Kriter > Siyaset |

28 Şubat’ta Jakobenler ve FETÖ


28 Şubat sonrası askerin kendi muhayyilesinde kurgulayacağı yeni düzende en büyük rolü almaya hazırlanan Gülen, MGK’da alınan kararlara destek vermek maksadıyla adeta askere çanak tutacak açıklamalar yapmıştır.

28 Şubat ta Jakobenler ve FETÖ

Ivo Andriç Travnik GünlüÄŸü romanında daÄŸlar arasında sıkışıp kalmış Travnik kasabasında olanı biteni hüzün, ümit ve sabırla kaleme alarak sonraki kuÅŸaklara aktaran bir vakanüvis gibidir. Saraybosna’daki üç metrekarelik odamda kimseye göstermeden almış olduÄŸum notlar 28 Åžubat sürecine doÄŸru koÅŸar adım giden Türkiye’ye dair hüzünlerimi, öfkemi ve aynı zamanda da bugünlere dair ümitvar hayallerimi içermekteydi.

28 Åžubat 1997’de gerçekleÅŸen askeri müdahalenin üzerinden yirmi iki yıl geçmesine raÄŸmen 28 Åžubat’ın ürettiÄŸi etkiler hala Türkiye’de siyaseti etkilemekle kalmayıp 15 Temmuz 2016’daki hain darbe giriÅŸiminin ortaya çıkardığı sonuçlara da tesir eden ana amil olması sebebiyle çok önemli bir kırılma noktasıdır. Sırf bu sebepten dolayı 28 Åžubat’ın, 27 Mayıs 1960 askeri darbesi ve diÄŸer darbeler kadar hatırda tutulması, analiz edilmesi ve ürettiÄŸi sonuçlar üzerinde tefekkür edilmesi çok önemlidir. Çünkü bu süreçleri deÄŸerlendirmek ülkenin bugünü ve geleceÄŸini iyi anlamanın anahtarıdır.

28 Åžubat Sürecine Giden Yol

Özellikle SoÄŸuk SavaÅŸ döneminin geride kalmasıyla tüm dünyada siyasal anlamda Pandora’nın Kutusu açılırken SoÄŸuk SavaÅŸ duvarının ardındaki insani kapital de üretime küresel anlamda entegre olmaya baÅŸlamıştır. Bu ekonomik entegrasyon süreci birçok ülkede olduÄŸu gibi Türkiye’de de merkez ve çevrenin 1950’lerden bu yana devam eden yakınlaÅŸmasını hızlandırmıştır. Bu merkez-çevre yakınlaÅŸmasına verilen tepki Türkiye’de uzun yıllardan bu yana merkezi kontrol edenlerin çevredekilere her türden baskı, ÅŸiddet ve ötekileÅŸtirmeyi reva gören formatıyla zaten bilinmedik bir reaksiyon da deÄŸildir. Lakin Türkiye’de merkezi yönetenlerin ekonomik bir enkaz bırakmaları ve ülke içerisindeki siyasi kimlik bunalımlarına kapsayıcı çözümler üretememeleri Erbakan hükümetini iktidara getirmiÅŸtir.

Erbakan hükümetinin çevreden merkeze bir hareketin sonucu iktidara gelmesi merkezin çevreye yönelik her türden baskıcı ve ötekileÅŸtirici bir kampanyayı hatta ÅŸiddeti uygulamasının da fitilini ateÅŸlemiÅŸtir. Tüm bu kampanyanın uygulanmasında ortaya konulan sembolik ikon çaÄŸdaÅŸlık ve Kemalizm olgusu olmuÅŸtur.

Merkezin tepkisinin dile getirilmesinde medya, yargı, üniversiteler yoÄŸun olarak sahnedeki rollerini icra etmiÅŸlerse de özellikle askerin tepkisinin araçsallaÅŸtırılması ve sahneye sürülmesi bilindik bir yöntemdir. Askeri otoritenin Refah Partisi’nin arka arkaya kazandığı baÅŸarılardan duyduÄŸu endiÅŸe medya yoluyla beslenmiÅŸ ve yargı yoluyla da tahkim edilmiÅŸtir.

Askeri otoriteyle hükümet arasında artan gerginlik, hükümete yönelik kampanyalar, mütedeyyin kesimin teÅŸhir edilmesi, tehdit algısının inÅŸası, ötekileÅŸtirme ve siyasete yönelik dozajı gittikçe artan uyarılar yaklaşık iki yıla yakın bir zamana yayılmıştır. En nihayetinde 28 Åžubat 1997’de yaklaşık sekiz saat süren MGK toplantısı icra edilmiÅŸ ve hükümete atması gereken adımları dikte eden bir muhtıra ve bildiri yayımlanmıştır.

