Kriter > Dış Politika |

Afrika’ya İlham Veren Yol Arkadaşı: Türkiye


Türkiye son on yılda dış politikasında çok yönlülük stratejisi kapsamında Afrika’ya özel bir alan ayırdı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, başbakanlığı döneminden bu yana Afrika kıtasında 23 ülkeye 30 kez resmi ziyarette bulundu.

Afrika ya İlham Veren Yol Arkadaşı Türkiye

Türkiye son on yılda dış politikasında çok yönlülük stratejisi kapsamında Afrika’ya özel bir alan ayırdı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, başbakanlığı döneminden bu yana Afrika kıtasında 23 ülkeye 30 kez resmi ziyarette bulundu. Özellikle doğu, batı ve güney Afrika’da bazı ülkelere ilk kez gidilerek diplomatik ilişkiler tesis edildi. Kimi ülkeler ise birkaç kez ziyaret edilerek sembolik durumdaki ilişkiler güçlendirildi. 2005 yılında başlayan Afrika açılımı çerçevesinde kıtada 12 olan büyükelçilik sayısı 2017 Ocak ayı itibarıyla 39’a ulaştı. Hedef ise 54 Afrika ülkesinin tamamında da etkin diplomatik misyonlar kurmak.

Dünyada ekonomik dinamizm yavaş yavaş gelişmiş ülkelerden “gelişmekte olan” ve “az gelişmiş ülkeler”e doğru kayıyor. Gelişmiş ülkelerin tıkanmış ekonomisi ve yaşlanan nüfusuna karşı Afrika’daki ekonomik gelişim ise dikkat çekiyor. Gelişmiş ekonomiler tıkanıklıklarını aşmak için çözümü Afrika kıtasında ararken, Afrika toplumları ise ikinci bir sömürü dalgasına karşı politik bilinç inşa etmeye çalışıyor. Afrika’ya yaptığı her ziyarette uluslararası arenada adalet vurgusu yapan ve “Dünya beşten büyüktür” diyerek yola çıkan Türkiye, bu politik bilincin inşasında da önemli rol oynama iddiasında.

Dünyanın en hızlı büyüyen 20 ekonomisinin 11’ini sınırlarında bulunduran Afrika, Türkiye’nin bu kararlı ilişki kurma çabasına kayıtsız kalmıyor. Çünkü dinamik yapısıyla büyümesini istikrara kavuşturmak isteyen ve bununla birlikte geçmişin sömürgeci anlayışına karşı duyarlı olan Afrika toplumları da geleceği birlikte inşa edebilecekleri doğru partnerler ve kendilerine model olabilecek yol arkadaşları arıyor.

Son olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan beraberindeki heyet ile Tanzanya, Mozambik ve Madagaskar’ı ziyaret etti. Bu ziyaretlerin içerikleri karşılıklı ekonomik ilişkileri güçlendirmek, Afrika’nın kalkınmasına destek olmak, Türk ve Afrikalı iş adamlarının ortak projeler geliştirmesini cesaretlendirmek ve bu coğrafyalarda etkin olan FETÖ’ye karşı devlet yöneticilerini uyarmaktı.

Bu rutin gündemleri Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hemen hemen her gezisinde gözlemlemek mümkün fakat Afrika seyahatlerinde Erdoğan, Türkiye örneğinden hareketle küresel hegemonlara karşı direnişin hikayesini de anlatıyor. Türkiye’nin kuşatılma çabalarına rağmen kalkınma hamlelerini nasıl gerçekleştirdiğini, IMF ile ilişkisinin kısa tarihini Afrika’da yaptığı bütün konuşmalarda muhakkak gündem yapıyor. Esasında bu hikaye Afrika’nın tam da ikinci sömürü dalgasına karşı ihtiyaç duyduğu hikaye. Kendi zenginliklerini ve yeraltı kaynaklarını kullanamayan, insanlarının yaşam standartlarına vurulmuş zincirleri kıramayan ve potansiyelini gerçekleştirmesine fırsat da verilmeyen Afrika, işte bu hikayeyi modellemek istiyor.

