Sezai Karakoç, kültür ve medeniyeti yaşatmanın sadece geçmişte ortaya konanları muhafaza etmek gibi müze işlemi olmadığını, aynı kültür ve medeniyetin çağ içinde de doğurganlığının korunmasına çalışmak gerektiği üzerinde durur. Karakoç’a göre cephede yurdu korumakla, yurdun içinde kendi medeniyetimizi gözler önünde tahrip edenlerle savaşmak, birbirinden farksızdır. (Karakoç, Diriliş Neslinin Amentüsü, s.31.) İçinde bulunduğumuz bilgi kirliliği (dezenformasyon) çağında ulusal güvenliğe yönelik en büyük tehditlerin başında ulusal bütünlüğü, geleneksel değerleri, ahlak sistemini, tarih bilincini, bir toplumu millet yapan unsurları yıpratmaya yönelik saldırılar gelmektedir. Geleneksel aile yapısının savunulmasının bile otoriterlik olarak nitelendirildiği dayatmacı liberal sistemde, kültürel egemenliğin korunabilmesi için eğitim ve gençlik politikaları hayati önem taşımaktadır.
Türk Dünyası 2040 Vizyonu siyasi ve güvenlik, ekonomik/sektörel ve halklar arası iş birliği olmak üzere üç ana sütun üzerinde üye devletler arasındaki iş birliğine rehberlik edecek ilkeleri ve varılacak hedefleri ortaya koyan bir belgedir. Statik bir nitelik taşımayan, ekleme ve düzenlemelerle sürekli yenilenecek olan 2040 Türk Dünyası Vizyonu’nu hayata geçirmeye yönelik olarak “2022-2026 Stratejik Planı” hazırlanmıştır. Türk Dünyası 2040 Vizyonu’nda halklar arası iş birliği içerisinde ise kültür, eğitim ve bilim, gençlik ayrı başlıklar altında ele alınmaktadır. Türk Devletleri Teşkilatı üyeleri arasında 30 yıldır devam eden ikili ve çok taraflı iş birliği içerisinde en dinamik sektörlerden biri yükseköğretim alanındaki ortaklıktır. 1992’de Türkiye tarafından başlatılan Büyük Öğrenci Projesi aynı yıl Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası Kazak-Türk Üniversitesi’nin kurulması ile devam etmiş, üye devletler arasındaki akademik hareketlilik; ikili anlaşmalar, Mevlana programı, Türkiye bursları gibi araçlarla yıldan yıla yoğunlaşmıştır. Türk Devletleri Teşkilatı bünyesinde 2013’te kurulan Türk Üniversiteler Birliği ve bu yapı üzerinden yürürlüğe konulan Orhun Değişim programı ise Türk devletleri arasındaki bilim diplomasisini yeni bir boyuta taşımıştır. Tüm bu çabaların neticesinde Türk devletleri arasında ortak bir yükseköğretim alanı teşekkül etmeye başlamıştır.
Uluslararası Eğitimin Gücü
Üniversiteler genel anlamda, toplumun yetişmiş insan gücü gereksinimini karşılamak, bilimsel araştırmalar ile toplumsal sorunlara çözümler üretmek, kültürün kuşaktan kuşağa aktarılmasını sağlamak gibi önemli işlevler yerine getirmektedir. Bilim diplomasisi ise insanlığın karşılaştığı ortak sorunları ele almak ve yapıcı uluslararası ortaklıklar kurmak için devletler arasında bilimsel iş birliklerinin tesis edilmesi olarak tanımlanabilir. Bilimsel iş birliği anlaşmaları, ortak üniversiteler ve enstitüler, eğitim bursları, yaz kampları, sergiler ve festivaller bilim diplomasisinin yöntemlerinden birkaçıdır. Üye ülkelerin üniversitelerinin uluslararasılaşmada ulaştığı seviye, kendi aralarındaki akademik iş birliğinin tarihi süreci ve gerçekleştirilen faaliyetler göz önünde bulundurulduğunda, Türk Devletleri Teşkilatı’nın yeniden canlanan İpek Yolu’nda etkin bir bilim diplomasisi yürüttüğü rahatlıkla görülmektedir.
