Kriter > Siyaset |

Çatışma, Ekonomi ve İklim Değişikliği Bağlamında Afrika’da Göç


Günümüzde 31 milyondan fazla Afrikalı doğdukları ülke dışında yaşıyor. Kıtadaki göçün çoğu Sahra Altı Afrika’nın doğu, batı ve güney bölgelerinde bölge içi ya da kıta içi olarak gerçekleşiyor. Afrikalı göçmenlerin yüzde 25’i ise Akdeniz üzerinden Avrupa’ya gidiyor. Bu veriler üzerinden Afrika göç bağlamında, sürekli hareket halinde bir kıta olarak öne çıkıyor.

Çatışma Ekonomi ve İklim Değişikliği Bağlamında Afrika da Göç
Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nde yaşanan çatışmalardan kaçan Kongolu mülteciler (Andrew Renneisen/The Washington Post-Getty Images)

21. yüzyılda uluslararası sistemde en önemli olgulardan biri olarak göç öne çıkıyor. Küresel çapta yükseliş trendinde olan yoksulluk, işsizlik, çatışma, iç savaş ve terör olayları nedeniyle önümüzdeki yıllarda Afrika, Asya ve Güney Amerika’dan on milyonlarca insanın Avrupa ve Kuzey Amerika’ya göç edeceği tahmin ediliyor. Diğer bir ifadeyle ekonomik refah seviyesi düşük olan ülkelerden zengin ülkelere yönelik kitlesel göçlerin artması, beklentiler arasında. Nitekim göç olgusunun günümüzde tüm dünyada doğal ve sürekli bir olgu haline geldiği ve bundan sonra her zaman var olacağı da unutulmaması gereken bir konu.

2022'nin ilk yarısında 100 milyondan fazla insan zulüm, çatışma, şiddet veya insan hakları ihlalleri nedeniyle zorla yerinden edilmiş durumda. Bu rakam, geçtiğimiz yılın sonuna göre yaklaşık 11 milyonluk bir artış demek. Birleşmiş Milletler Mülteci Yüksek Komiserliği’nin (BMMYK) rakamlarına bakıldığında günümüzde 21,7 milyon mülteci, 52,1 milyon ülke içinde yerinden edilmiş kişi, 4,7 milyon sığınmacı, 4,6 milyon vatansız, 4,7 milyon geri dönüş yapan mülteci veya yerinden edilmiş kişi ve 14,4 milyon Venezüellalı göçmen nüfus bulunuyor.

Afrika’da yer alan birçok ülkede çatışma ve şiddet olayları tırmanırken kıta, ülke içinde milyonların yerinden edilmesine tanık oluyor. Bu kapsamda Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Etiyopya, Orta Afrika Cumhuriyeti, Güney Sudan ve Nijerya’da artan güvensizlik ve çatışma ortamının tetiklediği milyonlarca yerinden edilme kayıtlara geçti. Nitekim iç savaş, çatışma, şiddet olayları ve güvensizlik ortamı ile iklim değişikliğine bağlı gıda ve su krizi de birlikte düşünüldüğünde durumun vahameti bir kez daha öne çıkıyor.

Günümüzde 31 milyondan fazla Afrikalı doğdukları ülke dışında yaşıyor. Kıtadaki göçün çoğu Sahra Altı Afrika’nın doğu, batı ve güney bölgelerinde bölge içi ya da kıta içi olarak gerçekleşiyor. Afrikalı göçmenlerin yüzde 25’i ise Akdeniz üzerinden Avrupa’ya gidiyor. Tüm bu veriler dikkate alındığında Afrika, göç bağlamında sürekli hareket halinde bir kıta olarak öne çıkıyor. Bu göç hareketliliğinin çoğu genç insanlar tarafından yapılıyor. Nüfusu itibarıyla genç olan Afrika’nın yüzde 20’si 15-24 yaş aralığında ve bu oran iş gücünün yüzde 54’ünü oluşturuyor. Ancak Afrika’da son dönemde ekonomi hızlı bir şekilde büyüse de istihdam yavaş büyüyor. Dolayısıyla istikrarsızlık oluşturan unsurlara ek olarak yetersiz istihdam, Afrika’da vasıflı/vasıfsız genç insan göçünün tetikleyicisi olarak öne çıkıyor. Kısacası Afrika’da yoksulluk, kötü yönetişim, ekonominin yanlış yönetimi, istikrarsızlık ve çatışmalar göçün yaşanmasının en temel nedenleri arasında yer alıyor.

