Kriter > Dosya > Dosya / Tarım |

Küresel Trendler ve Türkiye Tarımının Dış Ticareti


Dünya tarım ihracatının yüzde 1,57’sini ve ithalatının yüzde 1,14’ünü gerçekleştiren bir aktör olarak Türkiye 56 milyar dolarlık üretim gerçekleştiriyor. Küresel tarım sektöründe yaşanılan değişimleri takip etmekten ziyade öncülük etmesi gereken ülkeler arasında bulunan Türkiye, en büyük onuncu tarım ekonomisi olarak öne çıkıyor.

Küresel Trendler ve Türkiye Tarımının Dış Ticareti

Küresel tarım ekonomisinden yüzde 1,29 pay alan Türkiye, dünyada toplam ekilebilir alanların yüzde 0,8’ine sahip. Dünya tarım ihracatının yüzde 1,57’sini ve ithalatının yüzde 1,14’ünü gerçekleştiren bir aktör olarak Türkiye 56 milyar dolarlık üretim gerçekleştiriyor. Gelişen teknolojiyle birlikte tarım sektörü de dönüşüyor ve üretim daha teknolojik hale geliyor. Sanayide yaşanılan değişimin bir benzerini tecrübe eden tarım sektöründe insan gücüne duyulan ihtiyaç azalıyor. Toplam verim ve üretim ise artış gösteriyor. Küresel tarım sektöründe yaşanan değişimleri takip etmekten ziyade öncülük etmesi gereken ülkeler arasında bulunan Türkiye, en büyük onuncu tarım ekonomisi olarak öne çıkıyor. Salgının ortaya çıkardığı fırsatlar açısından tarım sektörüne yaklaşıldığında gıda güvenliğinin önemi daha fazla artıyor. 55 üründe dünyanın en büyük on üreticisi arasında yer alan Türkiye, 19 binden fazla bitki türüne ev sahipliği yapıyor. İki büyük tohum bankasıyla 3 bin 400’den fazla tohum türünde 105 bin adet tohumu koruma altına almış bir ülke olarak Türkiye, 30 milyar dolarlık ihracat kapasitesine erişmiş bulunuyor.

Son yirmi yılda tarım sektörüne 70 milyar dolarlık destek veren kamu, 1 trilyon dolarlık bir ekonomik gelir elde edilmesine katkı sağladı. Farklı tarım ürünlerinde verimlilik artarken hububat üretimi 37,2 milyon tona, sebze üretimi 31,2 milyon tona, meyve üretimi 23,6 milyon tona, süt üretimi 22,96 milyon tona ve et üretimi 1,2 milyon tona erişti. 2002-2022 arasında Türk tarımı gelişim gösterirken tohum üretimine özel önem verildi. 2002’de 145 bin ton tohum üretilirken mevcut rakamın 2022’de 1,3 milyon tona erişmesi bekleniyor. Farklı tarımsal ürünlerde de benzer bir üretim artış eğiliminin yakalandığı görülüyor. Ayçiçeği, mısır, patates, muz, incir, nar, üzüm, çilek ve çay gibi ürünler buna örnek olarak verilebilir. Ancak salgın ve finansal istikrar nedeniyle ortaya çıkan fiyat oynaklıkları sektörün gelişimini kötü yönde etkiliyor. Gıda enflasyonunun ulaştığı yüzde 80’lik oran bunun önemli göstergeleri arasında bulunuyor. Ülkelerin tarım ürünlerinden ihracat kısıtlamalarına gitmesi ve Rusya-Ukrayna Savaşı da fiyatları etkileyen diğer alanlar olarak öne çıkıyor.

 

Tarım İhracatı

2021’de yaklaşık 30 milyar dolarlık tarım ihracatı gerçekleştiren Türkiye son yirmi yılda ihracat miktarını 7 kattan fazla artırmayı başardı. İstihdam edilen kişi başına 10 bin dolarlık üretim gerçekleştiren Türkiye dünya ortalamasından daha yüksek bir rakamda üretim yapıyor. 2022’de 56,3 milyar dolarlık üretim değerine ulaşması beklenen Türk tarımı dünyanın 190’dan fazla ülkesine ihracat gerçekleştiriyor. Türkiye’nin yakalamış olduğu ihracat başarısı grafik 1’de yer alan veriler üzerinde de görülebiliyor.

