Kriter > Dosya > Dosya / Yunanistan |

Yunan Dış ve Güvenlik Politika Stratejisi


Türkiye’deki tartışmaların büyük kısmında Yunanistan’ın silahlanma çabası ve diplomatik aktivizmi Türkiye’nin askeri gücünü dengeleme bağlamında görülüyor. Dolayısıyla Yunanistan’a ortaya çıkan bir tehdide karşı caydırıcılığını artırmaya çalışan pasif rolde savunmacı bir devlet kimliği atfediliyor. Bu ise maalesef Yunan resmi söyleminin tekrarıdır.

Yunan Dış ve Güvenlik Politika Stratejisi
AB Liderler Zirvesi, Brüksel (Dursun Aydemir/AA)

Yunanistan’ın tarihsel olarak benimsediği ve istikrarlı bir şekilde uyguladığı bir dış ve güvenlik stratejisi, kavramsal düzlemde Türkiye’de yeterince anlaşılamıyor. Türkiye’deki tartışmaların büyük kısmında Yunanistan’ın silahlanma çabası ve diplomatik aktivizmi -Türkiye’nin askeri gücünden çekindiği kaygısıyla- dengeleme (balancing) bağlamında görülüyor. Dolayısıyla da Yunanistan’a, ortaya çıkan bir tehdide karşı caydırıcılığını (deterrence) artırmaya çalışan pasif rolde savunmacı bir devlet kimliği atfediliyor. Bu ise maalesef Yunan resmi söyleminin tekrarıdır. Yunanistan’ın devlet söyleminin yanı sıra Yunan yazarların akademik çalışmalarında dahi, 1974’ten itibaren Yunan askeri doktrininin kırılma yaşadığı ve asıl tehdidin sözde doğudan geldiğinin anlaşıldığı iddia ediliyor.

Halbuki, bakıldığında karasularını 12 deniz miline çıkarmak isteyen, Türkiye’nin yanı başındaki ada ve adacıklara deniz yetki alanı atfeden, Türk askeri varlığının Kıbrıs’tan çıkmasını savunan, uluslararası antlaşmalara aykırı olarak adaları silahlandıran Yunanistan’dır. Bunları yapmasındaki sebep, Ege’de hakimiyet kurmak, Doğu Akdeniz’de ise Türkiye’yi mümkün olduğunca izole etmektir. Bu ise Yunan karar alıcıların iddia ettiği gibi Türkiye’nin değil, Yunanistan’ın revizyonist ve genişlemeci bir aktör olduğunu ortaya koyar. Tarihte olduğu gibi günümüzde de Yunanistan yayılmacı bir aktördür. Türkiye’nin Kıbrıs Barış Harekatı’nı, adadaki Türk toplumuna karşı Rum askerinin ve EOKA terör örgütünün gerçekleştirdiği katliamı durdurmak ve Kıbrıs’ın Yunanistan ile birleştirilmesi girişimini engellemek için yaptığı unutulmamalıdır. Türkiye’nin efektif askeri müdahalesi ile adada hızlı bir şekilde Türkleri güvene alması, buna karşın Yunan Silahlı Kuvvetlerinin harekete geçme kabiliyeti gösterememesi sonucu cunta yönetiminin çöküşü, bugün halen Yunan karar alıcıların ve genelkurmayının stratejik algısını şekillendiriyor. Bu durum, Türkiye’yi Yunanistan nezdinde bir takıntı haline getiren süreci başlatmıştır.

Yunanistan tarihte olduğu gibi günümüzde de statükoyu değiştirmek isteyen aktördür. Son yıllarda başlattığı geniş kapsamlı askeri modernizasyon programı ve yürüttüğü ağır derecede Türkiye karşıtı agresif diplomasi bahse konu amaçlarını gerçekleştirme yönünde attığı adımlardır. Bu şekilde, Türkiye’ye karşı bir çeşit zorlayıcı/dayatıcı (compellence) strateji izlemektedir. Bir başka ifadeyle, Türkiye’nin bir yandan askeri olarak geride kaldığı, bir yandan da diplomatik olarak izole olduğu algısını oluşturmaya çalışarak, iradesini zayıflatmak istemekte; bu şekilde Türkiye’nin taviz vererek hayati çıkarlarından vazgeçmesini beklemektedir.

