Kriter > Kitaplık |

Türkiye’de Post-Modern Belediyecilik Yaklaşımı “2000’li Yıllarda Türkiye’de Yerel Yönetimlerde Reform”


SETA Vakfının yayınladığı 2000’li Yıllarda Türkiye’de Yerel Yönetimlerde Reform adlı eser, çalışma odağına aldığı son 20 yıldaki yerel yönetimlerde görülen belirgin dönüşüme vurgu yapmakla beraber, mahalli idareleri, genişleyen fonksiyonları çerçevesinde sosyal hizmetlerden çocuk ve gençlik politikalarına, su ve kanalizasyon idaresinden kardeş şehir uygulamalarına ve afet riskini azaltma stratejilerine kadar birçok konuda ele alan uzmanların spesifik çalışmalarına yer veriyor.

Türkiye de Post-Modern Belediyecilik Yaklaşımı 2000 li Yıllarda Türkiye de
Erzurum Yakutiye ilçesi sınırlarındaki 200 noktaya 2'li, 30 noktaya ise 7'li 'Mobil Atık Getirme Merkezi' sistemlerini kuran belediye tonlarca atık biriktirdi. (Hilmi Tunahan Karakaya/AA, 19 Kasım 2022)

Siyaset kurumunu doğrudan etkileyen bir merkezkaç kuvveti olarak değerlendirilebilecek “yerel yönetimler”, vatandaşlarına sunduğu hizmetler bağlamında günümüzde klasik yönetim ve belediyecilik anlayışından sıyrılarak, “çok boyutlu” bir nitelik kazanmıştır. Küreselleşmenin ve dijital çağın etkilerine bağlı olarak, bugün sınırları içerisinde yaşadığımız ve sundukları hizmetlerden her gün faydalandığımız yerel yönetimler, post-modern çağın gereklilikleri ve getirdiği dönüşüm çerçevesinde, artık sadece park, yeşil alan, asfalt, temiz su ve atık toplama hizmetleri yürütmüyorlar. Kültür-sanat etkinliklerinden tutun da gençlere ve çocuklara yönelik özel tesis ve organizasyon çalışmalarına kadar geniş bir yelpazede sorumluluk alan, “sosyal belediyecilik” anlayışı ile toplumun dezavantajlı kesimlerine çeşitli hizmetler sunan, meslek edindirme kursları açarak ekonomik ve toplumsal yaşama ivme katan bir yerel idare anlayışı ile karşı karşıya bulunmaktayız.

SETA Vakfı Yayınlarından çıkan ve editörlüğünü Nebi Miş ile Cenay Babaoğlu’nun üstlendiği 2000’li Yıllarda Türkiye’de Yerel Yönetimlerde Reform adlı eser, toplam 16 bölüm ve yaklaşık 425 sayfada, yerel yönetim birimlerini bahsettiğimiz bu bütün boyutlarıyla ele alarak, Türkiye’deki yerel yönetimlere dair literatüre kapsamlı ve nitelikli bir katkıda bulunuyor. Eserin ilk bölümü olan “Yerel Yönetimler ve İklim Değişikliği: Türkiye’de Son Yirmi Yıllık Sürecin Değerlendirilmesi” başlığı altında Korkmaz Yıldırım ve Murat Önder, aslında oldukça güncel bir konuyu masaya yatırarak ve kabaca son yirmi yıllık döneme odaklanarak, “küresel iklim rejimi” bağlamında yerel yönetimlerin yaptıkları çalışmalara ve düzenlemelere eğiliyor. Mustafa Koçoğlu, “Türkiye’de Yerel Katılım ve Kent Konseyleri” isimli ikinci bölümde, adeta “demokrasi yerelde başlar” sözünü kanıtlarcasına, katılımcı demokrasi anlayışı çerçevesinde yerel yönetimlerin yapısını sorgulayarak Türkiye’deki kent konseylerinin oluşma biçimini ve bu konudaki yasal düzenlemeleri irdeliyor.

