Kriter > Siyaset |

2020’de Siyaseti Ne Bekliyor?


Sadece AK Parti döneminde ilk defa oy kullanmaya başlayan seçmen sayısı 2023’te 24 milyon olacaktır. Dolayısıyla 2020’nin, AK Parti için bu yeni sosyolojiye dönük, nasıl bir siyaset üreteceğinin arayışı ile geçmesi muhtemeldir.

2020 de Siyaseti Ne Bekliyor

Türkiye için en uzun on yılın son senesine giriyoruz. Türkiye açısından, 2010-2020 arasındaki dönemin “en uzun on yıl” olarak tanımlanması için yeterince gerekçe var. Bu on yıllık dönemin ilk dokuz senesi, içerde arka arkaya yaşanan türbülanslarla geçti.

2011’de seçimi yüksek farkla kazanan AK Parti’nin üçüncü iktidar döneminin artık çok daha rahat geçeceği öngörülmekteydi. AK Parti, iktidarının ilk iki döneminde vesayetle, demokrasi dışı farklı çıkar ve iktidar grupları ile yoğun mücadele vermişti. Bu dönemde Türkiye’nin ekonomik büyüme ve kalkınmasına, toplumsal refahının artırılmasına dönük önemli bir ivme yakalanmıştı.

 

Devlete Yönelik Eylemler

2012’den itibaren ise içerden ve dışardan organize bir şekilde saldırılarla ordu, yargı ve emniyet gibi kurumlara operasyon çekilerek devletin kurumsal yapısı çökertilmeye çalışıldı. Kesintisiz bir şekilde devam eden saldırı ve operasyonlar, uzun sayılabilecek bir türbülans dönemini de beraberinde getirdi. Gezi Parkı şiddet eylemleri, MİT tırları kumpası, 17-25 Aralık FETÖ’cü yargı ve emniyet darbe girişimi, 6-7 Ekim olayları, çözüm sürecini bitiren hendek ve çukur terörü ve en nihayetinde 15 Temmuz FETÖ’cü darbe ve işgal girişimi bunlardan başlıcalarıydı.

İçerde bunlar yaşanırken, küresel sistem de önemli bir kırılma yaşandı. Dünya ekonomisi liberal pazar ekonomisinden milliyetçi ve korumacı bir düzene geçti. Uluslararası kurumlar işlevlerini ve etkinliklerini giderek yitirmeye başladı. Ülkelerin; güvenlik, ekonomi ve kimlikler anlamında içine kapandığı bir sürece girildi. Ötekileştirme, dışlama, yabancı ve İslam düşmanlığı günden güne yaygınlaştı. Çok aktörlü ve çok boyutlu küresel ve bölgesel çatışmalar hızla arttı.

 

Türbülanslar Geride Kaldı

İktidar, içerdeki krizlerle mücadele edip, küresel sistemde yaşanan dönüşüme ayak uydurmaya çalışırken diğer taraftan da içinde bulunduğu bölgedeki savaşı kendi ülkesinden uzakta tutmaya gayret etti. Ayrıca içerde ve dışarda terörle etkin bir mücadele yürüttü. Tüm bunlar olurken, 2014’ten itibaren beş yılda sekiz kez seçime gidildi. Kırk yıldan fazla bir süre değiştirilmesine yönelik tartışmaların yapıldığı siyasal sistem referandumla değiştirildi. Büyük bir sorun yaşanmadan yeni siyasal sisteme geçildi.

Türkiye’nin belki de son 90 yıllık cumhuriyet döneminde en büyük tehditlerden biri olan FETÖ ile mücadelede önemli bir mesafe alındı. Devletin FETÖ’den de arındırılmasına yönelik kararlı adımlar atıldı. Ekonomiye yönelik dışardan önemli saldırılar gelmesine rağmen, birçoğu etkisiz hale getirildi. Savunma sanayi başta olmak üzere, stratejik alanlarda millileşme ve yerlileşme hamlelerinden sonuçlar alınmaya başlandı.

2019 itibari ile seçimler dönemi de geride kaldı. Önümüzde 2023’e kadar seçimsiz geçecek üç yıllık bir dönem var. Cumhurbaşkanlığı sisteminin ilk iki yılı tamamlandı. Kriz ve türbülansların önemli bir kısmı savuşturuldu. Bu çerçeveden bakıldığında, 2020 için iyimser olmak gerekiyor. İç siyaset açısından 2020’yi değerlendirdiğimizde, partiler ve ittifakların rakipleriyle mücadele etmekten daha çok kendi iç gündemlerine odaklanacaklarını söylemek mümkün.

 

Cumhur İttifakı Perçinleniyor

Siyasi ittifaklar açısından bakıldığında ise Cumhur İttifakı’nın konsolidasyonunun giderek derinleştiğini görüyoruz. Önümüzdeki yıl için, ittifakın geleceğini test edecek, ittifak içinde kırılma yaşanacak herhangi bir gelişme gözükmüyor. Hem AK Parti hem de MHP cephesinde, ittifakın Türkiye’nin geleceği açısından önemi sürekli vurgulanıyor. AK Parti’den kopup yeni parti kuran siyasetçiler, eski partilerini MHP ile ittifak üzerinden eleştirerek, AK Parti’nin toplumsal tabanına mesaj gönderseler de, bu hamleler Cumhur İttifakı’na zarar verici mahiyette olmayacaktır. Çünkü taban eğilimleri açısından iki partinin ittifakında büyük bir sorun görünmüyor. Parti tabanlarının da bu ittifakı giderek içselleştirdiği dikkat çekiyor.

