Son yıllarda finansal piyasalarda gelişen teknoloji ile birlikte farklı para formları ortaya çıkmaya başladı. Özellikle Bitcoin’in ortaya çıkması ile birlikte kripto paralar yeni para birimleri olarak hayatımıza girdiler. Hatta öyle ki başlangıçta çoğu kimsenin adını bile duymadığı kripto paralar, günümüzde ulaşmış oldukları piyasa değerleri ile gelişmiş ülkelerin milli gelir düzeyini çoktan yakalamış görünüyorlar. Kripto paralara olan ilginin artması ile birlikte dikkatler, kripto paraların altında yatan “Blokzincir teknolojisine” yoğunlaştı.
Blokzincir teknolojisi internetten sonra en yenilikçi gelişmelerden biri olarak kabul ediliyor. Bu teknoloji bünyesinde; bilişim, teknoloji, yazılım ve matematiği birlikte barındırıyor. Kavramsal çerçevenin oluşturulmasında farklılıklar dikkat çekse de literatürde temel ifade biçimi, dağıtık veri tabanı olarak karşımıza çıkıyor. TÜBİTAK’a göre Blokzincir teknolojisi internet ortamında veri transferinin yanı sıra değerli varlıkların transferine de olanak sağlayan, merkezi olmayan bir şifreleme kayıt defteridir. Öte yandan Dünya Ekonomik Forumu da bu teknolojiyi kayıtları tutan ve hareketleri yöneten bilgisayarların dağıtılmış bir veri tabanı, banka gibi merkezi bir otoriteye sahip olmak yerine, ağı bloklar veya işlemleri onaylamak için kullanan ve bu da bilgisayar kodunun zincirine eklenen, dağıtılmış yapı sisteminin şifreleme ile güvende olduğu bir sistem olarak ifade ediyor.
Blokzinciri son birkaç yılda dijital para birimlerinin yükselişini kolaylaştırma rolüyle ünlü olsa da bu teknolojinin ticaret, tedarik yönetimi, sağlık, FinTech ve e-noter gibi daha başka birçok kullanım alanı var. Gerçekten de bazı Blokzinciri savunucuları, teknolojinin genel etkisi açısından kripto para birimlerini geride bırakabileceğine, Blokzincirinin gerçek potansiyelinin ancak şimdi keşfedildiğine inanıyor. Bu nedenle ister belirli bir kripto para birimiyle bağlantılı olsun isterse herhangi bir sayıda başka uygulamada kullanılıyor olsun, finansal danışmanların ve yatırım dünyasındaki diğer birçok kişinin önümüzdeki yıllarda Blokzinciri teknolojisiyle daha fazla karşılaşması muhtemeldir.
Blokzincir teknolojisinin evrimi “Blokzinciri 1.0”, “Blokzinciri 2.0” ve “Blokzinciri 3.0” olmak üzere 3 aşamadan oluşuyor. İlk evre olan Blokzinciri 1.0, kripto paraların transferi ile dijital ödeme sistemlerine ilişkin tüm uygulamaları kapsıyor. Bitcoin’den sonra en çok bilinen kripto para olan Ethereum ile ortaya çıkan Blokzinciri 2.0 ise akıllı sözleşmeler yapılmasına olanak sağlayan ve aynı zamanda sözleşmeleri veya mülkleri kaydetmeyi, onaylamayı ve aktarmayı mümkün kılan tüm uygulamalar. Söz konusu akıllı sözleşmeler ile hisse senetleri, tahviller, vadeli işlemler, krediler, ipotekler gibi pek çok işlemin gerçekleştirilmesi mümkün olmaktadır. Para ve finans piyasalarının çok ötesinde bir uygulama alanına sahip olan Blokzinciri 3.0 teknolojisi de bilim, kültür ve sağlık gibi alanlarda nesnelerin interneti, makinelerin haberleşmesi, sigorta ve açık artırma gibi uygulamalara atıf yapmaktadır. Son günlerde Blokzinciri teknolojisine yukarıdaki gelişme evresine ek olarak “Blokzinciri X” teknolojisi de tartışılmaya başlanmıştır. Blokzinciri X ile asıl hedeflenen ise her bir bireyin Google arama motoru gibi kullanabileceği halka açık bir Blokzinciri teknolojisine sahip olmaktır.