Ziyaretin Zamanlaması Önemli Bir Mesaj

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Afrika gezisinin zamanlaması Türkiye’yi kuşatmak isteyenlere de Türkiye’den ilham alanlara da mesaj veriyor. Ziyaretin gerçekleştiği döneme kısaca göz atarsak içeride PKK, DEAŞ ve DHKP-C gibi terör örgütlerinin artan eylemlerinin yanında finans spekülatörlerinin Türk lirasını baskılaması gibi ülke dışından dizayn edilen sorunlar ön plana çıkıyor. Suriye’den gelen göç dalgasını tek başına göğüslemek zorunda bırakılan Türkiye bir yandan da sınır ötesinde yine tek başına DEAŞ ile savaş halinde. Türkiye’nin 15 Temmuz’da Gülenist darbe girişimine maruz kaldığını ve devlet içine sızmış Gülenistleri temizleme uğraşında olduğunu da unutmayalım.

Bu gündemler Türkiye’nin kendi ürettiği ve içinde olmak istediği gündemler değil. 15 Temmuz darbe girişimi de, ülkedeki terör eylemleri de, Türk lirası üzerindeki spekülatif hareketler de, DEAŞ’ın Suriye sınırından Türkiye’ye saldırma girişimleri de, ülkeye gelen ve Avrupa’ya geçemeyen göçmenler de, hepsi Türkiye’nin kendi kucağında bulduğu ancak kaynağı dışarıda olan problemler.

Tam da bu noktada en önemlisi Türkiye’nin kendisine dayatılan bu gündemlere esir olmayışıdır. Zira Türkiye böylesi bir atmosferde hedefleri doğrultusunda adım atarak binlerce kilometre uzaktaki Afrika ülkeleriyle ilişkilerini geliştirmek amacıyla kendi gündeminin izini sürmeye devam edebiliyor. Gezinin içeriği bir yana zamanlaması dahi kendisine umut ve model arayan Afrika ülkelerine heyecan veriyor. Türkiye’nin Afrika’ya mesajı ise çok açık: Size dayatılan gündemlere direnin ve kendi hikayeniz için kendi gündeminizin peşinden gidin.

İş Dünyası Rekabete Hazır

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Afrika gezileri en az iki ve bazen üçüncü uçağın da olduğu bir konvoy ile yapılıyor. Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) tarafından organize edilen gezilerde katılımcılar Afrika’ya yatırım yapan, yapmayı düşünen yada ticari ilişkileri olan iş dünyasının önemli isimleri arasından seçiliyor. Gidilen ülkelerde o ülkelerin iş adamları ile Türkiye’den gelen iş adamları ortak iş forumları yaparak karşılıklı ilişkileri daha da ileri boyutlara taşımanın yollarını arıyor. İş forumlarının tamamına devlet başkanları nezdinde katılım olması iş adamları açısından büyük önem taşıyor. Afrika’nın altyapı, ulaşım, enerji ve inşaat gibi sektörlerde çözüm ortağı olan Türk iş adamları her geçen gün bu bölgedeki ticari hacmi artırıyor. Afrika açılımı öncesi 5 milyar dolar civarında olan Türkiye-Afrika iş hacmi 2016 yıl sonu itibarıyla 20 milyar dolar seviyesine gelmiş durumda. Türk şirketlerinin Afrika’da yaptıkları yatırımlar da 6 milyar dolar seviyesini aşmış bulunuyor. Türk inşaat sektörünün Afrika’da büyüklüğü 58 milyar dolar olan projelerin yürütücülüğünü yapıyor olması Türk iş adamlarının aktifliğini gösteren bir başka gösterge. Eski sömürgeci devletlerin iş adamlarının yanı sıra bölgeye yeni dönemde Çin ve Hindistan gibi ülkelerin iş adamları da akın etmiş durumda. Afrika’da Türk iş adamları için rekabetçi bir ortam var fakat Türk iş dünyasının 2000’li yılların başından bu yana yurt dışına açılım tecrübesi bu rekabette onları güçlü kılıyor.