GRAFİK 1. TÜRKİYE’NİN TARIM İHRACATI (MİLYAR DOLAR)

 

2020’nin başlarında dünya ekonomisini etkisi altına alan salgın, dış ticareti olumsuz yönde etkiledi. Birçok sektör ve ürün grubunda dış ticaret azalırken tarım alanında artış gösterdi. Sebze ve meyve, hububat, fındık ve zeytinyağı gibi tarım ürünlerinde küresel ticaret, salgına rağmen 2019 rakamlarını geride bıraktı. Türkiye’nin 2020 ve 2021’de tarım ihracatının artış göstermesi salgının ortaya çıkardığı fırsattan ülkenin yararlandığını gösteriyor. Ancak farklı ülkelerin ihracat kısıtlamasına gitmesi ve gümrük vergilerini yükseltmesi tarım ürünlerinde yokluklara neden oldu. Küresel enflasyonun yükselmesi ise tarım ürünlerindeki artışın derecesini artırdı. Türkiye sahip olduğu tarımsal ihracat kapasitesini kullanarak süreci yönetmeye çalışıyor ancak ortaya çıkan enflasyonist ortam fiyat istikrarını negatif etkiliyor. Ülkelerin korumacı önlemlere başvurması da fiyatları yukarıya doğru baskılıyor. 2020’de dünya ticaretinin yaklaşık yüzde 14,4’ü korumacı önlemlere maruz kaldı. 2020’den günümüze 8 bin 481 adet korumacı önlem işleme alınırken gelişmekte olan ülkeler korumacı politikalarda başı çektiler.

Küresel ticarete konu olan 5 bin 600’den fazla ürünün 4 bin 600’ünü dünya piyasalarına sunan Türkiye bin 549 mal grubunda rekabetçi konumda yer alıyor. Tarım sektörü de bu açıdan önem taşıyor. Özellikle dünyanın en büyük sebze, meyve ve hububat üreticileri arasında yer alan Türkiye fındık, çay ve arpa gibi ürünlerde piyasaları etkileyebilecek düzeyde üretim ve ihracat gerçekleştiriyor. Örneğin küresel fındık ihracatı 7 milyar dolarken, yaklaşık 3 milyar doları Türkiye tarafından dünya piyasalarına sunuluyor. Çayda da fındıkta olduğu gibi Türkiye açısından olumlu bir piyasa yapısı mevcut. Türkiye tarımının gelişme potansiyeli, sahip olunan coğrafi konum üzerinden önem taşıyor. Avrupa gibi dünyanın en büyük tüketim merkezlerinden birine yakın olan Türk tarımı, ihracatının büyük bölümünü ABD, Almanya, Irak ve Rusya gibi ülkelere yapıyor.

 

Tarım İthalatı

Türkiye’nin tarım ithalatı iç piyasa koşulları ve gıda üretiminin bir parçası olarak yapılıyor. Dünyadan hayvan yemi, bitkisel yağ, un, kakao ve çikolata ithal edilirken dışarıya şeker, meyve ve bitkisel yağ gönderiliyor. Gıda sanayisiyle bağlantılı olarak ithal edilen ürünler işlendikten sonra ihraç ediliyorlar. En fazla tarım ithalatı yapılan ülkeler arasında ise Rusya, Ukrayna, ABD ve Malezya bulunuyor. Yıllara göre tarım sektöründeki ithalat incelendiğinde 2002-2022 arasında 2,9 milyar dolardan 19,1 milyar dolara çıktığı görülüyor (Grafik 2). Tarım ihracatının 30 milyar dolar olduğu göz önüne alındığında, bu rakamlardan Türkiye’nin ihracat fazlası verdiği anlaşılıyor. Ancak salgın, savaş ve korumacı politikalar nedeniyle farklı ürün gruplarında fiyat istikrarı bozulmuş durumda. Bu nedenle Türkiye’nin tarımsal üretimi artırması ve stok yönetimini yeniden değerlendirmesi önemli bir çözüm yolu olarak öne çıkıyor.