28 Åžubat FETÖ’nün Kuluçka Makinesidir

Gerek 28 Åžubat’a giden yol gerekse 28 Åžubat sürecinden sonra 15 Temmuz 2016’ya kadar geçen yaklaşık yirmi yıllık süreç bazı noktalarda planlı ve programlı olarak bazı durumlarda da sebep-sonuç iliÅŸkisi içerisinde doÄŸal olarak FETÖ yapılanmasının Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içerisindeki alanını sonuna kadar geniÅŸletmiÅŸtir.

28 Åžubat’a giden yolda TSK adeta bir siyasi parti gibi siyaset üreten bir rol üstleniyordu. Bu kapsamda TSK bir taraftan Türkiye ile Ä°srail arasında anlaÅŸmaların imzalanmasını zorluyor, Kürt sorununun çözümüne yönelik ekonomik ve sosyal tedbirler alınmasını deruhte ediyor diÄŸer taraftan da YÖK ve rektörlerle yargı mensuplarına Genelkurmay Karargahında brifingler veriyordu. BaÅŸka bir deyiÅŸle iç ve dış politikadaki temel konularda TSK adeta siyaset mekanizmasını ikame etmekteydi. Tüm bu süreçler yaÅŸanırken Erbakan hükümetine yönelik en ağır eleÅŸtiriler FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’den gelmekteydi. 28 Åžubat sonrası askerin kendi muhayyilesinde kurgulayacağı yeni düzende en büyük rolü almaya hazırlanan Gülen, MGK’da alınan kararlara destek vermek maksadıyla adeta askere çanak tutacak açıklamalar yapmaktaydı. Yine 29 Mart 1997’de Samanyolu televizyonuna verdiÄŸi bir mülakatta adeta askeri kutsarken hükümeti ise tehdit ederek istifa etmeye ÅŸöyle davet ediyordu:

“Bugün Türkiye’yi idare edenler, gerekli performansı ortaya koyamadılar zannediyorum. Ülkemiz kriz içinde. Bu krizi gücü temsil edenler önlemelidir. Bu hükümeti deÄŸiÅŸtirin demek daha demokratik olur. Askeriye ‘muhtıra verdi’ diye suçlanmak isteniyor. Askerler isteselerdi, ‘Bu böyle olacak’ diyebilirlerdi. Ama böyle yapmadılar ve oturup meseleyi altı saat mülahaza ettiler. Demokratik yollarla problemler çözülsün istediler.”

Gülen 18 Nisan 1997’de ise tüm medya kuruluÅŸlarına beyanat vererek “Beceremediniz artık bırakın gidin” diyerek meydan okumaktaydı.

Ä°ÅŸte tam bu günlerde yıllardan bu yana tüm örgütlenmesini gizlilik ve takiye üzerine oturtan örgüt 28 Åžubat zihniyetinin TSK içerisinde öngördüÄŸü subay modeline uyumlu olarak TSK içine yerleÅŸtirdiÄŸi üyelerine eÅŸlerinin baÅŸlarını açmaları, sıkı birer Atatürkçü gibi görünmeleri ve sosyal etkinliklerde alkol almalarında bir sorumluluklarının olmayacağına dair fetvalar veriyordu. Bunlara ilaveten evler ve ofislerde, görünür yerlerde Nutuk bulundurulması, asla Cuma namazına gidilmemesi, kurban kesilmemesi ve evlerden çöp atılırken çöpe boÅŸ alkol kutularının atılmasını sıkı sıkıya mensuplarına tembihliyordu.

15 Temmuz gecesinde darbeci general Semih Terzi dahil birçok FETÖ mensubu hainin Kuvvet Karargahlarında ve Genelkurmayda 28 Åžubat ile birlikte çok kritik makamlara gelmelerinin en önemli sebebi bu ÅŸekli ÅŸartları saÄŸlamış olmaları ve TSK komuta kademesinin zihni ÅŸablonunda deÄŸerli bir yere tekabül etmeleriyle mümkün olmuÅŸtur. Halen TSK içerisinde FETÖ ile bir bağı olmadığı halde eÅŸlerin başının açık olması, Mozart dinlenmesi, masa üzerinde okunmasa da Nutuk bulundurulması gibi hususların muteber deÄŸerler olarak zihinsel alt yapıda var olduÄŸunu düÅŸünmekteyim.

28 Åžubat ve devamında ise TSK içerisinde eÅŸinin başı kapalı, inancı gereÄŸi namaz kılan ya da farklı ritüelleri icra eden tüm subay kadrosu Yüksek Askeri Åžura (YAÅž) kararlarıyla TSK’dan uzaklaÅŸtırılmıştır. Bu kapsamda TSK’da boÅŸalan her türlü makama bu kurumdaki aÄŸ yapısını her geçen gün güçlendiren FETÖ’cü subaylar yerleÅŸtirilmiÅŸtir.

