Kriter > Dosya > Dosya / Sosyal Konut Projesi |

Sosyal Konut, Asosyal Muhalefet


Asosyal kelimesi muhalefetin durumunu özetliyor. TDK, asosyal’i “Genel kabul görmüş kuralların dışında hareket eden” olarak tanımlıyor. “Siyaset halk için, halkın faydasına yapılır” şeklinde genel kabul görmüş bu kuralın dışına çıkıp, halkın faydasına olacak projeyi, sırf iktidar puan toplamasın diye reddeden muhalefet, asosyal değildir de nedir?

Sosyal Konut Asosyal Muhalefet
(Evrim Aydın/AA)

Çinliler birine beddua edecekleri zaman “İlginç zamanlarda yaşayasın” dermiş. Meseleye Türkiye’deki muhalefet açısından baktığımızda gerçekten “çok ilginç zamanlar” yaşanıyor. Öyle ki CHP Grup Başkanvekili Engin Altay’ın, “Bu hükümet (AK Parti) dünyanın en doğru işini bile yapsa, bizim bu hükümeti alkışlayacak halimiz yok” bakış açısı, durumun vahametini açıklamıyor.

Önce olayı özetleyelim. 20 yıllık iktidarında 1 milyon 200 binin üzerinde çeşitli vasıflarda konut üreten AK Parti iktidarı, 2023’te yapılacak seçim öncesinde, 250 bin adetlik sosyal konut hamlesi yaptı. Bu sayıyı 500 bin adede çıkarabileceğini, hatta Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ifadesiyle, etap etap seçim sonrasında da artıracakları müjdesini verdi. Siyasi perspektiften bakıldığında, iktidar partisi açısından, (sadece seçime yönelik bir vaat bile olsa) alkışlanacak bir hamle.

Peki, muhalefet ne yapıyor? Dünyanın en doğru işini alkışlayacak halleri yok elbette.

 

Oysa…

Oysa adında “Halkçı” sıfatı bulunan bir partinin, iktidardaki partiden (yapabiliyorsa) rol çalması, seçmen devşirmesi, hiç olmazsa oy talep ettiği seçmenin faydasına olacak iktidarın hamlelerinden pay kapması beklenir. Ancak durum muhalefet açısından hiç de öyle değil. Örnek mi?

İki gün boyunca sessiz kalmasının ardından dünyanın en doğru işini alkışlamayan CHP’nin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhuriyet tarihinin en büyük sosyal konut projesine sosyal medya hesabından giriş yaptı. Projeyi “ısıtılıp ısıtılıp sunulan bir proje” olarak değerlendiren Kılıçdaroğlu, amacın “farkında olduğunu” vurguladı ama detay vermedi. Onun yerine Erdoğan’ın sosyal konut projesiyle “seçim öncesi para toplamak” hedefinde olduğunu, “topla fakir fukaradan parayı, seçimi finanse et” sözleriyle değerlendirdi.

Ancak bu söz kendi tabanından da yoğun tepki almış olacak ki, hemen ertesinde projeyi desteklediğini söylemek zorunda kaldı. Ama sözünü de eklemeyi unutmadı. “Projeyi açıkladılar, ‘Herkes ev sahibi olsun’ eyvallah. Başımın üstünde yeri var. İtirazım yok buna ama yarın müteahhit ‘ben yapmıyorum, demire, çimentoya zam geldi’ deyip iş bırakırsa ne olacak?”

20 yılda 1 milyon 200 bin konutu sorunsuz bir şekilde hak sahiplerine teslim eden iktidara bu soruyu sormak, en hafif tabirle abesle iştigal etmek olarak yorumlanır. Yine “oysa” yeni fikir üretmek için enerji harcamasına bile gerek yok muhalefet yapmak için. Şili’ye baksa, kopyalamaya çalışsa bile yeterdi aslında.

