Kriter > Siyaset |

İstanbul’un Hakikatlerinden Birisi, AKM, Yeniden Açıldı


AKM, 2 bin 40 kişilik opera salonu, 805 kişilik tiyatro salonu, galeri, çok amaçlı salon, çocuk sanat merkezi, müzik platformu ve müzik kayıt stüdyosu, sanat ihtisas kütüphanesi, cep sineması ve tasarım dükkanı olmak üzere dev bir sanat kompleksi olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıldı. Bu dev kompleksin içinde AKM’den Atatürk Kitaplığına uzanan bir kültür sokağı da bulunuyor.

İstanbul un Hakikatlerinden Birisi AKM Yeniden Açıldı
Atatürk Kültür Merkezi, Cumhuriyet’in 98. yılında törenle açıldı. (Serhat Çağdaş/AA, 29 Ekim 2021)

Bir şehri bizim için cazip, farklı, büyülü yapan nedir? Roma’daki Kolezyumu, Moskova’daki Kremlin Meydanı’nı, Paris’teki Eyfel Kulesi’ni, İstanbul’daki Ayasofya’yı bilmeyen yoktur ve bu mekanlar neredeyse bütün dünyada seyahat bavullarının birincil rotasını oluşturur. Yine de bu ikonik yapılar, bu şehirleri ziyaret edenler için akılda kalanların bir parçası olurlar sadece. Bu şehirlerin kendilerine has bir tınısı, kendilerine özgü bir cazibesi vardır. Şehirler, onlara dokunan insan elleri ile şekillenir, büyür, parçalanır, büyülenirler. Şehirler, insanlarla beraber nefes alır, insan topluluklarına ev, atadan miras olur. Ve şehirler, içinde barındırdığı doğanın, insanın ve binanın toplamından büyük özlenen ve hayal edilen birer külçe olurlar.

Bu özlenen şehirlerin arasında Ahmet Hamdi Tanpınar’ın “külçelenmiş manasını çözdüğümüz zaman büyük hakikatlerimizden birini çözmüş olacağız” dediği yedi tepeli hayal şehir İstanbul da her zaman birinci sıralardadır. İstanbul’un sularla bölünmüş coğrafyası, erguvanlarla süslü doğası, tarihsel mimari dokusu, binaları, ibadethaneleri, köprüleri o külçelenmiş mananın birer parçasıdır. İstanbul denildiğinde aklımıza binlerce, yüzlerce yıllık mazisinin içinden bugüne uzanan Bedri Rahmi Eyüpoğlu’nun deyimiyle bir “Gülcemal” gelir. İstanbul, bu hali ile vazgeçilmez bir durak, kendine ait dokusu ile medeniyetlerin izlerini birbirine aktararak zamanda yolculuk yapan bir tren gibidir. Penceresinden Bizans’a, Roma’ya, Osmanlı’ya, Cumhuriyete, çocukluğumuza, gençliğimize, zamanımıza ve atiye bakar dururuz.

AKM Açılışı, Erdoğan
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yenilenen Atatürk Kültür Merkezi'nin (AKM) açılışını gerçekleştirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, açılış töreninde bir konuşma yaptı. (Murat Çetinmühürdar-TCCB/AA, 29 Ekim 2021)

Bir “Prost Taksim” Planı

İstanbul’un bu tarihsel yolculuğu içinde yüzlerce sembolik binası ve meydanı var. Bunlar içinde Taksim Cumhuriyet Meydanı, yakın tarihimizin ve bugünümüzün sembolizmi açısından geleceğe bırakacağımız çağdaş bir mekan. 1930’larda İstanbul’da genç Cumhuriyetin simgelerinden birisi olarak düzenleniyor. Meydanda Milli Mücadeleyi ve Cumhuriyeti simgeleyen Taksim Cumhuriyet Anıtı bulunmaktadır. Meydanı çevreleyen ve her zaman İstanbul’un en önemli caddeleri olma özelliğini koruyacak İstiklal, Cumhuriyet ve Halaskargazi caddelerinin çıkış noktasıdır. Şehrin kalbidir. Taksim ve çevresi Fransız şehir planlamacısı Henri Prost tarafından 30’larda yapılan şehir imar planının bir parçası olarak tasarlanmıştır. Prost, İstanbul’a, şehri planlamak için Mustafa Kemal Atatürk’ün daveti ile gelmiştir.

