Kriter > Siyaset |

FETÖ İle Mücadelede Darbe Davaları


Davalarda sanıkların itiraftan kaçındıkları, itirafçıları vazgeçirdikleri, diğer sanıkları ve FETÖ’yü aklamak için özel çaba sarf ettikleri ve her türlü inkar yöntemini kullandıkları görülüyor.

FETÖ İle Mücadelede Darbe Davaları
Aralarında FETÖ'nün sivil imamlarından, Akıncı Üssünden darbe girişimini yönettiği belirtilen Kemal Batmaz (önde), Akın Öztürk'ün (önden ikinci) de bulunduğu sanıklar duruşma salonuna cezaevi bahçesinden geniş güvenlik önlemi alınarak içeri alındı.

Son aylarda darbe davalarının sonuçlanması ve sanıklara verilen cezalarla ilgili haberler medyada daha sık yer almaya başlamıştır. Bazı davalar ilk derece mahkemesinde biterken bazılarının istinaf yolunda ve hatta Yargıtay aşamasında onaylanarak kesinleştiğini görüyoruz. Ana davalarda ise savcılığın esas hakkında verdiği mütalaa ile istediği cezalar ve sanıkların son savunmaları haber oluyor. Bunun sebebi henüz darbe girişiminin üzerinden uzun bir süre geçmemiş olmasına rağmen çok sanıklı ve kapsamlı bu davaların yargının üstün gayretleriyle hızla sonuçlanıyor olmasıdır. Gördüğümüz kadarıyla bu yıl içerisinde darbe davalarının tamamına yakını ilk derece mahkemelerinde sonuçlanacak ve yargının 15 Temmuz darbe girişiminin failleriyle hesaplaşmasında önemli bir aşama kaydedilmiş olacaktır. Bu aşamada darbe davaları üzerinden geçen iki buçuk yılın bir muhasebesini yapmak ve hangi noktada olduğumuzu değerlendirmek gerekiyor.

Öncelikle bu yazıda ele aldığımız davaların FETÖ/PDY davaları değil fiili darbe davaları olduğunu belirtmek gerekir. FETÖ/PDY davaları genellikle örgüt üyeliği ve örgüt adına suç işlenmesi gerekçesiyle bütün ülke çapında yürütülen ve sayıları on binlerle ifade edilebilecek olan davalardır. FETÖ/PDY yargılamaları bu yazının kapsamını aşmaktadır. Darbe davaları ise 15 Temmuz günü fiili olarak darbe girişimine katılan kişilere karşı açılmış olan ve onların eylemlerini konu edinen davalardır. Darbe girişimine yönelik ilk davalar 2016’nın son aylarında açılmıştır. Darbe davaları da darbe girişiminin genel organizasyonunu konu edinen “çatı” davaları ve darbeci askerlerin işledikleri suçları ayrı ayrı konu alan “diğer davalar” şeklinde ele alınabilir.

Genelkurmay Çatı Davası, Akıncı Üssü Davası, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Suikast Girişimi Davası ve İstanbul’daki Darbe Girişimi Ana Davası darbenin arkasındaki örgütsel yapıyı ve darbe girişimini aydınlatmaya yönelik ana yargılamalardır. Bu çatı davalar dışında darbe girişimi sırasında icra edilen her askeri eylem gerekçesiyle Türkiye genelinde bulunan çok sayıda komutanlığa dair davalar görülmektedir. Örneğin İstanbul’da çatı davası yanında köprü davaları, Atatürk Havalimanı davası, Sabiha Gökçen Havalimanı davası, AKOM’un, Valiliğin, Emniyet Müdürlüğünün, İstanbul Büyükşehir Belediyesinin ve AK Parti İl Başkanlığının işgali davaları gibi elliden fazla dava görülmekte veya görülmüştür. Ankara’da da hemen her askeri birlikte gerçekleşen olaylarla ilgili ayrı davalar açılmıştır.

FETÖ İle Mücadelede Darbe Davaları-Cem Duran Uzunİnfografik: Darbecilere 220 Davada Ağır Ceza

Darbe Davalarının Büyük Kısmı Yıl Sonunda Bitiyor

Anadolu Ajansı’nın13 Kasım 2018’deki haberine göre 15 Temmuz darbe girişimine yönelik toplam 289 fiili darbe davası açılmış ve bunların 220’si ilk derece mahkemelerinde karara bağlanmıştır. Bu sayı darbe davalarının dörtte üçünden fazlasının tamamlandığını gösteriyor. Karara bağlanan davalarda 831’i ağırlaştırılmış müebbet, 978’i müebbet olmak üzere toplam 2 bin 724 sanığa hapis cezası verilmiştir. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alanlar arasında eski 57 general, 527 subay, 108 astsubay, 39 uzman çavuş, bir emniyet müdürü, 2 polis, 4 mühendis ve 17 sivil yer almaktadır. Müebbet hapis cezası alanlar arasında ise eski 10 general, 285 subay, 100 astsubay, 125 uzman çavuş ve 11 polis bulunmaktadır. Hemen belirtmek gerekir ki bu sayılar her gün sonuçlanan davalarla değişmektedir.

Davalarda beraat eden sanıkların sayısı da mahkum olanlara yakındır. Bu durum yargılamaların toplu bir cezalandırma şeklinde yürütüldüğü eleştirilerini haksız çıkardığı gibi mahkemelerin somut deliller üzerinden suçluları ve masumları ayırt ettiğini göstermektedir. Beraat eden sanıkların ağırlıklı olarak erler ve askeri öğrenciler olması da sadece emre uyan masum erlerin cezalandırıldığı iddialarını boşa çıkarıyor. Darbe yargılamalarında hiç hata yapılmadığını söylemek çok iddialı olur. Ancak titiz ve özenli bir yargılama yapıldığı açıkça görülmektedir.