 

Askeri Boyut

Yunanistan’ın stratejik hedeflerini iki ana düzlemde uygulamaya geçirdiği ifade edilebilir. Bunlardan birincisi silahlanma çabası diğeri ise diplomatik atağıdır. Yunanistan genel bir silahlanma programı başlatmış olmasına rağmen özellikle hava kuvvetleri yatırımına dikkat edilmelidir. Zira Yunan askeri doktrininde hava gücüne özel bir önem atfedilmekte, Türkiye’nin üstün insan gücü ve üstün kara kuvvetlerine karşı bir oyun-değiştirici olarak görülmektedir. Bu anlamda, Yunanistan özellikle 2020’den itibaren Fransa ve ABD ile avantajlı silah satın alma anlaşmaları yapmıştır. Eylül 2020’de Başbakan Miçotakis ülkesinin “sağlam” bir silahlanma programı başlatacağını ifade etmişti. Yunanistan tarihsel olarak F-16 uçaklarını yoğun kullanan ülkelerdendir. Doktrin olarak hava üstünlüğü ve karaya taarruz görevi benimsenmiştir. Halihazırda Yunanistan’ın elinde bulunan yaklaşık 153 F-16 C/D’nin 84’ü Lockheed Martin tarafından modernize ediliyor. Modernizasyon tamamlandığında söz konusu uçakların Avrupa’daki en üst düzey F-16’lar (Blok-72) haline geleceği belirtiliyor. Modernizasyonun 2027’de tamamlanması bekleniyor.

Amerikan F-16’larının yanında Yunanistan 1998’de Fransa’dan 40 adet Dassault Mirage 2000 uçağını satın ve teslim almıştı. Exocet gemi-savar füzeleri taşımalarından dolayı çoğunlukla gemi önleme görevlerinde kullanılan bu uçaklar, 2004’ten itibaren modernize edildiler. Bu anlamda, Yunanistan Fransa ile Ocak 2020’de 18 adet Rafale uçağı alımını içeren bir anlaşma imzaladı. 2023’te toplam teslimatın tamamlanması beklenmekte olup, uçakların 12 adedi Fransız hava kuvvetleri envanterinden ikinci el olarak tedarik edilecek. Sonrasında Yunanistan ile Fransa arasında yapılan anlaşmalarda 6 adet daha Rafale uçağı alımı üzerine anlaşılmıştır. Bu şekilde Yunan hava kuvvetleri envanterinde toplamda 24 adet Rafale uçağı yer alacaktır. Fransız hava kuvvetleri Rafale’ın F3R standardında bulunan Meteor füzesini oyun değiştirici olarak niteliyor. Diğer taraftan yapılan anlaşmalarda Yunanistan Fransa’dan 3 adet de Belharra sınıfı fırkateyn ve 3 adet de Gowind sınıfı korvet tedarik edecek.

Yunanistan’ın hava kuvvetlerine yaptığı yatırım bunlarla da sınırlı değildir. Yunan karar alıcılar F-35 uçağı da satın almak istemektedir ve bu doğrultuda ABD’ye istek mektubu (LoR) da yollanmıştır. Halihazırda Yunanistan’ın 2028’den itibaren envanterine bir filo F-35 katacağı (12 ila 24 arasında uçağa tekabül etmektedir) yönünde görüşler mevcut. Hatta, Yunanistan’ın proje ortağı olması ve ortak üretim sürecine katılması yönünde görüşmeler olduğu da iddia ediliyor. Bunun yanında Yunanistan’ın, Birleşik Krallık’ın elinde çıkarmak istediği eski model Eurofighter Typhoon uçaklarını alabileceği yönünde gelen haberler de ülkenin hava kuvvetleri yatırımlarının uzun vadeli olarak süreceğine işaret ediyor.

Yunanistan Savunma Bakanı Nikos Panagiotopoulos ve Fransa Savunma Bakanı Florence Parly Rafale
Yunanistan Savunma Bakanı Nikos Panagiotopoulos ve Fransa Savunma Bakanı Florence Parly Rafale, Yunanistan’ın Fransa'dan 2,5 milyar avro karşılığında satın alacağı 18 Rafale savaş uçağı için anlaşma imzaladı. Anlaşma, Doğu Akdeniz’de Türkiye’ye karşı koyabilmek için geliştirilen silahlanma programının bir parçası olarak görülüyor. (Louisa Gouliamaki-AFP/Getty Images, 25 Ocak 2021)

 

Diplomatik Boyut

Yunan stratejisinin ikinci temel düzlemi yürüttüğü iddialı ve oldukça agresif diplomasidir. Öyle ki Yunan karar alıcılar özellikle Türkiye’nin sorun yaşadığı ülkelerle ittifak ilişkisi geliştirmeye özel bir çaba harcıyorlar. Geçtiğimiz yıllarda bazı Ortadoğu ülkeleriyle savunma içeriği de olan çeşitli görüşme ve anlaşmalar gerçekleştirilmiş, bu anlamda söz konusu ülke uçak ve askeri araçları bazı Yunan üslerinde konuşlandırılmıştı.

