Kriter > Siyaset |

Alevi Kimlik Siyasetinde Yeni Bir Aşama


Atılan son adımlarla cemevlerine hukuki statü kazandırılmıştır. Alevi toplumunun en öncelikli talepleri içerisinde yer alan cemevlerine hukuki statü kazandırılması, Alevi dedeleri/inanç önderlerine cemevlerinde ödenekli kadro sağlanması ve cemevlerinin temel ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik bütçe tahsisi Alevilerin inanç konusundaki taleplerini büyük ölçüde karşılamaktadır.

Alevi Kimlik Siyasetinde Yeni Bir Aşama
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Şahkulu Sultan Dergahı ve Cemevi'nde düzenlenen Cemevleri Temel Atma ve Toplu Açılış Töreni'ne katılarak bir konuşma yaptı. (Mustafa Kamacı/AA, 7 Ekim 2022)

Alevi toplumu, AK Parti’nin 20 yıllık iktidarı boyunca yapıcı ilişkiler geliştirmekte en fazla zorlandığı toplumsal kesimlerin başında gelmektedir. Bu zorluğun temel nedeni, Alevi kimliğinin kendini tanımlama ve sınırlarını çizme pratiği ile ilgilidir. Alevi kimliği, kendini tanımlarken muhafazakar Sünni kimliği ötekisi veya karşıt kimlik olarak konumlandıra gelmiştir. Tarihi ve kültürel bağlamda şekillenmiş olan bu karşıtlığın günümüz siyasetindeki iz düşümü ise başta AK Parti olmak üzere Türkiye’de İslamcı ve muhafazakar kökenlerden gelen partiler ve bu partilerin toplumsal tabanlarıdır. Alevi toplumu, Türk siyasetinin çok partili döneminde milliyetçi sağ partilere oldukça mesafeli yaklaşmıştır. Alevi kimliği önümüzdeki dönemde, kendini bir kolektif entite olarak tanımlarken bu karşıtlıkları dikkate almaya devam edecektir.

Alevi toplumuna mensup vatandaşlar ve kimliklerinde güçlü Alevi vurgusu olan kesimler, başta yerel siyaset olmak üzere sivil toplum ve diğer alanlarda muhafazakar kesimler ve partilerle ortaklıklardan büyük ölçüde kaçınmaktadırlar. Bu kesimlerle ortak iş yapan ve bu kesimlerin kurumsal çerçevesi içerisinde yer alan kişiler ise Alevi toplumunda “düşkün” ilan edilebilmekte ve toplumsal dışlanma ile karşı karşıya kalabilmektedirler. Alevi kimliği ile ön plana çıkan siyasetçiler, sanatçılar, bilim insanları ve birçok alandaki kanaat önderi, kendilerini AK Parti ile bağlı gösterebilecek adımlardan büyük ölçüde kaçınmışlardır. AK Parti ve muhafazakar sağ partiler ve bu partilerin toplumsal kesimleri, hangi adımları atarlarsa atsınlar Alevi toplumu ile oluşmuş olan siyasi ve toplumsal mesafeyi kapatmaları yakın vadede mümkün olmayacaktır.

AK Parti hükümetleri Alevi toplumu ile arasındaki mesafeli durumu aşmak ve Alevi toplumunun beklentilerini karşılamaya yönelik adımlar atma amacı ile 2009-2010 yıllarında ilk Alevi açılımını gerçekleştirmiştir. Alevi toplumuna mensup vatandaşlar, AK Parti yönetimi ve kadroları içinde fazla yer almadıkları için Alevilerin siyasi ve toplumsal talepleri parti programı içerisinde fazla bir yer tutmamaktaydı. Bu boşluğu doldurmak ve Alevi toplumunu tanımak için Alevi toplumunun farklı kesimlerini içerecek şekilde çalıştaylar düzenlenmiş ve çalıştayların nihai raporları, devlet bakanlığı tarafından yayınlanmıştır. Çalıştaylarla Alevilerin farklı alanlardaki talepleri kayda geçirilmiş, toplumun diğer kesimleri ve devletten beklentileri kuşatıcı bir şekilde ele alınmıştır. Şüphesiz bu çaba, konuya dair yapıcı yaklaşım ve sorunları çözmeye yönelik somut adımlar atmayı hedefleyen bir gayretin yansımasıydı. Ancak bu çalıştaylarda dile getirilen bazı talepler, geçmiş olduğumuz on yılı aşkın sürede tam olarak karşılanamamıştır.

