Beklenen muhtemel Marmara depremini de düşünerek TOKİ binalarında yapılan doğruları, bundan sonrası için neler yapılması gerektiğini TOKİ Başkanı Ömer Bulut ile konuştuk. Deprem bölgesindeki yoğun çalışmalarınızın arasında bize vakit ayırdığı için kendisine teşekkür ediyoruz.
İçinde olduğumuz günler, milletçe hep birlikte krizi yönetme dönemidir. Yaralarımızı sarma ve şehirlerimizi yeniden imar etme günleridir. Bir daha bu tür felaketlerin olmaması için ülkemizin şehirlerinde başlatılan köklü ve kapsamlı dönüşümlerin tamamlanması gerektiği ortada. Ancak ilk günlerden depremi ideolojik rekabetin konusu yapanların, ağır bir ahlaki kriz içerisinde olduğunu düşünüyorum.
Sivil Toplum Kuruluşu diyoruz ama bu işin esası vakıf bilincine dayanır. Deprem bölgesine yardım götüren kurumların birçoğunun ismini hiç duymadınız ya da bu süreçte ilk kez duydunuz. Vakıflarda düstur, yapılan işin kendisidir; tanıtıma ya hiç ihtiyaç duyulmaz ya da en iyi ihtimalle tanıtım ikinci planda tutulur ama kati suretle yapılan işin önüne geçmez hiçbir zaman.
Deprem bölgesinde AFAD, PAK, JAK, JÖAK, DİSAK, Sahil Güvenlik, DAK, Güven, İtfaiye, Tahlisiye, MEB, STK’lar ve uluslararası ekiplerden oluşan toplam 19 bin 436 arama kurtarma personeli görev yaptı. Bunun dünya üzerinde gerçekleşen depremlerde en fazla arama kurtarma personelinin çalışma yaptığı operasyon olduğu açıklandı.
Türkiye’de yaşanan büyük deprem felaketinin ardından çoğunluğu sosyal medya kaynaklı olmak üzere medyada dezenformasyon örneklerine sıklıkla rastlandı. Üretilen yalan haberler ve bunların içerikleri genel olarak değerlendirildiğinde, organize biçimde çeşitli söylemler ürettikleri ve bu faaliyetlerinin belli bazı hedefleri olduğu görülüyor.
Anaokulundan üniversiteye uzanan zincirdeki kuşaklara, ofislerden fabrikalara uzanan profesyonel ağlara kadar her yaşta ve her yerde “kesintisiz deprem bilinci oluşturulmalı”, “depreme milli güvenlik sorunu olarak yaklaşılmalı”. Maalesef Türkiye’miz, siyasetin her kanadını kıran, “etki ve baskı güçleri” ile mahalli ilişkilerle dönem dönem malûl durumda.
Depremin; yeryüzünü yaracak, şehirleri çökertecek, 43 binden fazla can alacak düzeyde şiddetli olması sebebiyle, insan ruhunu derinden etkilemesi kaçınılmazdır. Bu deprem, bireysel düzeyde hayata bakışımızı değiştirip, ruhsal hastalıklar oluşturacakken; toplumsal düzeyde “oyun değiştirici” etki üreterek, “değişim talebi” doğuracaktır.
Ekonomik büyüme bakımından ileri erimli etki analiz ve öngörülerine paralel olarak ele alınması gereken bir kulvarda, hiç şüphesiz, yapılması gereken harcamalar ve karşımıza çıkan “deprem faturası”dır. Birden fazla değerlendirmede, muhtemel kısa vadeli kamu harcamalarının GSYH’nin yüzde 2,5 düzeyine ulaşacağı, orta vadede, bu oranın iki misli artacağı kestiriliyor. Bu minvalde, 25-50 milyar dolar civarında bir kaynak gereksinimi ortaya çıkıyor.
Depremin etkilediği 10 ilin her birinin tarımsal potansiyeli çok yüksek. Türkiye’deki toplam tarım arazilerinin yaklaşık yüzde 15’i Şanlıurfa, Diyarbakır ve Adana başta olmak üzere deprem bölgesindeki illerde yer alıyor. Toplam bitkisel üretimin yaklaşık yüzde 20'si bu illerde üretilirken, hayvan varlığının yaklaşık yüzde 15’i de bu illerde bulunuyor.
Beklenen muhtemel Marmara depremini de düşünerek TOKİ binalarında yapılan doğruları, bundan sonrası için neler yapılması gerektiğini TOKİ Başkanı Ömer Bulut ile konuştuk. Deprem bölgesindeki yoğun çalışmalarınızın arasında bize vakit ayırdığı için kendisine teşekkür ediyoruz.
İçinde olduğumuz günler, milletçe hep birlikte krizi yönetme dönemidir. Yaralarımızı sarma ve şehirlerimizi yeniden imar etme günleridir. Bir daha bu tür felaketlerin olmaması için ülkemizin şehirlerinde başlatılan köklü ve kapsamlı dönüşümlerin tamamlanması gerektiği ortada. Ancak ilk günlerden depremi ideolojik rekabetin konusu yapanların, ağır bir ahlaki kriz içerisinde olduğunu düşünüyorum.
6 Şubat 2023'te Kahramanmaraş merkezli yaşanan depremler ardında büyük yıkımlar bıraktı. Asrın felaketi olarak adlandırılan bu afet sonrasında yaşanan olaylar gün gün detaylandırıldı.
Kahramanmaraş merkezli depremler, özelde belediyelerin ve yerel yönetimlerin, deprem ve afetlerle mücadeledeki rolü ve etkisini yeniden gözler önüne serdi. Bu depremler aynı zamanda kentlerin hem fiziki hem de yönetsel anlamda yeniden yapılanmasında yeni bir paradigma değişikliğine ihtiyaç olduğunu da gösterdi.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "veri politikamızı" inceleyebilirsiniz.
Daha fazlası