Kriter > Dosya > Dosya / 4. Yılında 15 Temmuz |

Amerikan Yönetimi FETÖ Konusunda Somut Adımlar Atmalı


15 Temmuz darbe girişiminden bir ay sonra başlatılan bir dizi operasyonla Suriye’de Amerikan politikası sayesinde kazanımlar elde eden PKK’nın alanını sınırlayıp DEAŞ’la mücadelede de etkinliğini gösteren Türkiye, Türk-Amerikan ilişkilerinde adeta direksiyona geçen taraf haline geldi.

Amerikan Yönetimi FETÖ Konusunda Somut Adımlar Atmalı

15 Temmuz darbe girişiminin başarısızlıkla sonuçlanması, Türk-Amerikan ilişkilerinin hem kurumsal hem de siyasal olarak yeniden yapılandırılmasının yolunu açtı. Darbeye giden yolda devlet içine uzun yıllar boyunca sistematik olarak sızmış ve uluslararası örgütlenmiş bir grubun hem bürokraside kendi dışındaki gruplarla hem de sivil iktidarla doğrudan mücadeleye girdiği bir süreç yaşandı. Devlet örgütlenmesindeki hiyerarşinin dışına çıkarak kendi örgüt hedeflerini önceleyen bu grubun uluslararası siyasette oynamaya çalıştığı rol de oldukça önemliydi. Türk-Amerikan ilişkilerinde kendini iki ülke ilişkilerinde stratejik bir noktaya konumlandırmaya çalışan Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ), bu konumdan elde ettiği siyasi ve maddi gücü kendi amaçları için kullandı. Türk-Amerikan ilişkilerinde iki ülkenin bürokrasisindeki etkinliğini kullanarak güç devşiren örgütün başarısız darbe girişimi, siyasi meşruiyeti olmayan örgütün Türk-Amerikan ilişkilerinde artık aradan çekilmesinin yolunu açtı. Darbe girişimiyle iktidarı ele geçirme amacı ifşa olan örgütün Türk-Amerikan ilişkilerinde etkisini yitirmesiyle iki ülke ilişkilerinin yeniden inşasının önü açılmış oldu.

Obama’nın başkan olduktan sonra ilk denizaşırı ziyaretini Türkiye’ye gerçekleştirmesine ve yeni bir başlangıç yapma iradesine rağmen Obama’nın son yıllarında Türk-Amerikan ilişkileri, özellikle Suriye’de yaşanan çıkar çatışması ve strateji farklılıkları dolayısıyla tarihinin en sorunlu dönemlerinden birini yaşıyordu. 2014’ten itibaren ABD’nin YPG’ye açık desteğiyle birlikte Çözüm Süreci’nin PKK’nın Suriye’deki “fırsatları” değerlendirme çabası yüzünden çökmesi, ABD’yle Türkiye’nin Suriye stratejilerinde ciddi farklılaşma ortaya çıkardı. Obama yönetimi sadece DEAŞ’a odaklanıp YPG’ye askeri destek verdikçe Türkiye’nin itirazlarını da görmezden geliyordu. Amerikan siyasal yapıcıları Türkiye’nin kaygılarını göz ardı etmeyi alışkanlık haline getirip Türkiye’den de DEAŞ’a odaklanmasını bekliyordu. Türkiye Amerika’nın stratejisinden rahatsızlığını defalarca ifade ederek birlikte çalışma iradesi göstermesine rağmen Amerika’nın Suriye politikası Obama’nın müdahale isteksizliği ve CENTCOM’un DEAŞ’a odaklanması etrafında şekilleniyordu. Türkiye bir adım atıp bu döngüyü kırmak istese de devletin içinde devletin kendisiyle ve sivil iradeyle mücadele eden örgüt üyeleri Türk güvenlik bürokrasisinde hedef bütünlüğü sağlanmasına izin vermiyordu.

FETÖ Mensupları ABD'de Yasallaşmak İçin Türkiye'yi Karalıyor

 

15 Temmuz Sonrası Değişim

Türkiye’nin Suriye’de PKK’nın giderek alan kazanmasına en ciddi müdahaleyi 15 Temmuz darbe girişiminin hemen bir ay sonrasında yapması rastlantı değildi. Gerek askeri gerek sivil bürokraside yaşanan derin sarsıntının toparlanması ve PKK gibi Türkiye’nin güvenliğini doğrudan tehdit eden bir örgütün Suriye uzantısının alanının sınırlanması birleştirici bir hedef birliği sağladı. Darbe girişimine giden birkaç yıl içerisinde kendini adeta bir sessiz iç savaş içerisinde bulan devletin güvenlik bürokrasisi Suriye’nin kuzeyinde Amerikan politikası sayesinde kazanımlar elde eden PKK’nın alanını sınırlamak üzere harekete geçti. Darbe girişiminin hemen sonrasında atılan bu adım tek vuruşluk bir reaksiyon olmaktan ziyade Türkiye’nin terörle mücadelede ve Suriye politikasında yeni bir aşamaya geçmesinin ilk göstergesi oldu. Bu itibarla ABD’nin sadece DEAŞ’a odaklanan politikasının sorunlarını da ortaya çıkaran yeni bir dinamik oluştu. Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyinde gerçekleştirdiği bir dizi askeri operasyonla PKK’nın alanını sınırlayarak DEAŞ’la mücadelede de etkinliğini göstermesiyle Türk-Amerikan ilişkilerinde Türkiye tarafı adeta direksiyona geçen taraf haline geldi. Başkan Trump’ın ilk aşamada Obama’nın politikasına devam etmesine rağmen Suriye’den çekilmek istemesi ve Türkiye’nin bölgeyi kontrol edebileceğine inanması da dengelerin Türkiye lehine gelişmesine yardımcı bir etken oldu.

