Kriter > Siyaset |

Adayların 23 Haziran Stratejisi


23 Haziran seçiminde üç konu belirleyici olacak: birincisi son yıllarda olduğu gibi blok siyaseti, ikincisi ülkenin genel konjonktürü ile ekonomi ve üçüncüsü partilerin seçmeni sandığa götürme becerisi.

Adayların 23 Haziran Stratejisi

Tartışmalı İstanbul büyükşehir belediye başkanlığı seçimleri sonrasında Yüksek Seçim Kurulu (YSK) seçimlerin iptali ve 23 Haziran’da yenilenmesine karar verdi. Kararın açıklanmasından bugüne kadar doğru olup olmadığı sadece siyasetçiler ve hukukçular tarafından değil neredeyse tüm kamuoyu tarafından konuşuldu ve tartışıldı. İşin ilginç yanı bu karar sadece İstanbul’da yaşayan seçmenlerin değil tüm Türkiye’nin en önemli gündem maddesi oldu. Konu İstanbul olunca farklı bir refleks de beklememek gerek. Çünkü İstanbul sadece toplam nüfusun beşte birinin yaşadığı metropol bir kent olmaktan öte Türkiye’nin aynası, küçük Türkiye görünümünde. İstanbul, Türkiye’nin her coğrafi bölgesinden, her kentinden, her renginden insanın yaşadığı ve dünyadaki pek çok ülkeden büyük bir metropol konumunda.

İstanbul seçiminde ne olacağına dair tartışmaların yapıldığı bugünlerde 23 Haziran’ı doğru yorumlayabilmek için 31 Mart’taki seçmen tercihlerini iyi analiz etmek lazım. Yıllardır her ortamda bu milletin feraset sahibi olduğunu, en az bir siyaset bilimci kadar siyasete ilgili ve bu konuda bilgili olduğunu dile getirdim. 31 Mart’ta da böyle oldu ve seçmen ferasetini gösterdi. Her siyasi parti için farklı mesajlar verdi ve uyarılarda bulundu. Bu uyarıları okuma ve anlama işini de siyasetçilere bıraktı. Bu mesajı iyi okuyup anlayan siyasetçinin 23 Haziran’da kazanacağını söylemek yanlış olmayacaktır.

31 Mart sonuçlarına bakıldığında yaklaşık son bir yıldır yaşanmakta olan birtakım ekonomik zorluklara rağmen Cumhur İttifakı partilerine oy veren seçmenler Türkiye’nin içeriden ve dışarıdan tehdit altında olduğunu düşünerek yine Cumhur İttifakı adayına oy verdi.

“İstanbul büyükşehir belediye başkanlığı seçiminde oy vereceğiniz parti veya adayı belirlemede neler etkili oldu?” diye sorduğumuzda Binali Yıldırım’a oy veren seçmenlerin ilk iki cevabı “Türkiye’nin karşı karşıya olduğu terör ve bölücülük tehdidi” ve “artan dış tehditler karşısında iç siyasi istikrarın korunması” olmuştur. Millet İttifakı adayı İmamoğlu’na oy veren seçmenlerin verdiği ilk iki cevaba baktığımızda ise “ekonominin gidişatı” ve “toplumsal, siyasal kutuplaşma ve kamplaşma” cevapları görülmektedir.

Özetle seçim sürecinde bazı çevrelerce çok tartışılan beka söyleminin tabanda karşılık bulduğu ve seçmenlerin oy tercihinde oldukça etkili olduğunu görüyoruz. Zaten aksini düşünmek çok mümkün değil. Çünkü ekonomide ve para piyasalarındaki hareketliliğe rağmen Cumhur İttifakı 24 Haziran’dan 31 Mart’a sadece yüzde 2 oranında oy kaybetmiştir. Bazı illerde yanlış adaylardan kaynaklanan farklı sonuçlar olsa da İstanbul’da Binali Yıldırım’ın Cumhur İttifakı oylarını konsolide ettiğini görüyoruz. İstanbul’daki oy kaybı Türkiye genelindeki yaklaşık iki puanlık kayıpla eş değerdir.

AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım, Tuzla'da Postane Mahallesi'ndeki "Pazar Pazarı"nı dolaştı, esnafla sohbet etti ve tezgahın başına geçerek müşterilere biber sattı. 26.05.2019

31 Mart seçimlerinden otuz altı gün sonra verilen iptal ve yenileme kararının kamuoyunda çok büyük bir mağduriyet etkisi yarattığı veya yaratacağı çok konuşuldu ve tartışıldı. Ancak şunu söylemek yanlış olmaz: 250 sayfalık YSK kararını siyasetçiler ve hukukçular farklı farklı değerlendiriyor. Hatta hukukçuların bile anlaşamadığı bir konuda seçmenlerin 23 Haziran’a giderken YSK kararından etkileneceği ve oy tercihinde YSK kararının en önemli belirleyici etken olacağını söylemek çok doğru olamaz.

