Kriter > Dosya > Dosya / Seçimler |

Adam Yine Kazandı: Ama Neden?


İktidarın seçim kampanyasını samimiyet üzerine kurması, aslında halkın Erdoğan’ı göründüğü gibi olan bir lider olarak tanımasından kaynaklanıyor. Nitekim 1994’ten bu yana halk üzerinde en etkili siyasi aktör olmasında, insanların Erdoğan’ı kendilerinden biri olarak görmesi en önemli faktördür. Davası ve inandığı gibi yaşaması, halkın onu kendisiyle özdeşleştirebilmesine imkan sağladı.

Adam Yine Kazandı Ama Neden
Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisince Sultangazi'deki Sultançiftliği Merkez Camisi'nin önünde düzenlenen mitinge katılarak vatandaşlara hitap etti. (Murat Çetinmühürdar-TCCB/AA)

Türkiye Cumhuriyeti siyasi tarihinde 2014’te yapılan seçimle, Cumhurbaşkanı ilk defa halk tarafından belirlendi. 2018’den sonra ikinci kez ve Cumhuriyet’in 100. yılında kendi tercihini yapmak üzere halk yine sandık başındaydı. Sonuç ise muhalefet partilerinin tüm çabalarına rağmen aynıydı. Recep Tayyip Erdoğan üçüncü kez “hizmetkarı olmaya geldim” dediği Cumhur’un Reis’i oldu.

Bu sonuç, bazı muhalif kesimlerce şaşkınlıkla karşılansa da Erdoğan’ın liderlik ve yönetim becerisi geçmişiyle sandıktan çıkan sonuçların doğru orantılı olduğu görülebilir.

Dünyayı değiştiren ve dönüştüren liderlerin, partilerinden bağımsız olarak daha fazla öne çıkması bilinen bir gerçektir. Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de partiden ziyade kişilerin liderlik vasıfları, halkı etkileyen bir olgu olmuş ve kurulan hükümetler çoğunlukla partilere göre değil liderlerin adıyla isimlendirilmiştir. Cumhurbaşkanı Erdoğan da bu isimler içerisinde halkın onayını alma rekoru kırmış, kendi liderlik tarzını Türkiye siyasetine kabul ettirmiştir.

Siyasal iletişim çalışmaları içerisinde dünyayı yöneten siyasi aktörleri ve icraatlarını daha iyi analiz edebilmek adına çeşitli liderlik tipolojileri bağlamında bazı liderlik yaklaşımları ortaya çıkmıştır. Bu tipolojilerin senteziyle tarihe ve günümüze damga vuran lider profilleri oluşmuştur. Erdoğan ise özellikle kararlı, samimi, güvenilir, yerli ve milli, karizmatik, halkla bağ kurmaya özen gösteren bir “Erdoğan tarzı siyaset” oluşturmuş ve bu şekilde kendisini kabul ettirmiştir.

 

Halkın İsteği Boş Vaat Değil Samimiyet

2023 seçimlerinde de bunun etkisini gördüğümüzü söyleyebiliriz. İktidarın seçim kampanyasını samimiyet üzerine kurması, aslında halkın Erdoğan’ı göründüğü gibi olan bir lider olarak tanımasından kaynaklanmaktadır. Nitekim 1994’ten bu yana halk üzerinde en etkili siyasi aktör olmasında insanların Erdoğan’ı kendilerinden biri olarak görmesi en önemli faktördür. Davası uğruna kafa tutabilmesi ve inandığı gibi yaşaması halkın onu kendisiyle özdeşleştirebilmesine imkan tanırken, siyasi hayatı boyunca her türlü icraatının takibini bizzat yapması, halkın zihninde samimi lider imajı çizmesine olanak sağladı.

Erdoğan’ın samimiyeti halk tarafından şüphesiz 11 ili etkileyen Kahramanmaraş merkezli depremlerde daha net görüldü. Meydana gelen depremlerden hemen sonra bölgeye incelemelere giden Erdoğan’ın halkla yüz yüze görüşmesi ve sadece konuşarak değil, devletin tüm imkanlarını seferber ederek yeni konutların yapımını bir an önce başlatması, depremzedeleri yalnız hissettirmedi. Gezi Parkı, Mavi Marmara ya da 15 Temmuz Darbe Girişimi gibi hükümetin verdiği başarılı sınavlarda, Erdoğan krizleri iyi yöneten bir lider görüntüsü oluşturmayı başardı. Aynı zamanda 21 yıldır hükümetin konut proje uygulamalarına şahit olan bölge halkının Erdoğan’ın samimiyetine inancının diğer bir dayanağı, verilen vaatlerin gerçekleştirilmiş olmasıdır. Cumhurbaşkanı’nın da ikinci tur seçimlerinde belki de garanti oy olarak görebileceği bu bölgelere yeniden gitmesi, depremzedeleri önemsediğinin bir göstergesi. Görülüyor ki Erdoğan ile halk arasındaki bu duygusal bağ ve birbirlerine olan samimiyetleri, bu seçimin kilit noktalarından biridir.