Darbe girişiminin ilk saatlerinde Obama yönetiminin darbeyi lanetleyen bir açıklama yapmakta zorlanması ve Dışişleri Bakanı Kerry’nin ilk saatlerde yaptığı açıklamadaki “istikrar, barış ve devamlılık” vurgusu ilişkilerde güvensizliğin artmasına neden olmuştu. NATO müttefikinin demokrasisine inancına vurgu yapması beklenen ABD’nin dar biçimde İncirlik’in kaderine odaklanan görüntüsü ve Gülen’in iadesi konusundaki ayak sürüyen tavırları güven krizini derinleştirdi. Türkiye’ye üst düzey bir yetkili göndermekte bile geciken Obama yönetiminin Biden’ı ancak ağustos sonuna doğru göndermesi de güven vermekte cılız kalan bir adım oldu. Darbe girişimi sonrasında Amerikan yönetiminin Türkiye’deki demokrasiye sahip çıkılmasına odaklanan bir söylem yerine yargı sürecindeki sorunlara vurgu yapması da durumu iyileştirmedi. FETÖ’nün Türkiye için varoluşsal bir tehdit olduğunu bir türlü kabullenmeyen ve hukuk içinde en güçlü adımları atma kararlılığı göstermeyen Obama yönetimi başarısız darbe girişiminin Türk-Amerikan ilişkilerinde oluşturduğu yeni fırsatı değerlendiremedi.

Başkan Trump’ın Türkiye’yi çok daha ciddiye alan ve bölgede Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın söylediklerine kulak veren tavrına rağmen Amerikan güvenlik ve dış politika bürokrasisinin Türkiye’nin işini kolaylaştırmak istemedikleri açıktı. Gülencilere karşı adım atmak istemeyen bürokrasi bir yandan Trump’ın Amerikan siyasetinde yarattığı deprem etkisiyle başkanın istediklerini yapma konusunda da ciddi bir direnç gösteriyordu. İade konusunda sürekli hukuki süreç bahanesi öne süren ve verilen delilleri yetersiz bulduklarını basına sızdıran bürokrasi, Türkiye’yle ilişkilerin düzeltilmesinin stratejik önemine inanmış görünmüyordu. Dahası darbeyi iç siyasi çekişme olarak görerek FETÖ’nün propagandasını benimsemekte beis görmeyen bürokratik elitlerin Trump’la mücadelesi aynı zamanda Türkiye’nin taleplerine karşı direnç anlamına da gelmeye başlamıştı. Bu iç siyasi dinamiklerin Türk-Amerikan ilişkilerinde yeni bir sayfa açılmasının önünde en büyük engellerden biri olarak durduğunu söylemek mümkün. Başkan Trump’ın zaman zaman istikrarsız davranışları da (Brunson vakası yüzünden Türkiye’ye yaptırım uygulanması gibi) buna eklenince darbe sonrasında oluşan yeni başlangıç fırsatlarının değerlendirilemediğini söylemek mümkün.

Tüm bunlara rağmen Türkiye artık bölgede (Suriye, Irak, Körfez, Libya vs.) çok daha aktif ve etkin bir dış politika izlediği için ABD’yle ilişkileri de ister istemez dönüştü. Trump yönetimi Suriye’de Türkiye’yle çok daha yakın koordinasyon çabası içinde olurken İran’a karşı baskı politikasında da Türkiye’nin petrol alımını azaltması ikili ilişkilerde yapıcı adımlar oldu. İdlib’de insani kriz yaratmaması için Esed rejimini ve Rusya’yı uyaran Trump, Türkiye’nin pozisyonunu güçlendirdi. Libya’da Hafter’e ciddi destek vermeyen Amerikan yönetimi gene Türkiye’nin sahada attığı adımların önünde durmamış oldu. Darbe girişimi sonrasında kendine çok daha güvenen ve sahada adım atmaktan çekinmeyen bir Türkiye, Amerika’yla ilişkilerinde FETÖ ve Halkbank davalarından Suriye ve Libya meselelerine kadar birçok alanda tezlerini dinleyen bir Amerikan başkanı buldu. Her ne kadar bu Türkiye lehine olumlu dinamikler öne çıkartsa da Amerikan yönetiminin küresel kararsızlığı, içe çekilmesi ve Washington’ın içinden geçtiği siyasi krizler uzun vadeli bir ilişkinin yapısal temellerinin oluşturulmasını sağlayan bir dönemin yaşanmasına izin vermedi. Daha kapsamlı, derinlikli ve uzun soluklu bir ilişki kurulabilmesi için Washington’ın darbe girişiminde bulunan FETÖ elebaşı ve mensupları konusunda somut adımlar atarak gerek bölgesel meselelerde gerekse Rusya konusunda derinlikli stratejiler geliştirmesi gerekecek.


Etiketler »  

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "veri politikamızı" inceleyebilirsiniz. Daha fazlası