Kriter > Dış Politika |

Geçmiş ve Gelecek Beş Yılda Ursula von der Leyen Komisyonu


Ekonomi ve ticaret konusunda Çin’le yaşanan problemler ilk dönemin sorunlu alanı olarak kabul edilirken, ABD’de yeniden seçilen Trump ile AB arasında yaşanması muhtemel ekonomik krizler ise yeni dönemi bekleyen sıkıntılar olarak görülüyor. Komisyon, ilk dönemde ABD ile olan ilişkilerde, özellikle ticaret ve teknoloji konusunda yakın iş birliği sağladı. Ancak yeni dönemde ABD ile kurulacak yeni ilişkilerin bu kadar pozitif olması beklenmiyor.

Geçmiş ve Gelecek Beş Yılda Ursula von der Leyen Komisyonu
AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen (Nicolas Landemard / AA, 20 Aralık 2024)

2019’da göreve başlayan Ursula von der Leyen Komisyonu’nun 2024’e kadar devam eden ilk dönemi, büyük bir kriz dönemine denk geldi. Von der Leyen’in liderliği altında Komisyon, Avrupa Birliği’nin çeşitli iç ve dış meselelerine müdahil olmuş, birçok politikayı ve stratejiyi hayata geçirmeye çalışmıştır. Komisyonun 2019-2024 dönemi için en önemli hedefleri arasında Yeşil Mutabakatın yürürlüğe konulması ve AB’de dijitalleşmenin sağlanması bulunmaktaydı. Ancak Komisyonun göreve başlamasını takiben tüm dünyayı saran Covid-19 pandemisi AB’nin gündemini de tümden değiştirmiştir.

Pandemi döneminde hastalıkla mücadele için sağlık alanında alınacak tedbirlerden aşı tedarikine ve ekonomik canlanmaya kadar Komisyon, pek çok konuyla başa çıkmak zorunda kaldı. Avrupa Birliği bu süreçte, üyeleri için aşı alım anlaşmaları yaparak, küresel aşı dağıtımında önemli bir rol üstlendi. Ancak, ilk başta aşı tedariki konusunda bazı eleştiriler oldu, çünkü anlaşmaların geç yapılması ve bazı tedarik zinciri sorunları, AB'nin bu süreçteki etkinliğini sorgulattı. Ekonomik canlanma konusunda da Komisyon, önemli ekonomik paketler sundu. Özellikle, NextGenerationEU fonu, Avrupa’nın ekonomik yeniden yapılanmasında önemli bir araç oldu. Bu fon, pandemi sonrası toparlanmayı hızlandırma amaçlıydı.

 

Karşılaşılan Sorunlar Dizisi

Geçen beş yıllık süreçte Komisyonun ilgilendiği ve birtakım sorunlara da sebep olan bir diğer konu Yeşil Mutabakat ve İklim Politikalarıydı. Bu politikaların en büyük hedefi 2050 itibariyle karbon salınımı hedefini sıfırlamaktı. Bu çerçevede 2030’a kadar karbon emisyonlarını yüzde 55 oranında azaltmayı hedefleyen yeni yasalar ve düzenlemeler geliştirildi. Ayrıca Komisyon, AB içindeki yeşil enerji projelerini teşvik etmek için önemli düzenlemeler yaptı ve iş gücü dönüşümüne yönelik stratejiler geliştirdi. Ancak, bazı ülkeler bu hedeflere ulaşmanın maliyetleri ve zorlukları hakkında endişelerini dile getirdi. Bu politikaların en önemli sonuçlarından biri AB’nin bu süreçte başa çıkmaya çalıştığı çiftçi protestoları olacaktı. Bu protestoların, Komisyonun önümüzdeki beş yıllık dönemine de damga vuracağı düşünülmektedir.

Komisyon, bu beş yıllık süreçte dijitalleşme ve teknoloji alanında da birçok önemli politika geliştirdi. AB’nin dijital pazarında rekabeti artırmak ve dijital bağımsızlık sağlamak amacıyla çeşitli düzenlemeler yapıldı. AB’nin dijital altyapısını güçlendirmek için geliştirilen Yapay Zekâ Yasası ve Dijital Hizmetler Yasası gibi düzenlemeler, dijital alanda etik standartları ve güvenliği artırmayı hedefledi.

Von der Leyen Komisyonunun ilk dönemindeki en önemli dış politika olayı, kuşkusuz Rusya-Ukrayna Savaşı’ydı. 2014’te Kırım’ı ilhakından beri Rusya ile Batı arasında bozulan ilişkiler, Şubat 2022’de Rusya’nın Ukrayna’ya saldırması ile iyice koptu. Batı dünyasının Rusya’ya karşı uyguladığı ambargoların ve Ukrayna’ya verdiği desteğin Avrupa ülkelerindeki karşılığı ise enerji krizi olarak tecelli etti. Komisyon bu konuda önemli tedbirler alarak Rus gazına olan bağımlılığı en aza indirmeye çalıştı.

