Kriter > Dosya > Dosya / Teknoloji |

Türkiye’nin Dijital Dönüşümü


Kamu verisinden daha fazla değer üretmeye yönelik olarak çalışıyoruz. Verinin değere dönüşmesinde kullanılan en önemli teknoloji yapay zekadır. Yapay zeka alanında olmazsa olmazımız, Türkiye’nin verisinden Türkiye’ye değer üretebilmek, yerli ve milli yazılımlar geliştirerek ülkemize katkıda bulunabilmektir.

Türkiye nin Dijital Dönüşümü

Yaşadığımız çağın en dikkat çeken özelliği, hızla gelişen dijital teknolojiler ve bu teknolojilerin toplum üzerinde meydana getirdiği dönüşümler. Ülkemizde kurum ve kuruluşlar, ihtiyaçları doğrultusunda dijitalleşmeye yönelik çeşitli çalışmalar yürütmekle birlikte, üst seviye koordinasyondan yoksun olunması ve tekil ihtiyaçlara odaklı girişimler olduğu için, maalesef makro düzeyde bir dönüşüm sağlayamadı.

 

Türkiye’nin Dijital Dönüşümü Nasıl Başladı?

Geçmiş dönem e-Devlet politikalarının gündeminde, kamu kurum ve kuruluşlarının kurumsal süreçlerinin elektronik ortama taşınması ve organizasyon yapılarının güncellenmesi yer alırken, günümüz koşulları dijital devlet ve siber güvenlik alanlarında planlama, karar verme ve uygulama süreçlerinde rol oynayan tüm paydaşların eşgüdüm ve koordinasyon içerisinde çalışmasını zorunlu kılıyor.

Nitekim cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçiş ile birlikte hızlı, efektif ve etkin bir yönetim şekline kavuşulmuş ve ülkemiz e-Devlet’ten dijital dönüşüm sürecine geçmiştir.

Dijital dönüşüm denilince aklımıza genelde teknoloji gelir ama esasında dijital dönüşüm; dijital teknolojilerin kullanımı ve geliştirilmesi yoluyla, ekonomik ve sosyal refahın artırılmasına yönelik insan, iş süreçleri ve teknoloji unsurlarında gerçekleştirilen bütüncül bir dönüşümü ifade eder.

Gelişen teknolojiler, toplumsal talepler ve kamu sektöründeki reform eğilimleri doğrultusunda, farklı kurumlar altında ayrı ayrı sürdürülen dijital dönüşüm, milli teknolojiler, büyük veri, yapay zeka ve siber güvenlikle ilgili çalışmaların tek çatı altında toplanması amacıyla, 1 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi kapsamında Dijital Dönüşüm Ofisi kurulmuştur.

“Dijital Türkiye” sloganıyla çıktığımız bu yolda;

  • Yenilikçi teknolojileri üretmek kadar, bu teknolojilerin kullanımına imkan veren dijital altyapıların oluşturulmasından
  • Bu altyapı üzerinden iletilen verinin değere dönüştürülmesine
  • Yapay zeka ile yorumlanan büyük veriden değer ekonomisine geçişe
  • Her nesnenin internete bağlandığı günümüzde siber tehditlerden korunmaya kadar birçok alanda geleceğimizi inşa ediyoruz.

2008’de 22 kamu hizmetiyle açılan e-Devlet Kapısı üzerinden, bugün 854 kuruma ait 6 bin 301 adet hizmet sunuluyor, kullanıcı sayısı ise 58 milyonu geçti. Sosyal izolasyonun hayati önem taşıdığı salgın döneminde, 2021’de e-Devlet Kapısına toplam giriş sayısı 3 milyarı aştı.

Dijital Dönüşüm Ofisi olarak sadece e-Devlet Kapısında sunulan hizmetlerin sayısının artırılmasına yönelik çalışmalara değil, aynı zamanda hizmet kapsamının genişletilmesi ve kamu verisinden daha fazla değer üretmeye yönelik çalışmalara da hız vermiş durumdayız. Bu doğrultuda “Araçlarım”, "İkametgahım” ve “Çalışma Hayatım” bütünleşik hizmetleri e-Devlet Kapısından sunulmaktadır.

Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanı Ali Taha Koç

Türkiye'nin uzay vizyonu ve uydularına ilişkin etkinliklerin yapıldığı Türksat Gölbaşı Yerleşkesi'nde Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanı Ali Taha Koç konuşma yaptı. (Muhammed Yaylalı/AA, 18 Aralık 2021)

 

Kamu verisinden daha fazla değer üretmeye yönelik olarak çalışıyoruz. Verinin değere dönüşmesinde kullanılan en önemli teknoloji yapay zekadır. Yapay zeka alanında olmazsa olmazımız, Türkiye’nin verisinden Türkiye’ye değer üretebilmek, yerli ve milli yazılımlar geliştirerek ülkemize katkıda bulunabilmektir.