Aslında İstanbul’un yeniden imarı meselesi genç Osmanlı döneminden beri gündemde olan bir konuydu. Zeynep Çelik’in The Remaking of İstanbul isimli kitabında İstanbul’un dar ve çıkmaz sokaklarını ızgara sistemine uyarlamak, yangınlardan da korumak amacıyla şehri düzenlemek, Avrupa’da yaygın olan meydan sistemini kurgulamak için 19. yüzyılda Avrupalı şehir planlamacılarının projelerinden bahsetmektedir. Bu projeler daha ziyade Beyazıt Meydanı, Galata Köprüsü çevresi gibi şehrin eski mekanlarına yönelmişti. Prost’un Taksim Meydanı düzenlemesi ise Cumhuriyetin İstanbul’da kendini gösteren yüzüydü ve çeşitli sembollerle beraber ortaya konacaktı.

İşte genç cumhuriyet, bir yandan kendisini devr-i sabıktan ayırt etmeye çalışırken bir yandan da şehre kendi dünya görüşünün imzasını atmak istiyordu. Bugün Taksim’de şehrin kalbinde yükselen opera binasının fikri temelleri, bu düşünce atmosferinde atıldı. Fikri temeller 30’larda atılsa da proje ancak 60’ların sonunda tamamlanabildi.

Prost’un planına göre Taksim çevresi düzenlenecek ve meydana en hakim konuma bir opera binası yerleştirilecekti. Paris ve Berlin opera binalarının 30’lardaki konumu, çağdaş sanatın yükselişi ve o dönemde Cumhuriyetin öncelikleri İstanbul’un var olan sembollerine eklenecek yeni bir modern sembolün gerekliliğini perçinliyordu. Lakin araya uzun savaş yılları girdi ve bu derece büyük bir kaynak o dönemki koşullarda ayrılamadı.

1946’da arsa tahsis edilmiş ve temel atılmış olsa bile inşaata başlamak oldukça gecikti. İlk proje Mimar Feridun Kip ve mimar Rükneddin Güney tarafından çizildi, daha sonra 1956’da Hayati Tabanlıoğlu’nun projesi ile devam edildi. Tabanlıoğlu aslında bugün hatırladığımız eski Atatürk Kültür Merkezi’ni (AKM) yapan mimar. Kapıdan girişte sağda dönen merdivenler, fuaye alanındaki lambalar, hemen karşıda iki kanatlı kapısı ile büyük salon, yıkılmadan evvel AKM’yi ziyaret edenlerin hatırlayacağı en belirgin özellikler. Bugün tekrar inşa edilen AKM’nin yeni projesi ilk mimarı Hayati Tabanlıoğlu’nun oğlu Murat Bey’e çizdirildi. Murat Bey de yine o bizi karşılayan salon ve girişte sağda Mimar Hayati Beyin tasarımı olan dönen merdivenler ve birçok unsurla babasının projesine sadık kalan bir proje çizdi. Elbette üzerine eklemeler yapılarak…

Atatürk Kültür Merkezi Sahnesi
Atatürk Kültür Merkezi (Murat Kula/AA, 29 Ekim 2021)

 

AKM Neden Yıkıldı?

