Yeni Anayasa tartışmaları yeniden siyasetin gündeminde… Türkiye, 27 Mayıs darbesiyle girdiği anayasal temelli vesayet krizinden çıkmak ve millet olarak reşit olduğunu göstermek için demokratik bir rejim içerisinde yeni bir anayasa yapmak ihtiyacını duyuyor. 27 Mayıs darbesiyle başlayan 12 Eylül darbesiyle tahkim edilen vesayet sisteminin bel kemiği, AK Parti hükümetinin reformları, anayasa değişiklikleri, 15 Temmuz’da darbeyi önleyen milli mücadele, ordunun sivil denetimi, jandarma teşkilatının Türk Silahlı Kuvvetleri’nden (TSK) tamamen ayrılarak İçişleri Bakanlığı’na bağlanması ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçişle kesin bir şekilde kırılmış oldu. Ancak anayasanın bütünüyle yeniden demokratik bir şekilde tartışılıp yazılarak TBMM ve milletin oylarıyla kabul edilmemiş olması milli vicdanda giderilmesi gereken bir burukluk, gerçekleşmesi gereken demokratik bir arzu, milli bir ukde olarak kaldı. Bunun yanında 1982 anayasasının 19 defa 184 maddesinin değişmesinden kaynaklanan uyum sorunları ve anayasanın müşterek kamu felsefesinden mahrum olduğu açıktır. Yeni anayasa çağrısında bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Türkiye’nin hali hazırda iç ve dış gündem itibarıyla krizlerle mücadele ederken devlet kapasitesini, meşru demokratik yönetimini ve müşterek milli kimliğini tahkim ederek çıkmış olmasının verdiği özgüveni, bir reform ve yeni anayasa ile taçlandırma hedefinin altını çizmek lazım. Bu şekilde Türkiye’nin içinde yer aldığı bölgeye yönelik artan gayrı nizami harp çalışmaları ve iç çatışmalara rağmen, Türkiye’yi olumlu bir performansla ayırarak, muhalefeti ve iktidarı müşterek bir meşruluk zemininde bir sinerjiye yöneltip, çatışma ve gerginlik beklentilerini boşa çıkarmak, siyasi olmanın ötesinde jeopolitik bir tedbire işaret etmektedir.
Bu girişle Türkiye’nin yeni anayasa ihtiyacı ortaya konulmakla beraber, her siyasi parti ve aktörün yeni anayasa bahsindeki farklılıklarının, bu farklılıkların oluşturduğu çatışma ve uzlaşma dinamiklerinin üzerinde durmak gerekiyor. Bu siyasi aktör ve partilere tek tek bakalım…
Siyasi İnisiyatif Cumhurbaşkanı Erdoğan’da
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yeni anayasa çağrısını gerçekleştirirken, reform çalışmalarını tahmin edilenin ötesine taşıyarak, siyasi inisiyatifi elinde tuttuğunu; siyasetin çatışma ve uzlaşma dinamiklerine müdahale edebilecek ve siyasi yelpazeyi etkileyebilecek siyasi güç, akıl ve liderliğe sahip olduğunu göstermiş oldu. Erdoğan Türkiye’nin çevresindeki bölgeler ve milli menfaatler etrafında zaman zaman müttefiklerine karşı da yürütülen uzun ve sert bir mücadele serisinin sonunda, birçok konu başlığında kazandığını ya da en azından kendisine rağmen bir çözüm bulunamayacağını ispatladığı bekleme döneminde; şaşırtıcı bir hamleyle evin içini düzeltme, ekonomik büyüme için yatırımcı celbetme, rakiplerle pazarlık ve iş birliğine açık olduğunu ortaya koymuş oldu.
Cumhur İttifakı’nın Tahkimi
Erdoğan’ın reform ve yeni anayasa çıkışını Cumhur İttifakı’nda bir çözülme emaresi sananlar, Erdoğan ve Bahçeli’nin dikkatli çıkışlarıyla hayal kırıklığına uğradı. Cumhur İttifakı’nı bir reaksiyondan ibaret gören anlayış, 15 Temmuz gecesi meydanlarda başlayan bu ittifakın meydana getirdiği pozitif gündemi görmezden gelmeye gayret etse de, Türkiye 27 Mayıs darbesiyle içine girdiği vesayet sisteminden bu ittifak sayesinde çıktı. Genelkurmay Başkanı’nın Milli Savunma Bakanlığı’na bağlanması, Jandarmanın tamamıyla İçişleri Bakanlığı’na bağlanması gibi askerin seçilmiş otoritenin denetim ve emri altına alınması, Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçilmesi, terörle mücadele ve dış politikada olağanüstü krizlerle baş etmek, 27 Mayıs yargılamalarının ilgası gibi çok önemli başarılar, Cumhur İttifakı’nın hanesine yazılmalıdır. Bunun kadar önemli bir başka husus da AK Parti’nin 3 Kasım 2002 sonrası gerçekleştirdiği “sessiz devrim”in Cumhur İttifakı’yla tartışılmadan pekişmiş, yerleşmiş olmasıdır. Yeni anayasa, bir yandan Cumhur İttifakı’nın içinde yer alan AK Parti ve Milliyetçi Hareket Partisi’nin (MHP) uzlaşma dinamiklerini tahkim ederken; Millet İttifakı ve Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) elinden yeni anayasa, güçlendirilmiş parlamentarizm ve parlamentarizme geçiş kozlarını elinden alarak, bu ittifak içinde çatlama ve kopmalara yol açabilecek bir dinamiğini ortaya çıkarabilir.