Artan küreselleşmeyle birlikte eğitimin amacı ve nitelikleri de değişime uğramaktadır. Üniversiteler önceleri daha içe dönük bir yapıda ülkelerin kendi ulusal gereksinimleri doğrultusunda insan kaynağı yetiştirmek amacıyla faaliyet gösterirken, günümüzde ise tüm insanlığın sorunlarına ortak çözümler geliştirebilecek nesiller yetiştirmek daha ön plandadır. Bu açıdan kendi ülkesinden farklı bir yerde eğitim görmek ve farklı kültürlerle bir arada bulunarak uluslararası eğitim tecrübesi kazanmak giderek yaygın hale gelmektedir.
Uluslararası öğrenciler, devletlerin yumuşak güç kapasitelerinin ölçülmesindeki en temel göstergelerden biridir. ABD üniversitelerinde 1 milyondan fazla uluslararası öğrenci eğitim görmektedir. Bu rakam, ABD’deki toplam öğrencilerin yüzde 5,5’unu oluşturmaktadır. Uluslararası öğrenciler için ikinci en popüler ülke olan İngiltere’de ise bu sayı 500 binin üzerindedir. İngiltere, dünya çapında her 4 devlet ya da hükümet başkanından 1’inin İngiltere’de eğitim görmüş olmasını, yumuşak gücünün en önemli unsurlarından biri olarak değerlendirmektedir. Türkiye’de ise yükseköğretimdeki uluslararası öğrenci hareketliliği 2000’lerden itibaren hem sayısal olarak hem de ülke çeşitliliği açısından sürekli artış göstermiştir. 2021 itibariyle Türkiye üniversitelerinde eğitim gören uluslararası öğrenci sayısı 224 bini aşmıştır. Bu sayı Türkiye’deki yükseköğretim kurumlarında öğrenim gören öğrencilerin yüzde 2,7’sine tekabül etmektedir. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde eğitim gören uluslararası öğrenciler, Ahmet Yesevi Üniversitesi, Manas Üniversitesi, Uluslararası Balkan Üniversitesi, Saraybosna Üniversitesi gibi Türkiye’nin yurt dışında açtığı üniversitelerde eğitim görenler dahil edildiğinde, bu rakam çok daha yukarı çıkacaktır. UNESCO verilerine göre Türkiye, yüksek öğretimde en fazla uluslararası öğrenciye sahip 10. ülke olarak değerlendirilmekle birlikte, yurt dışındaki üniversiteler de dahil edildiğinde Türkiye’nin bu sıralamadaki yeri daha yukarılara çıkmaktadır.
2040 Vizyonunda Eğitim Başlığı
Türk Üniversiteler Birliği’nin kuruluş amaçları ve 2040 Türk Dünyası Vizyonu incelendiğinde Türk Devletleri Teşkilatı’na üye ülkelerin ortak yükseköğretim alanı kurma çalışmaları öncelikli hedef olarak öne çıkmaktadır. Türk Üniversiteler Birliği, Türk Devletleri Teşkilatı’nın girişimiyle 2013’te kurulmuş, Türk devletlerinin üniversiteleri arasında farklı iş birliği biçimlerini teşvik etmek amacıyla faaliyet gösteren bir yapıdır. İlk genel kurul toplantısı Erzurum Atatürk Üniversitesi’nin ev sahipliğinde 2014’te düzenlenmiştir. 2019’da Hoca Ahmet Yesevi Üniversitesi Türk Üniversiteler Birliği’nin dönem başkanlığını üstlenmiş ve halen devam ettirmektedir. 26 Ekim 2021’de Türkistan’da düzenlenen TÜRKÜNİB 5. Genel Kurulunda, Covid-19 Pandemisi nedeniyle hedeflenen faaliyetlerin gerçekleştirilememesi nedeniyle Ahmet Yesevi Üniversitesi’nin dönem başkanlığını bir dönem daha uzatma kararı almıştır.