İlk derece mahkemelerinde davaların sonuçlanma süreleri göz önüne alındığında bu yıl sonuna kadar yargılamaların büyük oranda biteceği tahmin edilmektedir. Sanık sayısındaki fazlalık nedeniyle yargılamalarda en çok zamanın sanıkların ilk savunmalarının alınmasında harcandığı görülmektedir. Örneğin Akıncı Üssü Davası’nda beş yüze yakın sanığın savunmasının alınması bir yılı aşmıştır. Bu bakımdan davaların pek çoğunda ilk savunma aşamasının tamamlanması ya da tamamlanmak üzere olması yargısal süreçte artık sona gelindiğini ortaya koyuyor.

Ayrıca belirtmek gerekir ki sanık sayılarının çokluğu ve davaların karmaşıklığına rağmen yargılamalar oldukça hızlı devam etmektedir. Örnek vermek gerekirse sadece 12 Temmuz 2018’den 13 Kasım’a kadar geçen dört ayda 26 darbe davasının ilk derece mahkemelerindeki yargılaması sonuçlandırılmıştır. Bu sayılar darbe girişimine karşı etkili ve hızlı bir mücadele yürütüldüğünü gösteriyor. Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) ve Adalet Bakanlığı darbe yargılamalarının hızlı ve adil bir şekilde devam edebilmesi için hukuki ve fiziki olarak mahkemelere gereken desteği vermektedir. Darbe davalarına bakan ağır ceza mahkemelerinin aynı zamanda PKK ve DEAŞ gibi terör örgütlerine ve adi suçlara ilişkin davalardan sorumlu olması mahkemelerin üzerindeki iş yükünü artırmaktaydı. Bu durumu göz önünde bulunduran HSK sadece terör davalarına bakmakla görevli terör ihtisas mahkemeleri kurdu ve mevcut mahkemelerin iş yükünü azaltan tedbirler aldı.

Ana davalar açısından bir değerlendirme yaptığımızda Akıncı Üssü Davası dışında sona yaklaşıldığını söylememiz mümkündür. Genelkurmay Çatı Davası’nda sanıkların son savunmaları alınıyor. Büyük bir ihtimal bu yıl sonunda veya 2019’un ilk aylarında bu davadan karar çıkacak. Ancak sivil imamlar ve en önemli sanıkların yargılandığı darbe girişiminin merkezi Akıncı Üssü Davası’nda savcı esas hakkında mütalaasında sanıklara verilmesini istediği cezaları yakında açıklayacak. Bundan sonra da savcının bu mütalaasına karşı sayıları beş yüze yakın sanıklar son savunmalarını yapacak. Bu sebeple Akıncı davasının biraz daha uzaması ve 2019’un sonlarına doğru bitmesi bekleniyor.

Adil, Hızlı ve Etkili

Davaların çoğu bitmiş olmasına rağmen ana davaların bir süre daha devam edecek olması süreci yakından bilmeyenler için gecikme olarak görülebilir. Ancak böylesine çok sanıklı ceza yargılamalarının tüm zorluklarına rağmen iki buçuk yıl içerisinde tamamlanıyor olması Türk ceza yargılaması uygulamasını bilenler için önemli bir başarıdır. Darbe girişimini aydınlatan önemli yargılamalardan Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Suikast Girişimi Davası’nda dört ay gibi kısa bir sürede soruşturma tamamlanmış ve iddianame mahkemeye gönderilmiştir. Davanın ilk derece yargılaması ise yaklaşık bir yılda tamamlanmış ve mahkeme hükmünü açıklamıştır.

Geçmişte basit örgüt davalarının bile yıllar aldığı ve Hizbullah davasında olduğu gibi on yıl süren yargılamaya rağmen davalar kesin hükümle sonuçlanmadığı için tutuklu sanıkların serbest bırakıldığı görülmüştür. Darbe davalarına bakan mahkemeler yargılamaların adil yürütülmesi ve savunma hakkının korunması amacıyla sanıkların savunmalarını kısıtlamamakta ve ileride bu davaların üzerine gölge düşmemesi için özel çaba harcamaktadır. Sanıklar ise hem savunmalarını gereksiz uzatmakta hem de AİHM süreçlerine hazırlık amacıyla birçok girişimde bulunmaktadır.

Ayrıca sanıkların itiraftan kaçındıkları, itirafçıları vazgeçirdikleri, diğer sanıkları ve FETÖ’yü aklamak için özel çaba sarf ettikleri ve her türlü inkar yöntemini kullandıkları görülüyor. Ancak kamera kayıtları, telsiz konuşmaları, HTS kayıtları, yazılı belgeler, itiraflar ve tanık beyanları gibi somut delillerle hazırlanmış iddianamelerle açılan davalarda mahkemelerin iyi gerekçelerle hüküm kurdukları ve sanıkların bu tür girişimlerinin genellikle boşa çıkarıldığı görülmektedir. Ayrıca hem siyasi irade hem de HSK yargılamayı hızlandırmak için her türlü tedbiri almakta ve mahkemelere ihtiyacı olan tüm desteği vermektedir. Sonuç olarak yakında bitecek olan davalar ile 15 Temmuz darbe girişiminin sanıklarının etkili ve adil bir şekilde yargılanarak hukuk karşısında hak ettikleri cezaları alacaklarını söyleyebiliriz.


Etiketler »  

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "veri politikamızı" inceleyebilirsiniz. Daha fazlası