Kriter > Ekonomi |

Ekonomide Küresel Aktörlük ve Cumhurbaşkanlığı Sistemi


Türkiye, ekonomik açıdan son on beş yılda çok önemli kazanımlar elde etti. Bu süreçte yaşanan ekonomik gelişim Türkiye’nin küresel ekonomideki ağırlığını da hissedilir bir şekilde artırdı.

Ekonomide Küresel Aktörlük ve Cumhurbaşkanlığı Sistemi

Türkiye, ekonomik açıdan son on beş yılda çok önemli kazanımlar elde etti. Bu süreçte yaşanan ekonomik gelişim Türkiye’nin küresel ekonomideki ağırlığını da hissedilir bir şekilde artırdı. Unutmayalım ki son on beş yıllık dönemde ekonomide yaşanan gelişmenin temelinde siyasi istikrar, popülizmden uzak öngörülebilir ekonomi politikaları ve güçlü siyasi irade gibi faktörler yer almaktadır. Ancak Türkiye’deki mevcut yönetim sistemi ekonomide elde edilen önemli başarıda kritik rol oynayan bu üç faktörün önümüzdeki yıllarda da geçerliliğini korumasını garanti etmiyor. Bu bağlamda Türkiye ekonomisinin hız kaybetmeden hedeflerine ulaşıp küresel gücünü artırması için Cumhurbaşkanlığı sistemi önemli bir fırsat sunuyor.

Türkiye dünyanın en büyük ilk on ekonomisi arasında girmek ve toplam ihracatını 500 milyar dolara çıkarmak gibi büyük hedeflere ulaşmaya çalışan bir ülke. Ancak mevcut sistemde bu hedeflerin ne derece tutturabileceği ciddi bir soru işareti barındırıyor. Mevcut sistemin ekonomik anlamda önemli bir zaafı hem cumhurbaşkanı hem de başbakanın seçimle gelmesi ve her iki makamın da önemli güçleri elinde bulundurmasından kaynaklanan potansiyel sorunlara gebe olmasıdır. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da altını çizdiği gibi son dokuz, on yıldır cumhurbaşkanları ile başbakanlar arasındaki ilişkinin düzgün işlemesi tamamen insani nedenlere dayanmaktadır. İki güç arasındaki ilişkinin her dönemde bu denli uyumlu olmasını beklemek gerçekçi değil. Her ikisi de seçimle gelen ve yüksek güçlerle donatılmış bu makamların kendi seçim ajandalarını düşünerek birbiriyle çelişen popülist politikalar uygulama istekleri belirsizlikleri artırarak ekonomiye çok ciddi zararlar verebilir. Bununla birlikte Anayasa kitapçığı fırlatma vakasında olduğu gibi, cumhurbaşkanı ve başbakan arasında meydana gelen gereksiz sürtüşmeler ekonomik krizlerin fitilini ateşleyebiliyor. Böyle bir ortamda Türkiye’nin küresel ekonomiye yön veren aktörlerden biri haline gelmesi çok zor olur.

Küresel Ekonomik Konjonktür

Türkiye 2000’lerin hemen başında IMF ülke şefinin ağzının içine bakar bir durumdaydı. Siyasi istikrar ve kararlı bir şekilde uygulanan ekonomi politikalarının sayesinde IMF’ye olan bütün borçlar ödendi. Bununla birlikte IMF’de yaşanan son reformlar sonrasında Türkiye ve diğer bazı önemli gelişmekte olan ülkeler IMF yönetimindeki söz hakkını artırmayı belli ölçüde başardı. Gelişmekte olan ülkelerin küresel ekonomideki payı arttıkça IMF ve Dünya Bankası gibi uluslararası kurumların yönetimiyle ilgili güç kayması yaşanacak.

Bununla birlikte Bretton Woods Sistemi’nin kalıntıları olan bu tip kurumların değişen küresel ekonomik yapının sorunlarına tam olarak çözüm üretememesi gelişmekte olan ülkeleri farklı alternatiflere yönlendirmektedir. Çin önderliğinde kurulan ve Türkiye’nin de kurucu ortağı olduğu Asya Altyapı Yatırım Bankası (Asian Infrastructure Investment Bank-AIIB) bu duruma bir örnektir.