Alevi Açılımı bağlamında çalıştayların yanı sıra Alevilerin tarihsel acılarını, maruz kaldıkları siyasi ve toplumsal ayrımcılıkları resmi makamlarca kabul eden, hatta geçmişte yaşanan olumsuzluklar nedeni ile Alevi toplumu ile helalleşme çabası içerisinde olan bir yaklaşım ortaya konmuştur. Alevi kültürünün ve sivil toplum kurumsallaşmasının önündeki hukuki engeller büyük ölçüde kaldırılmıştır. Sembolik düzlemde ise Alevi kültürünün kamusal alanda temsilini ve meşruiyetini güçlendirecek adımlar atılmaya devam edilmiştir. Bütün bu adımlarla Alevi toplumu ile Türkiye’deki diğer toplumsal kesimler arasındaki kültürel, toplumsal ve duygusal bağlar güçlendirilmeye çalışılmıştır. Şüphesiz yılların birikimi olarak şekillenmiş olan bütün bu farklılıklar ve mesafenin kısa vadede kapanması mümkün olmayacaktır. Ancak atılan iyi niyetli adımlar, aradaki mesafeyi kapatmaya yönelik bir irade beyanı olmuştur.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hüseyin Gazi Cemevi'ni ziyaret etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hüseyin Gazi Cemevi'ni ziyaret etti. Erdoğan, burada Alevi ve Bektaşi derneklerinin temsilcileriyle muharrem ayı iftarına katıldı. (Mustafa Kamacı/AA, 8 Ağustos 2022)

 

Aleviler ile AK Parti Arasındaki Mesafenin Açılması

Kendisi Alevi kimliğine mensup bir arka plana sahip Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP Genel Başkanı olması Alevi toplumunda bir heyecan doğurmuş ve dağınık durumdaki Alevi toplumunu siyaseten büyük ölçüde CHP arkasında toparlamıştır. Alevi toplumunun büyük çoğunluğu, çok partili dönemde CHP ve diğer sol partileri desteklemekteydi. Kılıçdaroğlu’nun CHP Genel Başkanlığı, Alevilerin CHP’ye olan desteğini artırmıştır. Mayıs 2013’te başlayan Gezi olayları ise birçok muhalif kesimi harekete geçirmiştir. Alevi vatandaşların Gezi protestolarında orantısız bir şekilde yer alması ve protestolarda hayatını kaybedenlerin tamamının Alevi olması, AK Parti ile Alevi toplumu arasındaki mesafeyi daha da açmıştır. Sonuçta 2014-2015’e gelindiğinde, AK Parti’nin Alevi açılımı ile varmaya çalıştığı uzlaşının gerisinde kalınmıştır.

Alevi kimliğinin tanınması ve bu kimliği kamusal alanda varlığını sürdürebilecek kurumlara hukuki statü kazandırılması, Alevi kimlik siyasetinin önde gelen hedeflerinden olmuştur. Alevi toplumu, bu kurumsal taleplerinin yanı sıra toplum ve bürokratik katmanlarda maruz kaldığını düşündüğü dışlanma ve ayrımcılık pratiklerinin asgari düzeye düşürülmesi konusunda yoğun çaba sarf etmektedir. 90’lardan bu yana Alevi kimliğinin kurumsallaşması, siyaset ve temsilinin önündeki engellerin kaldırılması konusunda önemli adımlar atılmasına karşı kamuda karşılaşılan ayrımcılığın devam etmesine dair şikayetler büyük ölçüde sürmekte, cemevlerine hukuki statü kazandırılması noktasındaki talepler de devam etmekteydi.

Türk toplumunun tüm katmanlarında Aleviler, Alevilik ve Alevi toplumunun siyasi ve kültürel hakları konusunda farkındalık artmaktadır. Alevilere yönelik damgalayıcı, suçlayıcı ve ön yargılı uygulamalarda ve davranışlarda kayda değer bir azalma söz konusudur. Bu azalmada kamuoyunun bu konudaki farkındalığının artmasının yanı sıra her görüşten siyasi liderin bahsi geçen hususlarda yapıcı tavır ve siyasi yaklaşımının rolü büyüktür. Alevi toplumuna yönelik aşağılayıcı ve dışlayıcı uygulamalar ve bu uygulamaların basına yansımasında da kayda değer bir azalma söz konusudur. Bütün bu gelişmeler, Alevi vatandaşların şikayet ettikleri ayrımcılık ve dışlanma uygulamalarının azalmasını sağlamıştır.

2000’lerin başından bu yana geçen süreçte Alevi kimliği ve toplumsal talepleri, büyük ölçekli siyasi çekişmelerin parçası olmaktan çıkmıştır. Türk toplumunda, dini ve mezhepsel farklılıklar üzerinden yeni fay hatlarının oluşmasının önüne geçilmiştir. Üstelik bu başarı Türkiye’nin bulunduğu bölgede etnik, mezhepsel ve dini çatışma ve iç savaşların yoğunlaştığı bir dönemde sağlanmıştır. Etnik ve mezhepsel ayrımların iç savaş dinamiklerini tetiklediği Ortadoğu coğrafyasında bu şekilde bir siyasi ve toplumsal uzlaşının sağlanması, Türkiye Cumhuriyeti’nin önemli kazanımlarından biri olmuştur. Bu kazanım partiler üstü bir yaklaşımla sağlanmıştır.