AKM’nin ilk binasının inşası aslında bir talihsizlikler zinciri ile karşılaştı. Böyle bir opera binası yapmaya niyet edildikten sonra İkinci Dünya Savaşı çıktı. Daha sonra yapım aşaması 1960 darbesi ile sekteye uğradı. Bu hali ile yapımı 23 yıl sürdü. Opera binası olarak başladığı yolculuğuna Kültür Merkezi olarak devam etti. Ancak 12 Nisan 1969’da İstanbul Kültür Sarayı adıyla hizmete girebildi. Birkaç opera oyunu sergilenebilmişti ki bir sene sonra binanın büyük bir bölümü yandı. Üstelik bu yangın bir oyun sahnelenirken meydana geldi. Şükür ki can kaybı olmadı, bina tahliye edildi, fakat ertesi gün gazetelere yansıyan çok hüzünlü görüntüler vardı. Bina neredeyse iskelet halini almış, bütün koltuklar, dekorlar yanmıştı; üstelik ilerleyen günlerde sergilenecek bir IV. Murad oyunu için Topkapı Sarayı’ndan getirilen sultanın kendi kaftanı ve değerli bir Kuran-ı Kerim de yananlar arasındaydı. Enkaz yerini teftiş eden dönemin Başbakanı Süleyman Demirel en kısa sürede yenisinin yapılması sözünü verdi.

Binanın tekrar açılması ancak 8 yıl sonra mümkün oldu. Mimar Hayati Bey bir kez daha kolları sıvadı ve bir yenileme projesi çizdi, proje tamamen bittiğinde binanın ismi İstanbul Kültür Sarayı olarak değil, bugünkü adıyla Atatürk Kültür Merkezi olarak açıldı. 1978’de yeniden açılan bina, bugünlere gelen hatırladığımız AKM’dir.

İlk gençlik yıllarımda bu bina, Taksim’de buluşma noktamızdı. AKM’nin önünden kalkan servisler, AKM’nin önünde beklenen taksi, AKM’nin önünde sizi eken arkadaşlar ve sevgililer hayatımızın bir parçasıydı.

AKM’de izlediğim ilk oyun, zannederim 2000’lerin başında turneye çıkmış Carmen operasıydı. AKM, sadece Taksim’in değil artık şehrin de önemli bir parçasıydı. 1999’da AKM, 1. grup tescilli kültür varlığı ve kentsel SİT alanının bir parçası olarak kabul edildi. Maalesef bu kültür yapısına takdir görülen bu önemli kabul, daha sonraki yıllarda binanın yenilenmesi ve restorasyonunu engellemek için kullanılan bir kabul olarak karşımıza çıkacaktı.

Hani binlerce yıl evvel yapılan binalar yaşar da bizler “ekonomik ömürlü” binalar inşa ederiz ya, uzmanlar tarafından 2000’lerin başında AKM’nin ekonomik ömrünü tamamladığı yönünde raporlar, Kültür Bakanlığı’na sunuldu. Binanın bakıma alınması veya tekrar yapılması gündeme geldi. Aynı dönemde 2008’de, İstanbul’un 2010 için Avrupa’nın Kültür Başkenti olacağı belli olmuştu ve İstanbul için 2 yıl sürecek bir yenileme süreci başlamıştı. Şehrin en önemli simgelerinden olan AKM’nin de yenilenmesi amacıyla Kültür Bakanlığı bir protokol imzaladı. Bu yenileme projesi yine Tabanlıoğlu Mimarlık Ofisine verildi. Avrupa Kültür başkenti için ayrılan bütçeden önemli bir bütçenin AKM’ye ayrılması planlanıyordu. Mimarlık ofisi rehabilitasyon projesini hazırladı ve tadilat başladı, ancak…

