Kriter > Dosya > Dosya / Deprem ve Afet Yönetimi |

Uluslararası Veriler Işığında 6 Şubat Depremleri


Bölgenin sosyal toparlanma sürecinin birkaç yıl süreceğini söylemek mümkün. Buna ek olarak depremlerin henüz tam anlamıyla ortaya çıkmamış, yakın gelecekte devam edecek potansiyel etkileri göz önünde bulundurulduğunda; ülke genelinde yeniden inşa, problemli yapı stokunun yenilenmesi, iç göç, kırsal kalkınma, ekonomi gibi çeşitli başlıklara sahip bir sorun alanı yakın vadede kendini gösterecek.

Uluslararası Veriler Işığında 6 Şubat Depremleri
Depremler nedeniyle Gaziantep İslahiye'de arazilerde kayma ile uzun ve derin yarıklar oluştu. Fevzi Paşa Mahallesi'ndeki arpa tarlasında sulama için açılan arkların kayması ve oluşan yarıklar drone ile görüntülendi. (Halil Fidan/AA, 16 Şubat 2023)

Türkiye, 6 Şubat’ta yaşadığı iki büyük depremin yaralarını sarmaya çalışıyor. Afet bölgesi ilan edilen Elazığ da eklendiğinde 11 ilde gerçekleşen yıkımın boyutu oldukça büyük. Dolayısıyla bölgenin ekonomik ve sosyal toparlanma sürecinin birkaç yıl devam edeceğini söylemek mümkün. Buna ek olarak depremlerin henüz tam anlamıyla ortaya çıkmamış ve yakın gelecekte devam edecek potansiyel etkileri göz önünde bulundurulduğunda; Türkiye genelinde de toparlanma, yeniden inşa, problemli yapı stokunun yenilenmesi, iç göç, kırsal kalkınma, ekonomi gibi çeşitli başlıklara sahip bir sorun alanı yakın vadede kendini gösterecek.

Ancak söz konusu sorun alanlarının kurumsal açıdan ve kalıcı manada çözülebilmesi için yeterli kaynağın yanında, güçlü bir motivasyon ve bilince de ihtiyaç duyulmaktadır. Bu noktada 6 Şubat depremlerini Türkiye için “asrın felaketi” yapan, son yüzyılda yaşanmış en büyük yıkıma sebep olması açısından doğru bir nitelendirmedir. Çünkü uluslararası veriler göstermektedir ki Türkiye, direnç ve dayanıklılık kapasitesini, bu tarz istisnai depremlere göre üretmesi gereken bir ülkedir.

6 Şubat depremi sonrası oluşan yarık
Kahramanmaraş merkezli depremler, Hatay'ın Altınözü ilçesinde bir arazide devasa yarıkların oluşmasına neden oldu. (Sergen Sezgin/AA, 24 Şubat 2023)

 

Uluslararası Veriler Neler Söylüyor?

AFAD, 6 Şubat'ta gerçekleşen iki depremin büyüklüklerini 7.7 ve 7.6, derinliklerini ise 8,6 ve 7 km olarak açıkladı. ABD Jeoloji Ajansı (USGS) verilerine göre ise 6 Şubat’ta ilk depremin gerçekleştiği 04.17’den itibaren 11 saat içinde en küçüğü 5.7 olmak üzere yedi farklı büyük ve orta-büyük deprem gerçekleşmiştir. Dolayısıyla özellikle ilk gün başta olmak üzere bölgede büyük bir deprem zincirinden bahsetmek mümkün. Buna göre ilk deprem 7.8 büyüklüğünde, yaklaşık 17,9 kilometre derinliğinde ve saat 04.17’de gerçekleşti. Bu ilk ve en büyük depremin ardından yalnızca 11 dakika sonra ise yine ilk depreme oldukça yakın bir yerde 6.7 büyüklüğünde yeni bir deprem oldu. Bölgedeki yıkımın önemli bir kısmı da bu ilk iki depremin ardından gerçekleşti. Nispeten küçük büyüklükte birçok artçı deprem süreç içerisinde gerçekleşirken ikinci büyük deprem, 13.24’te, yerin 10 kilometre derinliğinde ve 7.5 büyüklüğünde yaşandı. Bu depremin yalnızca iki dakika sonrasında Malatya merkez üslü 6.0, yine bu depreme çok yakın bir bölgede 25 dakika içerisinde 5.8 ve 5.7 büyüklüğünde iki deprem daha meydana geldi. Son olarak da Maraş-Göksun’da saat 15.02’de, 6.0 büyüklüğünde bir deprem daha gerçekleşti.