 Somali'de şiddetli kuraklık
Somali'de yaşanan şiddetli kuraklık nedeniyle evlerini terk etmek zorunda kalanlar daha az kurak yerler bulmak umuduyla yoldalar. Somali’de üç mevsimdir yağmur yağmıyor ve 6 milyon insan gıda güvensizliği yaşıyor. Sorunlar, Ukrayna savaşı nedeniyle artan gıda fiyatlarıyla daha da artıyor. (Sally Hayden/SOPA Images-Getty Images, 13 Nisan 2022)

 

Afrika’da Göçe Neden Olan Faktörler

Afrika’da her ülke için temelde “çekici” ve “itici” faktörler olmak üzere göçün iki büyük faktörü bulunuyor. Bu bağlamda yerleşik diaspora ve ekonomik fırsatlar göçün çekici faktörlerini oluştururken; çatışma, baskıcı yönetişim, sınırlı ekonomik fırsatlar ve kıtlık-kuraklık gibi iklim temelli olgular itici faktörleri oluşturuyor. Yerleşik olan diasporalar ve ekonomik fırsatlar, göçle ilgili karar verme sürecini etkileyen kilit “çekici” faktörler olarak ön plana çıkıyor. Avrupa'ya gelen göçmenlerin çoğunluğu genel olarak Kuzey Afrika ülkelerinden gidiyor. Fas, Tunus ve Cezayir bu kapsamda ilk üç sırayı ve Avrupa'daki 11 milyon Afrikalı göçmenin 5 milyondan fazlasını oluşturuyor.

Öte yandan 2022 BM Dünya Göç Raporu’na göre çatışma ve şiddet nedeniyle ülke içinde yerinden edilmiş kişilerin en büyük nüfusuna sahip ilk yirmi ülke arasında Somali, Etiyopya, Güney Sudan, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Nijerya, Burkina Faso, Kamerun, Orta Afrika Cumhuriyeti ve Mozambik olmak üzere dokuz Afrika ülkesi yer alıyor. Bu ülkeler arasında Somali, Güney Sudan, Mozambik, Sudan ve Etiyopya, çatışma nedeniyle diğerlerine kıyasla daha fazla yerinden edilmiş kişiye sahip konumda. Etiyopya’nın Tigray bölgesindeki yaşanan durum, çatışma kaynaklı göçe güncel örnek olarak ortaya çıkıyor. Nitekim bu çatışma, 2021'in sonuna kadar 3 milyondan fazla Etiyopyalının ülke içinde yerinden edilmesine yol açtı. Dünya genelinde 48 milyon olan ülke içinde yerinden edilmiş nüfusun en az 20 milyonu Afrika’da bulunuyor. Ayrıca Doğu Afrika ve Büyük Göller Bölgesi olarak adlandırılan coğrafyada yaklaşık 5 milyon mülteci bulunuyor. Oransal açıdan bu rakam incelendiğinde belirtilen bölge, küresel mülteci nüfusunun yüzde 20’sine ve Afrika mültecilerinin yüzde 67’sine ev sahipliği yapıyor. Dolayısıyla su kaynaklarına yakın olan ülkelere yönelik göçlerin son dönemde daha fazla öne çıkması söz konusu.

Afrika’da son on yılda 100 milyon genç iş gücüne katılmış olmakla birlikte sadece 37 milyon kişi için istihdam oluşturulabildi. Eğitim açısından imkansızlık başta olmak üzere çeşitli faktörler özellikle genç nüfus için istihdam olanaklarını sınırlandırıyor. Dolayısıyla bu durum Afrikalı genç nüfusun ekonomik beklentileri konusunda umutsuzluk ve sınırlılıkları ortaya çıkarıyor. Nitekim sınırlı ekonomik fırsatlar ve ekonomik baskılar nedeniyle özellikle Kuzey Afrika’dan Avrupa’ya yönelik düzensiz göçlerin ortaya çıkması söz konusu. Bu noktada göçün çekici faktörleri devreye girmekte ve göçmenlerin başka bir ülkede olan aile üyeleri vasıtasıyla kaynaklara sahip olma eğilimi artmaktadır.

