Adalet sisteminde reform iradesi, 2009’dan bu yana planlı çalışmalarla yürütülmekte ve belirli aralıklarla strateji belgeleri hazırlanmaktadır. İlki 2009’da, ikincisi 2015’te hazırlanan planlı reformlardan üçüncüsü, “Yargı Reformu Strateji Belgesi” adıyla 30 Mayıs 2019’da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından kamuoyuna açıklanmıştır.
Güven veren ve erişilebilir adalet vizyonuna sahip belgede, somut amaç ve hedefler belirlenmiş ve bunları gerçekleştirmek üzere yürütülecek faaliyetler ortaya konulmuştur. Bu kapsamda yapılan kanuni düzenlemeler “yargı paketi” olarak adlandırılmaktadır. Ceza yargılamasında etkinliğin artırılmasına ilişkin birinci yargı paketi, Ekim 2019 kanunlaşmıştır. Koronavirüs salgınıyla mücadele gölgesinde infaz sisteminde değişiklikler içeren ikinci yargı paketi ise Nisan 2020’de yürürlüğe girmiştir. Yeni adli yıl başlamadan hukuk yargısında önemli değişiklikler içeren 7251 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun, Üçüncü Yargı Paketi olarak kabul edilmiştir. 28 Temmuz 2020’de yürürlüğe giren bu Kanun, yeni adli yıl ile birlikte uygulanmaya başlamıştır.
64 maddelik Üçüncü Yargı Paketi, esas olarak yargılama hukukuna ilişkin düzenlemeler içermektedir. Pakette, başta Hukuk Muhakemeleri Kanunu olmak üzere, Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun, Kadastro Kanunu, Sigortacılık Kanunu, Türk Ticaret Kanunu, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun, Sınai Mülkiyet Kanunu gibi çeşitli kanunlarda yargılama hukukuna ilişkin değişiklikler bulunmaktadır. Paket, ticaret hukuku, borçlar hukuku, aile hukuku, tüketici hukuku gibi özel hukuk uyuşmazlıklarının çözümlendiği hukuk yargılamasının sadeleştirilmesi ve etkinliğinin artırılması amacına yöneliktir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yargısal ilkeler ışığında gözden geçirilmesi, hukuk yargılamasının daha etkin ve verimli bir şekilde yürütülebilmesi, uygulama ve doktrinde dile getirilen hukuk yargısına ilişkin sorunların çözüme kavuşturulması paketin genel gerekçesidir.
Paketin Getirdiği Düzenlemeler
Pakette, e-duruşmaya (ses ve görüntü nakli yoluyla duruşma icrasına) ilişkin hükümler değiştirilerek, ilgilerin bulundukları yerden duruşmaya katılmalarına imkan verilmektedir. E-duruşma uygulaması, koronavirüs salgınıyla mücadelede teması azaltarak yargı organlarının faaliyetlerinin devam etmesini sağlamaktadır. Aynı zamanda, yargılamaları hızlandıracak, zaman ve masraf tasarrufu sağlayacaktır. Bu kapsamda Adalet Bakanlığı, Ankara ve İstanbul’da çeşitli mahkemelerde e-duruşma icrasına başlanmıştır. 2021’de uygulamanın tüm Türkiye genelinde yaygınlaştırılması hedeflenmektedir.
Bu paketle gelen bir başka düzenleme de özel hayatın gizliliğinin sağlanması, ticari sırların ifşasının engellenmesi gibi korunmaya değer menfaatlerin varlığı halinde, yargılamanın aleniyetinin sınırlandırılması ve böylece adil yargılanma hakkının korunmasıdır. Ön inceleme, sözlü yargılama ve hüküm aşamalarında yapılan değişiklikler ve özellikle tebligata ilişkin sıkıntıların giderilmesi, yargılama sürelerini kısaltacak özelliktedir. İddia ve savunmanın genişletilmesi ve değiştirilmesi yasağının ön incelemede geçerli olması sağlanarak silahların eşitliği ilkesi korunmak istenmiştir.
