Kriter > Çerçeve |

İstanbul Seçimleri: Sandığa Giden Kazanır


Seçimi kazanacak tarafın kendi seçmenini sandığa götürebilecek kesim olduğu açık. Gerek yaz tatilinden dolayı gerekse farklı nedenlerle şehir dışına çıkanların geri dönebilmesi için olağanüstü bir çaba şart. Bu yüzden seçimi sandığa giden kazanacak.

İstanbul Seçimleri Sandığa Giden Kazanır

Yüksek Seçim Kurulunun İstanbul’da seçimlerin yenilenmesi yönündeki kararının ardından tarafların kampanyası da hızlanmış durumda. İlk günlerdeki karşılıklı açıklamaların yerini daha çok 23 Haziran’ı nasıl kazanırız yönündeki çaba almış vaziyette. Yeni söylemler ve yeni reklamlar yavaÅŸ yavaÅŸ vatandaÅŸa sunulmaya baÅŸladı. 23 Haziran yaklaÅŸtıkça kampanyanın dozu da artacaktır.

Öte yandan 23 Haziran İstanbul seçimlerinin bariz özelliÄŸi bir nevi ikinci tur olmasıdır. Seçmen tercihini gözden geçirecek. Kazanmasını ya da kaybetmesini istediÄŸi adayın kim olduÄŸunu yeniden düÅŸünecek. Kampanya stratejileri de buna göre ÅŸekilleniyor. İstanbullunun önünde baÅŸa baÅŸ geçen ilk yarışın iki adayı var. Kritik soru ikinci turun daha önceki 7 Haziran 2015 ve 1 Kasım 2015 seçimlerindeki gibi bir fark oluÅŸturup oluÅŸturamayacağıdır.

İki ittifakın adayı da pozitif bir söyleme ağırlık veriyor. Farklı kesimleri kucaklayan bir iletiÅŸim ağını giderek artan ÅŸekilde seferber ediyor. Sosyal medya paylaşımlarından TV programları ve aday polemiklerine kadar uzanan söylem kapışması küçük mesajlar üzerinden yönetiliyor.

İnsani jestlerin ve duygusal anların sergilenmesi yarışıyor. Böylece Binali Yıldırım da Ekrem İmamoÄŸlu da küçük hikayeler üzerinden “İstanbul’u ben yönetebilirim” algısını güçlendirmeye çalışıyor. Algıya en çok yatırım yapan da CHP adayı. Bir türlü dönüÅŸemeyen CHP’nin adayı olduÄŸunu unutturmaya çalışmakla ve kendisine muhafazakar bir cila sürmekle meÅŸgul. Fakat neredeyse her hareketinde “mış gibi yaptığı” yönünde bir izlenim yayılıyor.

Cumhur İttifakı adayı Binali Yıldırım gençlerle sık sık buluÅŸuyor.    

Sahicilik Kapışması

Hedefi de muhafazakar seçmeni ikna etmek ya da en azından kafasını karıştırmak.

KuÅŸkusuz kampanyalarda algı yönetimi kritik. Hele algının sıklıkla gerçekliÄŸe galebe ettiÄŸi günümüz dünyasında kendini anlatma çabası olmazsa olmaz bir görev.

Ancak yoÄŸun bir bombardıman altındaki seçmenin “sahicilik” meselesini es geçtiÄŸini de düÅŸünmeyelim. Sahici olmayan imajların cilaları tutmuyor, eninde sonunda dökülüyor.

Bu sebeple baÅŸa baÅŸ geçen seçim rekabetinin belirleyici hususu adayların sahiciliÄŸi olacak.

Buna “sahicilik kapışması” diyebiliriz. Sahada yüz yüze etkileÅŸim ve sosyal medya paylaşımları bu kapışmanın alanları. Muhatap kitle sandığa gitmeyenler, küskünler, gençler ve muhafazakarlar. Bu kitle içindeki muhafazakarları özellikle önemsiyorum. Zira 23 Haziran seçimlerinin sonucunu belirleyecek olan AK Parti seçmenidir. Küskünüyle ve kararsızıyla bazı konularda karar vermesi gerekecek.