“Halka Yakın ve Hemşehri Odaklı Belediyecilik” isimli bölümde, Oğuzhan Erdoğan kavramsal düzeyde başlattığı makalesini tarihsel düzleme taşıyarak ve ardından 2004-2022 arası dönemi merceğine alarak, dünyadaki ve Türkiye’deki “hemşehri odaklı belediyecilik” anlayışlarını mukayese ediyor. Mısra Ciğeroğlu Öztepe ve Onur Kulaç ise spesifik bir konuyu, yerel yönetimlerdeki çocuklara yönelik hizmetleri inceliyor. Yazarlar, “Dünden Bugüne Türkiye’de Çocuk Dostu Yerel Uygulamalar” adlı makalede, tarihsel perspektifle 2000 öncesi dönem ve 2000 sonrası dönemi ele alarak Bitlis, Giresun ve Mersin gibi farklı illerdeki belediyelerin örneklem çocuk dostu uygulamalarıyla konuyu pratik düzleme de taşıyor. Tıpkı çocuk dostu uygulamalar gibi “hedef kitle” seçerek stratejiler geliştiren “gençlik uygulamaları” bir sonraki bölüm olan “Belediyelerde Yirmi Yılda Değişen Gençlik Hizmetleri” adlı makalede tartışılıyor. Sefa Usta bu bölümde kavramsal ve kuramsal bir çerçeve çizdikten sonra özellikle 2000 sonrası dönemde, belediyelerin gençlik politikalarını ve hizmetlerini kalkınma programları ile hükümet programları gibi hukuksal düzenlemeleri baz alarak işliyor.

Kitaptaki dikkat çekici bir bölüm olan Salih Batal ve Ferhat Tokyürek’in kaleme aldıkları “Belediyeciliğin Dönüşümü ve İstanbul’un Yeniden İhyası: Erdoğan Yönetimi (1994-1998)” başlıklı makalede Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki İstanbul Büyükşehir Belediyesinin faaliyetleri temel alınarak, bahsi geçen dönemdeki reformlar, sosyal belediyecilik anlayışının kurumsallaşması ve teşkilatlanma, diğer yerel yönetimler açısından “rol model” olacak bir perspektifle inceleniyor. Levent Memiş, eserdeki yedinci bölüm olan “Türkiye’de Kentlerdeki Çevresel Sorunlara Yeni Çözüm Arayışları” adlı makalesinde, “Yeşil Kent” ve “Eko Kent” kavramlarına vurgu yaparak dünya genelindeki uygulamalardan ve çevresel sorunlardan örnek veriyor. Türkiye özelinde ise son 20 yıllık dönemi odağına alan ve bu konudaki hukuksal metinlere referans veren bir yaklaşımla Eko-Kent projelerinden bahseden yazar, projelerin başarısını etkileyen faktörlerden de söz ederek, bu konudaki risklere ve maliyetlere değiniyor.

2000'li Yıllarda Türkiye'de Yerel Yönetimlerde Reform, SETA Yayınları

Bir diğer bölümde Çiğdem Akman, yerel yönetimler konusunda özellikle uluslararası ilişkiler disipliniyle de yakından ilgili yaygın ve popüler bir uygulama olan “kardeş şehirler uygulamasını” konu ediniyor. “Türkiye’de Yirmi Yılda Gelişen Yerel Diplomasi Uygulamaları ve Kardeş Şehirler” başlıklı çalışmada, yerel diplomasi kavramının açıklanarak, bu bağlamda ortaya çıkan kardeş şehirler uygulamasının örnekleriyle birlikte kapsamlı bir şekilde aktarıldığını görüyoruz. Bu bölümde sunulan bilgiler kapsamında Türkiye’deki belediyelerin dünyanın değişik bölgelerindeki belediyelerle geliştirdikleri “kardeş şehir” ilişkisinin güçlü bir kamu diplomasisi örneği olduğunu ve belediyelerin son yirmi yılda uluslararası ilişkiler bakımından önemli bir yol kat ettiğini söylemek mümkün.