Türk Üniversiteler Birliği’nin belli başlı amaçları arasında şunlar yer almaktadır:
- Ortak tarih, kültür, dil mirasından yola çıkarak yükseköğretim kurumları arasında iş birliği sağlanması, çağdaş, bilimsel düzeye uygun eğitim standartlarının uygulanması suretiyle ortak kimlik bilinci yüksek nesiller yetiştirilmesi,
- Üye üniversitelerdeki programların uyumlu hale getirilmesi,
- Ortak kredi transfer sisteminin uygulanması,
- Öğretim elemanı yetiştirme programlarının teşvik edilmesi,
- Öğrenci ve öğretim elemanı değişim programlarının uygulamaya konulması,
- Üye üniversitelerin birbirlerinin diploma denkliğini tanımalarına yönelik uygun zeminin oluşturulması,
- Üniversitelerin belli alanlarda sahip oldukları öne çıkan üstünlüklerden yararlanılması,
- Uygulamaya yönelik ortak öğretim, araştırma programlarının ve projelerin yürütülmesi,
- Üye üniversiteler arasında sempozyumlar, akademik faaliyetler, kültür, bilim ve spor alanlarında yarışmalar düzenlenmesi,
- Türk dünyasına yönelik çalışmalar yürüten öğrencilere özel burs sağlanması,
- Ortak tarih, medeniyet ve edebiyata yönelik derslerin tüm üye ülke üniversitelerinde verilmesi yönünde çalışmalar yapılması.
3-4 Kasım 2021’de İstanbul’da Türk Devletleri Teşkilatı Eğitim Bakanları 6. Toplantısı düzenlenmiştir. Bu toplantıda da öne çıkan husus Orhun Süreci Değişim Programı aracılığıyla Türk Yükseköğretim Alanı’nın tamamıyla işlevsel hale getirilmesi ve Türk Üniversiteleri Birliği’nin öncü iş birliği mekanizması haline gelmesi olmuştur.
2040 Türk Dünyası Vizyonu içerisinde yer alan hususlardan biri de üye devletlerin “Ulusal kültür, eğitim ve gençlik politikalarının daha fazla uyumlaştırılmasının sağlanmasıdır.” Bu bağlamda Orhun Süreci Değişim Programı aracılığıyla Türk Yükseköğretim Alanı’nın tamamıyla işlevsel hale getirilmesi ve Türk Üniversiteleri Birliği’nin öncü iş birliği mekanizmasına dönüştürülmesi, Türk Devletleri Teşkilatı’nın 2040 hedefleri içerisinde özel önem taşımaktadır. Özellikle gençliğin birlik, beraberlik ve dayanışma bilincine sahip bir şekilde yetiştirilmesi hedefi doğrultusunda gençlik hareketliliği, değişim programları, yaz kampları gibi eğitim konularında ortak projelerin yoğunlaştırılması tavsiye edilmektedir. Türk Devletleri Teşkilatı’nın önceliklerinin, gelişiminin ve gidişatının bir sonraki aşamasına rehberlik etmek için eğitim ve gençliğe özel önem atfedilmektedir.
Türk devletlerinin paylaştığı ortak miraslardan biri de Büyük İpek Yolu’dur. Türk cumhuriyetlerinin bağımsızlığını kazanmalarının ardından çok sayıda yeni İpek Yolu projesi gündeme gelmiştir. Türk devletleri arasında kurumsal niteliği gittikçe güçlenen ve entegrasyon düzeyi giderek derinleşen Türk Devletleri Teşkilatı’nın artan etkinliğiyle İpek Yolu yeniden canlanmaktadır. Türk Devletleri Teşkilatı bünyesinde sürdürülen “Orta Kuşak” doğu-batı ulaşım ve enerji nakil hatları bölge ülkeleri arasındaki bağı kuvvetlendirmekte ve refahın yayılmasının önünü açmaktadır. Bu yeni yükseliş döneminde ortak yükseköğretim alanının oluşturulması, Türk medeniyetinin temelleri esasında zihniyet dönüşümünün ve gençlik planlamasının yapılması açısından hayati önem taşımaktadır. Sovyet geçmişinin tahribata uğrattığı değerlerin yeniden inşası ve zihin dünyasının yeniden şekillendirilmesi; sosyal medya ve diğer mecralar üzerinden yürütülen dezenformasyon ve kültürsüzleştirme çabalarına karşı geleneksel değerlerin ve ortak Türk kültürünün güçlendirilmesi, gençler arasındaki kardeşlik duygusunun sağlam temeller üzerine inşa edilerek ortak gelecek idealinin yerleştirilmesi, kendi kültürüne hakim, ait olduğu medeniyeti temsil kabiliyeti yüksek, dışa açık, öz güvenli, rekabet kapasitesi yüksek bir nesil yetiştirilmesi Türk dünyası ortak yüksek öğretim alanının temel hedeflerini oluşturmaktadır.