Mesela yirmi beÅŸ yıldır muhafazakarların yönettiÄŸi İstanbul’u bir CHP’li adaya bırakıp bırakmayacağına karar verecek. Bir süredir AK Parti’nin taban siyasetinin kendi içine hapsolduÄŸunu düÅŸünüyorum. Bu aslında güçlü bir lider ile yüzde 50 oya ulaÅŸabilen kitlesel partinin kaçınılmaz handikabı. Siyaset deyince kendi partisinin politikalarını eleÅŸtirmek ya da parti içinde rol alma mücadelesi vermek anlaşılıyor. Karşı tarafın hataları ya da öfkesi sanki detay durumunda. Bu durum muktedir olmanın ruh hali olabilir. Ancak muhalefetin söylemleri ile kendi partisini kıyasıya eleÅŸtirir hale gelmek ve nelerin kaybedileceÄŸini gözden kaçırmak ciddi bir sorun. ErdoÄŸan karşıtlarının AK Parti’yi AK Parti’ye karşı kullanma taktiÄŸine yenilmek demek. Muhafazakar seçmen bu tuzaÄŸa düÅŸüp düÅŸmeyeceÄŸine kendisi karar verecek.

Laikçi Öfke

CHP adayı İmamoÄŸlu ise AK Parti’nin dinamiklerini, güçlü ve zayıf yanlarını bilen kampanyacılarla çalışıyor. Muhafazakar seçmenin AK Parti’den ÅŸikayetlerini nasıl manipüle edebilecekleri üzerine çalışıyorlar. CHP’nin “ErdoÄŸan karşıtlığı”nı gizlemesinin ve KılıçdaroÄŸlu’nun sahalardan çekilmesinin amacı muhafazakarları etkilemek. AK Parti’nin muhafazakar seçmeninin kendi içindeki eleÅŸtirilerle motivasyon kaybetmesini görmek. Yoksa CHP’nin AK Parti ve ErdoÄŸan karşıtlığı konsolide olmuÅŸ bir durumda. Aysbergin asıl gövdesi olarak yerinde sapasaÄŸlam duruyor. On yedi yıllık iktidara duyulan laikçi öfke çok canlı ancak taktik gereÄŸi bastırılıyor. CHP adayı cami ve türbeleri dolaşırken laikçi kanat ortalıkta görünmeme çabası içinde. Çünkü İmamoÄŸlu’nun söylemi CHP içindeki bir öz eleÅŸtirinin ya da sahici bir dönüÅŸümün sonucu deÄŸil. Seçim taktiÄŸi olarak kullanılan muhafazakar bir cila. Seçilirse bu cila CHP, İYİ Parti ve HDP teÅŸkilatlarının muhafazakarlar aleyhine olan sert talepleriyle dökülüp gidecek. Fakat ÅŸimdilik muhafazakar seçmeni ürkütmemek için bu talepleri saklı tutuyorlar.

Çünkü bu ikinci turda sonuca en fazla etki edecek kesim muhafazakar seçmen. Yani İstanbul’u Yıldırım’ın mı İmamoÄŸlu’nun mu yöneteceÄŸine muhafazakar seçmen karar verecek. Bu seçmen kümesi içerisinde AK Parti’ye birçok seçimde oy verip de küsenler, kızanlar var. İslami-muhafazakar hassasiyetleriyle bilinen Saadet Partisi (SP) tabanı, MHP’liler ve Kürt seçmen var. Muhafazakar seçmenin bu kritik rolü 31 Mart seçimlerinde CHP adayı tarafından titizlikle kullanıldı.

CHP İl BaÅŸkanı Canan KaftancıoÄŸlu muhafazakar seçmenden oy alabilmek amacıyla kurgulanan kampanya stratejisinde CHP adayının yanında gözükmüyor.