GRAFİK 2. TÜRKİYE’NİN TARIM İTHALATI (MİLYAR DOLAR)

 

Türkiye’nin hayvan yemi, bitkisel yağ, un ve beyaz et gibi ürünlerde üretimi artırması ve ithalatı dengelemesi oldukça önemli. Sebze, meyve ve süt ürünlerinde olduğu gibi kendi kendine yeterlilik düzeyinin farklı tarımsal mallarda artırılması gıda arz güvenliğine katkı sağlayacaktır. Örneğin yaş meyvede Türkiye 2,3 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirirken 168 milyon dolarlık ithalat yapılmaktadır. Mevcut durum Türkiye’ye hem döviz kazandırmakta hem de kriz dönemlerinde ülkenin meyve ihtiyacını karşılamaya yardımcı olmaktadır. Yumurta, nişasta ve makarna gibi ürünlerde de meyvede olduğu gibi kendi kendine yeterli bir durum mevcuttur. Bu üretim yapısı Türkiye’yi dış tarımsal şoklara karşı dirençli hale getirmekte ve gıda güvenliğine katkı sağlamaktadır. Türkiye’nin sahip olduğu üretim kapasitesi, konumu ve tarımsal ürün çeşitliliği ülkenin ihtiyaç duyduğu gıda arz güvenliğini sağlayabilecek yapıdadır. Kamunun üretim planlamasıyla gıda güvenliğine daha fazla öncelik vermesi Türk tarımının gelişmesine katkı sunacaktır.

Sakarya Akyazı'da Seracılık Mükemmeliyet Merkezi
Sakarya'nın Akyazı ilçesinde kurulan Seracılık Mükemmeliyet Merkezi'nde topraksız tarım ve jeotermal ısıtma tekniğiyle üretilen 8 domates türü, iç ve dış piyasaya sunulacak. (İbrahim Yozoğlu/AA, 24 Mayıs 2022)

 

Gelecek Trendler ve Türk Tarımı

Tarım sektöründe istihdam edilen kişi başına 10 bin dolardan fazla üretim gerçekleştiren Türkiye 5,11 milyon kişiyi sektörde istihdam etmektedir. Diğer ülkelerle karşılaştırıldığında küresel tarım ekonomisinden yüzde 1,29 pay alan bir aktör olarak toplam istihdamın yüzde 0,39’una sahiptir. Dünyada tarım sektöründe kişi başı üretim 2 bin 900 dolar iken Türkiye yaklaşık ortalamadan yüzde 250 daha fazla üretim değerine ulaşmıştır. Küresel tarım ekonomisi 3,67 trilyon dolarlık değere erişirken 1,3 milyar kişi sektörde istihdam edilmektedir. Gelişmiş ülkeler daha az kişi istihdam etmelerine rağmen daha fazla gelir elde etmektedir. Bu durum teknoloji kullanımıyla yakından ilgiliyken verimlilik de önem taşımaktadır.

Küresel bir trend olarak teknolojinin kullanımı her alanda genişlerken tarım sektörü öne çıkmaktadır. Tarımda teknolojinin daha fazla kullanılması üretimi ve verimi geçmiş yıllara kıyasla iklime bağlı kalmadan ürün elde edilmesini kolaylaştırmaktadır. Örneğin Japonya kurduğu sebze üretim merkezleriyle yılda 20’den fazla hasat yapabilmektedir. Ayrıca oluşturulan biyo-çiftlikler hava şartlarına olan bağımlılığı azaltmaktadır. Tokyo Tarım ve Teknoloji Üniversite de robotları kullanarak tarımsal üretim üzerinde yoğunlaşmaktadır.

Çin uzay teknolojisi yardımıyla tarımsal üretimi artırmaya çalışmaktadır. Avrupa Birliği Tarım 4.0 olarak adlandırılan teknolojik dönüşüme hazırlanmaktadır. İngiltere, araştırma merkezlerinde tarım sektörünü dönüştürmek için AR-GE faaliyetlerine ağırlık vermektedir. Hollanda, tarım sektöründe teknoloji kullanımını artırmak için finansman sağlamaktadır. ABD, NASA’nın yardımıyla tarım sektöründe yeni teknoloji trendlerini takip etmektedir. İsrail X ışınlarından yararlanarak üretim altyapısını güçlendirmektedir. Türkiye küresel trendleri takip eden değil trendleri AR-GE faaliyetleriyle öne çıkaran aktörler arasına yer almalıdır. Üretim yapabildiği bitki çeşitliliği, mevcut potansiyeli değerlendirmek için güçlü bir alt yapısı olduğunu göstermektedir.

 


Etiketler »  

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "veri politikamızı" inceleyebilirsiniz. Daha fazlası