Kriter > Siyaset |

Sandık Seferberliği


İkna edilmeye açık seçmen kitlelerine birebir ulaşmak gerekiyor. Bu bağlamda seçmenini ikna ederek sandığa götüren parti seçimleri kazanır. Fakat sadece söylem, imaj ve algı çalışması üzerinden seçmene ulaşmaya çalışmak yeterli değildir. Somut vaatler ve sandık seferberliği şarttır.

Sandık Seferberliği

Hem AK Parti hem de muhalefet seçmeni İstanbul seçimlerinden böyle bir sonuç çıkacağını beklemiyordu. AK Parti’liler Ankara ve Antalya gibi bazı illerin kaybedilebileceğini düşünse de İstanbul’da seçimi Binali Yıldırım’ın kazanacağına kesin gözüyle bakıyorlardı. Muhalefet ise tam tersi oyunu artırmak için çabalasa da İstanbul seçimi için ümitli değildi. Ancak son haftalarda kendi cephelerinin konsolide olduğunu görüyorlardı. Konsolidasyonla birlikte ve ittifak etkisinden dolayı Binalı Yıldırım’a yaklaştıklarını öngörüyorlardı. Bundan dolayı tüm enerjilerini sarf ettiler. Sandık başlarında yapılan usulsüzlük ve oy kaydırmaları da bu motivasyona dahildi.

31 Mart seçimlerinin sonuçlarına bakarak partilerin yenilenen seçimler için dersler çıkarması gerekiyor. CHP 31 Mart’ta elde ettiği sonuç üzerinden bir öz güven kazandı. Muhalefette kazanabiliriz düşüncesi oluştu. Ancak muhalefet 31 Mart’ta bütün hikayesini tüketti. Kullanabileceği bütün araçlarını sahaya sürdü. İstanbul adayını cilalayarak seçimlere kadar büyük bir hata yapmadan götürdü. Kampanya makinasını iyi çalıştırdı. AK Parti’nin eksikliklerini –sandık başlarındaki müşahit görevlendirmelerinin sorunlarına varıncaya kadar– görerek ona göre konumlandı.

31 Mart seçimlerinin sonuçlarına bakarak partilerin yenilenen seçimler için dersler çıkarması gerekiyor. CHP 31 Mart’ta elde ettiği sonuç üzerinden bir öz güven kazandı. Muhalefette kazanabiliriz düşüncesi oluştu. Ancak muhalefet 31 Mart’ta bütün hikayesini tüketti. Kullanabileceği bütün araçlarını sahaya sürdü. İstanbul adayını cilalayarak seçimlere kadar büyük bir hata yapmadan götürdü. Kampanya makinasını iyi çalıştırdı. AK Parti’nin eksikliklerini –sandık başlarındaki müşahit görevlendirmelerinin sorunlarına varıncaya kadar– görerek ona göre konumlandı.

CHP taktiksel oyların tabanda şekillenmesi için HDP, İYİ Parti ve Saadet Partisi (SP) ile tavanda bir iş bölümü yaptı. Tabanı İstanbul’da CHP’ye sınırlı oy vereceği için SP aday çıkardı. Kürt seçmenin AK Parti’ye yöneleceği ilçelerde HDP aday gösterdi. İYİ Parti yönetimi ise HDP ile aynı aday etrafında buluşmayı sorun etmedi. Dolayısıyla muhalefet 31 Mart’ta elde edebileceği en yüksek oy oranlarına ulaştı.

AK Parti İstanbul için çıkarabileceği en yüksek profilli siyasetçiyi aday gösterdi. Belediyecilik açısından İstanbul’a yirmi beş yıldır yapılan yatırım ve hizmetler seçmen tarafından yüksek düzeyde beğeniliyordu. Ulaşım ve kentsel dönüşüm gibi bazı konularda sorunlar görülse de özellikle ulaşım alanında yapılan yatırımlar bilindiği için bu eksiklikler oy verme davranışını değiştirecek bir unsur olarak görülmemekteydi. Ancak doğal olarak ekonomide yaşanan sıkıntılar, 2013’ten itibaren içeriden ve dışarıdan senkronize bir şekilde yürütülen kesintisiz saldırılara karşı sürdürülmek zorunda kalınan mücadelenin sonucunda oluşan yorgunluklar ve on yedi yıldır iktidar olmanın bir sonucu olarak farklı alanlarda yaşanan sorunların tümünün AK Parti’yle ilişkilendirilmesi gibi genel sorunlar yerel seçimleri de etkiledi.

Küskünler Önemli

AK Parti tüm bu genel sorunlara rağmen İstanbul’da oylarını büyük oranda korudu. Ancak AK Parti seçmeninin bir kısmı mesaj verme kaygısıyla sandıklara gitmedi. Bu seçmen kitlesi “küskünler”, “öfkeliler”, “cezalandırıcılar” ve “uyarıcılar” gibi farklı kavram setleriyle tasnif edilebilir. Dolayısıyla da İstanbul seçimlerinin sonucuna bu gruptaki seçmen kitleleri etki etti.

23 Haziran’da her iki adayın da öncelikle 31 Mart’ta kendilerine oy veren seçmenleri sandığa götürmesi gerekiyor. 31 Mart seçimlerinde Binali Yıldırım 4 milyon 156 bin, Ekrem İmamoğlu da 4 milyon 169 bin oy aldı. Aradaki fark 13 bin 729’a kadar indi. 23 Haziran’da İstanbul’da sandığa gidebilecek seçmen sayısı 10 milyon 570 bin 939 kişi. Bu sayı 31 Mart seçimlerinde de aynıydı. Seçmen listeleri değişmedi.