TABLO 1. 6 ŞUBAT’TA BÖLGEDE GERÇEKLEŞEN EN BÜYÜK 7 DEPREM

Bunların dışında depremlerin şiddetleri de oldukça dikkat çekici. Kabaca depremin yeryüzündeki etkisinin yoğunluğu şeklinde tanımlanabilecek “şiddet” kavramı, insanlar tarafından depremin hissedilen esas kısmıdır. Deprem şiddetini tanımlamakta ise Modified Mercalli Intensity (MMI) olarak adlandırılan ve I-XII arası derecelendirilen bir ölçek kullanılmaktadır. Bu ölçekte şiddet, I-XII arası derecelendirilmekte ve depremin derinliği, gerçekleştiği fay hattının ve levhasının yapısı, türü gibi çeşitli değişkenlere göre farklılık göstermektedir. Bu doğrultuda IX ve üzeri dereceye sahip depremler gerçek anlamda şiddetli ve istisnai olarak tanımlanmaktadır. Antep ve Maraş’ta gerçekleşen 7.8 ve 7.5 şiddetli iki deprem de IX derecesinde şiddete sahiptir.

6 Şubat depremleriyle ilgili uluslararası verilerin gösterdiği bir diğer önemli nokta, bölgedeki fay hatlarının tipidir. Özellikle fay hatlarının tipi, gerçekleşen veya gerçekleşmesi muhtemel depremlerin türlerini de etkilemektedir. Bu noktada genel olarak üç türden bahsetmek mümkündür. Bunlar normal, ters ve doğrultu atımlı depremlerdir.

 

GÖRSEL 1. DEPREM TÜRLERİ

 

Diğer bir deyişle yer kabuğunu oluşturan hareketli ve parçalı/tektonik levhalar arasındaki hareket biçimi, depremlerin ve fay hatlarının tiplerini belirlemektedir. Bu tipler arasında doğrultu atımlı depremlerin azınlıkta olduğunu söylemek mümkündür. Hareket eden iki levha dikey yerine yatay olarak birbirine geçtiğinde/hareket ettiğinde bu tür depremler meydana gelmektedir. 6 Şubat’ta gerçekleşen depremde Anadolu ve Arap levhaları Batı ve Doğu’ya doğru hareket etmiştir.

 

HARİTA 1. 6 ŞUBAT’TA İKİ BÜYÜK DEPREMİN GERÇEKLEŞTİĞİ YER VE BÖLGEDEKİ LEVHALAR

 

6 Şubat Depremlerinin İstisnailiği

Türkiye’de 20. yüzyılın başından itibaren yaşanmış en büyük deprem, 1939’da ve 7.8 büyüklüğünde gerçekleşen “Erzincan Depremi” olarak kayıtlara geçmiştir. Dolayısıyla bu büyüklükte bir depremin daha önce de Türkiye’de gerçekleştiğini söylemek mümkündür. Ancak 6 Şubat depremlerini öncekilerden farklılaştıran temel özelliği, daha yıkıcı ve etki alanının çok geniş olmasıdır. Bunun ana sebebi ise depremin tipi başta olmak üzere sahip olduğu istisnai özelliklerdir.

