Kriter > Dosya > Dosya / Türkiye Yüzyılı |

Türkiye Yüzyılı’nın Makro Vizyonu


Türkiye Yüzyılı vizyonu, yeni bir yüzyıllık perspektif ile süper güç olma yolculuğunu ifade ediyor. Bunu tamamlayacak uzun soluklu bir kalkınma planı da programın ekonomi ayağının sürdürülebilir bir plan çerçevesinde uygulamaya geçirilmesi, sağlıklı ilerlemesi ve bu yeni vizyonun kabullenilmesi noktalarında önemli katkılar sunar.

Türkiye Yüzyılı nın Makro Vizyonu

Malum her yeni dönemde, yeni bir hikayeye, yeni bir motivasyona ihtiyaç duyulur. Her tarihi dönüm noktasında yeni bir heyecan ile tanıtılan dev projelere ve sunulan yeni vizyonlara 2023 seçimlerinin yapılacağı döneme de Türkiye Yüzyılı programı damga vuracağa benziyor.

 

Yeni Yüzyıl ve Sınamalar

Türkiye’de en azından birkaç yüzyıllık duraklama ve gerileme döneminin ardından, 1923’te başlayan yeniden uyanış dönemi ve son 20 yıldaki hızlı iktisadi yeniden yapılanmanın üzerine, Türkiye’yi şaha kaldırabilecek yeni bir iktisadi kalkınma ve yeniden yükseliş döneminin planlamasına geçilmeye çalışıldığı görülüyor.

21.yüzyılı Türkiye Yüzyılı yapmanın ana yolu ve en kritik unsuru ise millilik, özgünlük ve kendi katma değerimizi oluşturmaktan geçiyor. Gün geçtikçe daha fazla teknoloji yoğun hale gelen ekonomik kalkınma ise toplumları, sanayiyi ve ülkeler arası rekabeti değiştirmeye ve dönüştürmeye devam ediyor. Türkiye’nin aynı kaygı ve önceliklere sahip diğer ülkelerden farklılaşması ve yeni yüzyıldaki yürüyüşünü millileştirmesi bu yeni vizyonun en önemli konusudur.

Ancak aynı zamanda, yeni dönemde Türkiye’nin daha büyük sınamalar ve daha çetin meydan okumalarla da karşı karşıya kalması bekleniyor. Hinterlandındaki siyasi belirsizlikler, ekonomik krizler, tedarik zincirinde kopmalar, terör ve savaşlar Türkiye’nin yeni yüzyılda çok daha güçlü, çok daha iddialı olmasını bir zorunluluk haline getiriyor. Türkiye bu coğrafyada hayatta kalmak için dahi çok güçlü olmak zorundadır.

Küresel ekonomi de bugün Covid salgını ve Rusya-Ukrayna Savaşı’nın yol açtığı ekonomik durgunluk ve belirsizliklerle birlikte yeni bir gıda krizi ve açlık tehlikesi, enerji krizi, arz zinciri kırılmaları ve son bir yılın parasal sıkılaşma sürecinin getirebileceği olası ekonomik daralma sınamaları ile karşı karşıya.

Dolayısıyla da bir futbol tabiri ile ya bir üst ligi zorlarsınız veya bir alt lige düşersiniz. Bu yüzden de daha büyük düşünmeye her zamankinden daha fazla ihtiyaç bulunuyor.

 

Altyapı Sağlamlaştırıldı

2002 sonrasında onlarca milyar dolarlık yatırım ile Türkiye’deki taşımacılık, tedarik, ulaşım ve iletişim altyapısı sağlamlaştırıldı. Deniz, hava ve kara taşımacılığı ve ulaşım altyapısı güçlendirilerek, yeni yüzyılın kritik sektörlerinden ihracatın da önü açıldı.

2023’e kadar bu temellerin kuvvetlendirilmesi, böylece bölgesel bir güç merkezi olarak Türkiye’nin konumunun sağlamlaştırılması öngörülüyor. Bu yeni programın, 2023 sonrasında küresel bir ekonomik güce, küresel bir güç merkezine dönüşmenin temellerini oluşturması ve Türkiye merkezli yeni bir refah halkasına öncülük etmesi bekleniyor.

Türkiye, başkanlık sistemine geçişin getirdiği mevcut siyasi istikrarı ve sahip olduğu güçlü liderliği etkin kullanmaya da mecburdur. Aynı Türkiye, şüphesiz, mevcut küresel sistemin en köklü devlet geleneği, kurumsal kültür ve sağlam kurumsal temellerinden birine de sahip bir ülke olarak, önemli bir rekabet ve çekim avantajına sahiptir. Süreklilik ve sürdürülebilirlik noktasında hatırı sayılır avantajlara sahiptir.