AK Parti ve MHP Rahat
AK Parti, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın reform ve yeni anayasa çıkışlarıyla rahatladı. AK Parti, reformcu politikadan vazgeçtiği yönündeki iddiaları, fabrika ayarlarına dönerek boşa çıkarttığı için rahatlamış durumda. Aynı zamanda, mücadele ve reformu bir arada ve Cumhur İttifakı bünyesinde de gerçekleştirebileceğini göstermenin rahatlığı içinde. Yeni anayasa, hem AK Parti için uzlaşma hem de muhalefet cephesini anlaşmazlığa düşürecek bir çatışma dinamiğini ifade ediyor. MHP ise Cumhur İttifakı içerisinde hem reformlara ve yeni anayasaya katkı verecek hem de en yakın rakibi İYİ Parti’yi Millet İttifakı’ndan koparacak yahut HDP ile yan yana düşürecek bir siyasi pozisyona itme hamlesini yakaladı.
Millet İttifakı Yeni Anayasa Tartışmalarından Rahatsız
Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Erdoğan karşıtlığını, Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine kanalize ederek, güçlendirilmiş parlamenter sistem tartışmasıyla, ittifakın içindeki muhataralı alanları görünmez hale getirecek, muğlak bir anayasa tartışmasını tercih ediyordu. Dışarıdan destekçisi HDP’nin de dahil olduğu yeni anayasa ilkelerinin belirlenmesi toplantılarının ve burada ortaya çıkan metnin, Cumhur İttifakı tarafından teşhir edilmesi üzerine, daha önce kabul ettiği bu çalışmaları inkar etmek durumunda kalan Millet İttifakı, yeni anayasa tartışmalarının ittifakını dağıtmasından endişe ediyor. Bu yüzden Millet İttifakı’nın erken doğmuş yeni anayasa ilkeleri sokağa terk edilerek, ittifak üyeleri ve ittifakın dışarıdan destekleyicisi HDP’nin üzerinde anlaşabilecekleri “güçlendirilmiş parlamenter sistem” ile sınırlı bir anayasa değişikliği çizgisine çekildiler. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeni anayasa çağrısı bu bakımdan Millet İttifakı’nda şaşkınlık ve tepkiyle karşılandı. Çünkü üniter devlet başta olmak üzere, ilk dört maddenin tartışılmayacağı vurgusu, HDP’nin anayasadan Türklük kavramının, Atatürk milliyetçiliği ibarelerinin çıkarılması ve üniter devletle bağdaşmayacak öz yönetim isteklerinin muğlaklık peleriniyle ertelenmesinin önüne geçiyor. HDP’nin Millet İttifakı’na dışarıdan desteği ve gizli anayasa görüşmeleri dahi Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve İYİ Parti’de bölünmelere yol açmışken, yeni anayasa tartışmalarının bu durumu daha da derinleştirmesi kaçınılmaz.
CHP’deki Parti İçi Muhalefet
CHP, sadece Millet İttifakı’nın değil kendi partilerinin de dağılmasını engellemek için Erdoğan ve Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine karşıt olmak, bunun yerine “güçlendirilmiş parlamenter sistem” getirmek dışında bir siyasi repertuvarın konuşulmasına sıcak bakmıyor. Çünkü Kemal Kılıçdaroğlu hizbi, bunlar dışındaki her siyasi tartışmanın Millet İttifakı’nı ve CHP’yi dağıtmasından ve bölmesinden endişe ediyor. Kılıçdaroğlu bunda haksız da değil, çünkü bu tartışmalar, CHP, İYİ Parti ve Saadet Partisi’nde sonu nereye varacağı belli olmayan tartışma ve bölünme hareketlerini başlattı. Bu dalganın Millet İttifakı’nı da içine alması ve üçüncü bir ittifakın önünü açarak siyaset yelpazesini yeniden şekillendirmesi kuvvetle muhtemel. CHP’nin içinden şimdiden Öztürk Yılmaz’ın Yenilik Partisi, Mustafa Sarıgül’ün Türkiye Değişim Hareketi Partisi, Muharrem İnce’nin Memleket Hareketi Partisi’nin çıktığı hatırlanırsa, yeni anayasa tartışmalarının CHP’deki parti içi muhalefeti derinleştirmesi ve bölünmeyi büyütmesi mümkün.
