Kriter > Siyaset |

31 Mart’tan Sonra Dış Politika


Türkiye’nin yeni dönemdeki dış politika eğiliminde herhangi bir değişimin yaşanması beklenmemektedir. Sadece sağlanan imkanlar ve şartlar dolayısıyla vurgularda değişiklikler olabilir.

31 Mart tan Sonra Dış Politika

31 Mart mahalli idareler seçimleri ülkede bir süredir devam edegelen seçimler silsilesinin son halkası oldu. Çok sayıda ulusal, bölgesel ve uluslararası sorunla karşı karşıya kalan Türkiye 2014’ten bu yana toplam yedi (2014 yerel ve cumhurbaşkanı, 7 Haziran 2015 ve 1 Kasım 2015 milletvekilliği, 2017 Anayasa değişikliği referandumu, 2018 cumhurbaşkanı, 2018 milletvekilliği) seçim yaşadı. 31 Mart mahalli idareler seçimleri de büyük bir olgunlukla neticelendirildi.

Bu süre içerisinde Türkiye’de çok önemli üç gelişme yaşandı: Birincisi iç ve dış siyasette ülkenin ulusal güvenliğine yönelik tehditleri karşılama siyasetini bir üst düzeye çıkarması ve bunu başarılı bir şekilde yürütmesidir. Hükümetin hem PKK ve dış uzantılarına hem de DEAŞ ve FETÖ gibi yapılara karşı içeride ve dışarıda yürüttüğü mücadele Türkiye’nin terörle mücadelesindeki başarısı olarak takdir görmektedir. Özellikle daha çok kendi imkanlarını kullanarak yürütülen terörle mücadele ülkenin iç ve dış politikasında önemli sonuçlar doğurmaktadır.

İkincisi 2016’daki askeri darbe girişimi, öncesi ve sonrasında gerçekleşen FETÖ ile mücadele sürecidir. FETÖ’nün devletten tasfiye süreci kapsamlı bir yeniden yapılanmaya yol açmıştır. FETÖ sadece bir iç siyaset konusu değil üyelerinin dünyanın her bir tarafına yayılması ve önemli devletler nezdinde himaye görmesi örgütü bir dış politika konusu haline de getirmiştir.

Üçüncüsü de Cumhurbaşkanlığı sistemine geçilerek ülke siyasetinin yeniden yapılandırılmasıdır. Bu yeni sistem ülkenin hem iç hem de dış politikasında önemli etkileri olan bir gelişmedir. Seçimler 31 Mart’ta da görüldüğü üzere sistemi değiştiren ve ülkede ittifak siyasetini kazandıran bir süreç başlatmıştır.

Demokratik Standartlar

Seçimler silsilesinin bitmesinden sonraki dönemde hükümetin özellikle üç konuya ağırlık vereceği düşünülebilir: İlk olarak devletin yeniden yapılandırma sürecinin tamamlanmasıyla siyasi istikrarın devamı sağlanacaktır. Yeni Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine uygun olarak devlet bürokrasisinin yeniden düzenlenmesi süreci devam ettirilerek sistemin oturması temin edilecektir. İkincisi döviz artışı ve enflasyon gibi ekonomik sorunların çözüme kavuşturulmasıyla ülkenin ekonomik istikrarının devam ettirilmesi sağlanacaktır. Üçüncü olarak da dış politika konuları ve sorunları üzerinde durularak bunların ülke menfaatleri doğrultusunda çözüme kavuşturulması sağlanacaktır.

Yeni dönemde Türkiye ifade edilen üç önemli sürecin etkilerini dış politikasında fazlasıyla hissedecektir: Öncelikle Türkiye’nin en büyük şehirlerinden bazılarının ana muhalefet partisi tarafından kazanılması ülkenin demokratik tecrübesinin uluslararası bağlamdaki algısını olumlu olarak etkileyecektir. Bazı sorunlara rağmen Türkiye’nin tipik bir Ortadoğu ülkesi olmadığı ve Batılı standartlarda demokratik bir ülke olduğu bir kere daha teyit edilmiştir. Batı’daki pek çok çevrenin iddia ettiği gibi Türkiye diğer bölge ülkeleri gibi otoriter olsaydı muhalefetin ülkenin en büyük şehirlerinde seçim kazanması düşünülemezdi. Bu algı değişikliği Türkiye’nin uluslararası platformlardaki duruşunu olumlu etkileyecektir.

İkinci olarak iç siyasetini konsolide etmesinden sonra Türkiye’nin dış politikadaki muhataplarının –özellikle de ABD ve diğer Batılı ülkelerin– PKK, YPG ve FETÖ gibi örgütlere verdiği desteği sorgulamasına yol açabilir. PKK yanlısı HDP’nin seçimlerde Kürt bölgelerinde oy düşüşü yaşaması ve AK Parti’nin bölgedeki oy oranını arttırarak dört önemli şehrin (Şırnak, Ağrı, Muş ve Bitlis) ve çok sayıda ilçenin belediye başkanlığını kazanması örgütün yurt içindeki etkisinin sınırlandırıldığının önemli bir göstergesi olarak dış politikadaki müzakereleri de Türkiye lehine etkileyecektir. Dolayısıyla Batılı ülkeler ile Türkiye arasında daha rasyonel bir zeminde ilişki kurma ihtimali artacak ve taraflar arasındaki müzakerelerde Ankara’nın elini güçlendirecektir.

