Kriter > Dış Politika |

Venezuela’da Yeni Kriz Eski Numara


ABD’nin Maduro’yu başkan olarak tanımama kararı sonrası CIA eliyle büyük bir algı operasyonu başlatıldı. Sosyal medya üzerinden yürütülen çalışmalarda ilk önce Maduro karşıtı göstericilerin meydanlara inmesi için kısa sürede milyonlarca sosyal medya paylaşımı yapıldı.

Venezuela da Yeni Kriz Eski Numara
Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro

Venezuela için güzel sözlerin sarf edildiÄŸi son sene 2013 olmuÅŸtu. Türkiye’de ise Gezi Parkı Åžiddet Eylemleri’nin baÅŸladığı günlerde kimine göre ABD’nin kimine göre de derin ABD’nin başını çektiÄŸi kaos lobisi Türkiye’de artık iÅŸlerin pek de parlak geçmeyeceÄŸinin sinyalini veriyordu. Oysa Türkiye tam da o günlerde IMF’ye olan borçlarını ödemiÅŸ ve faiz oranlarını yüzde 4 seviyesine indirmiÅŸ büyüme hızıyla dünyanın başını döndürüyordu. Ancak sokak olaylarının (Gezi) genelde CIA tarafından yürütülen darbe takviminin bir parçası olduÄŸu ve hükümetin ayakta kalması durumunda yargı yolu (17-25 Aralık 2013), savaÅŸ suçu/teröre destek (2014 MÄ°T tırları kumpası), doÄŸrudan darbe (15 Temmuz 2016) ve ekonomik kriz (AÄŸustos 2018) gibi yöntemlerin sırada olduÄŸunu bilen bir kesim “Türkiye, Venezuela mı olacak?” yorumunu yapmıştı. Bu yorumu bugün yapmak korkutucu olsa da Venezuela o günlerde dünyanın en büyük petrol rezervlerine sahip ve petrol gelirleriyle çok ciddi bir güce sahip olarak ABD merkezli ambargolara raÄŸmen ekonomik olarak büyüyen, kiÅŸi başı milli gelir seviyesi (2013’te 7 bin 869 dolar) fena olmayan bir ülkeydi.

Ancak ülke ihracatının neredeyse yüzde 90’ını kapsayan petrole dayalı ekonomi tam da Hugo Chavez’in 5 Mart 2013’teki ölümüyle alarm vermeye baÅŸladı. Chavez ülke gelirlerini daha eÅŸit bir ÅŸekilde paylaÅŸtıracak, petrole bağımlılığı azaltacak bir dizi ekonomik atılımlar planlıyordu. Yerine gelen Maduro kimine göre ideolojik olarak Chavez’i aratmayan bir lider olarak görüldü. Hatta iÅŸçi sınıfı geçmiÅŸi onu sempatik gösteriyordu. Ancak gerek Chavez’in karşı konulamaz karizmasına ulaÅŸamaması gerekse yeterli ekonomik ve siyasi strateji uygulayacak vizyon ortaya koyamaması sorgulanmasına neden oldu.

Git gide düÅŸen petrol fiyatları ve sertleÅŸen ambargo koÅŸulları ülkeyi hızlı bir fakirliÄŸe sürükledi. Tam manasıyla eli kolu baÄŸlanan Maduro’nun bu dönemde tek yapabildiÄŸi düÅŸen petrol gelirlerinin bir kısmıyla dış borçları ödemek diÄŸer kısmıyla da ülkenin yaklaşık yarısına tekabül eden 16 milyonluk dar gelirli vatandaÅŸlarına sosyal imkanlar saÄŸlamak oldu. Halihazırda üretimi olmayan ülkede yaÅŸanan ekonomik kriz zaten var olan kısıtlı yatırımcıyı da kaçırınca sınırlı sayıda Çin ve Rusya’dan gelen ürünler dışında sıradan bir Venezuelalının ülkede giyecek ayakkabı bulması ya da pizza yiyebilmesi neredeyse imkansız hale geldi.

Darbe takvimi Venezuela’da ekonomik kriz ve sokak olaylarıyla devam etti. Maduro tüm bunlara raÄŸmen gettolardaki 16 milyonun yoÄŸun desteÄŸiyle varlığını sürdürdü. Ancak adeta pula dönen ülkenin para birimi bolivarın deÄŸer kaybı ve anormal derecede yükselen enflasyon gettoları bile rahatsız edecek dereceye vardı. Sokaklarda yaÅŸanan olaylarda yer yer ölenler oluyor ve bu olaylar bir türlü yatıştırılamıyordu. 2015’teki seçimleri muhalefet kazandı ama onlar da ülkenin gidiÅŸatı için yeni bir formül bulamadı. Ancak yine de partisinin maÄŸlubiyeti Maduro’nun tahtını tehlikeye sokmuÅŸtu.

Maduro bunun üzerine 2017’de Meclisi feshederek bugünlerde alevlenecek demokrasi tartışmalarının fitilini yaktı. Maduro tarafından kurulan yeni Kurucu Meclis ise cumhurbaÅŸkanlığı seçiminin Mayıs 2018’de yapılmasına karar verdi. Maduro bu seçimi kazandı ancak muhalefet halihazırda katılmayı reddettiÄŸi bu oylamayı kabul etmedi. Maduro 10 Ocak 2019’da ikinci altı yıllık görevine baÅŸladı ancak muhalefet ikinci bir seçim yapılıncaya kadar Meclis BaÅŸkanı Juan Guaido’yu geçici baÅŸkan olarak atadı. ABD’nin bu kararı tanıması ve birçok ülkenin de destek çıkmasıyla Venezuela bu kez dünya çapında bir darbe giriÅŸimiyle baÅŸ baÅŸa kaldı.

