Kriter > Dış Politika |

İdlib’de HTŞ Senaryoları


Soçi mutabakatında Türkiye ve Rusya arasında İdlib için belirlenen yol haritasının aksine gelişmelerin yaşanması şehirdeki ateşkesin geleceği ve bölgede yaşayan neredeyse 3,5 milyon sivilin kaderi hakkında ciddi soru işaretlerine yol açtı.

İdlib de HTŞ Senaryoları
Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından Suriye sınırındaki birliklere takviye amacıyla gönderilen komando birlikleri ve zırhlı personel taşıyıcılar Hatay'a geldi, 14 Ocak 2019

Rejim ve müttefiklerinin Dera ve Doğu Guta gibi bölgeleri ele geçirmesinin ardından İdlib muhalifler adına son kale durumuna gelmişti. Yaklaşık 3,5 milyon sivilin ikamet ettiği bölge hem insani hem de siyasi ve askeri açıdan dikkatlerin üzerine çekildiği, birçok aktörün güç mücadelesi içerisine girdiği bir yer olmuştu. Bölgede konuşlu radikal yapılanmalar üzerinden İdlib rejim ve müttefiklerinin hedefi haline gelmiş, Türkiye de bölgede büyük bir insani kriz yaşanmaması ve siyasal çözüm sürecinin devam edebilmesi adına Rusya ile müzakereler yürüterek kapsamlı bir harekat başlatılmasını engellemişti. Türkiye bölgede on iki askeri gözlem noktası oluşturarak “çatışmazlık bölgesi”nin tesisi için çaba sarf ederken bir yandan da İdlib’de konuşlu radikal yapılanmaları zayıflatma çabası içerisinde olmuştu.

Ancak yılbaşında Nureddin Zengi Hareketi ile Heyet-i Tahriru’ş-Şam (HTŞ) arasında çıkan çatışmalar İdlib içerisindeki güç dengelerini radikal örgütler lehine ciddi anlamda etkiledi. Nusra Cephesi’nin resmi olarak El-Kaide ile bağlarını koparması sonrasında bazı diğer gruplarla beraber kurduğu HTŞ yapılanması Soçi mutabakatı bağlamında belirlenen silahsızlandırılmış bölgenin içerisinde Batı Halep ve Gab düzlüklerini Suriyeli muhalefetten ele geçirdi. İdlib’de yaşanan bu gelişme Türkiye ve Rusya arasındaki Soçi mutabakatı açısından ciddi bir meydan okuma oldu. Yine rejim ve sahada onunla hareket eden milis güçlerinin ilgili mutabakata uymadıkları ve zaman zaman bölgeye yönelik saldırılar yapmaya devam ettikleri görülüyor.

Rusya ve Türkiye arasında mutabık kalınan İdlib anlaşmasına göre İdlib bölgesinin cephe hattı boyunca silahsızlandırılmış bölge oluşturulacak, radikal örgütler ve ağır silahlar bölgeyi terk edecek ve M4 ile M5 otoyolları serbest ticarete açılacaktı. Rejim ve müttefik unsurları da saldırılarına son vereceklerdi. Her ne kadar anlaşma öncesine göre bölgedeki çatışmalar ve karşılıklı saldırılar ciddi oranda azalmış olsa da HTŞ’nin son kazanımları soru işaretlerini artırmış durumda.

HTŞ’nin Alan Kazanımı

HTŞ yılbaşı öncesinde beş üyesinin gece vakti Nureddin Zengi üyeleri tarafından öldürülmesini gerekçe göstererek Batı Halep’te varlık gösteren Nureddin Zengi’ye yönelik geniş kapsamlı operasyon başlattı. Nureddin Zengi Batı Halep’teki stratejik konumu nedeniyle Afrin ile İdlib arasındaki geçiş güzergahını ve Halep merkeze doğru giden geçiş noktasını kontrol etmekteydi. HTŞ’nin operasyon başlatması sonrasında Nureddin Zengi’nin de parçası olduğu Ulusal Özgürleştirme Cephesi çatı yapılanması HTŞ’ye karşı genel seferberlik ilan etmişti. Genel seferberlik ilanına İdlib bölgesinde sadece Ahraru’ş-Şam ve Sukuru’ş-Şam yapıları karşılık verdi ve Güney İdlib bölgesinde HTŞ’ye karşı operasyonlar başlattılar.

Ancak 4 Ocak 2018’de HTŞ, Nureddin Zengi tarafından kontrol edilen tüm bölgeleri ele geçirdi ve ertesi gün HTŞ’ye karşı sivil direnişiyle ün yapmış Atarib beldesini de kontrol altına aldı. HTŞ Batı Halep’teki operasyonların sona ermesinin ardından İdlib’in güneybatısındaki Gab düzlüklerine yönelik operasyon başlattı ve silahsızlandırılmış bölgenin içinde olan bu bölgeyi de ele geçirdi. HTŞ alan kazanmasından sonra Ahraru’ş-Şam ve Sukuru’ş-Şam ile 10 Ocak’ta ateşkes imzaladı ve tüm İdlib’in belediyecilik hizmetlerinin HTŞ destekli sivil “Kurtuluş Hükümeti”ne devredilmesi kararlaştırıldı. Bu anlaşmayla hem İdlib’in askeri kontrolünün yüzde 70’ini HTŞ eline geçirdi hem de İdlib bölgesinin idari işleri tam manasıyla HTŞ destekli Kurtuluş Hükümetine geçti.

