Uluslararası insani yardımlar, bir afet ya da insan yapımı büyük bir yıkımın ardından uluslararası kamuoyunun bahse konu yıkımdan zarar gören insanlara, en başta hayatta kalma ve insanlık onurunun korunması dahil, temel ihtiyaçlarının karşılanması, ardından da gerekli maddi ve manevi desteğin sunulması şeklinde özetlenebilir. Filistin toprağı olan Gazze (Şeridi), 2007’den bu yana İsrail ve Mısır’ın tarafından ablukaya alınmış, dolayısıyla kara çıkışı Mısır Refah kapısı ile sınırlı, denize çıkışı bulunmayan ve 365 kilometrekare içerisinde 2,5 milyon civarında insanın yaşam mücadelesi verdiği bir toprak parçasıdır. Ablukanın başladığı günden bu yana Gazze’ye, başta Türkiye olmak üzere birçok devlet ve uluslararası örgüt, çeşitli seviyelerde insani yardım ulaştırmaktadır. 7 Ekim 2023’te yaşanan olayların ardından İsrail yönetiminin Gazze’deki sivillere yönelik tavrı ve şehrin tahliyesi ile ilgili adımlar, Gazze’nin “insani” boyutunu tekrar gözler önüne sermiştir. Bu yazının amacı 2007’den günümüze Gazze’ye ulaşan uluslararası insani yardımların incelenmesidir. Çalışmada iki zaman dilimi, 7 Ekim 2023 “Aksa Tufanı” saldırıları öncesi ve sonrası, temel alınmıştır.
Aksa Tufanı Öncesinde Gazze’de Yaşam
Gazze, son 16 yıldır kara, hava ve denize çıkışı olmaması hasebiyle 2,5 milyon civarında insan için bir açık hava hapishanesi hükmündedir. Filistin’in Akdeniz’e çıkış noktasında yer alan Gazze, Filistin ve Batı Şeria için ayrı bir öneme sahiptir. Peki neden geçen 16 yıl içerisinde Gazze abluka altındadır?
Hamas yönetiminin 2006’da Filistin seçimlerini kazanması sonrasında Gazze’de yönetimi ele alması, öncesinde yaşanan Gazze Savaşı ile halihazırda İsrail ile var olan gerilimi de tırmandırmış ve güvenlik gerekçeleriyle Mısır’ın da İsrail ile beraber hareket etmesiyle Gazze Şeridi karadan, havadan ve denizden abluka altına alınmıştır. İsrail devleti resmi açıklamasında, ablukanın İsrail vatandaşlarını terörizm, roket saldırıları ve diğer düşmanca faaliyetlerden korumak ve tehdit oluşturacak mallarının Gazze’ye girmesini önlemek için gerekli olduğunu açıklamıştır.
2007 Haziran’ından bu yana Gazze Şeridi’nin dış dünya ile sahip olduğu tek kara bağlantısı Mısır sınırındaki Refah Kapısıdır. Gerekçesi her ne olursa olsun, ortadaki gerçeklik 365 kilometrekarelik alana sıkışmış 2,5 milyon civarındaki insanın, günlük cereyan eden sıcak çatışmaların gölgesinde hayatlarına devam etmek zorunda olmalarıdır. Uluslararası örgütlerin rakamlarına göre Gazze’deki halkın neredeyse yüzde 53’ü yoksulluk içinde yaşıyor ve 85 binden fazla insan, yaşanan çatışmaların bir sonucu olarak evsiz kalma riski taşıyor. Ayrıca Birleşmiş Milletler İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi verilerine göre Gazze halkının yüzde 58’i insani yardıma muhtaç durumda.
Uluslararası insani yardımların Gazze halkına ulaşması, halkın içinde bulunduğu zor yaşam şartlarının hafifletilmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Gazze’de ihtiyaç duyulan insani yardımların başında; temel gıda ürünleri, su, sağlık hizmetleri, inşaat malzemeleri, eğitim ve diğer temel ihtiyaçlar bulunuyor. Yukarıdaki satırlarda da vurgulandığı üzere Gazze halkı, uzun süreli abluka ve bireylerin seyahat dolaşımını kısıtlayan çeşitli zorluklarla başa çıkmak zorunda kalmıştır. Bu nedenle Gazze’de yaşayan halkın temel ihtiyaçlarının karşılanması büyük ölçüde insani yardımlara bağımlı hale gelmiştir.