Cumhurbaşkanımız G20 zirvesinde yaptığı konuşmada, yapay zeka, 5G ve nesnelerin interneti gibi teknolojilerin yanında inovasyonun, ekonomiye ve toplumlara faydalı şekilde kullanılması ve yapay zekanın “insanı merkeze alan” bir yaklaşımla ele alınması gerektiğinin altını çizmiştir.

Bu bakış açısıyla, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız ile birlikte Ulusal Yapay Zeka Stratejimizi yayımladık. Vizyonunu da “Müreffeh bir Türkiye için çevik ve sürdürülebilir yapay zeka ekosistemiyle küresel ölçekte değer üretmek” olarak belirledik.

2025’e kadar;

  • Yapay zeka alanının GSYH’ye katkısını yüzde 5’e çıkarmayı
  • Yapay zeka alanında 50 bin yeni istihdam oluşturulmasını
  • Bu alanda lisansüstü mezun sayımızı 10 bine çıkarmayı
  • Uluslararası yapay zeka endekslerinde ilk 20 ülke arasına girmeyi hedefliyoruz.

Yapay zeka çalışmalarımız bununla sınırlı değil.

Dijital Dönüşüm Ofisi olarak Gazi Üniversitesi iş birliğinde gerçekleştirdiğimiz “Türk Beyin Projesi” ile yapay zeka algoritmalarının, beyin tümörü olan hastaların MR’larını incelemesini ve beyinde bulunan anormal bölgelerin tespit ve sınıflandırılmasını yapmasını sağladık.

Yapılan çalışma, Gazi Hastanesi sistemine entegre edilerek halihazırda hastaların tanılarında kullanılabiliyor.

OECD ülkelerinde her yıl ortalama bin kişiye 52 MR çekilirken, Türkiye’de her bin kişi için 119 MR çekiliyor. Yani OECD ülkeleri arasında kişi başına en fazla MR tetkiki yapılan ülke Türkiye.

Türk Beyin Projesi’nin ülke genelinde hastanelerde kullanılması çalışmalarına devam ediyoruz. Bu yönüyle hayata geçmiş ülkemizdeki ilk proje olup; doktorların yerini almak yerine, doktorların işlerini kolaylaştırmak adına hizmete sunulmuş bir karar destek sistemi vazifesi görmektedir.

Dünyamızın giderek daha fazla dijital hale geldiğine şüphe yok ancak çevrimiçi ve çevrimdışı yaşamlarımız arasında sağlıklı bir denge kurmak her zamankinden daha fazla önem kazandı.

Teknoloji hayatımıza hangi yenilikleri getirirse getirsin, her nesnenin internete bağlandığı günümüzde siber güvenlik daima en yüksek öncelikli konu olacak.

Hızla artan siber tehditlere karşı vatandaşlarımızın, kurumlarımızın ve dijital altyapılarımızın korunmasına her zamankinden daha fazla ihtiyaç duymaktayız.

Bu bilinçle Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığımızla iş birliği içerisinde “Ulusal Siber Güvenlik Stratejisi ve Eylem Planı”nı hazırladık.

Stratejinin yanı sıra 2021’de yayımladığımız “Bilgi ve İletişim Güvenliği Rehberi” ve “Bilgi ve İletişim Güvenliği Denetim Rehberi” ile de hızla artan siber tehditlere karşı vatandaşlarımızın, kurumlarımızın ve dijital altyapılarımızın konumunu daha da güçlendirmiş olduk.

Dijital teknolojiler ve büyük ölçekli veri akışları, insanların yaşama ve çalışma, birbirleriyle etkileşim, ekonomiye katılma ve kamuyla iletişim kurma şeklini temelden değiştirmektedir.

  • İşletmelerin hayatta kalmak için dijital olarak hızlı bir şekilde dönüştüğü ve rekabet gücünü artırmaya çalıştığı
  • Kamunun sadece kamu hizmetlerinin elektronik ortama taşınmasından değil, kurumlar arası iş birliğini artırarak kamu verisinden daha fazla değer üretmeyi hedeflediği
  • Bireylerin dijital teknolojilerin kullanımına yönelik yetenek dönüşümlerini gerçekleştirmeye çalıştıkları bir döneme girdik.

