Kriter > Dosya > Dosya / Seçimler |

14-28 Mayıs Seçimlerinde Seçim Güvenliği ve Özgürlüğü Tartışmaları


Seçimden önce ve kampanya dönemi boyunca korunan güvenlik ve huzur ortamı oy verme gününde de devam etti. Seçim günü sandıklarda neredeyse hiçbir olay yaşanmadı. Son yılların en yüksek katılımının olduğu seçimlerde seçmenler özgür bir ortamda herhangi bir baskı ya da zorlama söz konusu olmaksızın oylarını kullandı. Sonrasında oyların sayım ve dökümü de dikkate değer bir tartışma yaşanmaksızın tamamlandı.

14-28 Mayıs Seçimlerinde Seçim Güvenliği ve Özgürlüğü Tartışmaları
(Celal Güneş/AA, 8 Mayıs 2023)

Türkiye, demokrasi tarihinin önemli seçimlerinden birisini Mayıs içerisinde iki turda yaptı. Cumhuriyet döneminde çok partili demokratik yaşamın başladığı 14 Mayıs 1950 ile aynı gün 14 Mayıs 2023’te yapılan seçimlerde milletvekili seçimi tamamlandı. Ancak cumhurbaşkanı seçimi ilk turda salt çoğunluğu sağlayan bir aday olmadığı için ikinci tura kaldı. İkinci tur seçimler Anayasa gereği iki hafta sonra 28 Mayıs 2023 günü yapıldı ve Cumhur İttifakı’nın adayı Tayyip Erdoğan yeni sistemde ikinci defa cumhurbaşkanı seçildi. Böylece Türk demokrasi tarihinde ilk defa iki turda tamamlanan seçimler tecrübe edilmiş oldu.

Bu seçimler, cumhurbaşkanlığı sistemi gereğince Cumhurbaşkanlığı ve TBMM seçimlerinin birlikte yapıldığı ikinci seçimlerdi. Ayrıca önceki yıl yapılan yasal değişikliklerle ittifak sistemi daha da geliştirilmiş, ülke seçim barajı yüzde 7 olarak uygulanmış ve milletvekilliklerinin dağıtımında ittifakların değil partilerin elde ettiği oylar esas alınmıştır. Bu yönüyle de ilkleri barındıran bir seçimdi.

Bu seçimlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Cumhur İttifakı karşısındaki muhalif bloku oluşturan Millet İttifakı’nın AK Parti’den ayrılan bazı isimlerin kurduğu partilerle genişlemesi, Cumhurbaşkanlığı yarışında tek aday çıkarması ve HDP/YSP’nin Millet İttifakı’nın adayı Kemal Kılıçdaroğlu’na açık bir şekilde destek vermesi seçimleri daha rekabetçi bir hale getirdi. 2014 ve 2018’de yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, Cumhurbaşkanı Erdoğan en yakın rakibine büyük fark atarak seçilmişti. Ancak bu seçimde adaylar arasında farkın daha az olacağı beklentisi muhalefeti umutlandırmıştı. Özellikle 2019 yerel seçim sonuçları, muhalif liderlerin, kamuoyunda etkili olan bazı isimlerin açıklamaları ve pek çok anket firmasının bulguları bu umutları beslemişti.

Ayrıca milletvekilliği seçimlerine Millet İttifakı ortağı dört partinin CHP çatısı altında girmesi, CHP’nin meclis seçimlerindeki oylarının da belirgin bir şekilde yükseleceği beklentisine sebep olmuştu. Bazı siyasetçiler ve anketçiler yüzde 30 oy oranının aşılacağını dahi ileri sürmüştü. Ancak yükseltilen bu beklentiler, seçimlerde gerçekleşmemiş ve daha büyük hayal kırıklıkları doğurmuştur.

Seçimlerin bu şekilde daha rekabetçi seyretmesi, seçim güvenliği, seçimlerin özgür ve adil bir ortamda yapılması konusunda çok sayıda iddia ve tartışmanın daha fazla gündeme gelmesine neden olmuştur.

 

Zorlu Seçim Sürecine Rağmen

Seçimler yaklaşırken seçimlerin adil ve özgür bir ortamda yapılamayacağı iddia edilmiş, hatta birçok kaos ve kıyamet senaryosu gündeme getirilmişti. Öncelikle seçim hukuku alanında çok sayıda tartışma açılmış ve bunlar üzerinden seçimlerin meşruiyeti sorgulanmıştır. İki defa seçilme kuralı gereği Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın adaylığının mümkün olmadığı iddia edilmiş, önceki yıl yapılan seçim kanunu değişikliklerinin, 14 Mayıs seçimlerinde uygulanamayacağı ileri sürülmüş, seçimlerin cumhurbaşkanınca yenilenmesi kararı ve bakanların milletvekili adaylığı gibi birçok konu gündeme getirilmiştir. Bu tartışmalar ve itirazlar, Yüksek Seçim Kurulu kararları ile sonlanmıştır.

