Kriter > Dış Politika |

ABD Başkanlık Seçimlerinde Harris ile Trump Kafa Kafaya


21 Temmuz’da yarıştan çekilen Biden, aynı günkü açıklamasıyla, başkan adaylığı görevini yürüten Kamala Harris’i desteklediğini ve tüm Demokratların Harris’in etrafında birleşmesi gerektiğini açıkladı. Ana akım liberal medyanın ve Demokrat Parti kurmaylarının hızlı desteğiyle daha ilk günlerden itibaren ivme yakalayan Harris, haftalar ilerledikçe anketlerde Trump’ı yakaladı.

ABD Başkanlık Seçimlerinde Harris ile Trump Kafa Kafaya
Aday Donald Trump (solda), Cumhuriyetçi Parti Ulusal Kongresi'ne kendisinin Başkan Yardımcısı adayı Senatör James David Vance (sağda) ile katıldı. (Jacek Boczarski / AA, 17 Temmuz 2024)

ABD’de 5 Kasım’da yapılacak başkanlık seçimleri için geri sayım sürerken, Demokratların adayı Kamala Harris ile Cumhuriyetçilerin adayı Donald Trump arasındaki kıyasıya rekabet sürüyor. Halen ABD başkanlığı yapan 81 yaşındaki Biden’ın yarıştan çekilmesi ve tartışmalı bir başkan yardımcılığı dönemi geçiren Harris’in yarışa girmesiyle çehresi değişen rekabet, birçok bakımdan izlenmeye değer bir ralliye dönüştü. Ana akım medyanın da desteğini alan Harris’in ülke geneli anketlerde az farkla da olsa öne geçmesi dikkat çekerken, salıncak eyaletlerde ise kafa kafaya bir yarışın olması, maç sonucunun aslında halen ortada olduğunu gösteriyor. Yaklaşık bir ayın kaldığı 60. ABD başkanlık seçimleri, sadece Amerikan toplumu için değil, uluslararası dengeler açısından da pek çok farklı anlamlara gelebilecek olasılıklara gebe kıyasıya bir yarış olarak dikkat çekiyor.

 

Biden’ın Yerini Alan Harris İvme Yakaladı

Biden ile Trump’ın rakip olduğu Temmuz’a kadarki dönemde anketlerde Trump lehine 4-5 puanlık farkların ortaya çıkması, Demokratları ciddi şekilde endişelendirmişti. Biden’ın yaşı, akıl sağlığı ve zihinsel performansı, konuşma zayıflığı ve liderlik performansı, bu yarışa daha fit giren Trump’ın net bir şekilde önde olmasının temel nedenleriydi. 21 Temmuz’da yarıştan çekilen Biden, aynı günkü açıklamasıyla, başkan adaylığı görevini yürüten Kamala Harris’i desteklediğini ve tüm Demokratların Harris’in etrafında birleşmesi gerektiğini açıkladı. Ana akım liberal medyanın ve Demokrat Parti kurmaylarının hızlı desteğiyle daha ilk günlerden itibaren ivme yakalayan Harris, haftalar ilerledikçe anketlerde Trump’ı yakaladı.

19-22 Ağustos tarihleri arasında Şikago’da yapılan Demokrat Parti Kongresinde resmi başkan adaylığını kabul eden Harris, o günlerde ivmesini artırdı. Ancak hem kongre öncesinde hem de özellikle kongre boyunca ABD’nin İsrail’e verdiği koşulsuz destek ve Gazze politikası konusunda üç maymunu oynamaya devam eden Harris, bu pro-İsrail dış politika yaklaşımından dolayı Demokrat Parti tabanının kayda değer bir bölümünden tepki topladı. Bu tepkinin anketlere yansıması kısmi olsa da toplamda başkanlık seçimlerine yansımasının nasıl olacağı 5 Kasım’da anlaşılacak.

 

Trump ile JD Vance’in Orta Sınıf Üzerindeki Etkisi

Trump cephesinde ise yarışa gireceği zaten başından beri belli olan bir eski başkan olmanın verdiği netlik vardı. Bu zihinsel netlik, özellikle başkan adayları değişen Demokratlarla kıyaslandığında, Trump’a ve Cumhuriyetçilere önemli bir psikolojik üstünlük sağlıyordu. Bu yönüyle Trump, başa baş yarışacağı Harris yerine Biden ile yarışmayı her anlamda tercih ederdi. 15-18 Temmuz arasında Milwaukee’de yapılan Cumhuriyetçi Parti Kongresinde başkan yardımcısı adayı 40 yaşındaki Ohio’lu JD Vance ile birlikte çıkan Trump, özellikle orta sınıf beyaz Amerikalıların güçlü desteğini almış gözüküyor.

