Kriter > Dosya > Dosya / Siyaset ve Seçimler |

14 Mayıs’a Giderken Türkiye’de Seçim Güvenliği


Türkiye sadece son on yılda cumhurbaşkanı, referandum, milletvekili ve mahalli idare seçimleri için toplam sekiz defa sandık başına gitmiştir. Bu yoğun sandık pratiği hem seçmenler için hem de seçimleri düzenleyen kurumlar için önemli bir tecrübe elde edildiği anlamına gelir ki bu da seçimlerin güvenliği açısından bir sigorta teşkil eder.

14 Mayıs a Giderken Türkiye de Seçim Güvenliği
(Aydın Arık/AA)

Serbest ve dürüst seçimler, demokrasinin en temel unsurudur. Bir rejime demokratik niteliğini kazandıran birden fazla siyasi partinin hür bir rekabet ortamında yarıştığı genel oya dayalı seçimlerdir. Şüphesiz günümüzün çoğulcu demokrasileri sandıktan ibaret değildir. Seçimle iş başına gelse dahi siyasi iktidarların denge ve denetleme mekanizmalarıyla sınırlandırılması, gücün kuvvetler ayrılığı prensibiyle dağıtılması, bağımsız yargının temel hak ve özgürlükleri koruması liberal demokrasilerin vazgeçilmez koşullarıdır. Ama bütün bunlar demokrasinin en karakteristik niteliği olan seçimlerin önemini azaltmaz.

Özellikle Türkiye gibi geniş toplum kesimlerinin çeşitli saiklerle siyasal ve ekonomik merkezden uzakta, periferide tutulduğu ülkelerde seçimler siyasetin toplumsallaşmasının biricik yoludur. Nitekim Türk seçmeni de çok partili yaşama geçilmesinden itibaren kendisine sunulan oy hakkına hep sahip çıktı. Türkiye seçimlere katılım oranının en yüksek olduğu ülkelerden biri oldu. 1950’den bu yana gerçekleşen 21 cumhurbaşkanı ve milletvekili seçiminde seçimlere ortalama katılım oranı yüzde 82,2 olarak gerçekleşti. Bu dünyadaki en yüksek katılım oranlarından biridir.

Gerçekten vatandaşların seçimlere etkin şekilde katılması ve yaptığı sağduyulu tercihler, Türk siyasetine her zaman en doğru istikameti çizdi. Bürokratik elitlerin Türkiye üzerine yaptığı toplumsal ve siyasal mühendislik girişimleri sandıkta akamete uğradı. Ordu ve yargı eliyle özgürlüklerin kısıtlanması ve siyasetin vesayet altına alınması çabalarına karşı demokrasinin nefes almasını sağlayan başlıca öğe seçimler olmuştur. Türkiye’de siyasal alanın sivilleşmesi, vesayetin ortadan kaldırılması, iktidarın demokratik meşruiyetinin güçlendirilmesi, refahın daha eşit şekilde dağıtılması, dindar kitleler ve başta Kürtler olmak üzere farklı etnik/dini aidiyetler üzerindeki ötekileştirici uygulamaların tasfiye edilmesi, seçimlerin iş başına getirdiği otoriteler eliyle mümkün olabilmiştir.

 

Sandık İktidardan Bağımsız Neticeler Üretebilmiştir

Öte yandan seçimlerde milli irade iktidarda olan, diğer bir ifadeyle devlet aygıtına hükmeden siyasi partilerin aleyhine olacak şekilde tecelli edebilmiştir. Yaptığı paradigma değiştiren reformlarla Türk siyasetinin on yılına damgasını vuran Turgut Özal’ın Anavatan Partisi 1989 yerel seçimlerinde sandıktan üçüncü parti olarak mağlubiyetle ayrılmıştır. Çok partili siyasal hayatın en uzun süre iktidarda kalmayı başarmış hareketi olan AK Parti, iktidarın on üçüncü yılında 7 Haziran 2015 seçimlerinde bir önceki seçimlere göre yüzde 9 oranında oy kaybı yaşamıştır. 2018 genel seçimlerinde AK Parti cumhurbaşkanı seçimlerini kazanmış ancak TBMM’deki salt çoğunluğu elde edememiştir. 2019 yerel seçimlerinde ise AK Parti ülke genelinde bir oy kaybı yaşamasa da Ankara ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlıklarını kaybetmiştir.

Bu örnekleri Türkiye’de iktidarda kimin olduğundan bağımsız şekilde sağlıklı sonuç veren bir seçim mekanizması olduğunu göstermek için verdim. Şaibeli 1946 seçimleri bir kenara bırakılacak olursa yakın ve uzak tarihsel tecrübe, halkın tercihlerinin gerçeğe uygun biçimde sonuçlara yansıdığını gösteriyor. Diğer bir ifadeyle Türkiye seçimleri, güvenilirlik konusundaki rüştünü pratikte ispat etmiştir.

seçimde oy sayımları
(Muhammed Enes Yıldırım/AA)

 

200 Yıllık Seçim Deneyimi

Türkiye’nin seçimlerle ilgili tecrübesi yaklaşık 200 yıl kadar geriye götürülebilir. Tanzimat döneminde gerçekleşen muhassıllık ve belediye meclisi seçimleri, seçme ve seçilme hakkı bakımından modern seçimlerle kıyaslanamayacak derecede primitif olsa da ilk seçim uygulamaları olarak kabul edilebilir. Daha sonraki süreçte, Birinci ve İkinci Meşrutiyet dönemlerinde, seçimler yaygınlaşmış ve çok partili demokrasi gelişim göstermiştir. 1950’den bu yana da askeri ara rejimler dışında başarıyla uygulanmaktadır. Türkiye, sadece son on yılda cumhurbaşkanı, referandum, milletvekili ve mahalli idare seçimleri için toplam sekiz defa sandık başına gitmiştir.

