Kriter > Dış Politika |

Muhammed Mursi: Zindandan Rabbine Yürüyen Adam


Mısırlılar cumhurbaşkanı olduğunda Mursi için “zindandan tahta” anlamına gelen “min el-burş ila el-arş” cümlesini kullanmıştı. Mursi yine zindandan yola çıktı ama bu defa Rabbine yürüdü.

Muhammed Mursi Zindandan Rabbine Yürüyen Adam

Mısır’ın demokratik yöntemlerle seçilmiş ilk cumhurbaşkanı olarak kabul edilen Muhammed Mursi 17 Haziran 2019’da Mısır’ın başkenti Kahire’de mahkeme salonunda hayatını kaybetti.

Resmi makamlar “Vadi Natrun Hapishanesi’nden kaçış ve Hamas adına casusluk” olarak bilinen davada yargıçtan söz isteyen Mursi’nin sözünü bitirdikten sonra hayatını kaybettiğini duyurdu.

Mursi’nin ölümünü pazartesi akşam saatlerine doğru açıklayan Mısırlı yetkililer aynı gece cenazenin ivedilikle defni için harekete geçti. O gece gereken bütün işlemler yapılarak Mursi’nin naaşı 18 Haziran’da sabah namazına müteakip Kahire’deki Müslüman Kardeşler Teşkilatı’nın (İhvan) mürşitlerinin defnedildiği mezarlıkta toprağa verildi.

Cenazeye Mursi’nin eşi, çocukları, iki kardeşi ve avukatının katılımına izin verildi. Halen kesici ve delici alet taşımak suçlamasıyla hakkında hapis cezası verilen Mursi’nin ortanca oğlu Üsame’ye de cenaze için hapishaneden çıkması ve defin işlemi esnasında orada bulunmasına izin verildi.

 

Alarm Durumu İlanı

Mursi’nin ölümünün duyurulmasından bir süre sonra İçişleri Bakanlığı ülkede alarm durumu ilan etti. İş yerleri ve kafelerin pazartesi gecesi erkenden kapatıldığı, İçişleri Bakanlığının ülke genelinde sabit ve mobil binlerce güvenlik devriyesi konuşlandırmaya başladığı gözlendi. Polis memur ve şeflerinin izinlerini de iptal eden Bakanlık kamu, özel kuruluş, kilise ve otellere yönelik güvenlik önlemlerini de artırdı.

Bakanlık ayrıca yollarda sıkı emniyet tedbirlerinin alınması, meydanlardaki güvenlik görevlilerinin artırılması ve “terörist” unsurlara karşı önleyici operasyonların gerçekleştirilmesini kapsayan “C” planını devreye soktu.

 

İnsan Hakları Kuruluşlarının Talebi

Mursi’nin ani ölümü ülke içi ve dışında şaşkınlığa neden olurken insan hakları kuruluşları yaptıkları açıklamalarla duruma müdahil oldu.

Mursi’nin mahkeme salonunda hayatını kaybetmesi konusunda ambulansın yirmi dakika geciktiği gibi farklı söylentiler ortaya çıktı ve iddialar dile getirildi.

Ölüm haberinin ardından bir açıklama yapan İhvan yönetimi Mursi’nin yıllardır bir hücrede tutulduğu, kendisine gereken tıbbi müdahalelerin yapılmadığı ve yavaş yavaş ölüme terk edildiğini belirtti. Öte yandan çok sayıda uluslararası kuruluş Mursi’nin kasıtlı ihmal sonucu öldüğünü dile getirerek uluslararası tıbbi soruşturma açılması çağrısında bulundu.  

Ayrıca “Şihab” İnsan Hakları Merkezi, “Adale” İnsan Hakları Kurumu, Uluslararası “Salam” İnsan Hakları Organizasyonu, Human Rights Monitor, Özgür Ses Organizasyonu, “Necde” İnsan Hakları Örgütü, Uluslararası Haklar ve Özgürlükler Forumu, İnsan Hakları Mağdurları Merkezi, İnsan Hakları Dayanışma Örgütü, İşkence Mağdurları Derneği ve Mısır Hak ve Özgürlükler Koordinasyonu Mursi’nin vefatıyla ilgili ortak yazılı açıklama yaptı.