Özellikle orta sınıfı yakından ilgilendiren enflasyonla ilgili dengeler ve vergi dağılımı ile ilgili politikalar ve yasa dışı göçmenler konularında orta sınıfın ve beyaz Amerikalıların desteğini toplayan Trump ile Vance, anketlerde de demografik anlamda bu tipolojiyle örtüşen bölgelerde halen önde gözüküyor.

Başkan Adayı Kamala Harris
ABD'nin Georgia eyaletinin Atlanta kentinde, başkan yardımcısı Kamala Harris, üreme hakları hakkında bir kampanya etkinliği düzenledi. (Peter Zay / AA, 21 Eylül 2024)

 

Anketler Ne Söylüyor?

Ülke genelinde yapılan anketlerin tamamını derleyen Real Clear Politics (RCP) adlı dijital platformda paylaşılan güncel anketlere göre Harris, yüzde 49.1, Trump ise yüzde 47.1 düzeyinde desteğe sahip gözüküyor. 11-25 Eylül’ü kapsayan ve ülke genelinde yapılan 11 farklı anketi baz alan bu ortalama, esasen yarışın ne kadar yakın seyrettiğini gösteriyor. Bu anketler arasında dikkat çeken Reuters anketine göre Trump’ın yüzde 44’lük oy oranına karşın Harris yüzde 50 oy oranına sahip gözüküyor. Trump’ın önde olduğunu gösteren iki anketten biri olan Rasmussen’e göre ise Trump yüzde 48, Harris ise yüzde 46 destek toplamış gözüküyor.

Ülke geneli anketlerde Harris önde gözükse de ABD’deki seçim sistemi dolayısıyla en çok oyu alan adayın değil, kritik eyaletlerdeki delegeleri kazanarak en fazla delegeyi kazanan adayın seçimleri kazandığı bir sistemde, salıncak eyaletler, hikâyeyi daha iyi anlatmaktadır.

Salıncak eyaletler; Arizona, Kuzey Carolina, Georgia, Pennsylvania, Wisconsin, Michigan ve Nevada’daki güncel duruma bakıldığında ise bu eyaletlerin 3’ünde Trump’ın, 4’ünde ise Harris’in çok az farkla önde olduğu görülüyor. Eylül sonu itibariyle Harris, önde götürdüğü Nevada’da 1.4, Wisconsin’de 0.9, Michigan’da 1.8 ve Pennsylvania’da 0.8 puan farklıyla Trump’ın önünde gözüküyor. Buna mukabil Trump ise önde götürdüğü Arizona’da 2, Kuzey Carolina’da 1.2 ve Georgia’da ise 1.5 puan farkıyla anketlerde önde gözüküyor. Esasen salıncak eyaletlerin başkanlık seçim sonuçlarını belirlediği ABD’de bu eyaletlerdeki kritik dengelere bakmak, Harris ile Trump arasındaki yarışın ne denli yakın olduğunu göstermeye yeter. 2016’daki seçimlerde rakibi Hillary Clinton’dan 2.9 milyon daha az oy almasına karşın Trump, salıncak eyaletlerden Wisconsin, Michigan, Pennsylvania, Florida ve Ohio’yu kazanarak önemli bir başarı elde etmiş ve toplamda 304 delegeye ulaşmıştı. Clinton ise 2.9 milyon fazla oy almasına rağmen (Barack Obama’nın 2012 seçimlerinde kazandığı) kritik eyaletlerde kaybederek 227 delegede kalmıştı. Bu yönüyle güncel anketler, salıncak eyaletlerde Harris ile Trump’ın kafa kafaya olduğunu ve ufak detayların seçim sonuçlarını belirleyeceği sıkı bir yarışın içinde olduğumuzu gösteriyor.