31 Mart’ta İstanbul’da 8 milyon 865 bin kişi sandığa gitti. Sandığa gitmeyen seçmen sayısı 1 milyon 705 bin. 24 Haziran’da sandığa gidip de 31 Mart seçimlerinde gitmeyenlerin sayısı 439 bindir. Bu rakam 4,13 puanlık oldukça yüksek bir farka tekabül ediyor. Dolayısıyla partilerin odaklandığı ilk seçmen kümesini bu grup oluşturuyor. Yine bu grubun içinde değerlendirilebilecek başka bir seçmen kitlesi sandığa kadar gidip ancak geçersiz oy verenlerdir. İtirazlarla düzeltmelerin ardından İstanbul’da sandığa kadar gidip oyu geçersiz sayılan seçmen sayısı 314 bin civarındadır. Bu rakam 24 Haziran’da 149 bindi. Bu iki seçim arasındaki geçersiz oy farkı karşılaştırıldığında 31 Mart seçimlerinde yanlışlıkla geçersiz oy verenlerin ötesinde oldukça yüksek sayıda tepki amacıyla geçersiz oy verildiği anlaşılmaktadır. Geçmiş seçimlerde çıkan sonuçlar sandık bazlı analiz edildiğinde sandığa gitmeyen ya da geçersiz oy veren seçmenlerin önemli bir kısmının önceki seçimlerde AK Parti’ye oy verdiği anlaşılmaktadır. 23 Haziran seçimleri için AK Parti küskünlere ulaştığında ve ince bir çalışmayla bu seçmenleri ikna ettiğinde seçimlerin sonucu değişecektir. 

 

Somut Vaatler

23 Haziran seçimlerini 31 Mart seçimlerinin ikinci turu olarak değerlendirmek gerekir. Bilindiği gibi iki turlu seçimlerde seçmenin önemli bir kısmı ikinci turda oy verme davranışını birinci turda çıkan sonuca bakarak günceller. İkinci tur seçimlerde seçmen kararını rasyonel gerekçelerle verme eğilimindedir. İkinci tur olarak değerlendirilecek bu seçimlerde seçimin sonucuna sandığa gitmeyen ya da giderek geçersiz oy kullanan seçmenlerin dışında etki edecek diğer önemli kümeler ise ittifak dışı partiler ve ilaveten Kürt seçmenlerin oylarıdır. SP’nin büyükşehir belediye başkanlığında toplam oyu 103 bin civarındadır. Dolayısıyla AK Parti açısından ulaşılması gereken seçmen kümelerinden biri de SP tabanıdır. Bu 103 bin oyun ikinci turda en az yarısının tercihlerini farklılaştırmaları kaçınılmazdır.

SP’nin dışında ittifak dışı partilerin ve bağımsız adayların toplamda 100 binin biraz üzerinde oyu bulunmaktadır. İttifak dışı partilerden bazıları yenilenecek seçimlerde adaylarını geri çektiler. Dolayısıyla söz konusu seçmen kitlelerinin oyu seçim sonuçlarına etki edecektir.

Yenilenen seçimlerde Kürt seçmenlerin oyları da belirleyici olacaktır. Kürt seçmenleri iki ana grupta değerlendirmek gerekmektedir: Birinci grubu 31 Mart’ta CHP adayına oy veren katı HDP seçmeni oluşturmaktadır. Bu grup içinde 23 Haziran’da sandığa gidip gitmemeyi tartışan önemli oranda seçmen kitlesi bulunmaktadır. HDP çevrelerinde 31 Mart desteğinin karşılığının CHP’den alınamadığı ve Mecliste CHP’nin kendilerine yeterince destek vermediği tartışmaları yapılmaktadır. Bu açıdan bakıldığında 23 Haziran’a kadar geçen sürede HDP kendi seçmenini CHP’ye yönlendirmede yeterince istekli olmayabilir.

İkinci grubu da geçmişte en az birkaç kez AK Parti’ye oy vermiş muhafazakar Kürt seçmenler oluşturmaktadır. Bu kümeyi oluşturan seçmenlerin önemli bir kısmı 31 Mart’ta AK Parti’ye oy verirken bir kısmının ise sandığa gitmediği bilinmektedir. Dolayısıyla AK Parti muhafazakar Kürt seçmeni ikna etmesi durumunda geçmişte aldığı oyları tekrar hanesine yazabilecektir. AK Parti döneminde temel hak ve özgürlükler konusunda atılan adımlar dikkate alındığında muhafazakar Kürt seçmenlerin AK Parti’ye diğer partilerden çok daha yakın olduğu bilinmektedir.

Tüm açılardan bakıldığında aslında kendi seçmenini ikna ederek sandığa götüren parti seçimleri kazanır. İkna edilmeye açık seçmen kitlelerine birebir ulaşmak bu seçimler için önemlidir. Seçmen artık vereceği bir oyun öneminin ve sonuca etkisinin farkındadır. Dolayısıyla bu kampanya sürecinde partileri ve adayları bir kez daha süzgeçten geçirecektir. 31 Mart’ta verdiği mesajın alındığını gören seçmenler sandığa gitmek için yeni bir motivasyona sahip olacaktır. Ayrıca sadece söylem, imaj ve algı çalışması üzerinden kendilerine ulaşmanın yeterli olmadığını da göz önünde bulunduracaktır. Partilerin İstanbul için yatırım ve hizmet bağlamında yapabileceklerini karşılaştıracaktır. Ve en nihayetinde bir önceki seçime göre kararını çok daha rasyonel bir çerçeveden bakarak verecektir.


Etiketler »  

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "veri politikamızı" inceleyebilirsiniz. Daha fazlası