Söz konusu veriler göstermektedir ki 6 Şubat depremleri, hem kısa aralıklarla iki büyük ve şiddetli depremin 9 saat aralıklarla yaşanması hem de tipi sebebiyle oldukça istisnai bir hüviyete sahiptir. Bu duruma ulusal ve uluslararası uzmanlar da ayrıca dikkat çekmektedir. Örneğin jeolog Naci Görür, 9 saat aralıkla iki büyük ve şiddetli bir depremin özellikle bu tipte yaşanmasını, teorik olarak mümkün ancak ender görülen bir durum olarak değerlendirmektedir. Yine ABD’li sismolog Harold Tobin, aletli sismolojik ölçümlerin başladığı 20. yüzyıldan beri 24 saat içerisinde gerçekleşen bu denli iki büyük depremin bir ilk olduğunu söylemektedir. Jeofizik Uzmanı Paul Martin Mai de 6 Şubat’ta gerçekleşen depremlerin 400 kilometrelik bir uzunlukta etki oluşturduğuna dikkat çekmektedir. Buna ek olarak geçmişte yalnızca 1906 ABD-San Francisco ve 2001 Çin-Kunlun depremlerinin bu denli bir etkiye sahip olduğuna dikkat çekmektedir. Son olarak USGS’de görev alan Sismolog Susan Hough da geçmişte dünyada daha büyük depremlerin görüldüğünü, ancak "doğrultu atımlı” tipe sahip ve bu denli büyük ve şiddetli depremlerin istisnai olduğunu söylemiştir.

Bunların dışında depremin etkilediği alanın büyüklüğü de istisnai bir özellik olarak öne çıkmaktadır. Özellikle 300 ila 400 kilometre arası bir kırılma ve hareket sebep olduğu düşünüldüğünde depremlerin etkilediği alanın büyüklüğü ve sebep olduğu yıkım dikkat çekicidir. Bu noktada aşağıdaki haritalar depremin şiddeti ve etki alanının anlaşılması açısından faydalı olacaktır.

HARİTA 2. FRANSA VE DEPREMİN ETKİ ALANI KIYASLAMASI

HARİTA 3. ALMANYA VE DEPREMİN ETKİ ALANI KIYASLAMASI

HARİTA 4. BİRLEŞİK KRALLIK VE DEPREMİN ETKİ ALANI KIYASLAMASI

 

Sonuç olarak söylenebilir ki 6 Şubat depremleri, sahip olduğu özellikler bağlamında istisnai bir niteliğe sahiptir. Ne yazık ki Türkiye, gerek 24 saat içerisinde yaşadığı iki büyük deprem gerek yaşanan depremlerin tipi gerekse bu büyüklükte, şiddette ve tipte iki depremin nüfus açısından oldukça yoğun bir bölgede yaşanması sebebiyle yakın tarihte dünyada gerçekleşmiş en büyük deprem felaketlerinden birini tecrübe etmektedir. Öyle ki Risklayer adlı risk analiz ve yönetimi odaklı Alman düşünce kuruluşu, kendi modellemelerine göre 6 Şubat depremlerini yıkıcılık ve ölümcüllük açısından Suriye’deki yıkım ve potansiyel hasarlar da hesaplandığında 1900’dan beri dünyada gerçekleşmiş ilk 10 depremden biri olabileceğine dikkat çekmektedir.

Ancak ne kadar istisnai olursa olsun doğal afetleri “asrın felaketi” yapan insan faktörü ve onun kusurlarıdır. Bunun ülke olarak bize gösterdiği ise şudur: Türkiye’nin deprem ve ilgili alanlarda üretmesi gereken dayanıklılık ve direnç kapasitesinin kriteri, en kötü ihtimal ve istisnai olaylar olmalıdır. Bu denli geniş çaplı, büyük ve şiddetli bir deprem dalgasında yapıların yıkılmasını önleyemedikten sonra dünyanın tüm arama kurtarma ve afet ekipleri müdahale etse ve deprem sonrası tüm kaynaklar yardım için seferber edilse dahi yetersiz kalacaktır.

 


Etiketler »  

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "veri politikamızı" inceleyebilirsiniz. Daha fazlası