FETÖ ile Mücadelede Sonuç Alınıyor

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Afrika seyahatlerinde çantasındaki en önemli konuların başında FETÖ ile mücadele geliyor. Afrikalı devletlerin yönetimleri, FETÖ’nün Türkiye için ne denli tehlike arz eden bir örgüt olduğu konusunda bilgilendirilmenin yanında, bu terör örgütünün Türkiye’deki eylemlerinin benzerlerini Afrika ülkelerinde de deneyebileceği ihtimaline karşı uyarılıyor.

Okullaşma çalışması neticesinde Afrika yönetici elitinin çocuklarına ulaşan ve bu yolla yönetici elit ile ilişki kuran FETÖ; Güney Afrika, Nijerya ve Tanzanya gibi bazı Afrika ülkelerinde kök salmış durumda. Afrika’daki FETÖ okullarının Türk Okulu ismini kullanmaları yasaklanırken mevcut yönetimlere bu okulların kapatılması için baskı da yapılıyor. Geçtiğimiz aylarda kurulan Maarif Vakfı, FETÖ okullarını devralmak üzere çalışmalar yürütürken vakfın ilk başarısı Batı Afrika ülkesi Gine’den geldi. Maarif Vakfı Gine’deki FETÖ okullarını Gine devleti gözetiminde devraldı. Vakıf Afrika’daki bütün FETÖ okullarının listesini çıkarırken, vakfın Mütevelli Heyeti Başkanı Birol Akgün, Afrika yönetimleri ile yapılan ilk temaslarda, geçmişte Anglosakson sömürgesi olan Afrika ülkelerinin, Fransız sömürgesi olanlara göre daha fazla direnç gösterdiklerini ve FETÖ’ye karşı atılan adımlarda isteksiz ve hatta korumacı olduklarını belirtiyor. Vakıf çalışmaları neticesinde Gine, Nijer ve Somali’de okul devirleri gerçekleşirken; Çad, Senegal, Sudan, Gabon, Moritanya, Burkina Faso ve Benin gibi ülkelerde de anlaşma sağlanmış durumda. Devlet, STK’lar ve iş adamlarının FETÖ ile ortak dil çerçevesinde mücadelesi Afrika’da FETÖ’yü sıkıştırırken örgüt kıtada kendini kamufle etme stratejisine başlamış durumda.

En Etkili Güç “Yumuşak Güç”

Türkiye’nin kendi gündemini içeride ve dışarıda inşa etme arzusu uluslararası ilişkilerde “yumuşak güç” kavramına yatırım yapmayı zaruri kıldı. Askeri güç; koruma, caydırma ve zorlama davranışlarını sergileyen bir model. Ekonomik güç; borç verme ve yatırım perspektifinde gelişen, kaba yapıldığında ise askeri güç kadar itici bir konsept. Yumuşak güç ise hayranlık uyandırma, pozitif gündem oluşturma, kültür, değerler ve duygusal bağlar çerçevesinde üretilen bir etkin olma stratejisi.

Türkiye’nin, Cumhuriyet’in kuruluşundan 2000’li yılların başına kadar çok da önemsemediği yumuşak güç, genelde kendi zincirlerini kıran ülkelerin daha fazla yatırım yaptıkları bir alan. Türkiye son yıllarda yumuşak güce en fazla yatırım yapan ülkeler sıralamasında hızla yükseliyor. Monocle dergisinin her yıl yaptığı araştırmaya göre özellikle Afrika kıtasındaki çalışmalar Türkiye’yi etkin yumuşak güç kullanan ülkeler sıralamasında ilk 20’ye taşıyor.