Kültür Sanat ve Turizm Emekçileri Sendikasının açtığı dava nedeniyle mahkeme kararıyla tadilat durduruldu. Sendikanın projeye toplamda 7 itiraz noktası vardı. Kültür ajansı, sendika ile yaptığı görüşmeler sonucunda rehabilitasyon projesinde itiraz konusu olan yedi noktayı revize etmeyi kabul etti. Yapılan taleplerden iki tanesi AKM’nin içinde bir restoran ve hediyelik eşya satılacak bir dükkanın olmasıydı. Ajans, neredeyse bütün dünyada kültür binalarında (hatta ibadethane ve müzelerde de) bulunan bu iki mekan için revize yapmayı kabul etti. Sendika ile toplantı üzerine toplantı yapıldı ama bir yol bulunamadı, mahkeme kararı ile durdurulan tadilat öylece kaldı. Bir orta yol bulunamadı ve uzlaşma sağlanamadı. Dahası, Avrupa Kültür Başkenti seçilen ve bu alanda Avrupa Birliği fonlarından yararlanarak şehrin kültür çehresini canlandıran İstanbul kültür yılına AKM’siz girerken bazı çevrelerde “AKM’yi AKP’ye yaptırmadık” sloganı ile zafer sarhoşluğu yaşanıyordu.

Atatürk Kültür Merkezi, İnfografik

Tadilatı başlanmış olan bina yarım kaldı ve tadilat için harcanması gereken 2 sene bu şekilde harcandı. Birkaç sene sonra cereyan eden gezi parkı olayları esnasında AKM tekrar gündeme geldi ve binanın yıkılıp yerine AVM yapılacağı yönünde sayısız haber yapıldı. Dayanak noktası, muhafazakar iktidarın şehrin tek opera binasını yıkacağı ve yerine AVM yapacağı bilgisi üzerine sanat çevrelerinde epey hatırı sayılır makale yazıldı.

AKM ve çevresi, 2017’de Kültür Bakanlığı’nın girişimi ile Tabanlıoğlu Mimarlık’a yeniden projelendirildi. Kültür Bakanlığı projeyi gerçekleştirmeden AKM çevresindeki arazileri bakanlık bünyesine kattı. Yeni AKM, çevresi ile beraber Atatürk Kitaplığına kadar bir kültür vadisi olarak tasarlandı. Yeni AKM’nin temeli, 2019’da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından atıldı.

İnşaat devam ederken bu sefer yeni binanın isminden “Atatürk” isminin çıkarılacağı haberleri yayıldı. Hiçbir resmi açıklamaya dayanmamasına ve projenin ismi açıklanmış olmasına rağmen bu söylentiler, sanat çevrelerinin önemli isimlerinin bu yönde attığı tweetler, 2021’de binanın ön cephesi bittiğinde yerleştirilen “Atatürk Kültür Merkezi” yazısı ile sona erdi.

AKM, 29 Ekim 2021’de, 2 bin 40 kişilik opera salonu, 805 kişilik tiyatro salonu, galeri, çok amaçlı salon, çocuk sanat merkezi, müzik platformu ve müzik kayıt stüdyosu, sanat ihtisas kütüphanesi, cep sineması ve tasarım dükkanı olmak üzere dev bir sanat kompleksi olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıldı. Bu dev kompleksin içinde AKM’den Atatürk Kitaplığına uzanan bir kültür sokağı da bulunuyor.

Açılışa özel olarak 29-30 Ekim’de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talebi ile yeni bir opera sahnelendi. Hasan Uçarsu'nun bestelediği, librettosunu Halit Refiğ'in senaryosundan hareketle Bertan Rona'nın yazdığı iki perdeden oluşan “Sinan” operasının orkestrasını Şef Gürer Aykal yönetti ve sanatseverlerden tam not aldı. Operanın iki ay içinde tekrar sahneye konması planlanıyor.

AKM; operası, tiyatro salonu, müzik evi, kütüphanesi ve kültür sokağı ile her yaştan sanatsevere hitap eden şehrin sembollerinden birisi olmaya devam edecek. İstanbul’a yolu düşenler ve randevularını hala AKM’nin önünde verenler içeriye muhakkak bir göz atmalılar.

 


Etiketler »  

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "veri politikamızı" inceleyebilirsiniz. Daha fazlası