Alevi toplumu, Alevi kimlik siyasetinin ön plana çıkmaya başladığı 90’lardan bu yana siyasi ve toplumsal hedeflerine ulaşma konusunda önemli ilerlemeler sağlamıştır. 2000’lerin başına kadar Alevi ve Bektaşi ifadelerinin sivil toplum kuruluşlarının isimlerinde geçmesini engelleyen hukuki kısıtlamalar söz konusuydu. Alevi kanaat önderleri bu nedenle kurmuş oldukları resmi kurumları, bu kültürün ve kimliğin taşıyıcı isimleri ve kavramları ile başlayan ifadelerle dile getirmişlerdir.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Cem Vakfı Sivas Şubesi Alibaba Cemevi'ni ziyaret etti.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Cem Vakfı Sivas Şubesi Alibaba Cemevi'ni ziyaret etti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın selamlarını ileten Oktay, cemevinde Alevi dedelerinin yanı sıra vatandaşlarla da sohbet etti. (Barış Oral/AA, 15 Eylül 2022)

 

Yeni Alevi Politikası ve Alevi Toplumundaki Karşılığı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatı ile 58 ilde bin 585 cemevi ziyaret edilerek yapılan çalışma ile Alevi toplumunun talepleri tespit edilmiş ve bu taleplerin giderilmesine yönelik somut adımlar atılmaya başlanmıştır. Cemevlerinin, Kültür Turizm Bakanlığı altında kurulan Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı bünyesinde toplanması kararı alındı. Atılan son adımlarla cemevlerine hukuki statü kazandırılmış ve cemevlerinin ihtiyaçlarının karşılanması için Kültür Bakanlığında bütçe tahsis edilmiştir. Alevi toplumunun en öncelikli talepleri içerisinde yer alan cemevlerine hukuki statü kazandırılması, Alevi dedeleri/inanç önderlerine cemevlerinde ödenekli kadro sağlanması ve cemevlerinin temel ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik bütçe tahsis edilmesi, Alevilerin inanç konusundaki taleplerini büyük ölçüde karşılamaktadır.

Hükümetin yeni Alevi hamlesi, Alevi toplumu içerisinde de yoğun tartışmalara neden olmuştur. Atılan hamleleri destekleyen büyük bir kitle bulunmaktadır. Ancak bu hamleye “Aleviliğin devletleştirilmesi”, “Alevi inancının kültür veya folklor olarak tanımlanması”, “Alevi inanç önderlerinin devlet kadrosuna alınarak denetim altına alınması” gibi eleştiriler getirilmiştir. Alevi toplumu içerisindeki bazı kesimler cemevlerinin yasal olarak ibadethane olarak tanınması talebini sürdürmektedirler. Bunun Aleviliği İslam inancı dışında ayrı bir inanç olarak tanımanın önünü açacağını veya tekke ve zaviyeleri yasaklayan 677 sayılı devrim kanunu (Tekke, zaviye ve türbelerin kapatılması) ile çelişeceğini iddia edenler de bulunmaktadır. Hükümetin son kararları, Alevi toplumunun tamamını memnun edememiş olsa da cemevlerinin hukuki statüsü ile ilgili tartışmaya son vermiştir. Cemevlerinin maddi ihtiyaçlarının karşılanması ve Alevi dedeleri ve cemevi personelinin maaşa bağlanması kararı, cemevlerinin sürdürülebilirliği konusunda önemli bir dönüm noktası olmuştur.

AK Parti ve MHP’nin Alevilik konusunda atmış oldukları adımlar, doğrudan kendi siyasi gündemlerine katkı sağlamayabilir veya oya tahvil edilemeyebilir. Ancak bu hamle ile siyasette önemli bir alanın yerli ve yabancı siyasi aktörlerce istismar edilmesinin önüne geçilecektir. Cemevlerinin hukuki statüsü konusundaki tartışmanın sonlandırılması, Alevi toplumunun kimlik siyasetine sıkışan siyasi seçeneklerinin çeşitlendirilmesine olanak sağlayacaktır.

Kendi içerisinde oldukça güçlü bağlara sahip ancak diğer kesimlerin katılımına karşı korumacı bir tutum sergileyen Alevi toplumu açısından siyasi ve toplumsal mücadele yaklaşımı birleştirici bir unsur olarak varlığını sürdürecektir. Ancak Alevi toplumunun mücadelesini verdiği konularda somut kazanımların sağlanması Alevi siyasetinin kimlik siyasetinden sıyrılmasının önünü açacaktır. Kimlik temelli haklarına büyük ölçüde kavuşan Alevi toplumunun bazı kesimlerinin siyasi düzlemde farklı angajmanlara girmelerinin önü açılacaktır. Bu durum da Alevi toplumsal kesimlerinin alternatif siyasi arayışlara girmelerini ve Alevi siyasetinin rekabete açılmasını mümkün kılacaktır. Hükümetin son Alevi açılımı her halükarda Alevi kimlik siyasetinin farklı bir evreye geçmesinin de önünü açacaktır.

 


Etiketler »  

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "veri politikamızı" inceleyebilirsiniz. Daha fazlası