Bu bağlamda, Türkiye Cumhuriyeti Devleti Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan önderliğinde Türkiye’nin insani diplomasisinin belki de en önemli unsurlarından olan insani yardımların ihtiyaç sahiplerine gönderilmesi hususunda, Gazze’deki Filistinlilere yardımların ulaştırılması büyük önem arz etmiştir. Öyle ki, Türkiye’den Gazze’ye insani yardımların ulaştırılması, sadece devlet kurumları nezdinde kalmamış, birçok sivil toplum kuruluşu temelinde de Gazze’ye insani yardım için adımlar atılmıştır. İsrail’in 7 Temmuz 2014’te başlayan ve 51 gün süren fiziksel müdahalesinde, Gazze’de 2 binden fazla kişi hayatını kaybetmiş, 17 bin 200 ev, 73 cami ve 24 okul yıkılmış, binlerce bina hasar görmüştür. Gazze’de yaraların sarılması için belki de en fazla çaba gösteren ülkelerin başında Türkiye Cumhuriyeti Devleti gelmiştir. Gazze’de 2014’te yaşanan büyük yıkımın ardından, aynı yıl içerisinde Türkiye, başta Gazze olmak üzere Filistin’e 34,7 milyon dolar kamu kalkınma yardımı ve 24,5 milyon dolar acil yardımda bulunmuştur. Ayrıca Türkiye’deki sivil toplum kuruluşlarının da sürece dahil olmasıyla toplam rakam 76,3 milyon dolara ulaşmıştır.
Bununla birlikte, Türkiye’nin insani diplomasisi temelinde ve öncülüğünde diğer birtakım devletlerin de Gazze halkına insani yardımlar ulaştırması gerçekleşmiştir. Diğer taraftan Gazze’deki halka aylık veya üç aylık gıda yardımları sağlayan Birleşmiş Milletler Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA), Dünya Gıda Programı ve diğer yardım kuruluşları da önemli bir rol oynamaktadır. Benzer şekilde Avrupa Birliği’nin de Gazze’ye yönelik insani yardım çalışmaları bulunmaktadır. Öyle ki, 2023 için ihtiyaç sahibi Filistinlilere 28 milyon avroya yakın insani yardım fonu sağlaması kararlaştırılmıştır.
Gazze’deki İnsani Kriz(ler)in Temeli
Şüphesiz Gazze’de var olan insani kriz(ler)in en başında 16 yıldır devam eden abluka yer almaktadır. Zira Gazze, 365 kilometrekarelik dar bir toprak parçasında yoğun bir nüfusa ev sahipliği yapmaktadır. 2,5 milyon civarında insan, bu sınırlı alanda yaşamakta ve sürekli olarak bir takım insani krizlerle karşı karşıya kalmaktadır. Bilhassa ablukadan dolayı Gazze’de gıda, ilaç, inşaat malzemeleri ve temel malzemelere erişim oldukça kısıtlıdır.
Diğer taraftan İsrail ve Hamas arasındaki gerilimin bir sonucu olarak yaşanan çatışma ortamı, Gazze’de binaların yıkılmasına, insanların hayatlarını kaybetmesine, hayatta kalanların evsiz kalmasına ve halihazırda kısıtlı olan altyapının tahrip olmasına sebebiyet vermektedir. Tüm bu yaşanan olumsuz tablonun içerisinde, Gazze’de yoksulluk da bir diğer olumsuz unsur olarak öne çıkmaktadır. Öyle ki, UNRWA ve UNICEF verilerine göre Gazze’de yaşayan nüfusun nerdeyse yüzde 53’ü yoksul olarak sayılmaktadır. Diğer taraftan Dünya Bankası verilerine göre ise giderek artan işsizlik de Gazze’de yaşamı zorlaştıran bir başka unsur haline gelmekte ve yaşanan insani krizi daha da derinleştirmektedir.
7 Ekim 2023 Saldırılarının Ardından Gazze’de Yaşam
Hamas’ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, 7 Ekim 2023 sabahı İsrail’e “Aksa Tufanı” adıyla saldırı başlatmış, Gazze’den İsrail yönüne binlerce roket atılırken, Filistinli silahlı gruplar Gazze-İsrail sınırındaki Beyt Hanun-Erez Sınır Kapısı’na baskın düzenleyerek burayı ele geçirmişlerdir. Gazze’den düzenlenen saldırılarda bin 300 İsraillinin öldüğü, 3 bin 436 İsraillinin yaralandığı; İsrail’in saldırılarında ise Gazze’de 2 bin 750 kişinin öldüğünü, 9 bin 700 kişinin yaralandığını duyurmuştur. Ne yazık ki 17 Ekim 2023 tarihinde İsrail’in Gazze’de bir hastaneyi hedef alan saldırısı sonucunda bu sayı daha da fazla artmıştır. Filistinli makamların açıklamalarına göre 17 Ekim günü akşam saatlerinde İsrail’in El Ehli Baptist Hastanesi’ni bombalamasının ardından, içlerinde çocukların da bulunduğu, 500’e yakın kişi hayatını kaybetmiştir. 7 Ekim 2023’ün ardından yaşanan saldırıların dışında Gazze’nin elektriği ve suyu kesilmiş, bu durum da Gazze’de yaşayan 2,5 milyon insanı susuzluk ve salgın hastalık tehdidi ile karşı karşıya bırakmıştır. UNICEF raporuna göre, su kesintisinin ardından Gazze’deki siviller günlük 1 litreden az suya erişim sağlayabilmektedirler.