Türkiye; TİKA, Yunus Emre Enstitüsü, Kızılay, Maarif Vakfı, THY gibi kurum ve kuruluşlar aracılığı ile Afrika’ya damgasını vuruyor. Afrika’yı en iyi bilen ve en dinamik kurumların başında TİKA geliyor. İlk ofisini 2005 yılında Etiyopya’da açan TİKA, 2017 yılında 21 ofisi ile Afrika kıtasındaki 54 ülkede faaliyetlerine devam ediyor. TİKA Başkanı Serdar Çam Türkiye’yi Afro-Avrasya bir devlet olan Osmanlı’nın devamı olarak tanımlayarak bu bölgeye karşı tarihi sorumluluk çerçevesinde TİKA faaliyetlerine şekil veriyor. Yoksulluk ile mücadele için para yardımlarından ziyade sosyal altyapı projelerine de öncülük eden TİKA, sadece Afrika’nın altyapısını inşa etmeyi değil bununla birlikte Afrikalıların potansiyellerini gerçekleştirecek bir ortamı tesis etmeye çalışıyor. Radyo istasyonlarından kadın sığınma evlerine, okullardan meslek edindirme merkezlerine kadar bölgenin ihtiyaçlarına göre şekillenen faaliyetleri ile Türkiye’nin Afrika’daki en büyük yumuşak gücünün temsilini TİKA hayata geçiriyor.

Türk Kızılay’ı AFAD ile iş birliği kapsamında insani yardım organizasyonunu yaparak, Afrikalıların temel ihtiyaçlarını karşılamada önemli bir rol üstleniyor. Türkiye dünyanın en büyük 18. ekonomisi olarak insani yardımda miktar bakımından dünya ikincisi, insani yardımın milli gelire oranı sıralamasında ise dünya birincisi bir ülke. Yardımlarını da kurumları üzerinden organize eden Türkiye, kurumlarının organizasyon kabiliyeti ile yumuşak gücünü dünyanın her yerinde, en çok da Afrika’da hissettiriyor. Eğitim ve kültür alanında Afrika kıtasındaki faaliyetlerine hız veren Yunus Emre Enstitüsü ve Maarif Vakfı özellikle FETÖ ile mücadelede bir misyon sahibi iken, bölgenin örgüt üyelerinden temizlenmesi sonucu oluşacak boşluğu da doldurmaya talip.

Ortak Gelecek İnşa Ediliyor

Türkiye yumuşak güç kavramına artık yabancı bir ülke değil. Diplomatik misyonların hantal ve bürokratik alışkanlıkları da yarı bürokratik kurumlar, vakıflar, dernek ve STK’ların aktifliği sayesinde bir değişim sürecine giriyor. Büyükelçilikleri baskılayan ve onları çalışmaya zorlayan bir diğer etken ise Türk iş adamlarının dinamizmi. Türkiye büyükelçilikleri, kurumları ve iş adamlarının uyumlu iş birliktelikleri ile Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından başlatılan Afrika açılımı projesi sayesinde kıtada en fazla kendini gösteren ülkelerden biri haline gelmiş durumda.

Dahası Türkiye bu ülkeleri sadece bir pazar olarak gören bir anlayışın ötesine geçerek buralarda istikrarı destekliyor ve kalkınma stratejilerini paylaşıyor. Günümüzde ilişkilere yapılan bu yatırımların meyvesi ise gelecekte toplanacak. Bugün Afrika kıtasında Türkiye’ye büyük bir sempati duyulmasının sebebi gidilen ülkelere önce saygı duyan bir yaklaşımın benimsenmesinden kaynaklanıyor. Onların kültürleri, yaşam tarzları ve en çok da bağımsızlıklarına büyük bir saygı duyarak ilişkiler geliştiriliyor. Afrikalılar kendilerine saygı duyan bir Türkiye’ye kapılarını açarken bu ilişkinin kendilerini geliştireceğini biliyor. Meselenin sadece ekonomik kazanç olmadığının da farkındalar. Afrika-Türkiye ilişkileri, eski Avrupalı sömürücü güçleri ve Afrika’yı sadece pazarlaştırmak isteyen Yeni Doğu sermayesini kıskandıracak düzeyde gelişiyor. Türkiye ise Afrika’da ortak bir gelecek inşa ediyor.


Etiketler »  

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "veri politikamızı" inceleyebilirsiniz. Daha fazlası