Hakimin reddine ilişkin merci kararlarına karşı dava konusunun miktar ve değerine göre esas hüküm beklenmeden doğrudan istinaf kanun yoluna başvurulabilmesi imkanı getirilmektedir. Keza, aleyhine ihtiyati tedbir veya ihtiyati haciz kararı verilen taraf; bu karar yüzüne karşı verilmişse, doğrudan istinaf kanun yoluna başvurabilecek; yokluğunda verilmişse, öncelikle kararı veren mahkemeye itiraz edebilecek ve itirazın reddi durumunda istinaf kanun yoluna başvurabilecektir. Yapılan bu değişiklik, ihtiyati tedbir ve ihtiyati hacze ilişkin kararlara karşı istinaf kanun yoluna başvurmada duruşmada bulunmaktan kaynaklanan eşitsizliği giderici nitelikte olup hak arama özgürlüğünün etkin kullanımını sağlamaya yöneliktir.
İstinaf kanun yoluna ilişkin yapılan değişikle, ilk derece mahkemesince, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek derecede önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması, dava dosyasının yeniden görülmek üzere ilk derece mahkemesine gönderilme sebebi olarak kabul edilmiştir. Bu suretle, ilk derece mahkemesinde yargılama yapılıp tamamlanması suretiyle verilen kararların, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından incelenmesi ve dereceli yargılanma hakkının tesisi amaçlanmış, bu mahkemelerin denetim işlevine ağırlık verilmiştir.
Taraflara, yargılamada ileri sürülmesine veya kendiliğinden hüküm verilmesi gerekli olmasına rağmen hakkında tamamen veya kısmen karar verilmeyen hususlarda ek karar verilmesini isteme hakkı verilmiştir (HMK m. 305/A). Hükmün tamamlanması olarak adlandırılan bu kurum, hukuk yargılamasında hak arama özgürlüğünün kullanımını kolaylaştıran önemli bir yeniliktir.
Bazı değişikliklerse Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun uygulanmasında ortaya çıkan tereddütleri giderici; kanunu açıklayıcı nitelik taşımaktadır. Örneğin davanın geri alınması halinde uygulamada verilen hatalı kararları engellemek üzere bu halde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği açıkça düzenlenmiştir (HMK m. 123).
Pakette, yargı reformuna uygun engelli dostu düzenlemeler de yer almaktadır. Şöyle ki, okuma ve yazma bildiği halde imza atamayanların mühür veya bir alet ya da parmak izi kullanmak suretiyle yapacakları hukuki işlemleri içeren belgelerin senet niteliğini taşıyabilmesi, noterler tarafından onaylanmasına veya düzenlenmesine bağlanmıştır. Ayrıca noterlerce onaylanacak veya düzenlenecek olan senetler için ilgilisinden harç, vergi ve değerli kağıt bedeli alınmamasına ilişkin düzenleme de adalete erişimi kolaylaştırmaktadır.
Asliye Ticaret Mahkemeleri ile Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemelerinde uzmanlaşmayı sağlamaya yönelik değişiklikler yapılmıştır. Çok hakimli mahkeme olan Asliye Ticaret Mahkemelerinde heyet halinde çalışma usul ve esasları değiştirilerek uzmanlık esasıyla dava dosyalarının daha hızlı görülmesi hedeflenmiştir. Kadastro Mahkemelerinin kararlarına karşı kanun yoluna başvuru imkanı genişletilerek hak arama özgürlüğü kuvvetlendirilmiştir.
Sigortacılık Kanunu’nda yapılan değişiklikle, tazminat alacaklarının üçüncü kişilere devrinden kaynaklanan sorunları çözecek şekilde tazminat alacaklarının dava ve takibi düzenlenmiştir. Yeni düzenlenme, sigorta tazminatlarının takibinde avukatlık tekelini güçlendirilmekte, iddia ve savunma hakkının hukuki güvenlik içinde kullanılmasını sağlamaktadır. Bu bağlamda, paket yargının kurucu unsuru olan, savunmayı temsil eden, hukuki güvenliğin teminatı avukatlık mesleğini güçlendirerek yargı reformunun iddia ve savunma hakkının etkin kullanımının sağlanması amacına hizmet etmektedir.
