Kriter > Dış Politika |

Arap Ülkelerinin İsrail İle Normalleşme Israrı


Mısır ve Ürdün’den sonra BAE ve Bahreyn yönetimleri de İsrail ile ilişkileri normalleştirme sürecine girdi. Suudi Arabistan-BAE eksenine yakın bazı ülkelerin İsrail ile ilişkileri normalleşme konusunda ısrarcı olduğu, Suudi Arabistan’ın yanı sıra Ömer Beşir’in devrilmesinin ardından eksen değiştiren Sudan’ın da İsrail ile anlaşabileceği belirtiliyor.

Arap Ülkelerinin İsrail İle Normalleşme Israrı

Mısır ve Ürdün’den sonra Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Bahreyn yönetimleri de İsrail ile ilişkileri normalleştirmeyi tercih etti. Anlaşmalar geçen 15 Eylül’de Beyaz Saray’da imzalandı. Mısır’da Abdülfettah el Sisi ve Suudi Arabistan’da Kral Selman bin Abdulaziz yönetimlerinin desteklediği anlaşmaya özellikle Filistinlilerden büyük tepki geldi. Anlaşmanın 16 Eylül 1982’de yaşanan Sabra ve Şatilla katliamının 38’inci yıldönümü arifesinde imzalanması Filistinlileri derinden etkiledi. Anlaşma ve imzalanma tarihi “utanç verici” olarak nitelendirildi. ABD Başkanı Donald Trump'ın ev sahipliğinde düzenlenen törene Trump'ın yanı sıra, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, BAE Dışişleri Bakanı Abdullah bin Zayid Al Nahyan ve Bahreyn Dışişleri Bakanı Abdullatif bin Raşid ez-Zeyani katıldı. Üç ülkenin imza koyduğu anlaşmaya semavi dinlerin ortak paydası olarak kabul edilen Hz. İbrahim’e atfen "Abraham Accords (İbrahim Anlaşması)" adı verildi. Trump’ın imza törenindeki, “Bugün, tarihin akışını değiştirmek için buradayız. Yıllar süren bölünme ve çatışmadan sonra, yeni Ortadoğu'nun şafağındayız" şeklindeki ifadeleri dikkat çekti.

 

"Filistin'e İhanet Edildi"

Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) ve Hamas gibi Filistin’in ileri gelen iki önemli hareketi de söz konusu anlaşmaya tepki gösterdi. Hamas Sözcüsü Sami Ebu Zuhri, yaptığı açıklamada BAE ve Bahreyn'in işgal rejimi ile imzaladığı normalleşme anlaşmasını, düşmanların safında yer almak olarak nitelendirerek bu ülkelerin “Kudüs ve Filistin'e ihanet ettiğini” ifade etti. Kimi Hamas yöneticileri meseleyi daha da ileri götürerek, söz konusu anlaşmayı “Bazı Arap ülkelerinin korkunç davranışı” şeklinde yorumlarken, Hamas yöneticilerinden Halid el-Batş, basına yaptığı açıklamada, “Filistin ve Kudüs, pazarlık konusu veya Siyonist işgalcilere satılık değildir" dedi.

 

"Kara Bir Gün"

Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ), anlaşmaya ilişkin, "kara bir gün" değerlendirmesinde bulundu. FKÖ Yürütme Kurulu Üyesi ve Filistin Kurtuluş Cephesi Genel Sekreteri Vasıl Ebu Yusuf, imzaların atıldığı günü "Arap rejimleri tarihinde kara bir gün, Filistin halkı ve Filistin davası için ise üzücü bir gündür" şeklinde değerlendirdi. Fetih Hareketi Devrim Konseyi Genel Sekreteri Macid el-Fityani ise basına yaptığı açıklamada, BAE ve Bahreyn’in bağımlılık, koruma ve işgal devletine boyun eğme anlaşması imzaladıklarını dile getirdi. "Ne yazık ki bu anlaşma Filistinlilerin, Filistin kurtulana kadar mücadelenin devam edeceğine dair ahitlerini ve sözlerini kanlarıyla yazdığı Sabra ve Şatilla katliamının arifesinde (16 Eylül 1982) imzalandı. Bu kara bir gündür. BAE ve Bahreyn yöneticileri için utanç günüdür" diyen Fityani, BAE ve Bahreyn'in Filistinliler adına söz söyleme hakları olmadığını vurguladı. Anlaşmaya Filistinli yetkililerin yanı sıra halk da tepki gösterdi. Gazze ve Batı Şeria’da protesto gösterileri yapıldı. Protestolar sırasında İsrail bayrakları ve normalleşme anlaşmasını temsil eden tabutlar ateşe verildi.