Bu süreç bize gösterdi ki; ekonomilerin ve toplumların Covid-19 öncesi kalıplara dönmesi artık pek olası değil. Nitekim OECD tarafından hazırlanan “Dijital Ekonomi Görünümü” raporu, dijital teknolojilerin ve iletişim altyapılarının günlük hayatımızdaki artan önemine vurgu yapıyor. Ülkeler bir taraftan Covid-19’dan korunmaya çalışırken, diğer taraftan Covid-19 sonrası dönem için de dijital uçurumu azaltacak, kapsayıcı ve bütünleşik dijital stratejiler üzerinde çalışıyorlar.

Avrupa Komisyonu, Avrupa’nın dijital dönüşüm stratejisini içeren “2030 Dijital Pusula” yol haritasını yayınladı. Dijital alanda dışa bağımlılığı azaltmayı ve işletmeler ile kurumları insan merkezli ve sürdürülebilir bir dijital geleceğe hazırlamayı amaçlayan strateji;

  • Dijital becerileri olan vatandaşlar ve yüksek dijital vasıflı profesyoneller
  • Güvenli, yüksek performanslı ve sürdürülebilir dijital altyapılar
  • İşletmelerin dijital dönüşümü
  • Kamu hizmetlerinin dijitalleştirilmesi eksenlerinden oluşmaktadır.

Dijital Dönüşüm Ofisi olarak bizler de bu eksenlerde çalışmalarımızı sürdürmekteyiz. Dijital dönüşüm sayesinde, “gelişmiş ülkelerin teknolojiyi, gelişmekte olan ülkelerin de ürünleri ürettiği” uluslararası iş bölümünde köklü değişimler yaşanmaktadır.

Küresel ekonomideki karmaşık görünüme rağmen Türkiye için ilk hedef, bu gündemi en rasyonel politikalar ile yöneterek büyümeden ödün vermeden ilerlemek; esas hedef ise teknolojideki sıçramadır. Onunla birlikte gelen dijital dönüşüm ve bunu yönetecek yetenekli insan kaynağına ulaşmak konusunda ise akılcı yatırımlar yapılması gereklidir.

2020’de yayınlanan “İşimizin Geleceği: Dijital Çağda Türkiye’nin Yetenek Dönüşümü” raporunda da otomasyon, yapay zeka ve dijital teknolojilerin oluşturacağı sosyal değişimler neticesinde, gelecek 10 yıl içerisinde Türkiye’de 3,1 milyon iş artışı yaşanacağı öngörülüyor. Dijitalleşmeden kaynaklı bazı işlerin kaybolma potansiyeli olsa da verimlilik kazanımları, yatırım artışı ve hizmet ekonomisinin büyümesi ile birlikte yeni iş alanlarının oluşacağı belirtiliyor.

Öngörülen yetenek dönüşümü gerçekleştiği takdirde, en büyük gelişimin 2030’da yüzde 63 oranı ile teknoloji yetkinliklerinde gerçekleşmesi bekleniyor. Kaldı ki dijital ekosistemimiz bugün geldiğimiz noktada elde ettiği yetkinlikler bakımından dünyada ön plana çıkmıştır.

Bundan 10 yıl önce Türksat 5A ve Türksat 5B uydumuzu aynı yıl içerisinde uzaya göndereceğimizi söyleseler muhtemelen şüpheyle yaklaşırdık. Türkiye bugün uzaya kendi ürettiği uydusunu göndermeye hazırlanan, yeni nesil dijital teknolojilerle donatılmış yapay zeka destekli yerli İHA-SİHA sistemleri ile dünyada lider konuma yükselen, dijital oyun şirketlerine küresel firmalar tarafından milyarlarca dolara müşteri bulan bir ülke konumuna gelmiştir.

Yüksek teknolojiye dayalı ürünleri tasarlayan, geliştiren, üreten bir ülke olma konusunda büyük bir potansiyel taşıyoruz. “Dijital Türkiye” ve “Milli Teknoloji Hamlesi” vizyonu ile dijital teknolojilerin geliştirilmesi konusunda uluslararası seviyede öncü konumda bulunmayı hedefleyen bir yaklaşıma sahibiz.

Cumhurbaşkanımız her fırsatta, “Türkiye’nin dijital dünyada çok önemli bir yere sahip olduğunu dile getirerek, yüksek teknolojiye dayalı ürünleri tasarlayan, geliştiren, üreten ve tüm dünyaya satan bir Türkiye için hep birlikte daha çok çalışmamız gerektiğinin” altını çizmektedir.

Dijital Dönüşüm Ofisi olarak temel hedefimiz, bu dönüşümü sürdürülebilir kılarak, dijital teknolojilerin kullanımı yoluyla ülkemizin dünya sahnesinde rekabet gücünü artırmaktır.

Bunu da siz değerli paydaşlarımızla birlikte başaracağız.

 


Etiketler »  

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "veri politikamızı" inceleyebilirsiniz. Daha fazlası