Bütün ülkeyi yasa boğan 6 Şubat depremlerinden sonra ise başka bir tartışma başlamış, seçimlerin iktidar tarafından erteleneceği ve bu erteleme kararının Anayasaya aykırı olduğu dile getirilmiştir. Oysa ki o dönemde hiçbir AK Partili yetkili erteleme yönünde bir açıklama yapmamıştı. Buna rağmen sanki bu yönde bir niyet veya girişim varmış gibi, Anayasanın buna izin vermediği ve böyle bir kararın darbe anlamına gelebileceği gibi tehdit düzeyinde açıklamalar yapılmıştır. Nitekim iktidar tarafından seçimlerin ertelenmesi girişiminde bulunmak bir tarafa, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kararı ile çok önceden söylendiği üzere seçimler kırk gün erkene 14 Mayıs gününe alınmıştır. Uygulamada da yaşanan büyük felakete rağmen deprem bölgesinde seçimlerin başarılı ve düzenli bir şekilde gerçekleştirildiği görülmüştür. On bir ilin ağır bir şekilde etkilendiği, yüzbinlerce seçmenin yer değiştirdiği seçimlerde ciddi bir şikayet veya itiraz olmamıştır.

Malatya'nın Battalgazi 2. Tur seçimleri için oy kullanma işlemleri
Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen Malatya'nın Battalgazi ilçesinde depremzedelere barınma imkanı sunan Teknokent Geçici Konaklama Merkezi'nde vatandaşlar Cumhurbaşkanlığı 2. Tur seçimleri için oylarını kullandı. (Volkan Kaşik/AA, 28 Mayıs 2023)

 

Muhalif çevrelerde köpürtülen bir diğer husus ise kaos ve kıyamet senaryolarıdır. Seçimlerden önce sırf seçmen tercihlerini etkilemek amacıyla Türkiye’nin Suriye’de PKK/PYD’ye karşı askeri operasyonlar yapacağı, PKK ve diğer terör örgütlerinin büyük şehirlerde ses getirecek saldırılar gerçekleştireceği ve devletin bunlara göz yumacağı, Doğu Akdeniz’de ve Ege’de Yunanistan ile çatışmaya varan gerginlikler çıkarılacağı gibi iddialar gündeme getirildi. Ancak seçimden önceki süreçte, devleti zan altında bırakan bu kaos senaryolarının hiçbiri gerçekleşmedi.

Hatta PKK terör örgütünün Taksim İstiklal Caddesi’nde 15 Kasım 2022 günü gerçekleştirdiği ve altı kişinin ölümüyle sonuçlanan terör saldırısı sebebiyle, saldırının faili yerine iktidarı suçlayan ve saldırının seçimi etkileme amacı taşıdığını ileri süren çok kişi oldu. Saldırının failleri yakalandığı halde, PKK’nın adını anmadan uzun süre spekülasyon yapıldı. Devletin kurumlarının açıklamaları yerine terör örgütünün beyanlarına itibar edildi. Bütün bu olumsuz yaklaşımlara rağmen Türkiye, seçimleri etkileyecek bir olay yaşanmaksızın seçim dönemine güvenli ve huzurlu bir şekilde girmeyi başardı.

Seçimden önce ve kampanya dönemi boyunca korunan güvenlik ve huzur ortamı, oy verme gününde de devam etti. Seçim günü sandıklarda neredeyse hiçbir olay yaşanmadı. Son yılların en yüksek katılımının olduğu seçimlerde seçmenler özgür bir ortamda herhangi bir baskı ya da zorlama söz konusu olmaksızın oylarını kullandı. Sonrasında oyların sayım ve dökümü de dikkate değer bir tartışma yaşanmaksızın tamamlandı. Bu seçimlere muhalefetin daha iddialı ve yüksek beklentilerle girmesi ve rekabetin daha fazla olması göz önüne alınırsa burada bir başarı olduğu açıktır.

Sonuç olarak 2023’te yapılan bu iki turlu seçim, Türkiye’de seçmenin büyük bir demokratik olgunluk göstererek oyuna sahip çıktığını ve her türlü demokrasi dışı senaryoyu reddettiğini gösterdi.

 

Seçim Günü Tartışmalar ve İtirazlar

Muhalefet seçimler boyunca seçimlerin yönetimi ve güvenliği konusunda ikircikli bir tutum gösterdi. Bir taraftan seçime çok iyi hazırlandıklarını, tüm sandıklarda temsilcilerinin olacağını, oyların toplanması ve verilerin akışı konusunda çok iyi bir sistem kurduklarını ve her şeye hakim olduklarını belirterek seçmenlerinin sandığa gitme ve kazanma motivasyonunu diri tutmaya çalıştılar. Diğer taraftan ise çeşitli temelsiz usulsüzlük ve yolsuzluk iddialarında bulunmaktan ve sandığın meşruiyetini sorgulamaktan kaçınmadılar.