Açıklamada Mursi’nin şeker hastası olduğu, kötü hapishane koşulları ve gerekli tıbbi destekten yoksun bırakılmasının tehlikeli komplikasyonlara yol açtığına işaret edilerek kasıtlı ve yavaş öldürmeye maruz bırakıldığı kaydedildi. Açıklamada ayrıca uluslararası topluma yönelik adli tıp uzmanlarından oluşturulacak ve Mursi’nin ailesinin de hazır bulunacağı uluslararası bir tıbbi soruşturma açılması çağrısı yapıldı.

 

Taziye İzni

Mursi’nin ailesi cenazenin defnedildiği gün taziye merasimi düzenlemek için harekete geçti ancak başaramadı. Mursi’nin küçük oğlu Abdullah yetkililerin taziye merasimi için izin vermediğini sosyal medya hesabından duyurdu. Abdullah Mursi paylaşımında “Hatta baba evinde taziyeleri kabul etmemize bile izin vermediler” ifadesini kullandı.

Mısır’daki sınırlamalara rağmen dünyanın çeşitli bölgelerinde babası için gıyabi cenaze namazları kılınmasından memnuniyet duyduğunu aktaran Abdullah Mursi “Ey babam, seninle Allah arasında ne vardı ki dünyada milyonlarca Müslüman cenaze namazını kıldı?” dedi.

Taziye için Mursi ailesinin evine giden bazı isimlerin gözaltına alındığına dair söylentiler de var.

Erişim Engeli Mursi’nin vefatı Mısır’da televizyonlar tarafından alt yazı veya “Muhammed Mursi vefat etti” şeklinde kısa cümlelerle duyuruldu. Mısır’ın devlet gazetelerinden olan yüksek tirajlı Ahram Mursi’nin ölümünü dördüncü sayfadan havadis bölümünde, unvan olarak eski ve devrik cumhurbaşkanı ifadesi isminin başında kullanılmadan kısa bir bilgi olarak verdi. Ancak Türkiye ve Katar gibi bazı ülkelerde bu ani ölüm gündemi değiştirdi. Başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere yetkililer Mursi’nin ölümüyle ilgili açıklamalarda bulundu.

Anadolu Ajansı’nın (AA) Arapça servisi ve TRT’nin Arapça kanalı (TRT Arabiya) Mursi’nin ölümüyle ilgili çok yoğun haber yaptı. Bu durum Sisi yönetimini rahatsız etti. Mursi’nin defnedildiği gün öğleden sonra iki kurumun internet sitelerine erişim engellendi. Aynı zamanda ülkedeki üç GSM operatörünün de mobil erişimi engellediği gözlendi. Konuyla ilgili resmi makamlardan herhangi bir açıklama yapılmazken halen ülkede her iki kurumun da internet sayfalarına girilememekte ve mobil erişim de sağlanamamaktadır.

 

BM’nin Çağrısı

Mursi’nin ölümüyle ilgili Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliğinden (OHCHR) bir açıklama yapıldı. Açıklamada “Muhammed Mursi’nin ani ölümü araştırılsın” ifadesine yer verildi. Bu ifadeden son derece rahatsız olan Sisi yönetimi “Mursi’nin ölümünün siyasallaştırıldığını” ileri sürerek açıklamayı kınadı. Mısır Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada “BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği sözcüsü Rupert Colville’nin Muhammed Mursi’nin ölümüne ilişkin açıklamalarını en sert şekilde kınıyoruz. Bu açıklamalar doğal bir ölümü kasıtlı olarak siyasallaştırma girişimidir” denildi. OHCHR sözcüsü Colville, Mursi’nin ani ölümünün sebebinin ortaya çıkarılması için bağımsız bir kuruluş tarafından hızlı, tarafsız, eksiksiz ve şeffaf bir soruşturma açılması çağrısında bulunmuştu. 

Mursi’nin hapishanede kaldığı altı yıl boyunca sağlık hizmetlerinden yararlanma, avukatı ve ailesiyle görüşme gibi konularda daha önce de çeşitli endişelerin dile getirildiğini hatırlatan Colville “O (Mursi) ayrıca uzun süreli yalnız hücre hapsinde tutulmuşa benziyor. Dolayısıyla soruşturma gözaltı koşullarının ölümü üzerinde etkisi olup olmadığının incelenmesi için yetkililerin Mursi’ye yaptığı muamelenin tüm yönlerini de kapsamalıdır” ifadelerini kullanmıştı.

Mursi Kimdir?