Erdoğan’ı halkın gözünde “Erdoğan” yapan en önemli faktör ise hiç şüphesiz karizmatik lider kimliğidir. Karizmatik lider tanımını ortaya atan Max Weber’e göre bu lider tipinin en önemli özelliği kitlelere güven kazandırması ve halkın üzerinde duygusal bir etki bırakmasıdır. Son Cumhurbaşkanlığı seçim kampanyaları için çekilen reklam filmlerine bakıldığında Erdoğan’ın halkın neye ihtiyacı olduğunu ve ne istediğini çok iyi anladığını görüyoruz. Bir reklam filminde yer alan “Bu topraklarda herkes sevdiğini güvendiğine emanet eder” sözü Erdoğan siyasetinde halkın güvenine verilen önemi vurgularken, bunun karşılıklı bir güven olduğu da millet iradesiyle önce 14 Mayıs’ta ardından 28 Mayıs’ta görülmüştür.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 28 Mayıs akşamı Külliye'de
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanı Seçimi'nin ikinci turunun ardından Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde vatandaşlara hitap etti. (Emin Sansar/AA, 29 Mayıs 2023)

 

Yerli ve Milli Olan Bir Adım Önde

Erdoğan’ı uzun yıllar zafere taşıyan en önemli olgulardan biri de “yerlilik ve millilik” anlayışıdır diyebiliriz. Erdoğan özellikle 2018’de siyasal iletişimini yerlilik ve millilik üzerine oluştururken bu söylem 2023 seçimlerinde de kendisine epey yer bulmuştur. Özellikle savunma sanayiindeki gelişmeler, bu alandaki ithalatın hızla düşüp ihracatın yükselmesi ya da terörle ve bağlantılı her türlü oluşumla araya konan mesafe ve mücadele yerlilik ve millilik söyleminin altını dolduran önemli gelişmelerdendir. Muhalefetin de bu gelişmelere mütemadiyen eleştiri yöneltmesi, halkın gözünde Erdoğan’ı bu ülkeye hizmet edebilecek yegane lider yapmıştır.

Türkiye’de halkın, liderinde aradığı başka bir önemli özellik ise kendisini uluslararası alanda en güçlü şekilde temsil edecek bir yapıda olması gerekliliğidir. 11 yıl Başbakanlık yapan ve Cumhurbaşkanlığı görevinde 3. dönemine giren Erdoğan profiline bakacak olursak dış ilişkilerde temsil kabiliyeti yüksek ve profesyonel bir lider görmekteyiz. Öyle ki bu lider bir taraftan NATO zirvelerinde gündem belirleyici olurken diğer taraftan Şangay İşbirliği Örgütü ve Rusya ile ilişkilerini geliştirebilmiş, Rusya-Ukrayna Savaşı’nda arabulucu rolüyle dünyanın sürüklendiği tahıl krizine noktayı koyabilmiş, İkinci Karabağ savaşında dengeleri değiştiren güç olmayı başarmıştır. Halkın başında görmek istediği “yöneten lider” profili ve temsil kabiliyeti, Erdoğan siyasetinde dengeleri lehine değiştiren ciddi bir unsurdur. Erdoğan’ın, “Türkiye’nin her masada yeri olması gerektiğini düşünüyoruz” açıklaması, dünyada oluşabilecek herhangi bir krizde vatandaşını kollayabileceği anlamına gelir ki sandıktan çıkan sonuçlara bakacak olursak, vatandaşın istediği lider profili de bu şekildedir. Küresel lider sıfatı, onu rakiplerinden ayıran bir diğer önemli unsurdur.

 

Gençleri Kazanan Seçimi Kazanır

Kuşkusuz bu seçimde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı zafere ulaştıran özellikle ilk defa oy kullanan gençlerdi. Erdoğan birçok kez gençlerle buluşarak onların sorularını cevaplamış, isteklerini dinlemiştir. Gençliği salt eğlence olgusuyla tanıtmayıp onu “TEKNOFEST Kuşağı” olarak nitelemiştir. Dolayısıyla gençliği, enerjik, üreten, bağımsız, sorumluluk sahibi ve güçlü bir nesil olarak tanımlar. Gençleri önceleyen reklam filmlerinde TEKNOFEST gençliği vurgusuyla, gençleri ülkenin geleceği için en önemli unsur olarak gördüğü açıktır.

1994’ten bu yana etkili bir siyasi figür olsa da öncesinde eski partisinin gençlik kolları başkanlığını yürüten Erdoğan’ın, gençliğin düşünce tarzını, bakış açısını ve beklentilerini anlamada başarılı olması tesadüf değildir.

Recep Tayyip Erdoğan 2023 seçimleri için Türkiye Yüzyılı’nın tanıtımını yaparak herkesi kucaklayan bir vizyon ortaya koymuştur. Dolayısıyla onu destekleyen kesimin yalnızca onunla dini açıdan aynı hassasiyetleri ve duyguları paylaşan vatandaşlar olduğunu söylemek yanlıştır. Her seçim döneminde farklı vaatleri olan Erdoğan’ın değiştirici ve dönüştürücü vizyonu onu farklı kesimlerin de oy verdiği bir lider yapmıştır.

Yazının başından bu yana değindiğimiz Erdoğan’ın samimiyeti, yerli ve milli duruşu, güvenirliliği, halkla kurduğu duygusal bağ gibi lider özellikleri ve siyasal tarzını meydana getiren unsurlar, aslında birbirini tamamlayan olgulardır. Örneğin Erdoğan döneminde yapılan icraatları bilen vatandaş, yapılacak olanlardan da emindir. Bu güvenin en önemli dayanağı ise daha önce bahsettiğimiz samimiyet olgusu üzerinden gelişir. Yerli ve milli ögelerle kurulan siyasi söylemler ve icraatlarla da bu güven pekiştirilerek herkesi kucaklayan siyasal bir dil oluşturulur. Dolayısıyla kendi içerisinde tutarlı bir döngü oluşturup, bu ve bu gibi unsurları duygusal bağlarla da sentezleyerek sunabilen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başarısına şaşırmamak gerekir.

 


Etiketler »  

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "veri politikamızı" inceleyebilirsiniz. Daha fazlası