Tarım ve Orman Bakanlığı, “Taklit ve Tağşiş Yapılan Gıdalar Listesi” yayınlamaya başladığından beri daha önce hiç görmediğimiz tartışmalara şahit oluyoruz. Her ne kadar tartışmalar bir firma üzerine yoğunlaşsa da yapılan sahtekarlıkların boyutu, hepimizi korkutarak derin bir endişeye sevk etmeye yetiyor.
Bir tarafta bizim toplumda görmeye pek alışık olmadığımız cinayet haberleri, diğer tarafta insanları kandırmanın binbir çeşidi, bir başka tarafta ise gıda sektöründeki taklit ve tağşişler. İşin içine bazı meslek sahiplerinin sahtekarlıkları da girince akla gelen ilk şeylerden biri artık olmadığını düşündüğümüz ahilik ahlakı oluyor.
Eskiye duyulan özlem ve sorunlara çare olarak sunulması, kulağa hoş gelmekle birlikte içinde yaşadığımız ortamın buna izin vermeyeceğini biliyoruz. Günümüzde ahiliği diriltmenin mümkün olduğunu söylemek mümkün olmamakla birlikte yeniden kurulamayacak olması, teşkilatın tarihinden bir şeyleri bugüne taşıyamayacağımız anlamına gelmiyor. Ahilikten ve asırlar süren uygulamalarından öğreneceğimiz ve günümüze aktaracağımız çok şey olduğunu biliyoruz. Bilmediğimiz veya yapamadığımız şey ise onları bugünün sistemi ile uyumlu hâle getirmek.
Meslek Yüksek Okulları ve Meslek Etiği
Günümüzde meslek eğitimi, meslek liselerinde ve meslek yüksek okullarında verilmektedir. Meslek liseleri farklı bir alan ve yaş grubu olduğu için bir başka yazı konusu olsun. Biz bu yazıda meslek yüksek okullarında ahilik eğitimi ve ahlakının verilmesi imkanlarının üzerinde duracağız.
Diploma, sertifika, yeterlilik belgesi gibi kanıtların tanınması, karşılaştırılması ve sınıflandırılması için hazırlanan sekiz seviyeli Türkiye Yeterlilikler Çerçevesinin 5. Seviyesi, ön lisans eğitiminde kazanılacak yetkinlikleri sıralar. Bu yetkinlerden biri de meslek etiğine dairdir. İlgili madde şudur:
“Bir iş veya öğrenme alanındaki bilgi, beceri, tutum ve davranışlar ile toplumsal ve etik meseleler ve sorumluluklar ilişkisinin farkında olma”.
Çerçeveyi belirleyen bu metinde yer alan kazanımların ilgili eğitim seviyelerinde öğrencilere kazandırılması beklenir. Bundan dolayı dersler, bu kazanımların kazandırılacağı konulara dikkat edilerek hazırlanır. Bu dersleri alarak mezun olan öğrencilerden bu kazanımlara ve istenilen bilgi ve becerilere sahip olması beklenir.
Üniversitelerimizin birkaçının Meslek Yüksek Okulu (MYO) programlarının bilgi paketini incelediğimizde büyük bir kısmında Türkiye Yeterlikler Çerçevesinde (TYÇ) bulunan kazanımların yer almadığını görüyoruz. Kazanım olarak yer alanlarda ise ya bu kazanımı karşılayacak ders bulunmamakta veya olanların bir kısmında ise ders, seçmeli olarak işaretlenmektedir. Maalesef TYÇ kapsamında olması zaruri olan “Meslek Etiği” veya benzer başlıklı dersler, üniversitelerimizin MYO’larının büyük bir kısmında bulunmamaktadır. Dolayısıyla yapılacak ilk iş tüm MYO’lardaki programların ders planlarına Meslek Etiği dersini zorunlu ders olarak koymak olmalıdır.
Meslek Etiği dersinin içeriğinde meslek etiğinin tanımı ve tarihsel gelişiminin yanı sıra evrensel etik değerler ve meslek etiğine dair mevcut yasa ve yönetmeliklerin yer alması beklenir. Ahiliğin, genel etik kuralları ve evrensel değerler ile örtüşen ilke ve değerlerine mutlaka vurgu yapılmalı ve değinilmelidir.