23 Haziran’a giderken seçmen yine 24 Haziran 2018’de ve 31 Mart’ta olduğu gibi öncelikli olarak mensubu olduğu, aidiyet hissettiği bloka bakarak hareket edecek. 23 Haziran’da sandığa gidecek seçmenlerin çok büyük bir çoğunluğu 31 Mart’taki tercihlerine sadık kalarak oy kullanacak.

Tek kazananın olduğu ve ağırlıklı olarak iki adayın yarıştığı seçimlerde yüzde değil binde oranların bile sonuçlar üzerinde mutlak etkisi olduğunu 31 Mart akşamı gördük. Dolayısıyla küçücük de olsa oy kaymalarının 23 Haziran seçimlerinde belirleyici olacağı aşikar.

Blok siyasetinin etkili olduğu ve 23 Haziran’da yine çok etkili olacağı göz önüne alındığında YSK kararına veya sonuçlarına odaklanmak yerine 31 Mart seçimlerini isabetli yorumlamak daha stratejik adımlar atmak için faydalı olacaktır.

 

Sandığa Gitmeyen Seçmen Yanılgısı

31 Mart seçimlerinden sonra İstanbul seçimleriyle ilgili en çok konuşulan iki konu vardı: Birincisi “Küskün ve kızgın AK Parti seçmeni sandığa gitmedi.” İkincisi de “İstanbul’da yaşayan muhafazakar Kürt seçmenler AK Parti’ye oy vermedi.” Siyasetçiler, televizyon yorumcuları, araştırmacılar ve gazeteciler bu konuda günlerce hatta haftalarca konuştu ve konuşmaya da devam ediyor. Gerek 31 Mart seçimleri süreci gerekse YSK kararından sonra yaptığımız çalışmalarda bu konuyu etraflıca araştırmaya çalıştık.  

Öncelikle İstanbul’da sandığa gitmeyen 1 milyon 500 bin-1 milyon 700 bin seçmen var ve bunların önemli bir bölümü de AK Parti seçmeni. İstanbul’da sandığa gitmeyen bu büyüklükte bir seçmen kitlesi kağıt üzerinde var. Kayıtlı seçmen sayısı ile sandığa giden seçmen sayısına bakarak bunu söylemek mümkün. Ancak gerçekte böyle bir rakam yok. Çünkü hiçbir seçimde seçmenlerin tamamı sandığa gitmez. En yüksek katılımlı seçimlerde bile her yüz seçmenden asgari onu sandığa gitmemeyi tercih eder. Bunun pek çok farklı nedeni olabilir. Siyasete ilgisizdir, oy verecek parti ve aday bulamaz veya kendi oyunun seçim sonucunu değiştireceğini düşünmez. Seçmen bu gibi nedenlerle sandığa gitmemeyi tercih edebilir.

24 Haziran 2018 milletvekili ve cumhurbaşkanı seçim sonuçları ile 31 Mart yerel seçimlerinde İstanbul’da katılım oranları ve seçmen sayılarına baktığımızda katılımın yüzde 3 oranında düştüğünü görürüz. Özetle 31 Mart seçimlerinde İstanbul’da 24 Haziran’a göre sandığa gitmeyen seçmen sayısı yaklaşık 300 bindir. Bu nedenle öncelikle bu yanılgının düzeltilmesi lazım zira teşhis doğru olmazsa tedavi de yanlış olacaktır. Yaptığımız araştırmalarda sandığa gitmeyen bu seçmenlerin kim olduğuna baktığımızda ağırlıklı olarak herhangi bir partiye ait olmadıklarını, her partiden seçmenlerin bu grubu oluşturduğunu görüyoruz.

31 Mart seçim sonuçlarını detaylı incelediğimizde de durumun böyle olduğunu gösteren veriler var. AK Parti’nin önceki seçimlere göre güçlü olduğu ilçelerle daha az oranda oy aldığı ilçeler arasında gerek katılım oranı gerekse alınan oy oranlarında benzerlikler var. Sultanbeyli, Bağcılar, Esenler, Güngören gibi ilçeler ile Kadıköy, Bakırköy, Beşiktaş, Ataşehir gibi ilçelerde katılım oranları arasında neredeyse hiçbir fark yok. Dolayısıyla sandığa gitmeyen seçmenleri çok yüksek oranda tarif etmek veya sadece belli partilere ait seçmenler diye nitelendirmek yanlış olacaktır.