İYİ Parti Yeni Anayasa İstemiyor
İYİ Parti, partinin kötü yönetilmesinin de etkisiyle, HDP’nin Millet İttifakı’nı dışarıdan desteklemesi, bazı CHP’lilerin HDP söylemini paylaşması ve partiden gizlice HDP’nin dahil olduğu bir grupla anayasanın temel ilkeleri görüşmelerinin yapılmasının tartışıldığı bir parti içi muhalefet hareketiyle karşı karşıya. Partinin kurucu, sözcü ve milletvekillerinden Prof. Dr. Ümit Özdağ’ın başını çektiği bu muhalefet hareketi, Özdağ’ın partiden ihracı etrafında bir tartışmaya dönmüş olsa da, aslında partinin milliyetçi kökleriyle ilişkili bu tartışmanın, yeni kopuşları tetiklemesi muhtemel. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, bu yüzden Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeni anayasa tartışmalarından fevkalade tedirgin olmuş durumda. Nitekim Akşener, sıfırdan yeni bir anayasa yapmanın ikinci cumhuriyet anlamına gelebileceğini söyleyerek, yeni anayasaya muhalif bir pozisyon alması bu tedirginliğin verdiği savrulmaya işaret ediyor. Yeni anayasa tartışmalarında, üniter devlet, Türklük ve parti kapatma konuları açıldıkça Meral Akşener’in ve İYİ Parti’nin Millet İttifakı’yla ilişkilerinin gerginleşmesi beklenebilir.
HDP Tecrit Edilir mi?
HDP, yeni anayasa tartışmalarında en fazla zorlanacak partilerden biri. Çünkü HDP gerçek fikirleriyle, Türkiye’de hiçbir partiyle anayasa konusunda ve Türkiye’nin temel meselelerinde anlaşamaz, anlaşması da mümkün değildir. TBMM’nin yayınladığı milli mutabakat metinlerinin neredeyse hiçbirinde imzası olmayan HDP’nin, diğer siyasi partilerin tartışmadığı anayasanın ilk dört maddesine karşı olduğunu herkes biliyor. Yeni anayasa tartışmaları ilerledikçe HDP’nin diğer bütün siyasi partilerden ayrı bir yerde kalacağı ve bunun da dışarıdan destek verdiği Millet İttifakı’nı ve bu İttifakın iki temel partisi CHP ve İYİ Parti’yi çok zor durumlara sokacağı şimdiden söylenebilir.
Millet İttifakı’nın Evcilik Oynayan Küçük Partileri
Güçlendirilmiş parlamenter sistem ve bu sisteme nasıl geçileceği konulu ziyaretlerle kamuoyunun gündemine gelmeye çalışan Millet İttifakı’nın çok küçük partileri içinse yeni anayasa tartışmaları, “parlamenter evcilik” oyununu sona erdirecek bir gerçeklik halini ifade ediyor. Saadet Partisi dışında toplamı yüzde 1 olmayan Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA), Gelecek Partisi ve Demokrat Parti’nin (DP) yeni anayasa tartışmalarında esamesi okunmaz. Ali Babacan yeni anayasa tartışmalarında ilk 4 maddenin de tartışılabileceğini söyleyerek HDP dışında en Kürtçü parti algısını güçlendirerek siyaset repertuvarının ne kadar zayıf olduğunu gösterecek bir performans dahi sergiledi.
CHP’deki Ayrılıklar
Yeni anayasa tartışmalarında oyunu değiştirecek aktörler, CHP’den ayrılan ve İYİ Parti’den ayrılacak olan partililer olabilir. Bu yeni partiler Millet İttifakı’nın yanında, CHP ile İYİ Parti’yi dağıtmaları ve partileşmeleri için yeni anayasa tartışmalarını kullanabilirler. Parti, eski tabirle farka dayanan “fırka”nın karşılığıdır. Yeni anayasa tartışmaları, bu yeni partilere, eski parti ve ittifaklarından farklarını gösterebilecek bir imkan sunacak. Yeni anayasa çağrılarına başlangıçta olumlu cevap veren Mustafa Sarıgül’ün Türkiye Değişim Hareketi Partisi bu bakımdan bir örnek teşkil ediyor.
Yeni Anayasa mı Yeni İttifaklar mı?
Siyasetin çatışma ve uzlaşma dinamikleri içinde yeni anayasa tartışmaları, bütün siyasi aktör ve siyasi partiler için farklı şekillerde işleyebilir. Bütün siyasi aktör ve siyasi partilerin hepsinin istediği bir anayasa neredeyse mümkün değildir. Bu bakımdan yeni anayasa tartışmalarının siyasi aktör ve siyasi partileri birbirinden farklılaştırması beklenebilir. Ancak yine de anayasayı TBMM’den geçirerek halkın oyuna götürebilecek bir siyasi kompozisyon mümkün olabilir. Fakat her halükarda yeni anayasa tartışmalarının meseleyi Cumhurbaşkanlığı-parlamenter sistem ötesinden devletin nitelikleri, üniter devlet, Türklük kavramı gibi daha geniş bir siyasi zemine taşıyarak siyaset yelpazesini ve siyasi ittifakları yeniden değerlendirmeye açmasını bekleyebiliriz. Buradan yeni anayasanın kapısı mı, yeni ittifakların kapısı mı açılır, henüz bilmiyoruz. Ancak yeni anayasa tartışmalarının meşru siyaseti, demokratik zemini ve Türkiye’nin ortak payda arayışını güçlendireceği açıktır.