Kriter > Siyaset |

Erdoğan’ın Yolu


Cumhurbaşkanı tartışmasız bir şekilde ustası olduğu işi yaparak yeni bir siyaset kuracak. Yeni siyasetin bir ayağında somut hizmetler yer alacak. Artık bir marka haline gelmiş olan Erdoğan belediyeciliği CHP’li isimlerin uykusunu kaçırmaya devam edecek.

Erdoğan ın Yolu

Türkiye uzun süredir siyasi pozisyonların konsolide olduğu bir atmosferi teneffüs ediyordu. Seçmenin büyük çoğunluğu nispeten kemikleşmiş reflekslerle siyasete dahil oluyordu. Bu vasatta siyasi partilerin gündemi de zaten kendisine oy vermeye meyyal olan seçmeni harekete geçirmekten öteye gitmiyordu. Ancak geride bıraktığımız yerel seçimlerde ortaya çıkan tablo siyasi arenayı kaçınılmaz olarak hareketlendirecek.

Her seçimden sonra ortaya çıkan haritayı gözümüzün önüne getirelim: Haritanın kahir ekseriyeti AK Parti’nin rengine boyanarak sarı olurdu. Ege ve Akdeniz sahilleri ise CHP’yi temsilen kırmızıya boyanırdı. Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da ise HDP namına farklı renkler görürdük. Yerel seçimlerde ortaya çıkan harita ise çok farklı. AK Parti’nin hakimiyeti devam ediyor dolayısıyla haritaya hakim renk yine sarı. Cumhur İttifakı’nın ve AK Parti’nin 24 Haziran 2018 genel seçimlerinde aldıkları oyları muhafaza etmesi hatta yerel seçimler eksenli bir değerlendirme yaptığımızda oylarını arttırması haritayı sarıya boyuyor.

Ancak daha önce sarıya boyanmışken şimdi kırmızı olan yani CHP’nin kazandığı bazı belediyeler var ki bu genel değerlendirmenin içerisinde alt başlıklar açmayı zaruri kılıyor. Ankara’da uzunca bir aradan sonra CHP’nin büyükşehir belediye başkanlığını kazanması ve İstanbul’da (henüz hukuki süreci devam eden seçimi) az bir farkla önde tamamlaması ayrıca üzerinde durulmayı gerektiriyor. AK Parti bu iki şehirde de önceki seçimlere kıyasla oylarını muhafaza etmiş hatta arttırmış gözüküyor.

İstanbul’da alınan yüzde 48 ve Ankara’da alınan yüzde 47 rakamsal olarak kötü sonuçlar değil. AK Parti bu seçim bölgelerinde oy kaybetmedi. Ancak rakipleri önceki seçimlere kıyasla çok daha büyük miktarda oyu kendi hanelerine yazdırmayı başardığı için Ankara’da belediye başkanlığını kaybetti. Karşımızda kendi potansiyel seçmenini ikna edememiş bir AK Parti tablosundan ziyade kendi potansiyelinden çok daha fazla seçmeni ikna edebilmiş bir muhalefet tablosu var. Gerçekten de CHP’nin seçimi kazanan adayları zor bir işi başardılar. Partilerinin geleneksel tabanının çok ötesinde hatta aksi istikametinde bulunan seçmenlerin oyunu konsolide etmeyi becerdiler. Ankara’da ve diğer kazanılan büyükşehirlerde CHP adayları aynı anda hem İYİ Parti kanalıyla milliyetçi seçmenin bir kısmını hem de HDP tabanıyla Kürt seçmenin bir kısmının oyunu alamasalardı kıl payı kazandıkları seçimi büyük farkla kaybederlerdi.

Kimler Kaybetti?

Şüphesiz bu tespitlerin amacı olmuşla ölmüşe çare aramak veya kılıf uydurmak değil. Bu tablo bize hareketli bir seçmen yapısını işaret ediyor. HDP, CHP’ye destek vererek büyükşehirlerde AK Parti’ye bir darbe vururken kendi arka bahçesi kabul ettiği Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da birçok belediyeyi kaybetti. Kazandıklarında ise ciddi bir oy düşüşü yaşadı. Karşımızda batıda CHP’ye kazandırırken doğuda kendisi kaybeden bir HDP tablosu var.

Keza İYİ Parti’nin durumu da farklı değil. Sayısı toplamda beşi geçmeyen ilçe ve belde belediyesi haricinde İYİ Parti seçimde bir varlık gösteremedi. Çıkış noktası milliyetçi seçmen için bir alternatif yaratmak olan İYİ Parti günün sonunda CHP’ye kızmış olan seküler seçmenin oyunu dolaylı bir yoldan CHP’ye aktarmanın dışında bir varlık gösteremedi. Tıpkı HDP gibi CHP’ye kazandırırken kendisi kaybetti.

Cumhur İttifakı cephesinde ise bunun tersine bir beraber kazanma tablosu gözüküyor. AK Parti ülke genelinde oylarını arttırarak ittifakın meyvelerini topladı. MHP ise Türkiye haritasına baktığında Cumhur İttifakı sayesinde önceden başka renge boyanmış olan şehirlerin kendi rengine boyandığını gördü.