Arzu Yılmaz Aslantürk, kaleme aldığı “Çevreci Belediyecilik Yaklaşımı ve Sıfır Atık Uygulamaları” başlıklı bölümde, “çevre dostu belediyecilik” yaklaşımında atık yönetiminin önemine değinirken, konuyu kavramsal, hukuksal ve tarihsel açılardan ele almayı ihmal etmiyor. “Türkiye’de Markalaşan Şehirler ve Şehir Vizyonları” başlıklı eserdeki onuncu bölümü oluşturan makalede Elvettin Akman, “marka şehir” konseptini tüm yönleriyle ele alarak açıklamaya çalışıyor. Devamında Mustafa Görün ve İsmail Kayar son yıllarda yerel yönetim birimleri için önemli bir gündem maddesi haline gelen “kentsel dönüşüm” kavramını ve sürecini “Türkiye’de Kentsel Dönüşüm Reformları: Yasal, Kurumsal ve Uygulama Açısından Bir Değerlendirme” başlıklı çalışmada masaya yatırıyorlar. Çalışmanın günümüz açısından önemli ve dikkat çekici sayılabilecek bölümü olan on ikinci bölümünde, 6 Şubat 2023’te ne yazık ki bir kez daha acı bir şekilde yüzleşmek zorunda kaldığımız “afetlere” değinilerek bu konuda yerel yönetimlere düşen görev ve sorumluluklar inceleniyor. F. Neval Genç, “Yerel Yönetimlerin Afet Risklerini Azaltmadaki Rolü” başlıklı bu çalışmasında, konuyu geniş bir şekilde tartışıyor.

Eserin ilerleyen sayfalarında Tarkan Oktay, “Yerel Yönetimlerde Reform: Son Yirmi Yılda Geleceğin Dönüşümü ve Tasarımı” başlıklı çalışmasıyla, özellikle 2003 sonrası yerel yönetim reformlarına eğilirken; ardından gelen bölümde Menaf Turan, kentlerdeki sosyal problemlerden yoksulluğu “Kentsel Yoksullukla Mücadelenin Son Yirmi Yılı” başlığı altında tartışıyor. Eserin editörlerinden Cenay Babaoğlu, “Türkiye’de Akıllı Şehirleşmeye Yönelik Politikalar” başlıklı çalışmasıyla esere katkı sunarken, son bölümde Orhan Veli Alıcı ve Ertuğrul Selçuk Güldüler, “Su ve Kanalizasyon İdareleri Reformu ve Yerel Su Politikaları” isimli makalelerinde, yerel idareler için hayati önemdeki “su politikası” ile su ve kanalizasyon idaresine tarihsel ve kuramsal düzeyde önemli yorumlar getiriyorlar.

Netice olarak; SETA Vakfının yayınladığı 2000’li Yıllarda Türkiye’de Yerel Yönetimlerde Reform adlı eser, zengin içeriği ve kalabalık yazar kadrosuyla okuyucusuna ulaşırken yerel yönetimleri “çok boyutlu” bir yaklaşımla ele alarak konuyla ilgilenenlere kapsamlı bir perspektif arz ediyor. Çalışma odağına aldığı son 20 yıldaki yerel yönetimlerde görülen belirgin dönüşüme vurgu yapmakla beraber mahalli idareleri, genişleyen fonksiyonları çerçevesinde sosyal hizmetlerden çocuk ve gençlik politikalarına, su ve kanalizasyon idaresinden kardeş şehir uygulamalarına ve afet riskini azaltma stratejilerine kadar, birçok konuda ele alan uzmanların spesifik çalışmalarına yer veriyor. Bu niteliği ile yerel idarelerle ilgili literatüre bilimsel ve akademik açıdan değer katıyor.

 


Etiketler »  

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "veri politikamızı" inceleyebilirsiniz. Daha fazlası