Ekonomi ve ticaret konusunda Çin’le yaşanan problemler, ilk dönemin sorunlu alanı olarak kabul edilirken, ABD’de yeni başkan olarak seçilen Donald Trump ile AB arasında yaşanması muhtemel ekonomik krizler ise yeni dönemi bekleyen sıkıntılar olarak görülmektedir. Komisyon, ilk dönemde Çin ve ABD ile ilişkileri dengelemeye çalıştı, özellikle ticaret ve güvenlik alanlarında. ABD ile olan ilişkilerde, özellikle ticaret ve teknoloji konusunda yakın iş birliği sağlandı. Ancak yeni dönemde ABD ile kurulacak yeni ilişkilerin bu kadar pozitif olması beklenmiyor.

Avrupa Birliği ülkelerinin liderleri
Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin liderleri Belçika'nın başkenti Brüksel'de bir araya geldi. Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, AB Konseyi Başkanı Charles Michel, AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, toplantıya katıldı. (Dursun Aydemir / AA, 17 Ekim 2024)

 

Yeni Dönemin Başlıkları

1 Aralık itibariyle görevi devralan yeni Komisyon’un, önceki dönemdeki krizlerin şok dalgalarıyla başa çıkmaya hazırlanırken yeni zorluklarla da mücadele etmesi bekleniyor. Von der Leyen’in ikinci dönem başkanlık döneminde ilgilenmesi beklenen konuların başında Rusya-Ukrayna Savaşı gelmektedir. "Ne kadar sürerse sürsün" Ukrayna'nın yanında olacağına dair defalarca söz veren von der Leyen, Donald Trump'ın geri dönüşünden sonra bile savaştan zarar gören ülkeye askeri, mali ve insani yardımın kesintisiz olarak akmaya devam etmesini garanti etmek zorunda kalacak. Kremlin'e yönelik yaptırımların sıkılaştırılması ve boşlukların kapatılması da yapılacaklar listesinde üst sıralarda yer alacak. Ukrayna'nın AB adayı statüsü göz önüne alındığında von der Leyen'in önemli bir rol oynaması muhtemel bir süreç. Bu aynı zamanda Avrupa Birliği'nin barışçıl ve müreffeh bir Ukrayna'nın yeniden inşasına büyük ölçüde dahil olacağı anlamına da geliyor.

Leyen yönetimini bekleyen ikinci bir konu ABD ile ilişkiler olacaktır. 20 Ocak’ta göreve başlayacak olan ABD Başkanı Donald Trump’ın ilk döneminde AB ülkeleri ile ABD’nin ticari ilişkileri konusunda sorunlar yaşanmıştı. Transatlantik ilişkilere olan güçlü inancının bir sonucu olarak Biden ile iyi ilişkiler kurmuş olan Leyen için tüm yabancı mallara kapsamlı gümrük vergileri getirme tehdidi ile Beyaz Saraya dönecek olan Trump dönemi, endişe ile beklenmektedir. ABD, AB’nin en büyük ticaret ortağı olmakla beraber geçen yılki ticaret sonucunda AB, 158 milyar avro fazla vermiştir. Trump’ın bu dengesizlikten rahatsız olduğunu dile getirmesi ve bu bedelin AB tarafından ödenmesini istemesi, AB için en kötü döneme denk gelen bir durum olarak karşımıza çıkmaktadır. Zira durgun tüketici talebi, yüksek enerji fiyatları, sıkı para politikası, iş gücü kıtlığı ve yeni teknolojiye yapılan yatırımların yetersizliği bloğu tehlikeli bir endüstriyel gerileme sarmalına itmektedir. AB’yi yeni dönemde ticaret konusunda endişeye sevk eden bir diğer partneri Çin ile olan ilişkilerdeki sorunlardır. Çin’in elektrikli araçlara uyguladığı ek vergilerin indirilmesi konusunda tüm çabalarına rağmen başarı sağlayamayan Komisyonu, yeni dönemde bu konuda yeni sorunlar beklemektedir.

İklim hedeflerinin gerçekleştirilmesi yeni Komisyon için önceki dönemden kalan bir başka meseledir. Komisyonun, 2030 hedefleri doğrultusunda emisyonları azaltmak için güçlü bir irade göstermesi beklenmektedir. Avrupa, bu dönemde yeşil enerji teknolojilerinde küresel liderliği elinde tutmayı hedefleyecektir. Öte yandan yeşil dönüşümün daha pahalı hale gelmesi ve enerji kaynakları ile ilgili zorluklar, bu hedeflere ulaşmayı zorlaştırabilir. Bunun yanında Rusya-Ukrayna Savaşı’ndan kaynaklanan enerji sorunları da yeşil enerjiye geçiş konusunda soru işaretleri oluşturmaktadır. Çiftçi protestolarını tetikleyen aşırı sağcı tepki Leyen’in yeni dönemde söyleminde değişikliklere gitmesine neden olmaktadır. Zira Komisyonun ikinci dönemi için hazırlanan kılavuzda Yeşil Mutabakat'tan çok, ilk 100 gün içinde açıklanması beklenen Temiz Sanayi Anlaşması’ndan söz edilmiştir. Bu anlaşma, AB'nin karbon nötr bir ekonomi hedefi doğrultusunda, sanayinin daha yeşil, daha verimli ve daha sürdürülebilir hale gelmesi amacıyla geliştirilmiştir. Temiz sanayi anlaşmasının temel amacı, çevresel etkileri azaltırken aynı zamanda Avrupa'nın ekonomik büyümesini desteklemektir.