Mersin'de Sosyal Konut Projesi'ne başvurular
Mersin'de vatandaşlar, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıkladığı sosyal konut projesine başvuru yapmaya devam ediyor. Özellikle emeklilerin yoğun ilgi gösterdiği proje için vatandaşlar Cumhurbaşkanı’na teşekkür ediyor. (Aleyna Coşkun/AA, 15 Eylül 2022)

 

Dünya Ne Yapıyor?

Aslında konut meselesi dünyanın en önemli sorunlarından biri. USAID’ın (ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı) raporuna göre dünya nüfusunun yüzde 60’ı olan 5 milyar insanın kentlerde yaşamasının beklendiğini ifade ediyor. Yani mesele CHP’nin dünyanın en iyi işini yapsalar da alkışlayacak halimiz yok tavrından çok ama çok öte.

Tüm dünya özellikle sosyal konutlar konusunda çok ama çok uzun bir süredir kafa patlatıyor. Hatta bu konuda ödül alan mimarlardan biri olan Alajendro Aravena ülkesi Şili’de 5 dönümlük bir alanda “artımlı ev modeli”ni hayata geçirdi bile. Mimarların Nobel’i, Pulitzer’i, Oscar’ı olan 41. Pritzker ödülünü alan Mimar Aravena’nın bakış açısı aslında çok basit. “Maliyetin yarısının devlet yarısının konut sahibi tarafından karşılanacağı model” şeklinde tanımlanan bu proje en popüler olanlarından.

Bunu önerebilirdi mesela CHP. Veya Almanya modelinden bahsedebilir, satmaktan ziyade kendi üretip kiraya verebileceği benzer bir sistemi teklif edebilirdi. Ancak bu yollardan hiçbirine yönelmedi. Daha önce yaptığı gibi kolayı seçti, önce projeyi kötüleme, bu tepki çekince de proje sahibini kötüleme tercihini kullandı.

İYİ Parti ise iktidarın (futbol tabiriyle) 90’a hedeflediği şutu çıkaramayacağını anladığı için direkt ikinci adıma geçti. Projeyi değil, projeyi ortaya koyanı hedefledi.

İYİ Parti kurmayları, CHP kurmaylarından görece daha zeki olduğunu kanıtlarcasına projenin iyi olduğunu peşinen kabul etti ancak ikinci adımda CHP ile benzeşti. Proje sahibinin kötü olduğunu vurgulamayı tercih etti. Sosyal konut projesi sorulduğunda “Bakın, seçime doğru gidiyoruz, abiler sosyal konut projesi ortaya koydular. Mantık olarak doğru ama anlatılmayan bir yanı var. Ne kadar ödeyeceğiniz belli değil. Şimdi ben, Hayrettin Karaman’dan değil ama bu işi iyi bilenlerden fetva almalarını tavsiye ediyorum. Dini olarak yanlış. Siyasi olarak doğru olabilir ama mali olarak da yanlış. Çünkü neyi aldığını, ne kadar ödeyeceğini bir vatandaş bilmek zorundadır. Projeye söyleyecek sözümüz yok. Onlara, düzeltmeleri için her türlü imkanı sunacağız. Düzeltmedikleri takdirde, biz geleceğiz, o projeyi yapacağız, gerçekten fakirin eline ödeyebileceği şekilde ev teslim edeceğiz” dedi.

Oysa gerek Cumhurbaşkanı Erdoğan gerek Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, kurada çıkmaları durumunda hak sahiplerinin, ne kadar ödeyeceğinden tutun, aylık taksitlerin ne olacağına, enflasyon oranından daha az artırım yapacaklarından, teslim tarihine, peşin ödemede elde edecekleri indirimler dahil ter türlü bilgiyi vermiş, vermeye de devam ediyordu. Ama bu gerçekler Meral Akşener’in bilgisi çerçevesinde olsa da umurunda değildi.

 

Hazırlıksız Yakalandılar

İşin özü başta CHP olmak üzere Türkiye’nin muhalefet partileri, AK Parti’nin bu hamlesine hazırlıksız yakalanmış, far görmüş tavşan misali, ışık üzerlerine çevrildiğinde adeta dona kalmışlardı. Açıklamaları bunun en önemli delili.