Küresel Düzeyde Bir Finansal Dönüşümle Yeni Para Formları Oluşturulacak
Blokzinciri teknolojisindeki gelişmelerle güçlenen kripto paralar sayesinde geleneksel finans modelinin bozulacağı ve genel olarak parayı anlama ve onunla etkileşim kurma şeklimizin sonsuza dek değişeceği yönünde hakim bir görüş söz konusu. Bu konuda ilk hakim beklenti kripto paraların ödemeleri; maliyetsiz, gecikmesiz ve hatta kur dalgalanmaları olmaksızın gerçekleştirebilme özelliklerinin daha da güçleneceği yönünde. Hatta öyle ki önümüzdeki 50 yıllık süreçte kripto paraların rezerv para birimi haline geleceği düşünülüyor. Bir diğer görüşe göre Blokzincir teknolojisindeki gelişmelerle, kripto para ile dolar arasında değişim aracı ve hatta olması çok zor kabul edilen hesap birimi olma noktasında hiçbir farklılık olmayacak. Bu nedenle bu konunun uzmanlarına göre Blokzincir teknolojisinin bize sunduğu şifreleme algoritmalarının uzun ömürlü olacağına dair şüphe etmeye hiç gerek yok. Hatta ileride Blokzincir teknolojisi ile ortaya çıkacak yeni teknolojilerle kripto paraların yerinden edilmesi işten bile değil. Bu özellikleriyle kripto paralar kimilerine göre birçok insanı zenginleştiren ama sonra batan teknoloji şirketi AOL konumunda bile olabilir.
Bir diğer görüşe göre Merkez Bankalarının da Blokzincir teknolojileri ve kripto paralarla ilgilenmeleri ve düzenlemeler getirmeleriyle, 10 yıl içerisinde Blokzincir teknolojisine dayalı kripto paraların ana akım olacakları yönünde. Tabi bu hareketin önünde ciddi tehlikeler de yok değil. İlki kripto paraların oluşturulmasında kullanılan enerjinin nerede ve nasıl üretileceği meselesi. Bilindiği gibi bu paralar meydana getirilirken, kullanılan yüksek enerji ve söz konusu enerjinin üretimi sırasında çevreye verilen zarar, kripto paralara yöneltilen en büyük eleştiri kaynağı. İkinci olarak ülkelerin bu para birimlerini kabul edip resmiyet mi kazandıracakları yoksa onları rakip görmeye devam ederek bu paraları bir karaborsa emtiası haline mi getireceği meselesi. Her şeye rağmen ileriki yıllarda ülkelerin bu para birimine karşı kendi kripto para birimlerini oluşturarak bu piyasada yer alacakları düşünülüyor. Bu görüşe göre kripto paralarda meydana gelen hızlı yükseliş her ne kadar dalgalı olarak seyretse de Blokzincir teknolojisi ile birlikte insanların bu işlemlere alışması ve kullanmasıyla 10 ya da 20 yıl sonra kripto para ile ilgili tüm işlemler sıradan hale gelecek.
Blokzincir Teknolojisi Kripto Para Dışında da Devrim Olacak
Yukarıda saydığımız kullanım alanlarına ek olarak pandemi de Blokzinciri teknolojisi için sağlık kayıtları ile ilgili işlemler, tedarik zinciri yönetimi, dijital kimlik ve enerji sektörü ile ilgili farklı uygulama alanları meydana getirdi. Gelecek yıllarda da Blokzinciri teknolojisi ile seçimler güvenli bir biçimde web uygulamaları aracılığıyla yapılabilir hale gelebilir. Sınır ve göç işlemleri ile ilgili tüm işlemler bu teknoloji ile kaydedilerek pasaport kontrolünden tüm limanlara girişe kadar tüm işlemler ülkeler arasında paylaşılan bir Blokzinciri aracılığıyla gerçekleştirilebilir.