Mısır Arap Cumhuriyeti’nin beşinci cumhurbaşkanı Muhammed Mursi 8 Ağustos 1951’de Mısır’ın Şarkiyye kentinin Heyya ilçesindeki Adve köyünde dünyaya geldi. Tam adı Muhammed Mursi İsa Ayyat’tır. Mısır’da 2011’de gerçekleşen 25 Ocak Devrimi’nin ardından Haziran 2012’de yapılan cumhurbaşkanı seçiminde oyların yüzde 51,73’ünü alarak seçimleri kazandı. 24 Temmuz 2012’de cumhurbaşkanlığını kazandığı resmen açıklandı. 30 Temmuz 2012’de yemin ederek görevine başlayan Mursi 3 Temmuz 2013’te askeri darbeyle görevinden alındı.

Müslüman Kardeşler Teşkilatı’nın (İhvan) siyasi kanadı Hürriyet ve Adalet Partisi’nin başkanlığını da yapan Mursi 2000-2005 arasında Mısır Parlamentosunda milletvekilliği yaptı. Üniversitede öğretim görevlisi olan Mursi makine mühendisliği bölümündeydi. 1975’te Kahire Üniversitesi Mühendislik Bölümü’nü en yüksek derece olan imtiyazla bitirdi. 1978’de mastır eğitimini Kahire Üniversitesi’nde tamamlayan Mursi aynı yıl California Üniversitesi’nde doktora için devlet bursu kazandı. 1982’de doktorasını burada tamamladı. Necla Mahmud ile 30 Kasım 1978’de evlendi. Bu evliğinden Ahmed, Şeyma, Üsame, Ömer ve Abdullah isimlerinde dört oğlu ve bir de kızı oldu.

Büyük oğlu Ahmed halen Suudi Arabistan’da doktor olarak görev yapıyor. Kızı Şeyma Zekazik Üniversitesi Fen Bilimleri Fakültesi’ni bitirdi. Zekazik Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim görevlilerinden Dr. Abdurrahman Fehmi ile evli. Hukuk fakültesi mezunu olan ortanca oğlu Üsame avukatlık yapıyor. Diğer oğlu Ömer ticaret fakültesi dördüncü sınıf öğrencisi ve en küçük oğlu Abdullah da lise son sınıfta okuyor.

Darbenin ardından hakkında açılan “Hapishaneler Baskını” davasında 2015’te Mursi hakkında idam kararı verildi. Bir buçuk yıl sonra yüksek mahkeme kararı bozarak Mursi’nin yeniden yargılanmasına karar verdi. Devrildikten sonra Mursi hakkında altı ayrı dava açıldı. Dört dava sonuçlandı, iki ayrı davadan ise yargılanmaktaydı. 

 

Son Sözleri

Avukatı Abdulmunim Abdulmaksut’un anlattığına göre Mursi yargıçtan söz aldıktan sonra “Şu ana kadar mahkemede neler olup bittiğini anlamıyorum. Avukat görmüyorum. Medya görmüyorum. Ortada bir mahkeme de görmüyorum. Mahkemenin görevlendirdiği avukat da beni savunacak bir bilgiye sahip olmayacak” dedi. Bir şiire atıfta bulunarak kendisine zulmetse de ülkesine bağlı olduğunu söyleyen Mursi şunları söyledi:

“Mahkemeden gizli bir duruşma istemiştim. Mahkeme reddetti. Bu, mahkemenin kararı. Ancak ülkemin güvenliği, selameti ve egemenliği için benimle mezara gidecek sırlarım var.”

 

Hakkındaki Davalar

Mısır’da 3 Temmuz 2013’te yapılan darbenin ardından Mursi hakkında altı ayrı dava açıldı. Kamuoyunda “Terör listesine alınması talebi”, “Katar adına casusluk”, “İttihadiye Sarayı olayları”, “Yargıya hakaret”, “Hapishaneler baskını” ve “Vadi Natrun Hapishanesi’nden kaçış ve Hamas adına casusluk” isimleriyle bilinen davalardan dördü hakkında yargı süreci sona ermiş ve nihai karar verilmişti. Mursi hakkında kesinleşmiş 43 yıl hapis cezası bulunmaktaydı. ölümünden önce “Hapishaneler baskını” ve “Vadi Natrun Hapishanesi’nden kaçış ve Hamas adına casusluk” davalarından yargılanmaktaydı.

Mısırlılar cumhurbaşkanı olduğunda Mursi için “zindandan tahta” anlamına gelen “min el-burş ila el-arş” cümlesi kullanmıştı. Mursi yine zindandan yola çıktı ama bu defa Rabbine yürüdü.

Allah rahmet eylesin.


Etiketler »  

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "veri politikamızı" inceleyebilirsiniz. Daha fazlası