Bu yoğun sandık pratiği hem seçmenler için hem de seçimleri düzenleyen kurumlar için önemli bir tecrübe elde edildiği anlamına gelir ki bu da seçimlerin güvenliği açısından bir sigorta teşkil eder.

 

Kurumsal Yapı: Seçimlere Yargısal Yönetim ve Denetim

Türkiye’de seçimlerin yargının denetim ve yönetimi altında olması seçim güvenliğine sunduğu katkı yönünden en etkili güvencedir. Üyeleri Yargıtay ve Danıştay tarafından seçilen Yüksek Seçim Kurulunun kurulduğu 1950’den itibaren seçimler, yargı organları tarafından yönetilmekte ve denetlenmektedir. Seçimlerin yargı yönetimi altında yapılması YSK’nın anayasal bir kurum haline geldiği 1961 Anayasası ile anayasal güvenceye kavuşturulmuş ve 1982 Anayasasıyla da bu devam etmiştir. Anayasanın m. 67/2 hükmüne göre “seçimler ve halkoylamaları serbest, eşit, gizli, tek dereceli, genel oy, açık sayım ve döküm esaslarına göre, yargı yönetim ve denetimi altında yapılır”.

Yargısal güvenceyi; üyeleri doğrudan Yargıtay ve Danıştay tarafından kendi üyeleri arasından seçilen YSK ile yine üyeleri yargıçlardan oluşan il ve ilçe seçim kurulları yerine getirir. Bu kurullar seçimlerin düzen içerisinde ve adaletle gerçekleşmesi için gerekli tedbirleri almaya yetkilidir. YSK “seçimlerin başlamasından bitimine kadar, seçimin düzen içinde yönetimi ve dürüstlüğü ile ilgili bütün işlemleri yapma ve yaptırma, seçim süresince ve seçimden sonra seçim konularıyla ilgili bütün yolsuzlukları, şikayet ve itirazları inceleme ve kesin karara bağlamakla” görevlidir.

Bir diğer önemli tedbir seçim kurullarına siyasi partilerin de katılarak sürece nezaret etmesidir. 298 sayılı Kanuna göre son milletvekili genel seçiminde en çok oy almış dört siyasi parti ile Mecliste grubu bulunan siyasi partiler YSK’da birer temsilci bulundurabilir. İl ve ilçe seçim kurullarında da siyasi parti temsilcileri bulunur. Böylece seçim kurullarının çalışmaları siyasi partilerin yani rekabetin taraflarının gözetiminde gerçekleştirilmiş olur. Bu hem meydana gelebilecek hata ve usulsüzlüklerin giderilmesini sağlar hem de sonuçların güvenilirliğini artırır.

Oy sayım ve dökümünü gerçekleştiren sandık kurulları ise bir başkan ve altı üyeyle teşekkül eder. Başkan ve bir üye o yerdeki kamu görevlileri arasından seçilirken beş kurul üyesi o sandığın bulunduğu ilçede en çok oyu almış beş siyasi parti tarafından tayin olunur. Bu seçim işlemleri yine ilçe seçim kurullarının yani yargıçların gözetiminde gerçekleştirilir.

298 sayılı kanun oy sayım ve döküm işlemlerini on üç maddede son derece ayrıntılı biçimde düzenlemiştir. Buna göre sandık kurulları verilen oyları sandığın olduğu yerde ve hazır bulunanların huzurunda sayıp sonuçları tutanağa geçirir. Ayrıca siyasi parti müşahitlerine de sandık sonuç tutanaklarının birer örneği verilir. Sandık sonuç tutanaklarının ilçe ve il seçim kurullarında birleştirilmesi de yine siyasi partilerin gözetimi altında yapılır.

Sandık sonuç tutanakları seçimlerden sonra askıya çıkarıldığı gibi daha sonra YSK’nın web sitesi üzerinden erişimi açılır. Bugün örneğin 2018 cumhurbaşkanı seçimlerinde oy kullanılan herhangi bir sandığa ait sonuç tutanağına YSK’nın resmi web sitesi üzerinden ulaşmak mümkündür. Bunun dışında AGİT Parlamenterler Asamblesi ve Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi de Türkiye’nin daveti üzerine seçim sürecini takip etmektedir. Hatırlanacak olursa 2018 seçimleri 350 uluslararası gözlemci tarafından takip edilmişti.

Dolayısıyla sürecin şeffaf ve kamuoyunun denetimine açık şekilde yürütüldüğünü söylemek mümkündür. 14 Mayıs seçimlerinde de YSK’nın tecrübesi ve kurumsal kapasitesinin yanında siyasi partilerin seçim güvenliğini sağlamaya dönük yaptığı çalışmalar milli iradenin sağlıklı şekilde tecelli etmesine katkı sağlayacağını söyleyebiliriz.

 


Etiketler »  

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "veri politikamızı" inceleyebilirsiniz. Daha fazlası