Ahilik Eğitiminin Temel İlkeleri
Fütüvvetnamelere göre ahilik eğitiminin temel ilkeleri, onlarca makalenin konusu olmuştur. Birçok makalede de dile getirildiği gibi fütüvvetnamelere göre ahilik eğitiminin temel ilkeleri şöyle sıralanabilir:
- Meslek seçiminde çocukların kabiliyetine bakılmalıdır.
- Eğitim sadece iş yerinde verilmez. Hayatın her anında ve her yerde verilir.
- İş başında verilen eğitim ile iş dışında verilen eğitim birbirini tamamlar.
- Eğitim bir bütün olarak düşünülmeli, biri diğerinden daha önemsiz görülmemelidir. Bireyin zihinsel, bedensel ve duygusal yönleri aynı anda geliştirilmelidir.
- Öğrenmenin yaşı yoktur. Usta olduktan sonra da devam eder. (hayat boyu öğrenme)
- Ahi şeyhi ve usta, çıraklar için modeldir. Usta; çırağına rehberlik eder, yol gösterir, motive eder, destekler, cesaretlendirir, öğüt verir, kolaylaştırır ve iş birliğine teşvik eder.
- Menkıbe ve hikâyelerle konunun anlaşılması amaçlanır.
Bir ahi çırağı, eğitiminin bir kısmını mesleği öğrendiği iş yerinde alırken bir kısmını da dergahta yani iş yeri dışında alır. İş yeri dışında aldığı eğitim, dini, ahlaki ve genel kültüre dairdir. Bu konular, meslek eğitimi ile birlikte bir bütün oluşturur ve birbirini destekler. Bunların yanı sıra kılıç kullanma, ata binme, ok atma gibi bedeni güçlendirmeye yönelik etkinlikler ile güzel sanatlar ve musiki eğitimi de verilir. Böylece çırakların estetik algısı güçlendirilmiş olur. Çırak, dini eğitimi ahi şeyhinden veya onun görevlendirdiği bir hocadan alırken ahlak eğitimini, mensubu bulunduğu dergahtan ve kendisine model olarak seçtiği ahi şeyhinden ve ustasından öğrenir. Mesleğe bir törenle girer, kalfalık ve ustalık payesini düzenlenen törenle alır. Usta oluncaya hatta usta olduktan sonra bile meslek etiğine dair hikayeler ve menkıbeler okur veya dinleyerek hafızasını ve duygularını diri tutar. Kendisini yetiştirenlerle irtibatını koparmaz. Okuduğunu anlayıp anlatabilme ve yazabilme becerisini kazanması için de eğitim alır.
Ahilik Eğitiminden Nasıl Yararlanılabilir?
Belli başlı ilkeler doğrultusunda verilen ahilik eğitimini bugün olduğu gibi vermek mümkün olmamakla birlikte bugün üniversitelerimizde verilen eğitim imkanları göz önünde bulundurulduğunda ahilik eğitiminin bir kısmını vermek mümkündür. Tarihsel ve teorik bilgi, müfredata konulacak zorunlu Meslek Etiği dersinde verilebilir. Bu dersin içeriği hazırlanırken fütüvvetnameler ile klasik ahlak kitapları ve hikâye kitaplarından yararlanılmalıdır. Ayrıca diğer derslerde yeri geldikçe ve ilgi kuruldukça ahiliğe dair temel kavramlara değinilmelidir.
Bugün MYO’ların büyük kısmında da 3+1 kuralı ile eğitimin bir dönemi, iş yerlerinde verilmektedir. İş yerinde verilen eğitim, çok önemli olup öğrenciye model olacak ustaların bulunmasına dikkat edilmeli, mümkün mertebe öğrenciler model alabilecekleri ustaların yanına gönderilmeye çalışılmalıdır.
Ahilikte temel kurallardan biri de ahiliğe kabul esnasında ve ustalık payesi verilirken düzenlenen merasimlerdir. MYO’larda da bir dönemi bitiren öğrenciler için mesleğe giriş törenleri düzenlenip mesleğe dair sembolik değeri olan bir eşya verilebilir veya kıyafet giydirilebilir. Mezuniyet törenleri ise aynı zamanda ustalık veya kalfalık töreninini andıracak şekilde yapılandırılabilir. Bu törenlerin amacı öğrencinin mesleğini sevmesi ve benimsemesidir.