Blokzincir teknolojisi ile ilgili araştırmaların çok daha ileri seviyelere ulaşmasıyla özellikle üniversitelerde kripto paralar, kripto ekonomisi ve Blokzinciri teknolojisi üzerine yeni dersler, bölümler ve ana bilim dalları oluşturulacaktır. Yine bu teknoloji, sanat ve medya alanında dijital haklar yönetimi (DRM) hizmetleri sağlamada da kullanılarak, tüketici ve üretici arasındaki doğrudan iletişimin sağlanmasından tutun tüketicilere içerik sağlamaya kadar pek çok alanda değerli malların lisanslanmasını ve hak yönetimi ihtiyacını ortadan kaldırabilir.
Hükümetler tarafından dijital kimlikler, Blokzinciri teknolojisi ile yönetilerek, vergilendirme, oylama ve fon dağıtımı gibi işlemler, rutin olarak rahatlıkla yönetilebilir hale gelebilir. Yine yapay zekanın Blokzinciri teknolojisine hakim olması ile birlikte yapay zeka, tıpkı insanlar gibi rasyonel kararlar verebilir hale gelecektir. Sonuç olarak saydığımız alanlar dışında bugün aklımıza dahi gelmeyen pek çok alanda işlem yapmamıza olanak sağlayacak olan Blokzinciri teknolojisi insan yaşamında, internetten daha da fazla değişime yol açacağa benziyor.
Türkiye’de Blokzincir Teknolojisi Orta Vadede Etkili Olacak
2018’in son çeyreğinde Türkiye’de Deloitte ve TÜSİAD iş birliği ile gerçekleştirilen bir anket ile yakın gelecekte iş dünyasında kökten etki doğurmaya aday teknolojilerden biri olarak görülen Blokzincir teknolojisi ile ilgili bir araştırma yapılmıştır. Blokzincir teknolojisi farkındalığı, Blokzinciri teknolojisi ile ilgili beklentiler, Blokzinciri teknolojisi uygulama alanları ve bu teknolojinin önündeki engel ve riskleri analiz etmek için 5 farklı boyutta hazırlanmış soruları, iş dünyasının farklı sektör ve pozisyonlarında çalışan 155 kişi cevaplamıştır.
Anketten elde edilen bulgulara göre Türkiye’de özellikle kripto paraların yükselişe geçtiği dönemle birlikte Blokzincir teknolojisine yönelik farkındalığın da arttığı anlaşılıyor. Tablo 1’de yer alan turkuaz renkli sonuçlar Türkiye’de yapılan anketin sonuçlarını yansıtırken, lacivert renkli yani global sonuçlar ise yine Deloitte tarafından 26 Mart-5 Nisan 2018 tarihleri arasında ABD, Kanada, Meksika, Çin, Fransa, Almanya, Birleşik Krallık’ta senelik geliri 500 milyon dolar ve üzeri olan şirketlerin bin 53 üst düzey yöneticisi ile yapılan “Deloitte Küresel Blokzincir Anketi” sonuçlarını gösteriyor. Tabloda da görülebileceği gibi ankete göre, farklı uygulama alanlarında çeşitli etkileri olacak olan Blokzincir teknolojisinin en çok finans alanında etkisi olacağı düşünülüyor, bunu; bilgi teknolojileri, tedarik zinciri ve lojistik takip ediyor. Katılımcılar genel olarak Türkiye’nin bu teknolojiden küresel pazarlara göre daha az etkileneceğini düşünüyorlar.
Uygulama alanlarına bakılacak olursa, katılımcıların Blokzincir teknolojisinin küresel anlamda en çok finansal işlem yönetimine etki edeceğini, sonrasında da kontrat yönetimi ve veri yönetiminin de küresel anlamda bu teknolojiden ciddi anlamda etkileneceğini düşündüğü görülüyor. Katılımcılarda, Türkiye’de de benzer uygulama alanlarının öncelikli olarak etkileneceği ama aracılık hizmetleri dışında diğer uygulama alanlarında globale nazaran Türkiye’de daha az etkisinin olacağı düşüncesi hakimdir. Blokzincir teknolojisinin globale nazaran Türkiye’yi daha az etkileyeceğini düşünen katılımcılar bu durumu, teknolojinin bilinirliğinin azlığına ve yeni teknoloji adaptasyonu konusunda tereddütler bulunmasına bağlamaktadır.