Bugün emekli bazı generallerin medya üzerinden ısrarla “28 Åžubat sürecinde ve sonrasında biz FETÖ ile ilgili algıladığımız tehditleri siyasi iktidarlara iletmiÅŸtik” ÅŸeklindeki tezviratın gerçekle yakından uzaktan bir alakası bulunmamaktadır. Zira darbeci general Semih Terzi’nin Kara Kuvvetleri Karargahında genel sekreterlik makamındaki görevine getirilmesi, kuvvet komutanlıklarının Tayin Daire BaÅŸkanlığı ve Ä°stihbarat BaÅŸkanlığı gibi kritik görevlerine istenilen generalin görevlendirilmesi gibi hususların tamamı askeri karargahın önerisiyle mümkün olmuÅŸtur.

15 Temmuz gecesi korgeneral ve tümgeneral rütbesindeki darbecilerin otuz beÅŸ yıllık mesleki geçmiÅŸlerinde siyasi iktidarların belirleyici kararlarından ziyade askeri karar mekanizmalarının rolü belirleyici olmuÅŸtur. 28 Åžubat sürecinde ve sonrasında askerin her türden dini oluÅŸuma verdiÄŸi reaksiyondan tüm kesimler payını alırken aynı torbanın içerisine FETÖ’nün de koyulmuÅŸ olması, bu konuda askerin FETÖ özelinde nitelikli bir deÄŸerlendirme yaparak siyasi iktidara konuyu ilettiÄŸi anlamına gelmez.

28 Şubat Hataları Tekrarlanmamalı!

Dışarıdan bir dizayn edici mekaniÄŸin olduÄŸu konusunda asla ÅŸüphemizin olmadığı 28 Åžubat kararları TSK içinde içi asla doldurulamayacak ve bir deÄŸere tekabül etmeyen normları da yerleÅŸtirmiÅŸtir. Bu normlar subayların eÅŸlerinin başının açık olması, kurban dahil farklı bağışların TSK nezdinde muteber birimlere bağışlanması, mesai içerisinde ve dışarısında seküler yaÅŸamın kutsanması gibi hususlar olmuÅŸtur. FETÖ iÅŸte tam bu noktada devreye girerek bu dayatılan yapıya karşı her türlü takiyeye fetva veren bir gizli örgüt olarak karargah içerisinde yapılanmasını geliÅŸtirmeye baÅŸlamıştır. 15 Temmuz gecesi general rütbesiyle karşımıza çıkan darbeci hainlerin bu yıllar içerisinde kritik makamlara alt rütbelerde yerleÅŸtirilmesi bu dayatılan normlarla birebir uyumlu gözükmeleri sebebiyle mümkün olmuÅŸtur.

2002’deki AK Parti hükümetlerine kadar geçen sürede baÅŸbakan ve milli savunma bakanlarının YAÅž toplantılarının sadece açılış kısımlarına katılarak tüm terfi, atama ve diÄŸer hususları askerin tekeline bırakması bugün FETÖ temelinde yaÅŸadığımız sıkıntıların baÅŸlangıç noktası olmuÅŸtur. 2002’den itibaren AK Parti hükümetlerinin baÅŸbakan ve milli savunma bakanlarının YAÅž toplantılarına bizzat katılması ve asimetrik bir bilgiyle de olsa alınan kararlara müdahil olması ülkenin ana muhalefet partisince “Askerlerin temayüllerine müdahale ediliyor” gerekçesiyle çok sert bir ÅŸekilde eleÅŸtirilmiÅŸtir. Aynı ana muhalefet partisince 15 Temmuz sonrasında yapılan eleÅŸtirilerde bu sefer darbecilerin hükümetin imzasıyla general yapıldığı dile getirilmiÅŸtir. Bu ilkesizlikten kaynaklanan paradoksal savrulmalar maalesef Türk siyasi hayatında çok yoÄŸun olarak her gün ÅŸahitlik ettiÄŸimiz hususlardandır.

Her türden FETÖ ve benzeri oluÅŸumların ve 28 Åžubat’ların önüne geçmenin yegane yolu TSK dahil tüm güvenlik bürokrasisinin demokratik gözetiminin mutlaka belirlenmiÅŸ bir sistematikle aksatılmadan saÄŸlanması ve güvenlik bürokrasisinin siyasetin gözetimindeki kurumsal otonom alanına ait sınırların net bir ÅŸekilde belirlenmesiyle mümkündür. 15 Temmuz hain darbesi sonrasında reform niteliÄŸinde atılan adımlar bu amaca hizmet etmesi anlamında son derece deÄŸerlidir. Lakin bu konuda önümüzde daha alınması gereken epey bir yol vardır.


Etiketler »  

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "veri politikamızı" inceleyebilirsiniz. Daha fazlası