11 Ekim 2023’te yayınlanan UNRWA resmi raporuna göre yaklaşık 175 bin yerinden edilmiş Filistinli, Gazze Şeridi’ndeki 88 UNRWA okulunda barınmakta ve İsrail ordusunun Gazze’ye yönelik saldırıları devam ettikçe sayılar büyümektedir. UNRWA, Gazze Şeridi genelinde 1,4 milyon Filistinliye hizmet sağlamaktadır; buna yaklaşık 1,2 milyon kişiye gıda yardımı da dahildir. Ancak UNRWA’nın halihazırda sahip olduğu temel malzeme stokları, yalnızca 12 gün daha dayanabilir ve yalnızca 150 bin kişiye ev sahipliği yapabilir.
Diğer taraftan UNRWA Genel Komiseri Philippe Lazzarini, “Gazze'de artık insani yardım sağlayamadıklarını” yapmış olduğu açıklamada bildirmiş; su, elektrik, yakıt eksikliği nedeniyle Gazze’de artık insani yardımın sürdürülemez hale geldiğini belirtmiştir. Ayrıca Lazzarini, UNRWA’nın, sığınma talepleri artan insan sayısını karşılayacak kapasitelerinin olmadığını ve yakında yiyecek ve ilaç stokunun tükeneceğini de ifade etmektedir. Gazze’nin uzun süredir abluka altında olduğunu ve çoğu insanın uluslararası yardıma muhtaç olduğunu vurgulayan UNRWA Genel Komiseri, Gazze’ye malzeme tedarik edilmezse insani yardım operasyonlarının duracağını ifade etmiş ve insani yardım koridorunun açılması çağrısında bulunmuştur. Bununla birlikte UNRWA İletişim Direktörü Juliette Touma, 7 Ekim'den bu yana Gazze'de yerinden edilen Filistinli sayısının 1 milyona ulaştığını duyurmuştur.
Sonuç
Türkiye’nin insani diplomasi faaliyetleri arasında şüphesiz arabulucu rolü de büyük önem taşımaktadır. Türkiye birçok uluslararası platformda inisiyatif alarak önemli adımlar atmış ve insani krizlerin yaşanmasının önüne geçebilmiştir. Bölgedeki tansiyonun düşürülmesi için itidal çağrısında bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Bölgede etkili tüm aktörleri barışın tesisi için sorumluluk almaya çağırıyoruz” demiştir.
Öyle ki, İsrail-Filistin gerginliğinin bölgedeki başka ülkelere de sıçramadan sonlandırılması ve taraflar arasında müzakerelerin başlatılması için Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğinde zirve diplomasisi yürütülmektedir. Bu kapsamda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, çatışmaların başladığı ilk andan itibaren pek çok liderle görüşme gerçekleştirmiştir: Malezya Başbakanı Enver İbrahim, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Lübnan Başbakanı Necip Mikati, İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin bahse konu liderlerden bazıları olarak sıralanabilir. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın zirve diplomasisinin, Türkiye’nin insani yardımları ile desteklendiği de görülmektedir. Nitekim Türkiye’den Gazze’deki halka ulaştırılmak üzere gönderilen insani yardım malzemeleri Mısır’a ulaşmıştır.
Yaşananların neticesinde Gazze’deki sivil halkın insani yardımlara olan ihtiyacının her zamankinden daha fazla olduğu aşikardır. Gazze’ye yönelik insani yardımlar, bu bölgedeki insanların temel ihtiyaçlarını karşılamak, umut vermek ve insanlık onurunu korumak açısından büyük bir öneme sahiptir. Ancak, bu yardımların etkili bir şekilde ulaştırılması ve sürdürülmesi ise bir dizi zorlukla karşı karşıyadır. Uluslararası toplumun, Gazze’deki insani krizi çözmek için daha fazla çaba harcaması ve uzun vadeli barışa katkıda bulunması gerekmektedir. Gazze'ye yönelik insani yardımlar, insanlığın dayanışmasının bir göstergesi olmanın ötesinde, bu çatışma ve zorlu yaşam koşullarında umut ve yaşamı sürdürülebilir kılmak için vazgeçilmezdir. Ancak bilhassa 7 Ekim 2023 saldırılarının ardından İsrail’in terör gerekçesiyle fiziksel müdahalede bulunduğu Gazze’de çocuklar başta olmak üzere siviller büyük zarar görmektedirler.