Uluslararası arenada bu tip kapsayıcı ve çözüme yönelik pratik hareket edebilecek kurumların gelecek dönemde sayısının artması çok da sürpriz olmaz. Uluslararası ticaret sisteminde de önümüzdeki yıllarda büyük değişimlerin yaşanması kuvvetle muhtemel. Birleşik Krallık’ın Avrupa Birliği’nden ayrılma kararı alması, Donald Trump’ın ABD başkanı olması ve AB’de artan antiliberal söylemler mevcut uluslararası ticaret anlaşmalarını ve Dünya Ticaret Örgütü’nün geleceğini önemli ölçüde etkileyecek. Uluslararası ticaret sisteminin geleceğine ilişkin pazarlıklar uzun bir süreden sonra yeniden sertleşecek. Türkiye’nin uluslararası ekonomik kurumlarda ve ticaret sisteminde yaşanacak değişimde kendisine daha iyi bir konum sağlaması için içeride siyasi istikrarsızlıklarla boğuşmaması ve zayıf bir siyasi iradeye sahip olmaması gerekiyor.

Türkiye’nin son yıllarda küresel ekonomide önemli bir pozisyon elde ettiği bir başka alan da enerji. Küresel ekonomik büyümenin zayıf seyrettiği ve geleneksel enerji kaynaklarının geleceğiyle ilgili endişelerin arttığı bir dönemde Doğu’daki enerji kaynaklarının Batı’ya taşınması çok büyük önem arz ediyor. Türkiye hem coğrafi konumu hem de Rusya, İran, Azerbaycan ve Katar gibi büyük enerji ülkelerinin hemen hepsiyle pazarlık masasına oturabilen ender ülkelerden biri olma avantajından dolayı enerji arz güvenliğini sağlamada önemli bir aktör. Bu tip enerji projelerinin çok uzun vadeli projeler olması, bu projelerin takibini günlük siyasi mevzuların arasından sıyırarak gerçekleştirebilecek bir siyasi iradeyi zorunlu kılıyor. Böyle bir takibin koalisyon hükümetleri zamanında veya cumhurbaşkanı ile başbakanın çatıştığı bir ortamda gerçekleşmesi oldukça güç olacaktır.

Yeni Sistem İhtiyacı

Siyasi istikrar, öngörülebilir politikalar ve güçlü siyasi iradenin teminat altına alınmasının küresel ekonomi perspektifinden bir başka önemli tarafı da Türkiye’nin yardım elini kendisine ihtiyaç duyan daha geniş bir coğrafyaya uzatabilecek bir ortamın oluşmasına katkı sağlayacak olmasıdır. 1990’ların başında kurulmasına rağmen bundan on yıl öncesine kadar insanların çoğunun adını bile duymadığı Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) bugün dünyanın en önemli dış yardım donörlerinden biri haline geldi. Türkiye insani dramlara karşı kendi çıkarlarını öncelemeden “insancıl” çözüm önerileri sunmaya çalışan ender ülkelerden biridir. Türkiye’nin bu görevini genişleterek sürdürebilmesi de güçlü bir yönetim sistemine sahip olmasıyla bir hayli ilintilidir.

Türkiye ekonomik gelişme sürecini hızlandırarak sadece kendi ekonomik gücünü artırmayı değil küresel ekonomik yapıyı az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin de daha fazla söz hakkı olduğu kapsayıcı bir hale getirmeyi amaçlayan bir ülkedir. Türkiye’nin bu amaca ulaşabilmesi için yeni bir yönetim sistemine ihtiyacı var. 16 Nisan’daki referandumda oylanacak Cumhurbaşkanlığı sistemi bu ihtiyaçlara cevap üretebilecek değerli bir alternatiftir.


Etiketler »  

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "veri politikamızı" inceleyebilirsiniz. Daha fazlası