adına büyükşehirlerdeki sonuçlardan değişen Kürt sosyolojisi ve beklentilerinin daha iyi anlaşılması gerektiğine yönelik dersler çıkarılması da gerekmektedir.

Sonuç olarak 31 Mart yerel seçimleri seçmenin her partiye özel mesajlar verdiği oldukça dengeli fakat net bir sonuç ortaya çıkarmıştır. Bu noktada seçmenler her iki tarafı da ikaz ederken istikrardan yana olduğunu, normalleşme ve geleceğe odaklanmak istediğini göstermiştir. AK Parti açısından ise yine seçmen en büyük desteği vermiş ancak özellikle büyükşehirler üzerinden de bazı mesajlarını iletmiştir. Bu noktada dört buçuk yıllık süreç içerisinde siyasi ve ekonomik sıkıntıların ve toplumsal yıpranmışlıkların giderilmesi temel beklenti olarak öne çıkmıştır.


Etiketler »  

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "veri politikamızı" inceleyebilirsiniz. Daha fazlası