 

İslam Dünyasından Tepkiler

Anlaşmaya farklı Müslüman ülkelerinden tepkiler geldi. Libya Başkanlık Konseyi Üyesi Abdurrahman Şatır, BAE'nin İsrail ile ilişkilerde normalleşme konusunda anlaşmaya varmasına ilişkin "Onlarca yıldır savunduğumuz Arap Birliği hayalini ortadan kaldırdı" değerlendirmesini yaptı. Tunus'un Nahda Hareketi bunu Filistinlilere karşı açık bir saldırı olarak yorumlayarak, “Siyonist ve gayrimeşru yerleşimci sömürgecilerin yanında yer almak” olarak niteledi. Fas'taki Ulusal İslam Kongresi de BAE-İsrail normalleşme anlaşmasının “büyük bir ihanet” olduğunu bildirdi.

 

Netanyahu Döneminde Katledilen Filistinliler

BAE ve Bahreyn’in anlaştığı Netanyahu’nun başbakanlığı döneminde, aralarında çok sayıda kadın ve çocuğun da olduğu 3 bin 500’e yakın Filistinli, İsrail işgal güçlerinin saldırılarında şehit edildi, binlercesi de yaralandı. Netanyahu, İsrail ordusu tarafından abluka altındaki Gazze Şeridi'ne düzenlenen iki kanlı saldırı sırasında başbakanlık görevini yürütmekteydi. Filistinliler açısından kabusa dönen ve hala devam eden Netanyahu yönetimi “oldukça kanlı” olarak tarihe geçmiştir. İsrailli insan hakları kuruluşu B'Tselem'in verilerine göre, Netanyahu'nun aralıksız olarak başbakanlık görevini yürüttüğü 2009'dan bu yana işgal altındaki Batı Şeria ile abluka altındaki Gazze'de İsrail saldırılarında yaşamını yitiren Filistinlilerden 799’u çocuk, 342’si de kadın. Netanyahu dönemindeki İsrail saldırılarında en ağır bedeli Gazze Şeridi ödedi. Yedi kez başbakanlık koltuğuna oturan Netanyahu, Gazze Şeridi'ne yönelik 2012'deki "Bulut Sütunu Operasyonu" ve 2014'teki "Koruyucu Hat Operasyonu" isimli saldırıların emrini veren kişi oldu.

 

Mısır İsrail’i Tanıyarak Ne Kazandı?

Mısır eski Cumhurbaşkanı Enver Sedat 1979’da Camp David Barış Anlaşması’nı imzalayarak İsrail’i tanıdığında, başta Suudi Arabistan olmak üzere Arap ülkelerinin çoğu ona tepki göstermişti. 1980’de Sedat’ın bir suikast sonucu öldürülmesine en fazla sevinen ülke liderlerinin, şimdi hiçbir toprak kazanımı veya savaş olmaksızın İsrail’i tanıması ilginçtir. Halbuki Sedat, 1967’deki Arap-İsrail 6 gün Savaşı’nda kaybettiği Sina Yarımadası’nı 1973’te yapılan Yom Kippur savaşı sonunda, İsrail işgalinden kurtardı. Bu anlaşma gereği de İsrail ile ilişkilerini normalleştirerek Siyonist devleti tanımıştır. Sedat, Yahudilerin bayramı olan Yom Kippur günü sürpriz bir saldırı düzenleyerek askeri bir kazanımın ardından, Sina Yarımadası gibi büyük bir alanı işgalden kurtarmakla kalmamış, aynı zamanda ülkeye yıllık ortalama 5 milyar dolar girdi sağlayan Süveyş Kanalı’nı da tekrar deniz trafiğine açmıştır. 15 Eylül’de imzalanan “ilişkileri normalleştirme” anlaşması, İsrail’i 2020 sınırları çerçevesinde tanıma olarak değerlendirilmektedir. Halbuki bundan tam 40 yıl önce Arap ülkeleri liderlerine 1967 sınırları çerçevesinde İsrail’i tanımayı teklif etmiş olan Sedat hain ilan edilmişti.

 

"Normalleşme" Yolundaki Ülkeler

ABD Başkanı Trump diğer bazı ülkelerin de İsrail ile ilişkileri normalleştirebileceğini söyledi. Suudi Arabistan-BAE eksenine yakın bazı ülkelerin de İsrail ile ilişkileri normalleşme konusunda ısrarcı olduğu belirtiliyor. Suudi Arabistan’ın yanı sıra ve Ömer Beşir’in devrilmesinin ardından eksen değiştiren Sudan’ın da İsrail ile anlaşabileceği kulislerde konuşulmaktadır.


Etiketler »  

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "veri politikamızı" inceleyebilirsiniz. Daha fazlası