Bu altyapının ve uzun yıllara meydan okuyan kurumsal yapının üzerine, örneğin yeni yüzyılın ihtiyaçlarına cevap verebilecek teknolojik, endüstriyel açılım, ulaşım altyapısı ve kendi kendine yeterlilik, yeni tarımsal üretim modelleri, sağlam el sanatları ve bankacılık altyapısı gibi tecrübelerden faydalanılarak; kendi değerlerimizden ve kültürümüzden de ödün vermeden yeni bir hikaye oluşturmaya odaklanabilmeliyiz.

Savunma, havacılık ve uzay sanayisinde faaliyet gösteren firmaların "Milli Teknoloji Hamlesi" için bir araya geldiği SAHA İstanbul, yeni katılımlarla büyümesini sürdürüyor. (SAHA İstanbul/AA)

 

Türkiye Yüzyılı

Son 20 yılın ciddi kalkınma ve altyapı atağını takiben, yeni dönemde ise yeni bir vizyon ve Türkiye’yi küresel bir oyuncu ve kendi etrafındaki yeni bir refah halkasının merkezine konumlandıracak, kapsamlı ve derinlikli bir dönüşüm ve silkelenme programına odaklanıldığı görünüyor.

Türkiye Yüzyılı vizyonu, yeni bir yüzyıllık perspektif ile süper güç olma yolculuğunu ifade ediyor. Bunu tamamlayacak uzun soluklu bir kalkınma planı da programın ekonomi ayağının sürdürülebilir bir plan çerçevesinde uygulamaya geçirilmesi, sağlıklı ilerlemesi ve bu yeni vizyonun kabullenilmesi noktalarında önemli katkılar sunar.

Ancak buradaki muhtemelen en kritik konulardan biri de özgünlük ve kendimize ait modeller ve çıkış yolları bulma gereğidir. Türkiye’nin küresel ekonomiye ve insanlığa verebileceği farklı şeylerin üzerinde daha fazla durma gereği bulunuyor.

Sürdürülebilirlik, istikrar, üretim, verimlilik, kalkınma ve dijitalleşme gibi başlıklar üzerine inşa edilen Türkiye Yüzyılı programının, daha spesifik olarak;

  • Ekonomik atılım yapmaya hazır bir Türkiye'yi,
  • Türkiye'nin enerji geçiş hatlarının ve küresel enerji ticaretinin merkezine oturmasını,
  • Yerli ve milli üretimin payının artırılmasını,
  • Kritik sektörlerde bağımsızlığın sağlanmasını,
  • Stratejik konumun güçlendirilmesini,
  • Giderek artan jeopolitik, jeoekonomik ve jeostratejik önemin daha iyi anlaşılmasını kolaylaştırmayı,
  • Yeni ekonomik ilişkiler ağı geliştirilmesini,
  • Küresel dijital dönüşümün yakalanması ve öncülük edilebilmesini ve
  • İleri teknolojiye dayalı, yüksek katma değerli üretimi hedeflediği görülüyor.

Bunların da ötesinde, Türkiye Yüzyılı perspektifi, her şeyden önce, yeni bir kalkınma ve merkez olma iddiasının sağlam temellerine işaret ediyor. Türkiye’yi potansiyel olarak yeni bir küresel iktisadi merkez, önemli bir çekim merkezi; teknolojinin, inovasyon ve girişimciliğin yeni ve iddialı bir merkezi haline getirebilecek bir vizyon olarak göze çarpıyor.

Yeni TEKNOFEST’ler ile teknolojiye fazlasıyla ilgili ve heyecanlı yeni bir nesle öncülük ediliyor; bilime ve teknolojiye ilgi artırılıyor. Bir tarafta bu yeni TEKNOFEST gençliğinin yetişme süreci, öte yanda da Türkiye Yüzyılı’nın imza eserlerinden ve banttan indirilen ilk TOGG’dan sonra Yusufeli Barajı ve Hidroelektrik Santrali de Kasım sonunda hizmete girmiş oldu.

Health Türkiye girişimi, Kanal İstanbul, turizm atağı, enerji hamleleri ile Milli Muharip Uçak (MMU), Kızılelma insansız savaş uçağı, savunma sanayii ekosisteminin güçlendirilmesi ve tarımsal atılım ile de bu devrimin devamı garanti edilmeye çalışılıyor.