Ahilik sistemi içinde yetişen bir çırak, usta olduktan sonra da kendisini yetiştiren usta ve dergahla ilişkisini koparmamaktadır. Mezun olan öğrenci de okuluyla irtibatını kopartmamalıdır; mezun dernekleri vasıtasıyla öğrenciler takip edilebilir.
Ahilik eğitiminin kazandırılacağı bir diğer ortam, öğrenci kulüpleridir. Bu kulüpler vasıtasıyla öğrenciler, sevdikleri ve kabiliyetli oldukları sanat alanlarında ve spor dallarındaki becerilerini geliştirebilirler, öğrenemedikleri kimi bilgi ve becerileri kazanabilirler. Mesela sinema kulübünde gösterilecek birkaç film ile öğrencinin, meslek ahlakını ve sorumluluğunu hissetmesi ve sahiplenmesi sağlanabilir.
MYO ders planları ve programları, öğrencilerin üniversitelerde ortak seçmeli ders havuzunda bulunan sanat ve spora dair dersleri seçmelerine izin verecek şekilde kurgulandığında kimi bilgi ve becerileri kazanma imkanı da doğacaktır. Bunun için öğrenciyi iyi tanıyan danışmanın yönlendirmeleri çok önemlidir.
Öğrencilerin topluma karşı sorumluluk duygusunu kazanmasında bugün üniversitelerimizde uygulanmakta olan toplumsal katkı projeleri de büyük bir imkandır. Bu projeler vasıtasıyla öğrenciler mesleklerini uygulama imkanı bulabilecekleri gibi topluma karşı sorumlu olduklarının da farkına varacaklardır.
Ahilik eğitiminin temel ilkelerinden biri de iş yeri dışında eğitim ve bu eğitimin yaşam boyu sürmesidir. Son yıllarda üniversitelerimizde tartışılan konulardan biri olan önceki öğrenmenin tanınması, mikrokredilendirme sistemlerinin etkin bir şekilde yer aldığı esnek öğrenme modelini başarı ile kullanan üniversitelerde verilecek eğitim ile çok daha kolay olacaktır. Okul ve iş yeri dışında öğrencinin yönlendirme ve ihtiyaç duyması ile aldığı eğitimin transkripte işlenmesi, eğitimi sınıf ve atölye dışına çıkartarak öğrencinin daha iyi yetişmesini sağlayacaktır.
Ahilik eğitimin temel ilkeleri arasında yer alan genel ilkeleri öğretmek ve ahlakı verebilmenin yollarından bir diğeri üniversitede verilecek konferans ve seminerlerdir. Konferans ve seminerleri planlarken öğrencilerin dünyayı doğru bir şekilde algılamasına yardım eden, ahlaki duyarlılığını çoğaltan, vatan ve millet sevgisini körükleyen konu ve konuşmacıların yer almasına dikkat edilmesi, öğrencilerin kimi kazanımlara sahip olması mümkün olacaktır.
Günümüzde meslek sahibi olmak kadar hatta ondan da önemli olan bir diğer husus meslek ahlakına sahip olmaktır. Tüketici haklarına saygılı olmayan, tek amacı çok para kazanmak olan, daha çok para kazanmak için meslektaşlarına zarar vermekten çekinmeyen, stokçuluk ve fırsatçılık yaparak fiyatları yükselten, müşterilerini kazıklayan ve kandıran, birlikte çalıştığı personelin hakkını vermeyen ve insanca davranmayan, insan ve toplum sağlığını tehdit eden ürünler üretmekten çekinmeyen, çevreyi kirleten, topluma faydası olmadığı gibi zarar veren kişiler mesleklerinde ne kadar başarılı olurlarsa olsunlar değerli değildir.
Meslek ahlakının okullarda verilebileceğini düşünmek ise bizi yanıltır. Çünkü ahlak önce ailede, sonra sokakta ve çevrede, daha sonra da ilk ve ortaöğretimde kazanılır. Verilmediği takdirde bir virüs gibi her tarafımızı saran sosyal medyanın yıkıcı ve tahrip edici tesirinden kurtulmak mümkün olmayacaktır. Bunun aynı zamanda güvenliğimizi ve bağımsızlığımızı tehdit eden bir sorun olduğunu da unutmamalıyız.