Dünyanın bir yerinde soykırım yaşanırken, geri kalanının güllük gülistanlık olması beklenemez. Dünya bugün daha kötüye gidiyorsa, Batı merkezli uluslararası sistemin bunda payı büyük. Harris seçilseydi de kötüye giden mevcut düzende radikal bir değişim olmayacaktı. Trump'ın ikinci döneminde neler olacağını, ilk dönemine bakarak tahmin etmek zor değil. Uluslararası sistemde Amerikan üstünlüğünün devamı için rakiplerine karşı yıkıcı rekabet daha da artacak.
Amerika iç siyasetinde demokrat, hümanist ve feminist olarak lanse edilen Harris, bu büyük seçimi neden kaybetti ya da diktatör, faşist ve kadın düşmanı olarak ilan edilen Trump, bu zaferi nasıl elde etti. Üç önemli faktör var; iktidardaki Demokrat Parti’nin pandemi sonrası devlet-toplum ilişkilerini onarmada başarısız olması, Demokrat Parti’nin seçimde kullandığı halkla ilişkiler stratejisi yanlışlığı ve son 15 yıldır değişmekte olan partili seçmen profili.
Biden, giderayak Trump’ın yoluna mayın döşemeyi ihmal etmiyor. Avrupa, bir yandan savunma harcamaları konusunda Trump’ın yeniden baskı yapacağı gerçeğiyle tedirgin olurken, diğer yandan Rusya-Ukrayna Savaşı’nın bitme ihtimali nedeniyle umutluydu. Fakat Biden’ın uydu güdümlü ATACMS füzelerinin Rusya topraklarına karşı kullanılmasına onay vermesiyle Avrupa kıtasının; yüksek enerji maliyetleri, enflasyon ve sosyoekonomik bunalım üçgeninde yaptığı cehennem yolculuğunda yeni bir kapı daha açıldı.
Trump’ın ikinci başkanlık döneminin bazı Avrupa ülkelerindeki iç siyasi gelişmeleri ve özellikle aşırı sağcı partilerin seçim performanslarını etkilemesi bekleniyor. Bunun yanında AB içerisindeki Avrupa’ya özgü, ABD’den bağımsız bir güvenlik mimarisi oluşturulması konusunda Avrupacılar ile Atlantikçiler arasındaki tartışmanın yeniden hareketlenmesi beklenebilir.
İsrail Türkiye’ye göre hem askeri hem de ekonomik olarak çok küçük bir ülke olsa ve de Türkiye ile doğrudan savaşmaya yeltenmesi bile söz konusu olmasa da, elinde Türkiye’nin ulusal güvenliğine doğrudan zarar verebilecek bir koz vardır. Bu koz ise Türkiye’nin İsrail ile ilişkilerinde “aşil topuğu” olan Kürt kartıdır. Peki İsrail, bu koza ne zaman ve nasıl sahip oldu ve bu kozu diğer bölge ülkelerine karşı kullandığı gibi Türkiye’ye karşı da kullanma imkanı var mı?
HAMAS-İsrail Savaşı, ABD açısından sadece kaynaklarını ve desteğini ortaya koyması gereken Rusya-Ukrayna Savaşı’ndan sonra bir ikinci cephe açmakla kalmamış aynı zamanda ABD’nin dış politika önceliklerini tekrar gözden geçirmesine neden olmuştur. Ortadoğu’daki savaş nedeniyle ABD’nin dış politika öncelikleri içinde yer alan konuların bir bölümü bir kenara bırakılmış ve/veya ertelenmiş görünmektedir.
Gazze’ye ve orada yaşayan 2 milyondan fazla sivil Filistinliye karşı insanlık tarihinin gördüğü en ağır ve acımasız saldırıları başlatan, bir yıldan fazla bu saldırıların devam etmesini sağlayan, benzeri saldırıları Doğu Kudüs dahil Batı Şeria’ya yayan ve halen İsrail başbakanı olan Netanyahu ve onun savunma bakanı Gallant hakkında, yeterli suç şüphesi uyandıran deliller temelinde yakalama kararı çıkarılması, uluslararası toplum adına büyük bir adımdır.
Bağdat hükümetinin son yıllarda KDP’yi ekonomik ve siyasi sopayla dizayn etmeye çalıştığı, KDP ile KYB’nin fiziki ayrışmasının hukuki bir zeminde ilerlediği ve İran-İsrail geriliminin tırmandığı oldukça sıkışmış bir dönemde, seçimlerden, iki hegemon gücün hükümet kurma sürecinde birbirine daha da mecbur olduğu bir tablo çıktı. Hükümet tartışmalarının oldukça çekişmeli ve çok boyutlu olması da bölgenin demokrasi hafızasıyla uyuşuyor.
Trump’ın yeni döneminde özellikle ekonomi politikalarının ilgi odağı olması bekleniyor. Enflasyonun artabileceği ve ekonomik büyümenin zayıflayabileceğine dair senaryolar öne çıkıyor. Uygulanacak ekonomi politikaları nedeniyle (daha yüksek tarifeler, daha düşük vergiler ve deregülasyon) büyüme azalabilir ve enflasyon tekrar körüklenebilir. Bu yüzden de Trump döneminin iktisadi açıdan nasıl bir gelecek sunacağı, asıl merak edilen konudur.
Dünyanın bir yerinde soykırım yaşanırken, geri kalanının güllük gülistanlık olması beklenemez. Dünya bugün daha kötüye gidiyorsa, Batı merkezli uluslararası sistemin bunda payı büyük. Harris seçilseydi de kötüye giden mevcut düzende radikal bir değişim olmayacaktı. Trump'ın ikinci döneminde neler olacağını, ilk dönemine bakarak tahmin etmek zor değil. Uluslararası sistemde Amerikan üstünlüğünün devamı için rakiplerine karşı yıkıcı rekabet daha da artacak.
Trump’ın yeni döneminde özellikle ekonomi politikalarının ilgi odağı olması bekleniyor. Enflasyonun artabileceği ve ekonomik büyümenin zayıflayabileceğine dair senaryolar öne çıkıyor. Uygulanacak ekonomi politikaları nedeniyle (daha yüksek tarifeler, daha düşük vergiler ve deregülasyon) büyüme azalabilir ve enflasyon tekrar körüklenebilir. Bu yüzden de Trump döneminin iktisadi açıdan nasıl bir gelecek sunacağı, asıl merak edilen konudur.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "veri politikamızı" inceleyebilirsiniz.
Daha fazlası