İttifaklar bazında resme baktığımızda her iki ittifakın da kazandığını görüyoruz. Cumhur İttifakı’nda karşılıklı bir kazanma durumu söz konusuyken CHP’nin başını çektiği ittifakta CHP’nin kazanıp diğerlerinin kaybettiği bir tablo var. Kaçınılmaz olarak CHP’nin ortakları arkalarına yaslanıp bir muhasebe yapacaktır. “Ne kazandık, ne kaybettik, kime kazandırıp kime kaybettirdik?” sorularını soracaklar. Neticede “Erdoğan’a kaybettirmek” motivasyonunun CHP’ye kazandırsa bile kendilerine kaybettirdiğini görecekler. Eskiye nazaran daha renkli olan Türkiye seçim sonucu haritası da bunu gösteriyor. Ve siyaset kaçınılmaz olarak yeniden hareketlenecek. Verili pozisyonlar sorgulanacak ve siyasi aktörler yeni siyasi angajmanlara girmek ihtiyacı hissedecekler. AK Parti ve MHP şu anki pozisyonlarını devam ettirerek yeni siyasi kazanımlar elde edebiliyorlar. Zannedilenin aksine Türkiye’nin milliyetçi partisi ile ittifak etmek AK Parti’ye Kürt oylarını kaybettirmedi, kazandırdı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan balkon konuşmasında söylediği gibi öncelikle bir muhasebe yapacak. Partisinin ve Cumhur İttifakı’nın oyları azalmasa da bazı büyükşehirlerin elden çıkmış olması bir muhasebeyi gerektiriyor.

 

Oyunu Erdoğan Kuracak

Başta Ankara olmak üzere bazı büyükşehirleri kaybetmesine rağmen bu tablo Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yeni siyasi denklemler kurma fırsatı veriyor. Cumhurbaşkanı tartışmasız bir şekilde ustası olduğu işi yaparak yeni bir siyaset kuracak. Erdoğan’ın kuracağı yeni siyasetin bir ayağında somut hizmetler yer alacak. Artık bir marka haline gelmiş olan Erdoğan belediyeciliği bazı büyükşehirleri kazanan CHP’li isimlerin uykusunu kaçırmaya devam edecek. AK Parti döneminde yakalanan belediyecilik standardını kaybetme ihtimali CHP’li başkanların üzerinde Demokles’in kılıcı gibi sallanacak. CHP’li belediye başkanları için AK Parti standardını yakalamak başlı başına zor bir hedefken bunun da üstüne çıkmaları gerekecek. Seçmen her adımda şehrindeki belediyecilik hizmetlerinin durumunu sorgulayacak. İstanbul ve Ankara gibi büyükşehirlerde kimlik motivasyonuyla oy verenlerin yanında önemli bir seçmen kesiminin de belediyecilik hizmetlerini önemsediği bilinen bir gerçek. Zor beğenen kentli orta sınıf seçmen sofistike taleplerinin karşılanıp karşılanmamasına dikkat kesilecektir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çizeceği yeni yolun diğer taşıyıcısı ise ideoloji ve kimlik meseleleri olacaktır. Erdoğan CHP, HDP ve İYİ Parti seçmenine AK Parti’ye kaybettirmek için ödedikleri bedeli devamlı hatırlatacaktır. Bazı büyükşehirleri kazandığı için kendisini seçimin kazananı sayacak olan CHP’nin bile bu konuda eli rahat değil. Partideki genel başkanlık tartışması ve HDP ile yapılan ittifaktan duyulan huzursuzluk ortadan kaybolmadı. Kemal Kılıçdaroğlu’nun daha önce Muharrem İnce tarafından tehdit edilen koltuğunun artık önemli bir başka taliplisi daha var. İstanbul’da ortalama CHP’li profilinin dışına çıkan Ekrem İmamoğlu da artık CHP genel başkanlık koltuğu için bir adaydır. HDP ve İYİ Parti için ortaya çıkan fatura ise Erdoğan’ın müdahalesine gerek olmadan oldukça büyük. Cumhurbaşkanı Erdoğan balkon konuşmasında söylediği gibi öncelikle bir muhasebe yapacak. Partisinin ve Cumhur İttifakı’nın oyları azalmasa da bazı büyükşehirlerin elden çıkmış olması bir muhasebeyi gerektiriyor.

Erdoğan’ın muhasebe yapmaktan kaçmayacağı belli. Bunu hem kendisi ifade etti hem de geçmiş tecrübeler bu yönde. Muhasebeden sonra da bir strateji belirleyecek. Stratejisinin temel hedefi CHP’nin başını çektiği dört benzemez ittifakına ayna tutmak olacak. CHP’nin başını çektiği ittifaka oy veren seçmenlerin neye oy verdikleri ve neyi desteklediklerini göstermeye çalışacak; belediye hizmetleri konusunda yaşanan aksamalar, tutulmayan vaatler, çözüm bulunmayan sorunlar ve tabii ittifakı oluşturan partilerin karakterinden kaynaklanan siyasi uyumsuzluklar... Bunların hepsine uzun süredir yönetimden uzak olan kadroların rant paylaşımı konusundaki aceleci iştahları da eklenecek.


Etiketler »  

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "veri politikamızı" inceleyebilirsiniz. Daha fazlası