Soçi Mutabakatının Geleceği

Soçi mutabakatında Türkiye ve Rusya arasında İdlib için belirlenen yol haritasının aksine gelişmelerin yaşanması şehirdeki ateşkesin geleceği ve bölgede yaşayan neredeyse 3,5 milyon sivilin kaderi hakkında ciddi soru işaretlerine yol açtı. Rusya’nın Soçi mutabakatından sonra ilk kapsamlı hava saldırılarını 4 Ocak’ta Batı Halep’e, HTŞ’nin yeni ele geçirdiği bölgelere yönelik yapması önemli bir mesaj içermekteydi. İdlib’de silahsızlandırılmış bölgenin kurulması başarısız olmuş gibi görünürken M4 ve M5 otoyollarının serbest ticarete açılması ve Rus ile Türk askerlerin sınır hattında devriye gezmeleri de zorlaştı. Genel manada HTŞ’nin İdlib’deki yeni kazanımlarıyla beraber şehrin kaderi için dört farklı alternatif ön plana çıktı:

Birinci senaryo Türkiye’nin İdlib’deki kazanımlarını artırarak şehri koruma potansiyeli mümkün iken ancak burada yaşanacak çatışmaların insani krize neden olması söz konusu olabilir. Ayrıca ABD’nin Suriye’den çekilme kararıyla Türkiye’nin odak noktası Fırat’ın doğusu olmuştur. Fırat’ın doğusuna yönelen Türkiye’nin İdlib’deki HTŞ varlığını elimine etmeye yönelik geniş kapsamlı bir askeri operasyon düzenlemesi rasyonel olmayacaktır. Zira HTŞ’nin İdlib’deki varlığı Türkiye için dolaylı bir tehdittir. Ancak Suriye’deki PKK varlığı Türkiye için doğrudan bir ulusal güvenlik tehdidi oluşturmaktadır. Türkiye’nin bu dönemde İdlib’de zaman ve kaynak tüketecek bir askeri operasyon düzenlemeyeceği öngörülebilir. Bu bağlamda İdlib’e yönelik Türkiye’nin olası bir askeri harekat düzenlemesi yukarıda belirtilen senaryolar arasında gerçekleşmesi en düşük olanıdır.

İkinci senaryo Türkiye ve Rusya’yı Soçi mutabakatının öncesindeki dengeye geri götürecektir. Türkiye’nin İdlib bölgesindeki on iki gözetim üssü olası bir rejim operasyonunu engellemektedir. Diğer yandan olası bir askeri operasyonda yaşanacak insani krizde muhtemel mülteci dalgası Türkiye’nin İdlib’e yönelik Rusya destekli rejim saldırısına karşı çıkmasının temel sebeplerindendir. Türkiye, Rusya’ya karşı Soçi mutabakatıyla beraber İdlib cephe hatlarındaki çatışmaların büyük ölçekte durdurulabildiğini vurgulayacaktır. Rusya açısından İdlib’deki son durum değerlendirildiğinde HTŞ’nin bu şehirde alan kazanması Moskova tarafından da tercih edilmemektedir. İdlib’e yönelik olası askeri operasyonun yaratacağı maliyetin farkında olan Rusya şehre yönelik bir askeri operasyonu tercih etmemektedir. Ayrıca Ankara ile son dönemde önemli iş birliği geliştiren Moskova, İdlib’e yönelik olası bir askeri operasyonun Türkiye ile arasında yaratabileceği bir gerilimin yaşanmasını istememektedir.

Üçüncü senaryo HTŞ’nin içeriden değişime uğraması ve kabul edilebilir bir aktör haline gelmesi ihtimalidir. Eski Nusra Cephesi’nin resmi olarak El-Kaide’den ayrılması sonrasında örgüt içerisinde El-Kaide ile olan bağlarını koparmak istemeyen kesim HTŞ’den ayrılarak Hurrase’d-din yapılanmasını kurmuştur. Yaşanan ayrım sonrasında HTŞ içerisindeki dogmatik ve pragmatik kanat arasındaki güç mücadelesinde pragmatik kanat önemli güç kazanımı elde etmiştir. Fakat yaşanan onca değişime rağmen HTŞ’nin kabul edilebilir bir aktör olarak nitelendirilebilmesi hala mümkün değildir. HTŞ’nin içeriden daha fazla değişmesi, dogmatik kanadın örgütten ayrılması ve örgüt lideri Cevlani gibi tanınmış eski El-Kaide üyelerinin örgütle olan bağlarını koparması an itibarıyla mümkün görülmemektedir. Ayrıca HTŞ’nin yaşayacağı değişimle uluslararası alanda kabul edilebilir bir aktör olarak görülmesi de ciddi bir sorun teşkil edecektir.

Dördüncü senaryo da Türkiye ve Rusya’nın İdlib noktasındaki mutabakatının devam ettirilmesi ve iki tarafın olası bir askeri çatışma dinamiğinin önüne geçmesidir. İki devletin de İdlib’e yönelik askeri operasyon hususunda endişe duyuyor olması bu minvaldeki bir angajmana yol açabilir. Bu durumda İdlib’deki durum dondurularak çözüm üretme ve uygulama süreci ertelenebilir. Fakat HTŞ’nin İdlib’deki varlığı iki ülke için sorun teşkil ettiğinden örgütün şehirdeki varlığının sınırlandırılması için üst düzey iş birliği ve istişare mekanizması kurulabilir.


Etiketler »  

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "veri politikamızı" inceleyebilirsiniz. Daha fazlası