Psikolojik Harp Başlatıldı

ABD’nin Maduro’yu baÅŸkan olarak tanımama kararı sonrası CIA eliyle büyük bir algı operasyonu baÅŸlatıldı. Sosyal medya üzerinden yürütülen çalışmalarda ilk önce Maduro karşıtı göstericilerin meydanlara inmesi için kısa sürede milyonlarca sosyal medya paylaşımı yapıldı. Twitter ve Facebook aracılığıyla tek bir merkezden yönetilerek yayılan mesajları Youtube, Instagram ve benzer platformlardaki adımlar izledi. Facebook ve Instagram’ın BaÅŸkan Maduro’nun hesaplarındaki “mavi tık” rozetini kaldırmasının ardından Wikipedia da geçici Venezuela baÅŸkanı olarak muhalefet lideri Juan Guaido’yu gösterdi. Böylece ABD daha önce defalarca yaptığı gibi hukuksuz uygulamalarına bahane edebileceÄŸi demokratik süsü eklemeyi hedefledi. Ancak baÅŸta Türkiye olmak üzere birçok ülkede baÅŸlatılan #WeAreMaduro etiketi de karşı hamle olarak sosyal medyadaki yerini aldı.

Venezuela’nın ABD ulusal güvenliÄŸine tehdit oluÅŸturduÄŸunu belirten 2015 yürütme kararı Trump tarafından yenilenirken Åžubat, Mayıs, Temmuz, AÄŸustos, Kasım 2017 ve Mart 2018’de bir dizi yaptırım daha uygulandı. Yaptırımlar 2018’de ülkeye tam tamına 20 milyar dolar kaybettirdi. Uzun süredir gıda baÅŸta olmak üzere temel ürünlerin ithalatı uluslararası ticaret kuralları bahane edilerek engelleniyor. Mesela devletin ilaç alımına bile müsaade edilmiyor. Citibank, Venezuela’nın ülkedeki yaklaşık yarım milyon diyabet hastası için almak istediÄŸi 300 bin doz insülinin parasını kabul etmedi. Ä°sviçre bankası UBS de aşı alımı için yatırılacak fonları reddetti. Uluslararası ilaç ÅŸirketleri Baster, Abbot ve Pfizer kanser ilaçları için ihracat sertifikası vermedi. 9 milyon dolarlık diyaliz makinesi alımı da ABD yaptırımı nedeniyle engellendi.

Ayrıca ülkenin yurt dışındaki finansal varlıkları sürekli donduruldu; ABD duyurusu sonrası Ä°ngiltere ülkesindeki Venezuela altınlarını bloke etti. Yurt dışında blokaj altındaki meblağın 4 milyar doları bulduÄŸu biliniyor. Birçok sektörde yapılan devletleÅŸtirme hareketine raÄŸmen ülkede temel malların üretim ve dağıtımı ABD tarafından desteklenen zengin azınlığın elinde. Yani demokratik süs olarak kullanılmak üzere oluÅŸturulan yoksulluÄŸun arkasında bu sebepler de var.

Güney Amerika’nın Suriye’si

Nicolas Maduro’nun “Benim hakkımda isteyen istediÄŸini söyleyebilir fakat ben ülkemi, insanlarımı ve tarihimi koruyorum. En sonunda biz galip geleceÄŸiz. Bu darbe giriÅŸimini atlatacağız” sözlerini bir kenara koyalım. ABD kararını dünyada birçok ülkenin kabul etmesi ve özellikle Venezuela civarında bulunan 13 üyeli Lima Grubu ülkelerinin desteÄŸi Caracas’ı bölgesel anlamda ciddi ÅŸekilde sıkıştıracak. AB ülkelerinin istediÄŸi tekrar seçim seçeneÄŸi ÅŸu an için Maduro’nun gündeminde bulunmuyor. Rusya’nın ara buluculuk teklifi ise henüz karşılık bulmuÅŸ deÄŸil. Ayrıca ABD’nin Venezuela’ya atadığı özel temsilci Elliott Abrams’ın Nikaragua, Honduras, El Salvador gibi ülkelerdeki kanlı geçmiÅŸi göz önüne alındığında, ABD tarafından kabul gören muhalif lider Juan Guaido’nun ABD, Kolombiya ve Brezilya arasında mekik dokuması Venezuela için bir iç savaÅŸ ihtimalini de düÅŸündürüyor. Ordu ÅŸimdilik Maduro’nun yanında ancak Abrams’ın organizasyonunda silahlandırılacak ve Kolombiya tarafından desteklenecek silahlı çetelerin varlığı ÅŸimdiden konuÅŸuluyor.

Güney Amerika’nın Suriye’si olarak anılan ülkede son yıllarda yaklaşık 4 milyon Venezuelalının göç ettiÄŸi söyleniyor. Ancak resmi olarak doÄŸrulanmayan bu rakamlar kimilerine göre Maduro karşıtı propagandanın bir parçası. Olası bir iç savaÅŸ durumunda ise bu sayının artacağı düÅŸünülüyor. Bu senaryoda Suriye’de dengeleri deÄŸiÅŸtiren Rusya’nın ne yapacağı da anahtar rol oynayacaktır. Rusya’nın Venezuela’ya askeri destek vermesi Güney Amerika’da gerçek bir Suriye krizini tetikleyecektir.


Etiketler »  

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "veri politikamızı" inceleyebilirsiniz. Daha fazlası