Üçüncü olarak Türkiye’yi yöneten kadro iç siyasi sorunlarla uğraşmayacağı, en azından daha az uğraşacağı için dış politika konularına daha çok zaman ayırmak mümkün hale gelecektir. İç siyasi sorunlar Türkiye’yi daha savunmacı bir konuma itmiştir. Bundan sonraki dönemde daha etkili bir siyaset izleme ihtimali yüksektir.

İç İstikrarın Etkisi

Seçim sonrası dönemle ilgili olarak öncelikle şunu ifade etmek gerekir. Türkiye’nin yeni dönemdeki dış politika eğiliminde herhangi bir değişimin yaşanması beklenmemektedir. Sadece sağlanan imkanlar ve şartlar dolayısıyla vurgularda değişiklikler olabilir. Önümüzdeki günlerde dış politikada en hareketli ve hararetli konu başlıkları yine Suriye krizi ve bununla bağlantılı olarak ABD ile ilişkiler masaya getirilecektir. ABD’nin Türkiye kökenli grupları ve kişileri araçsallaştırması en önemli konulardan biri olmaya devam edecektir. Ancak bunun dışında da çok kritik başka konular söz konusudur.

Bunların başında Rusya’dan S-400 alımı konusu yer alıyor. Ankara’nın güvenlik endişelerini yeterince dikkate almayan ABD yönetimleri ne Türkiye’ye gerekli güvenlik desteği veriyor ne de Türkiye’nin güvenlik sorunlarını kendi başına çözmesine yanaşıyor. Her ne kadar Türkiye’nin hava savunma sistemi satın alma konusunda Rusya ile imzaladığı antlaşma NATO üyesi bir ülkenin yol açacağı teknik bir sorun olarak ele alınıyorsa da bunun asıl belirleyici ve daha önemli olan tarafı siyasi ve askeri etkileri olacaktır. Güvenlik endişelerinin giderilmesinin yanında geleceğe yönelik projelerde kendi imkan ve kapasitesini artırma yolunda adımlar atmasının Türkiye’ye giderek daha bağımsız bir statü kazandıracak olması Batı’da endişelere yol açmaktadır. Güvenlik ve silahlanma konusunda daha çok ABD’ye bağımlı olan Türkiye özellikle Ortadoğu’daki gelişmeler konusunda Washington ile çelişen siyasetler izlemektedir.

ABD’deki Trump yönetimi Ortadoğu bölgesine yönelik uzun süreli projeksiyonlar geliştirmeye çalışmaktadır. Adına “Asrın Antlaşması” denilen bu projede daha çok İsrail ve onun yakın destekçileri olan Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan ve Mısır’daki Sisi rejimine merkezi bir rol verilmektedir. Bu bölgesel devletler de İran kadar –belki daha çok– Türkiye’yi ötekileştirmekte ve tehdit olarak görmektedir. Bu blokta yer alan siyasetçilerin yaptıkları açıklamalarda bu husus hep öne çıkmaktadır. Örneğin Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmet Ebu Gayt’ın Tunus’taki son zirve toplantısında yaptığı bir açıklama bunun tipik göstergelerinden biridir. Gayt Türkiye’yi de İran’la zikrederek her iki ülkeyi bölgesel istikrarsızlığın temel aktörleri olarak nitelendirmiştir. Bundan dolayı Ankara’nın bazı bölge ülkeleriyle ilişkilerinin genel seyrini de Türkiye’nin ABD ile ilişkileri belirlemeye devam edecektir.

AB ülkeleriyle ilişkilerin seyrinde bir değişikliğin olması Türkiye iç ve dış politikasında olumlu gelişmelerin olması için yeterli değildir. Çünkü hemen hemen tüm Avrupa ülkelerinde aşırı sağcı ve faşist siyaset dalgası etkisini artırarak sürdürdükçe Türkiye’nin ötekileştirilmesi de devam edecektir. Dolayısıyla Avrupa ülkelerinde daha rasyonel ve daha az ideolojik siyasi partilerin iktidara gelmelerini beklemek gerekecektir. Öte yandan Batı dışı ülkelere yönelik açılımları devam edecek olan Türkiye küresel ölçekte ayrım gözetmeden bütün aktörlerle ilişkilerini bir üst seviyeye çıkarma gayretinde olacaktır.

Kendi iç siyasetinde istikrarı devam ettiren Türkiye başta Irak ve Suriye gibi komşu ülkeler olmak üzere bölge ülkelerindeki istikrarı önceleyecektir. Çünkü bölge ülkelerinin kaderleri bir diğerine bağımlı durumdadır. Başka bir deyişle bir ülkedeki değişim diğer ülkeleri de doğrudan etkilemektedir. Ayrıca Türkiye’nin bölgesel ve küresel ölçekteki daha kuşatıcı, daha adil ve daha değer merkezli siyaset çağrısı da devam edecektir. Yani dış politikadaki ahlaki boyut vurgusu Türkiye’nin siyasal söyleminin merkezinde tutulacaktır.


Etiketler »  

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "veri politikamızı" inceleyebilirsiniz. Daha fazlası