Muhalefetin “Sosyal Konut” projesine yaklaşımı Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sorulduğunda verdiği cevap hem manidar hem de Türkiye’deki muhalefetin analizi açısından önemli.

Muhalefet tarafının projeyi eleştirmek için gösterdiği gayreti anlamakta zorlanıyoruz. Esasen muhalefet ile bizim aramızda şöyle açık net bir fark var; biz dertliyiz, inanın bunların derdi yok. Bunlar başka yerlerde. Bizim tek derdimiz var, o da millet. Biz hiçbir fark gözetmeksizin her bir insanımızın huzuru ve refahı için koşturuyoruz. Sadece dertli değil, aynı zamanda milletimize bu imkanları sağlamakla da sorumlu olduğumuzu devamlı ifade ettik, hala da ediyoruz. Sosyal konut projesi gibi hayırlı bir adımda bile suyu bulandırmaya, bununla yetinmeyip millete hakaret etmeye çalışanların bir derdi de sorumluluğu da yok. Öyle veya böyle biz bunu başardığımızı göstereceğiz. Tabii bunlar kurdukları masaya, yabancı büyükelçilerden terör örgütleri yandaşlarına kadar herkesi toplayıp bir tek milleti dışarda bırakmak suretiyle netice alacaklarını zannediyorlar ama yok… Bir şey daha söyledim; biz şimdi bu adımı atmakla beraber, seçimden sonra da bu işin ikinci etabını başlatacağız. Bunlar ikinci etabı da duyunca tabii iyice rahatsız oldular. Çalış sen de yap ama senin öyle bir derdin yok. Biz muhalefete sadece diyoruz ki 'siz gelin, bizi izlemeye devam edin.' Ama bunlar seyirci olmayı da bilmiyor.” diyor Erdoğan. El hak. Haksız da sayılmaz.

 

Kimler Başvurdu?

13 Eylül günü Cumhurbaşkanı tarafından açıklandıktan, 14 Eylül günü ise müracaatlar başladığından bu yana yaklaşık 5 milyon kişi, “Sosyal Konut Projesi”nden faydalanmak için başvuru yaptı. Ekim sonuna kadar devam edecek başvuruda sayının 10 milyona ulaşması bekleniyor. Bu rakam tahmin edilenin neredeyse iki katı. Projenin her ne kadar “konut” kısmı ön planda olsa da konuta girmeyip sadece arazi alıp, daha sonra imkan bulursa üzerine ev yapmayı planlayanlar da düşünülmüş veya iş yeri sahibi olmak isteyenler de unutulmamış. O da projenin ayrı boyutu. Ancak sayısının 10 milyona ulaşacağı tahmin edilen başvuranların siyasi kimliği ile ilgili bir çalışma yok; yapılır mı veya gerek var mı bilmem. Ancak dar çevrede yaptığım gözlemlere göre toplumun tüm siyasi katmanından kriterlere uyan herkesin (AK Parti’lisi, CHP’lisi, İYİ Parti’lisi, HDP’lisi, MHP’lisi kim varsa) başvuru yaptığı bir gerçek. Sadece bu bile hamlenin ne kadar doğru, muhalefetin ise verdiği tepkilerle nasıl yanlış yaptığının göstergesi.

Yazının başlığına dönersek…

Her ne kadar karşıtlık üzerinden bir kelime oyunu olduğunu düşünsek de asosyal kelimesinin Türk Dil Kurumu’na göre karşılığına baktığımızda muhalefetin de durumu özetleniyor. TDK, asosyal’i “Genel kabul görmüş kuralların dışında hareket eden” olarak tanımlıyor. “Siyaset halk için, halkın faydasına yapılır” şeklinde genel kabul görmüş bu kuralın dışına çıkıp, halkın faydasına olacak projeyi, sırf iktidar puan toplamasın diye reddeden muhalefet, asosyal değildir de nedir?

 


Etiketler »  

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "veri politikamızı" inceleyebilirsiniz. Daha fazlası