Kriter > Dosya > Dosya / Türk-Amerikan İlişkilerinin Yönü |

Barış Pınarı Harekatı’nın Sonuçları


Türkiye, Barış Pınarı Harekatı İle terörle mücadeleyi artık sınırlarının ötesine genişletmiş ve diplomaside ağırlığını koymuştur. Elbette sorunlar olacaktır, elbette direnç noktaları gelişecektir. Ama artık cin şişeden çıkmıştır.

Barış Pınarı Harekatı nın Sonuçları
20. Zırhlı Tugay Komutanlığı, Şanlıurfa, 3 Kasım 2019

Türkiye’nin terörle mücadele, güney sınırlarını denetim ve güvence altına alma, Suriyeli sığınmacıların geri dönüşünü teşvik edecek ortamı sağlama amaçlarıyla Ekim’de başlattığı Barış Pınarı Harekatı, dünyada ve bölgede pek çok şeyi değiştirdi. Bu kısa süreli ve başarılı askeri harekatın güvenlik, diplomasi ve siyasette çok önemli sonuçları oldu. 26 Kasım 2019’da yapılan Milli Güvenlik Kurulu toplantısında harekatın “amacına ulaşana kadar sürdürüleceği” dünyaya ilan edildi.

 

Bağlantıları Açığa Çıkardı

Barış Pınarı Harekatı kuşkusuz Türk-Amerikan ilişkileri, Ankara-Moskova ilişkileri, Türkiye’nin Avrupa Birliği ve Arap dünyası ile temasları, muhatapların niyetleri konusunda çok öğretici oldu. Ancak harekat bu güç odaklarının Türkiye’deki uzantı ve etki ajanlarını deşifre etme konusunda çok ciddi veriler ortaya koydu.

Harekat Türkiye’de gazeteci, akademisyen ve düşünce kuruluşu araştırmacısı, siyasetçi olarak faaliyet gösteren bazı kişi ve kurumların tutumunu açığa çıkardı. Operasyon başladığı günden itibaren Batı kamuoyunda “Türkiye Kürtleri katlediyor” kara propagandası üzerinden yürüyen basın yayın kuruluşlarına en büyük destek yine “muhalefet ediyoruz” diyen kesimlerden geldi. Bu destek eğer doğru bilgilendirmeye dayansa idi söyleyecek bir söz olmazdı. Ancak bu çevreler tarafından Washington Post, Foreign Affairs, New York Times gibi önemli kabul edilen yayın kuruluşlarına yazılan yazılarda görüldü ki söylemler maksatlı seçilen bilgilerden derlenmektedir ve çok önemli gerçekler Batı kamuoyundan gizlenmektedir.

Barış Pınarı Harekatı’nı “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın iç siyasette desteğini konsolide etmek için başlattığı kişisel bir operasyon”, “Kürt düşmanlığı dolayısıyla Türkiye’de aşırı milliyetçilerin yürüttüğü bir adım” ya da “Türkiye’nin DEAŞ’ın önünü açmak istediği bir operasyon” olarak dünya kamuoyuna anlatan bu kalemler, 2015-2016 içinde 30’dan fazla büyük terör saldırısının yaşandığını, 400’den fazla masum sivilin bu terör saldırılarında yaşamını yitirdiğini yazılarında gizlemişlerdir. Türkiye’nin DEAŞ’la doğrudan savaşan ve binlerce teröristi etkisiz hale getiren tek NATO üyesi ülke olduğunu belirtmek zahmetine katlanmamışlardır. Her konuda ilgili ilgisiz haberler, yayınlar yapan ve yurt dışından finanse edilen sözde haber sitelerinin Barış Pınarı Harekatı boyunca sessiz kaldıkları gözden kaçmamıştır. Bazı siyasi figürlerin, yerel politikacıların harekat devam ederken suskunluklarını bozmadıkları, yurt dışında Türkiye’yi şikayet ettikleri görülmüştür.

Barış Pınarı Harekatı Türkiye karşıtı faaliyet göstermeyi “muhalefet etmek” zanneden bu çevreleri ortaya çıkarmakla kalmamış, terör örgütü PKK’nın gerçek yüzünün Avrupa kentlerinde görünür olmasını da sağlamıştır. Örgüt mensupları sözde Türkiye’yi protesto etmek adına düzenledikleri eylemlerde Almanya ve Fransa’da Türklere, Türk iş yerlerine, otomobilde ailesiyle bulunan sivillere saldırmışlardır. Bu da örgütün acımasız ve anti-demokratik yüzünü Batı’ya hatırlatmış olmalıdır.

 