Diğer taraftan Yunanistan’ın stratejik anlayışında daima bir veya mümkünse daha fazla büyük güçle -güvenlik garantileri de içeren- bir anlaşma içinde olma arzusu ifade edilmelidir. Bu anlamda Fransa ile bir savunma anlaşması imzalanmış, ABD ile olan anlaşma ise genişletilerek yenilenmiştir. Söz konusu müzakerelerde Yunan tarafının en çok üzerinde durduğu husus güvenlik garantileri elde edilmesi olmuştur. Fransa ile yapılan anlaşmada her iki ülkeden birinin topraklarına saldırı olması durumunda diğer ülkenin yardıma geleceği hükmü bulunuyor. Anlaşmayı değerlendirdiği konuşmasında Miçotakis, “Akdeniz’de kimin kimi tehdit ettiğini hepimiz biliyoruz” ifadelerini kullanırken, Fransa’nın nükleer silah sahibi bir ülke olmasından bahsetmesi de dikkat çekicidir.

ABD ile olan anlaşmada ise Atina yönetimi, ülkedeki Amerikan askeri varlığının mümkün olduğunca fazla olması ve daha fazla üste Amerikan askeri unsuru konuşlanması yönünde çaba göstermiştir. Yunanistan’ın bu konuda hukuka ve antlaşmalara aykırı bir şekilde silahlandırdığı bazı Ege adalarında ABD askeri unsurlarını konuşlandırmak istemesi Yunan zihniyetini gözler önüne seriyor. Bu istek ABD tarafından kabul edilmedi. Halihazırda Amerikan Kongresinde ciddi manada bir Türkiye karşıtı hava bulunurken, bunun tam aksine Yunanistan’a yönelik de büyük bir destek söz konusu. Bu durumun ortaya çıkmasının farklı sebepleri olmakla birlikte, Yunan lobisi ve destekçisi lobilerin yoğun faaliyetlerinin önemli bir etken olduğu görülüyor. Gerek Miçotakis’in Mayıs’ta Kongre’de gerçekleştirdiği konuşmanın gerekse de ABD nezdinde yaptığı girişimlerin zeminin hazırlanmasında lobilerin aktif faaliyeti bulunuyor. Bununla beraber söz konusu lobiler birleşerek Miçotakis’in ziyareti öncesinde Kongre’ye 7 ayrı mektup yollamış, bu mektuplarda Türkiye’ye yeni F-16 ve modernizasyon kitlerinin satışının onaylanmamasını istemiştir. Mektupların içeriği incelendiğinde söz konusu satışın, Türkiye’nin direkt olarak egemenlik haklarına ve ulusal güvenlik endişelerine dokunan absürt şartlara bağlanmak istendiği görülüyor.

 

Gelecekten Beklentiler

Yunanistan’ın gerek askeri modernizasyonu gerekse de lobilerle güçlü bir şekilde desteklenen agresif diplomasisinin stratejik amacı uzun vadede Ege’de hakimiyet kurmak, Doğu Akdeniz’de ise Türkiye’yi izole etmektir. Bu anlamda Yunanistan’ın yerli savunma sanayii ile güçlenen Türkiye’yi dengelemek istemesi şeklinde sık sık dile getirilen görüş gerçeği yansıtmıyor. Aksine Yunanistan statükoyu değiştirme yönünde çabalayan revizyonist bir aktör olarak zorlayıcı/dayatıcı bir strateji benimsemiş durumda. Gerekli askeri güç ve diplomatik desteğe sahip olduğunu düşündüğünde Ege’de karasularını 12 deniz miline çıkarma, Güney Kıbrıs Rum Yönetimini NATO üyesi yapma, Kıbrıs’tan Türk askerinin çekilmesini sağlama gibi bir dizi girişimde bulunacaktır.

Diğer taraftan Yunanistan askeri güç kapsamında -hava kuvvetlerinde teknolojik üstünlük ihtimali ortaya çıksa da- Türkiye ile yarışamayacağını bildiğinden, elde ettiği yabancı güvenlik garantilerini güçlendirmeye çalışacaktır. Bu hususta lobi faaliyetlerine dikkat edilmelidir. Bazı Yunan analistler, Yunanistan’ın lobi gücünü ülkenin süper silahı olarak nitelemekte ve Türkiye’nin sahip olmadığı yegane enstrüman şeklinde değerlendirmektedir. AB ve ABD’de benimsenen fazlasıyla Yunanistan yanlısı dengesiz stratejilerin değişimi yönünde halihazırda bir işaret görülmemektedir.

 


Etiketler »  

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "veri politikamızı" inceleyebilirsiniz. Daha fazlası