 

Küresel İklim Değişikliğinin Afrika Kaynaklı Göçe Yansımaları

Afrika kuraklıktan sellere, kasırgalardan salgınlara kadar birçok doğal afet ile dünyanın geri kalanından daha fazla doğal afet olayıyla karşı karşıya kalıyor. Dünya Bankası 2050’ye kadar Afrika’da 86 milyon insanın iklim değişikliğinden kaynaklı göçe maruz kalacağını düşünüyor. Bu durum Afrika’da sayıları 18 milyon civarında olan ve tarım, balıkçılık ve madencilik alanlarında çalışan mevsimlik göçmen işçilerin işlerini kaybedebilme ihtimalini artırmakla birlikte yeni iş fırsatları için kalıcı göçe yönelik arayışları da ortaya çıkarabilir.

Yüzbinlerce göçmen yoksulluktan, iklim değişikliğinin etkilerinden, çatışmadan ve ayrımcılıktan kaçmak için Etiyopya, Somali gibi ülkeleri terk ediyor. Özellikle Doğu Afrika’da yaşanmakta olan kıtlık ve kuraklık temelli göç hareketleri, günümüzde Avrupa’dan ziyade Ortadoğu’da Körfez ülkelerine yönelik gerçekleşiyor. Birçok göçmenin Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi petrol zengini ülkelere istihdam edilme beklentisiyle zaman zaman yasa dışı olarak yola çıkması söz konusu. Bu göçmenler Afrika Boynuzu üzerinden Aden Körfezi’ne kıyısı bulunan, Arap Yarımadasında yer alan ve aktif çatışma alanı konumunda olan Yemen’e tehlikeli yolculuklar gerçekleştiriyor. Kıtlık ve kuraklıktan kaçarak daha iyi şartlarda geçinmek isteyen ve göç eden insanlar bu yol boyunca yiyecek-içecek, barınak ve tıbbi bakım eksikliği gibi nedenlerle hayatını kaybedebiliyor. BM Uluslararası Göç Örgütü’nün raporlarına, Doğu Afrika’dan Ortadoğu’ya gerçekleştirilmek istenen göç yolları üzerinde binlerce kişinin hayatını kaybettiği sürekli ekleniyor.

Bununla birlikte başarılı şekilde Arap Yarımadası’na ulaşan göçmenler süreç içinde keyfi tutuklama, gözaltı, işkence, toplumsal cinsiyete dayalı şiddet gibi insan hakları ihlalleriyle karşılaşabiliyor ve insan tacirleri ve kaçakçıları tarafından farklı şekillerde sömürülme riskiyle karşı karşıya kalabiliyor.

Covid-19 ile birlikte düşünüldüğünde göç koşulları daha da kötüleşmiş durumda.  Zira sınırların kapatılması ve seyahat kısıtlamaları, göçmenleri daha uzun rotalara yönlendirirken, kaçakçılara daha fazla para ödenmesine neden oluyor. Özellikle iklim değişikliğinin etkilerini en çok hisseden ülkelerden biri olan Somali’de bu durum daha fazla öne çıkan tehditler arasında. Nitekim küresel iklim değişikliği kaynaklı gıda ve su krizinin, kıtlık söylentilerini artırarak Afrika merkezli kitlesel göç dalgalarının önünü açacak olması muhtemel. Özellikle Rusya-Ukrayna Savaşı ile yaşanan jeopolitik kırılmanın oluşturacağı gıda krizinden en fazla etkilenme potansiyeline sahip coğrafya olarak Afrika öne çıkıyor.

Normal şartlarda genel olarak kıta dışına yapılan göçlerde Kuzey Afrika’da Akdeniz üzerinden Avrupa’ya ve Doğu Afrika’dan Arap Yarımadası’na gerçekleşen göçlerin rotası değişebilir. Zira yaşanması muhtemel gıda krizinin Afrika’yı daha fazla etkileme potansiyeline sahip olması, Doğu Afrika başta olmak üzere diğer alt bölgesel sistemlerde yer alan ülkelerin Kuzey Afrika’ya ve oradan Avrupa’ya yasa dışı yollarla göç akını başlatması muhtemel. Ekim 2022 sonrası Afrika’dan Avrupa’ya ciddi göçlerin yaşanmasının temelini buğday krizi özelinde gıda krizi oluşturacak gibi görünüyor.

 


Etiketler »  

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "veri politikamızı" inceleyebilirsiniz. Daha fazlası