Zorlayıcı Diplomasi

Barış Pınarı Harekatı’nın ikinci kazanımı diplomasi alanında olmuştur. Türkiye öncelikle muhatabı olduğu Batılı ülkelerin, bazı Arap krallıklarının ve İsrail’in niyetlerini tüm Türkiye kamuoyunun anlamasını sağlamıştır. Bu ülkelerin bölgede neyin peşinde oldukları görülmüştür. Suriye’deki PKK yapılanmasına en büyük desteği verenlerden biri İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu olmuştur. İsrail Suriye’nin ve Irak’ın parçalanmasını destekledikleri 2017’deki referandumdan sonra niyetini bir kez daha ortaya koymuştur. Bu sadece Türk kamuoyu için değil Arap Sokağı için de uyandırıcı olmalıdır. İsrail bölge ülkelerinin bölünmesini, ABD ve İsrail güdümünde bir Kürt devleti kurulmasını, böylece bölgeyi domine etmeyi amaçlamaktadır. Harekat bunu açığa çıkarmıştır. Bazı Körfez Arap Krallıkları ve darbe yönetimi ile idare edilen Mısır da Türkiye’ye sert tepki göstermiştir. Söz konusu ülkeler ABD Başkanı Donald Trump’ın Tel Aviv’deki ABD Büyükelçiliği’ni Kudüs’e taşıdığında bu kadar itiraz etmemişlerdir. Oysa ki Mekke ve Medine’den sonra en önemli İslam beldesi olan ve gelecekte bağımsız Filistin’in başkenti olması planlanan Doğu Kudüs’ün İsrail tarafından işgali, Trump’ın bu adımı ile tek taraflı olarak belirlenmekte, Filistin talepleri yok sayılmaktadır. Benzer bir şekilde bu ülkeler, yine son günlerde ABD’nin işgal altındaki Filistin topraklarında yasa dışı olarak inşa edilen Yahudi yerleşkelerini meşru gördüğünü açıklamasına Barış Pınarı’na itiraz ettikleri kadar tepki göstermemişlerdir.

Sadece İsrail ve bazı Arap ülkeleri değil ABD ve AB de niyetlerini ortaya koymuştur. Terör örgütü PKK’nın uzantısı olduğunu bildiği halde YPG ve PYD’ye TIR’lar dolusu silah ve mühimmat veren ABD’nin tavrı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Washington ziyaretiyle ABD kamuoyuna ve siyasetçilerine doğrudan iletilmiştir. Yapılanın ne kadar yanlış ve ilişkiler açısından yıkıcı olduğu muhataplara iletilmiştir. Diğer taraftan bütün bu anlaşmazlıklara rağmen ABD’nin Türkiye’nin üzerine ne kadar gidebileceği de anlaşılmıştır. ABD Türkiye’nin direncine, kararlılığına rıza göstermek zorunda kalmış, Barış Pınarı’nın meşruiyetini teyit etmiş, Başkan Trump Türkiye’yi anladığını açıklamak zorunda kalmıştır. Benzer bir şekilde Rusya da Türkiye’nin güvenlik endişelerini teyit etmiş, Türkiye ile ortak devriyelere başlayarak isteksiz de olsa gerilimin düşürülmesi için bazı adımlar atmaya razı gelmiştir. Burada önemli olan Türkiye’nin Milli Güvenlik Kurulu Bildirisi’nde altı çizilen hususların takipçisi olmasıdır. Türkiye terör örgütü mensuplarının verilen sözlere rağmen Ayn el Arab ve Kamışlı bölgesinden çıkarılması için baskıyı sürdürecektir, sürdürmelidir.

Avrupa Birliği de terörle mücadele konusunda sınıfta kalmıştır. Türkiye Barış Pınarı Harekatı ile DEAŞ meselesinden uzak durmaya, bunun maliyetinden kaçınmaya çalışan Almanya, Fransa, İtalya gibi ülkelere de baskıyı arttırmıştır. Hem ele geçirilen Batılı ülke vatandaşı teröristleri bu ülkelere göndererek hem de Suriyeli mülteci meselesini gündemde tutarak Türkiye, bu ülkeleri ellerini taşın altına koymaya mecbur etmektedir. Harekat ile Türkiye diplomaside ağırlığını koymuştur. Elbette sorunlar olacaktır, elbette direnç noktaları gelişecektir. Ama artık cin şişeden çıkmıştır.

 

Daha Güvenli Sınırlar

Barış Pınarı Harekatı’nın doğrudan etkisi güvenlik konusunda olmuştur. Harekattan sonra Rasulayn, Tel Abyad gibi kentlerde patlayan PKK-YPG bombaları eğer bu operasyon düzenlenmese kuşkusuz Türkiye sınırları içinde hedef arayacaktı. Türkiye terörle mücadeleyi artık sınırlarının ötesine geriletmiştir.

Operasyonla 700’den fazla terörist etkisiz hale getirilmiş, binden fazla tuzaklanmış EYP ile 500 kadar mayın da imha edilmiştir. Türkiye sınırın güneyinde oluşturulmak istenen terör koridorunu üçüncü noktadan kırmış, buraya hem askerini sokmuş hem de Suriye Milli Ordusu unsurlarını yerleştirmeyi başarmıştır. Türkiye ABD’nin sınıra bir YPG-PKK yığınağı yapmasını sonlandırmış, ortaya çıkarılan tünelleri deşifre etmiş, teröristlerin buradaki hareket alanını daraltmıştır. Örgütün çekilmek istediği meşru zemini dağıtmış, Rusya’yı da pozisyon almaya zorlamıştır.

Kuşkusuz mesele burada sonlanmış değildir. Suriye’de Türkiye düşmanı Baas rejimi olduğu sürece, Ayn el Arab, Tel Abyad, Kamışlı ve Münbiç’teki terör yapıları yok edilerek yerel halkın evlerine dönmesi tamamlanıncaya kadar mücadele sürecektir. Ancak Barış Pınarı, Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı harekatları ve Türkiye sınırları içindeki Kıran ve Irak’taki Pençe operasyonları ile birlikte düşünüldüğünde inisiyatifi Türkiye’nin eline geçirmiş ve sağlam bir savunma hattı oluşturmuştur. Operasyon, etki ajanlarının deşifre edilmesi ve bu vesileyle etkilerinin kırılması ile zaman içinde Türkiye içinde de daha iyi anlaşılacaktır.


Etiketler »  

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "veri politikamızı" inceleyebilirsiniz. Daha fazlası