 

Kürt Seçmenin Tercihi

Bir diğer konu da muhafazakar Kürt seçmenlerin AK Parti’yi terk ettiği ve AK Parti’ye oy vermediği söylemi. Bu söylem yapmış olduğumuz araştırmalarla ve seçim sonuçlarıyla hiç örtüşmüyor. İstanbul’da Kürt kökenli seçmenlerin yoğun olarak yaşadığı ilçelerdeki seçim sonuçlarına baktığımızda bu tespitlerin doğru olmadığını görüyoruz. Örneğin Küçükçekmece’de AK Parti ilçe belediye başkanlığını kaybetmiş ancak 24 Haziran seçim sonuçlarına göre sadece AK Parti’nin değil Cumhur İttifakı’nın Küçükçekmece’deki oy kaybı İstanbul genelindeki oy kaybıyla benzer hatta genel ortalamanın altındadır. Sultanbeyli, Bağcılar, Gaziosmanpaşa, Sultangazi, Arnavutköy gibi pek çok ilçede de AK Parti seçimleri yine açık ara kazanmıştır. Kaldı ki doğu ve güneydoğuda Kürt kökenli seçmenlerin yoğun yaşadığı kentlerde AK Parti oylarında düşüş olduğu düşüncesinin aksine yükseliş olduğu kesinleşmiş, seçim sonuçlarıyla teyit edilmiştir. Yukarıda kısaca anlatmaya çalıştığım iki konunun 23 Haziran’a giderken doğru anlaşılmasının seçim stratejileri için çok ama çok önemli olduğunu düşünüyorum.

Öncelikle Türkiye uzunca bir süredir iki bloklu bir siyasi yapı içerisinde; Cumhur İttifakı ve diğerleri. Bölgesel veya yerel yanlış stratejileri saklı tutarsak oylar her seçimde bloklar içerisinde hareket ediyor. 23 Haziran’a giderken 31 Mart’ta sandığa gitmeyen birkaç yüz bin seçmen içerisindeki Cumhur İttifakı seçmenlerini bulmak ve ikna etmek elbette ki önemli. Ancak bu söylendiği kadar büyük bir rakam değil. İkincisi muhafazakar Kürt seçmenlerin çok büyük bir çoğunluğunun ilk tercihi hala AK Parti. YSK kararı belki ilk günlerde seçmen tercihleri üzerinde belli bir oranda duygusal bir mağduriyet etkisi yaratabilir. Ancak seçime kadar geçecek süreçte siyasi tercihleri belirleyen ana etkenler yine mağduriyet etkisinin önüne geçecektir.

 

Seçmenini İstanbul’da Tutan Kazanır

Uzun Ramazan Bayramı tatilinden bir hafta önce yaptığımız araştırmada bayram tatilinde İstanbul dışına çıkacak seçmenlerin sayısının azımsanamayacak büyüklükte olduğunu gördük. Yaklaşık 2-2,5 milyon seçmen bayram tatilinde İstanbul dışına çıkacağını söylüyor ve bunların yaklaşık yüzde 20’si geri dönüp oy kullanmayacağını ifade ediyor. Bu yaklaşık 400-500 bin seçmen demektir. Yani o verdi-bu vermedi, sandığa gitti-gitmedi denilen rakamdan oldukça büyük bir seçmen. 23 Haziran’da seçimi kazanmaya daha yakın olan taraf seçmenini İstanbul’da tutan veya geri getirmeyi başarabilen taraf olacaktır.

Toparlayacak olursak 23 Haziran seçiminin şifreleri arasında birinci sırada –son yıllarda olduğu gibi– blok siyaseti, ikinci sırada ülkenin genel konjonktürü ve ekonomi, üçüncü sırada 23 Haziran’da tabanını İstanbul’da sandık başına götürme becerisi belirleyici olacaktır. Ayrıca adaylar, YSK kararı veya daha pek çok konu da sayılabilir ama en önemli üç konunun bunlar olduğunu araştırma sonuçlarına bakarak öngörmek mümkündür.

İstanbul seçiminin önemini seçmene iyi anlatarak, bir tek oyun dahi seçim sonuçlarına etkisinin farkındalığını sağlayarak, daha kapsayıcı ve kucaklayıcı pozitif bir kampanya ile 23 Haziran’da da –31 Mart sürecinde olduğu gibi– kıyasıya bir rekabet olacağını beklemek yanlış olmaz.


Etiketler »  

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "veri politikamızı" inceleyebilirsiniz. Daha fazlası