 

Makro Vizyon

Ancak tüm bu mikro örneklerin yanında, bu yazının asıl konusu, daha büyük ölçekli makro resimdir. Sanayideki büyüme, ekonomideki daha geniş kapsamlı pozitif kalkınma hikayesi, özgünlük ve inovasyon Türkiye Yüzyılı’nın makro vizyonunun en kritik unsurlarıdır; Türkiye Yüzyılı programının da odak noktasını oluşturmalıdır.

Türkiye; Asya, Avrupa ve Afrika’nın kritik kesişim noktasında yeni bir yüksek teknoloji, orta ve üst teknoloji merkezi olarak yeniden konumlanabilir; yeni bir teknoloji üretim merkezine dönüşebilir. Düşük katma değerli üretimden, adım adım orta ve üst, hatta mümkünse yüksek teknoloji ürünlerine ve üretime doğru dönüşüme odaklanmalıdır.

Tedarik zinciri üzerindeki konumun güçlendirilmesi de bir o kadar önemli ve değerlidir. Orta koridorun güçlenmesi ve yeni tedarik ağlarının hayata geçirilmesi yeni yüzyılda Türkiye’nin küresel sistemdeki yerini ve konumunu fazlasıyla etkileyecektir.

Yeni bir küresel enerji merkezine dönüşüm de Türkiye için kritik yeni dönem öncelikleri arasında yer almalıdır. Enerjide bir hub, yeni bir üs haline gelme, hem kendi enerji ihtiyacını hem Avrupa’nın enerji açığını kapatacak ciddi bir enerji üssü haline gelme potansiyeli ve fırsatı da kaçırılmamalıdır.

Reel ekonomik aktivite bugün güçlü durumda, finansal istikrar da güçlenme yolunda. Dijital dönüşüm, iletişim teknolojileri, sürdürülebilirlik ve dijital teknolojilere ilişkin orta ve uzun vadeli planlamalar birer zorunluluk haline gelmiş durumdadır. Blokzincir gibi yeni teknolojilerdeki stratejik avantajın iyi değerlendirilmesi de önemlidir.

Nitekim Türkiye Yüzyılı makro programının, TOGG gibi teknoloji yoğun akıllı araçlar, dijital TL atağı, sağlık, bankacılık ve finans sistemi gibi mikro temelleri de sağlamlaştırılıyor. Teknolojik atılımın en kritik bileşenlerinden AR-GE’ye yapılan yatırımlar henüz yeterli seviyede olmasa da son 20 yılda önemli bir yol alındı.

Örneğin aşağıdaki iki grafiğin de ortaya koyduğu üzere AR-GE harcamalarının GSYH içindeki payı, son 20 yılda ciddi oranda arttı. Özellikle de 2008’deki Küresel Finansal Kriz’den sonra düzenli olarak artmış durumdadır. Ancak, henüz ikinci grafikteki OECD ortalamalarının çok altındayız. 

GRAFİKLER: AR-GE HARCAMASININ GSYH İÇİNDEKİ PAYI (2009-2021)

 

Kapsayıcılık Da Unutulmamalı

Sonuç olarak 29 Ekim 2023, Türkiye için tarihi bir dönüm noktası, yeni bir başlangıç noktasıdır. Türkiye’de özellikle de son 20 yılda asırlık hedeflerin bir bir gerçekleştirilmesi için altyapı sağlamlaştırılıyor. 2023 hedeflerinin ardından, yeni hedef; Türkiye Yüzyılı. Türkiye Yüzyılı programı aynı zamanda 2053 ve 2071 ortak vizyonlarının da altyapısını oluşturacaktır…

Tüm bu adımlar atılırken de enflasyonist süreçlerin, resesyonist baskıların, savaş, çatışma, kriz ve artan belirsizliklerin en olumsuz tesirlerine maruz kalan düşük gelirlilerin sosyal yardımlar ile desteklenmesi önemlidir. Ancak bu desteklerin bir lütuf olarak değil, artan fırsat eşitsizliğinin dengelenmesi olarak görülmesi de önemlidir.

Son dönemde hayata geçirilen “Türkiye aile desteği” programı gibi sosyal destekler bu açıdan önemli ve değerlidir. Bu tür programlar kapsamında, bugün, yaklaşık olarak 2,5 milyon vatandaşa verilecek aile destekleri 3 milyar TL’yi aşmaktadır.

 

 


Etiketler »  

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "veri politikamızı" inceleyebilirsiniz. Daha fazlası