AK Parti yeni yılda il ve ilçe kongreleri ile ilgilenecek. Genel Kongre ise 2021’e ertelendi. Yerel seçimlerde Ankara ve İstanbul’da büyükşehir belediye başkanlığını kaybetmiş olsa da, siyasetin merkezinde, AK Parti hala çok güçlü. 17 yıldır iktidarda olmak, kuşkusuz toplumsal tabanın bakışı açısından bir yıpranmışlığı beraberinde getirse de hala taban eğilimlerine duyarlığını korumaya dönük siyaset üretebiliyor. İcraat siyaseti açısından ve alternatif yeni politikalar üretme bağlamında muhalefetten daha iyi olan konumunu sürdürüyor.

AK Parti’nin önündeki en büyük meydan okuma; muhalefet çevrelerinin kendisine yönelik ürettiği algı siyaseti ile nasıl mücadele edeceği sorunudur. Özellikle muhalefetin yeni sosyolojiye dönük algı ve söylem siyaseti ile 17 yıllık bir iktidarın mücadelesi zorluklar içermektedir. Şu an Türkiye’nin 40 milyona yakın nüfusu 30 yaşın altındadır. Sadece AK Parti döneminde ilk defa oy kullanmaya başlayan seçmen sayısı 2023’te 24 milyon olacaktır.

Dolayısıyla 2020 AK Parti için bu yeni sosyolojiye dönük, nasıl bir siyaset üreteceğinin arayışı ile geçmesi muhtemeldir. Bu yeni sosyolojinin siyaset algısını dikkate alarak, kongrelerindeki yenilenme ve değişimi buna göre yapacağını tahmin etmek güç değildir.

 

CHP’nin Zorlu Sınavı

2019 seçimlerinin ardından muhalefet için yeni bir sınav ve meydan okuma söz konusudur. Artık genel olarak Millet İttifakı, özel olarak ise CHP yerelde iktidar konumundadır. Bu açıdan muhalefet konforu ile hareket edememektedir. Artık siyaset tarzı ve icraatları, seçmen nezdinde AK Parti ile karşılaştırılmaktadır. Seçimlerin üzerinden daha bir yıl bile geçmeden, CHP’nin yerel yönetimlerinde; rüşvet, adam kayırma, icraatlarında yetersizlik ve geçmişin hizmet standardından geriye gitme gibi birçok tartışma başlığı oluşmuştur. Yeni yılda CHP, yerel yönetimlerde başarılı olmak ile Millet İttifakı bileşenlerinin farklı kesimlerini memnun etme ve mikro iktidar-menfaat çatışmalarını nasıl yöneteceği ile ilgili zorlu bir sınav verecektir.

CHP açısından Millet İttifakı partilerini bir arada tutmak önemli zorluklardan bir diğeridir. İYİ Parti ve HDP’nin aynı hedef doğrultusunda bir arada tutulması, her yeni gün bir sınamadan geçmektedir. HDP’nin PKK’ya yönelik tavrı ile İYİ Parti’den ayrılmayıp siyaset yapmaya devam eden milliyetçi siyasetçilerin duruşu arasındaki krizleri yönetmek CHP açısından kolay olmayacaktır. CHP’de önümüzdeki Nisan’da yapılacak Kurultay yeni tartışmalara ve hesaplaşmalara gebedir. Uzun süredir partinin yörüngesinin nereye oturacağı, parti yönetim kadrolarının ağırlığının hangi hiziplerden ya da görüşlerden oluşacağı tartışması ve hesaplaşması ertelenmekteydi. Dolayısıyla bu hesaplaşma daha fazla geciktirilemeyecektir.

İYİ Parti ve HDP için önümüzdeki yıl, iç bütünlüğünü koruma ve ittifak içinde nasıl hareket edeceklerine yönelik belirsizlikler bulunmaktadır. İYİ Parti ve HDP; CHP’ye verdikleri desteğin karşılığını yeterince almadıklarını düşünmektedirler. İYİ Partililer, CHP’nin kazandığı yerlerde kendilerine yeterince alan açılmadığı tartışmasını alttan alta sürdürmektedir. HDP’liler ise söz verildiği halde, seçim sonrasında CHP’nin kendilerine yeterli düzeyde sahip çıkmadığını belirtmektedirler. Özellikle kayyum atamalarında CHP’nin yeterince sesinin yükselmediğini farklı düzeylerde dile getiriyorlar.

 

Yeni Oluşumlar

Yeni kurulan partilere gelince… Taban hareketleri üzerinden değil de elit kümeleşmesi ile kurulan yeni partilerin, uzun süre motivasyonlarını korumaları zordur. Şu anda siyasetin merkezinde bir boşluk ya da siyasi alanda bir temsil krizi de yok. 2020’de yeni kurulan partiler, teşkilatlanmak ve dikkate alınır bir siyasi söylem kurmak için çabalayacaklardır. Yakın bir dönemde seçim olmadığı dikkate alındığında, yeni partilerin özellikle teşkilatlanma ve parti kadrolarını oluşturmada sorun yaşamaları kaçınılmazdır. Çünkü seçmeni heyecanlandıracak, kazanma hissini oluşturacak ya da parti teşkilatında bulunup siyasi kariyerine katkı yapacak bir siyasi ortam bugün için mevcut değildir. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde çatı adaylığına yönelik ittifak malzemeliği için siyaset yapmak, teşkilat kurmak, teşkilatta çalışmak ve en nihayetinde özveride bulunmak yeni partilerde çalışacak siyasi ekip için yeterince rasyonel olmayabilir. Tüm bu açılardan baktığımızda 2020, iç siyasette geçmiş yıllara nazaran daha mutedil bir yıl olacaktır.


Etiketler »  

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "veri politikamızı" inceleyebilirsiniz. Daha fazlası