Komisyonun birinci dönem hedeflerinden dijital dönüşüm, yeni dönemde de gündemde olan konulardandır. Bu konuda yapay zekâ, veri güvenliği ve siber tehditlerin ön planda olması beklenmektedir. AB’nin, teknoloji alanında ABD ve Çin ile daha fazla rekabet etmek zorunda kalacağı, aynı zamanda dijital bağımsızlık için daha fazla iç düzenleme ve yatırımın gerekeceği bir dönem olacağı düşünülmektedir. Dijital alt yapının güçlendirilmesi, AB’ye bu konuda dünyada liderlik yapma fırsatı sunabilir ve bu durum dijitalleşmenin ekonomik büyümeyi desteklemesi gibi olumlu sonuçlar da doğurabilir.

Arap Baharı ve sonrası başta Suriye olmak üzere Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde yaşanan iç savaşlar sonrası büyük bir mülteci akını doğdu ve İkinci Dünya Savaşı sonrası yaşanan en büyük göçmen sorunuyla karşı karşıya kalan Komisyon, ilk beş yıllık döneminde bu konuya ilişkin çözümler geliştirmek zorunda kaldı. Bu konuda AB’nin uygulamış olduğu en önemli politika Türkiye, Mısır ve Tunus gibi ülkelerle anlaşmalar yaparak sorunu dışsallaştırma stratejisi izlemektir. Komisyon Başkanı’nın göreve gelir gelmez yaptığı Türkiye ziyaretinde bu konuda Ankara’ya AB’nin yapmayı planladığı mali destek, hemen akabinde Mısır ile böyle bir anlaşmayı planlaması, Brüksel’in göç konusunda aynı tavrı devam ettireceğinin bir göstergesi olarak okunabilir. Bu strateji AB’nin Mayıs 2024’te kabul edilen Yeni Göç ve İltica Paktı ile de uyumludur.

Komisyonun yeni göreve başladığı günlerde Suriye’de Beşar Esad yönetiminin devrilmiş olması ve bölgede yeni bir dönemin başlayacak olması, Komisyon açısından mültecilerin geri gönderilmesi ile Suriye’de kurulacak bu yeni düzene bir aktör olarak katkı sunma fırsatı doğması, yeni bir gündem maddesi oluşturmaktadır. Esad sonrası Suriye'nin yönetimi, büyük olasılıkla AB için hem fırsatlar hem de zorluklar doğuracaktır. Ancak AB bu gelişmelerin başında daha temkinli bir tavır takınmaktadır. Zira Esad sonrası Suriye’de hükümeti kurma çabasında olan HTŞ’nin, AB’nin terör listesinde olması Komisyonun bu konuda net tavır takınmasını engellemektedir. Buna rağmen AB’nin insani yardım ve kalkınma yardımlarını çoğaltma sözü vermiş olması, Suriye’nin geleceğinde Brüksel’in de yer almak istemesinin açık bir göstergesidir.

Yukarıdaki başlıklarda sayıldığı üzere Ukrayna'nın yeniden inşasını desteklemek, savunma kapasitesini artırmak, fosil yakıtları yenilenebilir enerji ile değiştirmek, en son teknolojiyi teşvik etmek, ticari misillemelerle başa çıkmak, uzak ülkelerde göçmen kampları inşa etmek gibi hedeflere ulaşmak AB komisyonunu ekonomik olarak zorlayacak konulardır. AB’nin yeni dönem uzun vadeli bütçesi olan 2028-2034 dönemi bütçesinin 2027 sonuna kadar tamamlanması beklenmektedir. Dolayısıyla yeni dönem hedeflerinin gerçekleştirilmesi büyük oranda bu bütçedeki planlamanın rasyonel olarak yapılabilmesine bağlıdır. Ancak söz konusu bütçenin, bazı başkentlerin gayretle koruduğu geleneksel Ortak Tarım Politikası ve uyum fonları ile diğer başkentlerin öncelik vermek istediği stratejik yatırımlar (iklim, inovasyon, araştırma, savunma) arasında kalarak, hesaplanması imkânsız dış faktörleri (Ukrayna'daki savaş, insani krizler, doğal afetler, göç akımları, demografik değişiklikler) hesaba katacak şekilde planlanması gerekecek. Bu durum Leyen’in önümüzdeki beş yıllık süreçte de üye ülkeler arası görüş ayrılıklarıyla baş etmek zorunda kalacağının bir göstergesidir.

 


Etiketler »  

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "veri politikamızı" inceleyebilirsiniz. Daha fazlası