Soğuk Kutuplaştırma

CHP İl BaÅŸkanı KaftancıoÄŸlu seküler HDP seçmenine çalışırken İmamoÄŸlu ağırlıklı olarak AK Parti’ye yakın muhafazakar seçmeni hedefledi. Sahici bulunmayan bütün jestlerini bu seçmen kümesine yönelik yaptı. İslami-muhafazakar sembolleri abartılı ÅŸekilde kullanarak dindarlık, muhafazakarlık algısı oluÅŸturmaya çalıştı. Muhafazakarların ÅŸehirdeki yaÅŸam alanlarını daraltmayacağı imajını verdi. Arkasındaki CHP-İYİ Parti ve HDP ittifakını, “seküler öfke”sini muhafazakar seçmen nezdinde gizledi. Kazanması durumunda ÅŸehrin yönetiminde bariz etkisi olacak Canan KaftancıoÄŸlu’nun dine uzak hatta karşıt bulunan pozisyonunun üstünü örttü.

CHP adayı CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan’a karşıt kesimlerin öfkesini yöneterek 23 Haziran seçimlerini almak istiyor. 31 Mart’ta kullandığı “radikal sevgi” gösterisini bir seçim taktiÄŸi olarak yine kullanıyor. KonuÅŸmalarında önce “demokrasi ihaneti” diyerek öfkeyi tetikliyor, yuhalama baÅŸlayınca da “Hayır yuhalamayın, sevin, onlara gülün” diyerek öfkeyi soÄŸutma eylemine geçiyor.

Yani CHP tabanındaki radikal öfkeyi hem diri tutuyor hem de sevgi söylemiyle ÅŸahsının söylemi etrafında gizliyor. Bu taktiÄŸin nasıl çalıştığı Yıldırım’a verilen tepkide görüldü. Yıldırım’ın operada “Her ÅŸey güzel olacak” sloganıyla yuhalanması bir hoÅŸgörü gösterisi deÄŸildi. Öfkenin yeni bir formla ifadesiydi. Kadife eldiven altında yumruÄŸun gösterilmesiydi. CHP adayının taktiÄŸine “soÄŸuk kutuplaÅŸtırma” diyebilirim. Olumlu bir cümlenin arkasına öfke saklanıyor.

Kritik Karar

İmamoÄŸlu’nun söylemi sosyal medyadaki “Sizi tarihten sileceÄŸiz” ÅŸeklindeki siyasi kararlılığı gizleyemiyor. AK Parti’ye “devr-i sabık yaratma” arzusundaki kesimlerin niyetini örtmüyor. Kaldı ki CHP adayının “kucaklama ve sevgi” söylemi CHP içindeki sahici bir öz eleÅŸtiriye dayanmıyor. Bu yüzden İstanbullu muhafazakar seçmen kritik bir karar verecek. AK Parti küskünleri “Partimi cezalandırayım” derken yaÅŸam alanlarını daraltmayı mı seçiyorlar?

SP tabanı kendi adayına oy verdiÄŸinde CHP adayına yarayacağını artık biliyor. Muhafazakar Kürtler sandığa gitmemenin sonucunu kestirebiliyorlar. Åžimdi bu seçmenler “öfkesini” gizleyen bir partinin adayını seçerek yaÅŸam alanlarını riske atacaklar mı? Yoksa bildikleri AK Parti tecrübesine Yıldırım ile devam mı diyecekler?

Dolayısıyla 23 Haziran İstanbul seçimleri muhafazakar, dindar, liberal kesimler açısından önemli bir eÅŸik olarak görülebilir. İstanbul’daki seçimlere ağırlıklarını koyarak hem bugüne kadar elde edilen demokratik kazanımların korunmasını saÄŸlayacaklar hem de önümüzdeki zorlu sürecin saÄŸlıklı bir ÅŸekilde yürünebilmesine güçlü bir destek vermiÅŸ olacaklar.

Bununla birlikte göstergelere bakıldığında baÅŸa baÅŸ geçecek bir seçim yarışının olduÄŸu görülüyor. Tüm bu parametrelerden hareketle seçimi kazanacak tarafın kendi seçmenini sandığa götürebilecek kesim olduÄŸu açık. Gerek yaz tatilinden dolayı gerekse farklı nedenlerle ÅŸehir dışına çıkanların geri dönebilmesi için olaÄŸanüstü bir çaba ÅŸart. Bu yüzden seçimi sandığa giden kazanacak.


Etiketler »  

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "veri politikamızı" inceleyebilirsiniz. Daha fazlası