 

Ekonomi, Göçmenler ve Kürtaj

ABD’de son dönemde yapılan anketlerle seçim sonuçları arasındaki uyuşmazlık göz önüne alındığında anketlerin de bir yere kadar fikir verdiğini, onun ötesinde toplumsal ve siyasi dinamiklere yakından bakılması gerektiğini söylemek gerekiyor. Burada yakından bakılması gereken 3 ana başlık bulunuyor: Ekonomi, yasa dışı göçmenler/sınır güvenliği ve kürtaj tartışmaları. Son 2-3 yıldır ciddi bir enflasyonla mücadele eden Amerikan halkının en öncelikli başlığı halen ekonomi olarak değerlendiriliyor. Anketlere bakıldığında seçmenlerin daha büyük bölümü, ekonomi konusunda Trump’a Harris’ten daha fazla güveniyor. Yasa dışı göçmenler ve sınır güvenliği konusunda Cumhuriyetçilerden ciddi eleştirilere uğrayan Demokrat Biden yönetimi, bu konuda seçimlerde ciddi bir test ile karşı karşıya kalabilir. Ancak buna mukabil Latin Amerika kökenli Amerikalıların da büyük kısmı bu konuda Harris’i destekliyor. Harris’in kısmen önde olduğu başlık olarak öne çıkan kürtaj konusu da bu seçimlerde seçmen davranışlarını etkileyen önemli bir başlık olacak. Bu yönüyle kadın seçmenler arasında Trump’a kıyasla daha güçlü bir desteğe ulaşan Harris, ilk kadın başkan olma potansiyeli dolayısıyla da bir adım önde gözüküyor.

Dış politikanın bu 3 ana başlıktan sonra gelmesi ise Amerikan toplumunun bugünkü öncelikleriyle ilgili kabul etmemiz gereken bir gerçeklik. Bu yönüyle Biden yönetiminin Gazze politikasının seçim sonuçlarına etkisini, Amerikalı Müslümanların ve Arapların en yoğun yaşadığı Michigan eyaletinde belli ölçüde görmek mümkün. Başta Michigan olmak üzere bazı eyaletlerde, “uncommitted” (kararsız) Demokratlar temasıyla bu seçimlerde Demokrat adaya oy vermeyebileceklerini ilan eden önemli bir kesim var. Ancak bu kişilerin 5 Kasım’da Trump’a oy verme ihtimallerinin oldukça düşük olduğu kamuoyu yoklamalarına yansıyor. Dolayısıyla İsrail politikası eleştirilen Demokrat Biden/Harris yönetiminin yerine alternatif olarak oy verilebilecek bir aday ortada olmadığı için Amerikalı Müslümanların ve Arapların desteklerini yönelttiği isim Yeşil Parti adayı Jill Stein oldu. Stein’in anketlerde yüzde 1 civarında oyu olabilir, ancak daha önemlisi Harris’in mesela Michigan’da çok küçük bir farkla Trump’a kaybetmesi ihtimali. Ancak yine de toplamda bakıldığında İsrail, Gazze veya Ukrayna politikasının başkanlık seçimlerine etkilerinin sınırlı olacağını kabul etmek gerekiyor.

 

Sonuç Yerine

ABD’de 2016’daki başkanlık seçimlerine damga vuran olay, kimsenin beklemediği şekilde Trump’ın diğer adayları geride bırakarak seçimleri kazanması olmuştu. Trump’ın yakaladığı dalga, orta sınıfın gerileyen ekonomik refah seviyesine ilişkin (Çin’i de kapsayacak şekilde) bazı çözüm önerileri sunması ve “Amerikalı olmak” ile ilgili söylemsel üstünlük kurmasıydı. Bu durum esasen ABD’de yaşanan toplumsal ve ekonomik kırılmanın ve derinleşen bir ayrışmanın siyaset alanına yansımasıydı. Bu kırılma ve ayrışmayı yakalayan ve başkan olan Trump’ın 2016-2020 arasında verdiği sınav birçok açıdan tartışmalıydı. Ancak günün sonunda Trump, 2020’de tartışmalı bir şekilde seçimleri kaybetti ve 2024 için o günden itibaren hazırlanmaya başladı. ABD’de Demokratlar ile Cumhuriyetçiler arasındaki ayrışma halen aynı şekilde devam ediyor, ancak hem dünya hem de Amerikan siyaseti belli ölçüde değişti. Birbirinden farklı iki siyaset tarzı, iki farklı dünya görüşü ve iki farklı ekonomik sistem sunan Harris ile Trump’ın hangisinin söylemlerini seçmenlerin satın alacağını 5 Kasım’da hep birlikte göreceğiz. Kesin olan şey ise şu: Salıncak eyaletlerde birbirine çok yakın seyreden iki adayın da kazanabileceği kıran kırana bir final maçı bizleri bekliyor.

 


Etiketler »  

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "veri politikamızı" inceleyebilirsiniz. Daha fazlası