Seçimin ertesinde, bütün süreçler partilerin gözetimi ve denetimi altında gerçekleşmesine rağmen oyların dökümünde, toplanmasında ve YSK sistemine aktarılmasında bazı usulsüzlükler olduğu ileri sürülmüştür. Oysaki bu işlemlerin yapıldığı seçim kurullarında muhalefetin temsilci sayısı iktidar partisinden daha fazladır. Ayrıca YSK sandık sandık bütün sonuçları sisteme girmekte ve kamuoyuna açıklamaktadır. Bütün sandık sonuçları ve ıslak imzalı tutanaklar da partilerde olduğuna göre bu sistemde bir usulsüzlük söz konusu olamaz. Nitekim bu gibi iddialar kısa sürede açık bilgi ve belgelerle yalanlanmış ve hatta sonucu etkilemeyen bazı küçük maddi hatalar dışında, muhalefetin YSK temsilcileri de sosyal medyada yayılan iddiaların gerçekliği yansıtmadığını belirtmiştir.

Seçim günü oy sayım işlemleri devam ederken yaşanan bir diğer tartışma da Anadolu Ajansı tarafından aktarılan verileri güvenilir bulmayan muhalefetin, gece boyunca Kılıçdaroğlu’nun seçimleri kazandığını ilan etmesidir. O gün iki belediye başkanı Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş, 19.34, 20.54, 22.37 ve 23.35 saatlerinde dört defa basın önüne çıkıp Kılıçdaroğlu’nun seçimi kazandığını, önde olduğunu ve hatta ilk turda seçimin biteceğini söylemişlerdir. Oysa ki o saatlerde seçim sonuçlarını aktaran ANKA Haber Ajansı verileri dahi Erdoğan’ın önde olduğunu gösteriyordu. ANKA’nın CHP’ye yakın olduğunu ve Anadolu Ajansı’nın verilerine güvenmeyenler tarafından güvenilir kaynak olarak lanse edildiğini hatırlamakta fayda var. Nitekim o gece yapılan kazandık açıklamalarının, gerçek verilere dayanmadığı ve seçmeni motive etme amaçlı olduğu hem CHP’lilerin hem de Millet İttifakı’ndaki bazı ortaklarının açıklamalarından anlaşılmıştır.

Nitekim DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı İdris Şahin, yaptığı açıklamada “… Oysa herkesin elinde somut verilerle bu ikinci tura kalan bir seçimdi. Hemen seçim sonuçları açıklanır açıklanmaz, ben de CHP Genel Merkezi’ndeydim. Saat 8-8.15 itibarıyla üç aşağı beş yukarı sonuçlar belliydi.” demiştir. Bu açıklamanın seçim gecesi açıklamalarının yalanlanması anlamına geldiğini gören İmamoğlu, “Bu arkadaş o kadar yanlış bir laf etti ki. Ben açıklama yapıyorum. Yüzde 20 veri ekranı benim önümde. Hatta Türkiye Gönüllüleri’nin de ekranı önümde. O anda herhalde kendisi eski anketleri mi karıştırıyordu ne yapıyordu, anlamış değilim. Ne söylediği doğru ne zamanı doğru ne ittifak ruhuna uyar...” şeklinde tepki göstermiştir. Bu tartışmaların ötesinde zaten tüm muhalif yayın organlarında gece boyunca yayınlanan ANKA Haber Ajansının verileri de İmamoğlu ve Yavaş’ın “kazandık, öndeyiz” açıklamalarını açık bir şekilde yalanlıyordu.

Şunu da belirtmek gerekir ki, seçimden önce birkaç yıl boyunca her türlü teknik hazırlığı yaptıklarını iddia etmesine rağmen CHP’nin seçim sisteminin seçim günü çöktüğü iddia edilmiştir. Nitekim bu konudaki yetkili CHP Bilgi ve İletişim Teknolojileri’nden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Onursal Adıgüzel de görevinden istifa etmiştir. Sonradan yapılan açıklamalarda istifayı gerektiren bir sebep olmadığı belirtilse de bütün iddialı açıklamaların üzerine gölge düşmüştür.

Sonuç olarak, bu seçimlerde seçmenler Batı demokrasilerinde örneği görülmeyen bir oranda seçimlere katılarak milli iradeye sahip çıkmıştır. Sandığın üzerine gölge düşürebilecek tüm kaos ve kargaşa senaryoları boşa çıkmıştır. Seçimler güvenli ve özgür bir ortamda tamamlanmış ve son sözü millet söylemiştir. Seçim öncesinde ve sonrasında gündeme gelen bazı tartışmalar milli iradenin üzerine gölge düşürememiştir. Anadolu Ajansı’na güvenmeyip kendi sistemlerini kurduklarını ileri sürenler, kendi verilerine rağmen seçmeni açıkça yanlış yönlendirmiştir. Seçimler olaysız tamamlanmış ve bazı usulsüzlük iddiaları ile maddi hatalar sistem içerisinde hızlıca sonuca bağlanmıştır. Türkiye’de seçimler her aşamada, yargı organlarının yönetimi ve denetimi altında, partilerin katılımı ve nezareti ile başarılı bir şekilde yürütülmektedir. Nitekim bu seçimler de adil ve özgür bir ortamda güvenli bir şekilde tamamlanmış ve milli irade tecelli etmiştir.

 


Etiketler »  

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "veri politikamızı" inceleyebilirsiniz. Daha fazlası