Arabuluculuk kurumunun uygulama alanının genişletilmesi ve yaygınlaşmasına yönelik değişiklikler de yapılmıştır. Hakimin tarafları sulh ve arabuluculuğun esasları, süreci ve hukuki sonuçları hakkında aydınlatarak uyuşmazlığın sulh veya arabuluculuk suretiyle çözümlenmesi hususunda teşvik etmesi düzenlenmiştir. Tüketici uyuşmazlıklarında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı haline getirilmiş; zorunlu arabuluculuk uygulamasının kapsamı genişletilmiştir. Arabuluculuk, sulh gibi barışçıl yöntemlerle uyuşmazlıkların çözümlenmesi, toplumsal uzlaşı kültürünün gelişmesine katkı sağlayacak, yargının omuzlarındaki iş yükünü hafifletecektir.
Üçüncü Yargı Paketi
Üçüncü Yargı Paketi’nin tahkim yargılamasında geçici hukuki koruma yöntemlerinin uygulanmasını sağlayan düzenlemeleri tahkimin işlevselliğini artırmaktadır. Tahkim yargılamalarındaki etkinliğin artırılması, ekonomiyi ve yatırımları olumlu yönde etkilemektedir. Yatırımcılar, tahkim yargılamasına egemen olan iradilik, hız, sırların korunması gibi ilkelerin sağladığı avantajlar nedeniyle, uyuşmazlıklarının çözümünde tahkime başvurmaktadırlar. Keza, tahkim yöntemini etkin şekilde işleten ülkeler, yatırımcıların hedef ülkeleri olmakta; yabancı yatırımcılar, etkin tahkim uygulamasının varlığını, yatırımlarının adeta bir ön şartı olarak telakki etmektedirler.
Değişikliklerin büyük bir kısmı esasen yargının kurucu unsurları hakim ve avukatlara yönelik olup, uygulamadan gelen talepleri karşılamaya yöneliktir. Hukuk yargılamasında uygulayıcıların usul hatası yapmasını engellemek üzere açıklayıcı, daha hızlı ve basit yargılamayı sağlayacak kolaylaştırıcı düzenlemeler getirilmektedir. Yargılamaların bürokratik işlemlerden arınarak, makul sürede ve isabetli kararlarla tamamlanması amaçlanmaktadır. Yapılan değişiklikler, yargılama sürelerinin kısalmasını sağlayacak niteliktedir. Delillerin sunulması ve sözlü yargılamaya davet için tebligat yapılarak zaman kaybedilmesi engellenmektedir. Üçüncü Yargı Paketi, usul ekonomisi ilkesi olarak ifade ettiğimiz yargılamaların basit, ucuz ve makul süreli olmasını sağlamaya yönelik hükümler içermekle birlikte, pakette kanun koyucunun ön planda tuttuğu husus adalete erişim hakkının korunmasıdır. Bu bakımdan, yargının süjesi konumunda bulunan hak arayan bireyler, Yargı Paketi’nin nihai yararlanıcısıdır.
Yargı Reformu Strateji Belgesi’nin adalete erişimin kolaylaştırılması, hukuk yargılamasının sadeleştirilmesi, alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerinin yaygınlaştırılması amaçlarına hizmet eden Üçüncü Yargı Paketinin toplumsal düzenin ve barışın korunmasında, ticari hayatın sürekliliğinin sağlanmasında olumlu etkileri olacağı açıktır. Bu etkiler, zaman içerisinde, yargı reformunun bütüncül bir yaklaşımla hayata geçirilmesiyle ortaya çıkacaktır. Hukuk eğitiminin kalitesinin iyileştirilmesi, yargı mensuplarının nitelik ve niceliğinin artırılması, yapılan değişikliklerin uygulanmasını sağlayacak; bireylerin adalet ihtiyacı daha doyurucu şekilde karşılanacaktır. Reformun hayata geçirilmesinde, TBMM gerekli yargı paketleriyle mevzuat değişikliklerini gerçekleştirerek üzerine düşeni yapmaktadır. Adalet Bakanlığı da, insan gücünün niceliğini artırmak üzere yeni sınavlar açmış; darbe girişimi sonrası kısaltılan hakimlik stajını iki yıla çıkartmıştır. Hukuk fakültelerine girişte sınav başarı sıralamasının 100 bine yükseltilmesi için YÖK’ten talepte bulunulmuştur. Son kertede, mahkemelerin vereceği adil kararlarla, güven veren ve erişilebilir adalet sistemi ihtiyacı karşılanacaktır.