Türkiye için hızlıca yapılan bir gözden geçirmede dahi, 2022 boyunca hayli yoğun enerji-politik olay ve gelişmelerin yaşandığı görülüyor. Bunların birçoğu aynı zamanda küresel boyutta etkin olan enerji-politik olaylarla ilişkili olarak vücut buldu. Türkiye’nin kendi iç dinamikleri bağlamında yaşanan enerji ile ilgili gelişmelerle birlikte, yıl boyunca söz konusu bu olayların, aynı zamanda siyasi, ekonomik, toplumsal gelişmelerle bir bütün oluşturduğu da söylenebilir. İlaveten söylenecek olan ise yaşanan enerji-politik olayların sadece 2022’ye has olmadıkları, önemli ölçüde 2023’e de yansıyacakları ve hatta daha sonraki seneler için de önemli olacakları izlenimi bırakmalarıdır.
Burada konu, iki alt başlık altında incelenmeye çalışılacak. Öncelikle 2022’de öne çıkan enerji-politik olay ve gelişmelerin somut sonuçları olanlar, ikinci olarak da 2023 için öngörülen gelişmeler.
2022’de Türkiye’de Görülen Enerji ile İlgili Gelişmeler
Ukrayna’da yaşananlar, tüm dünyayı olduğu gibi ülkemizi de yakından ilgilendiriyor. Yaşananlar, siyasi olmakla beraber enerji-politik ve ekonomik açıdan da önem taşıyor. Ukrayna olaylarının Türkiye için özellikle de enerji-politik bağlamda önemli etkileri öne çıktı.
Ukrayna’yı işgal girişimi sonrası, Avrupa Birliği (AB) ve Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Rusya’ya karşı ekonomik yaptırımlar uygulamaya başladı. Bunun sonucunda da Avrupa (Rusya’dan aldığı büyük enerji kaynağı alımlarının sekteye uğramasıyla) önemli enerji krizleri ile yüz yüze geldi. Doğal gazda yaşanan tedarik krizi ve tüm enerji fiyatlarında görülen fahiş artışlar neticesinde, Avrupa’da genel yaşam koşulları büyük boyutlarda etkilenmiş durumda.
Avrupa, özellikle doğal gaz arz güvenliği için yeni tedarik hatlarına yönelmek durumunda kaldı. Benimsediği denge politikaları sonucu da Türkiye, enerji tedarikinde konjonktürel bir önem kazandı. Halen Avrupa’ya kesintisiz doğal gaz akımı, Türkiye üzerinden geçen hatlar (TANAP, Türk Akım-2 ve Mavi Akım) ile mümkün oluyor. İlaveten Avrupa’ya yönlenebilecek yeni tedarik hatları için de Türkiye jeopolitiği yadsınamaz hale geldi (Harita 1).
Bu bağlamda Rusya, önce Türkiye’nin “Enerji Merkezi” olmasını önerirken, Türkiye konuya sıcak baktığını, ilgili altyapıyı oluşturabileceğini duyurdu. Aralık 2022’de Rusya Devlet Başkanı, AB’ye satılacak doğal gazın fiyatlamasının Türkiye’de yapılmasını önerdi. Bu amaçla Trakya’nın doğal gaz merkezi olmasından bahsedilir oldu. Bu durum, Ukrayna krizinin Türkiye’ye yansıyan en önemli yönünü oluşturuyor, denebilir.
2022’de Türkiye’de de enerji konusunda önemli gelişmeler yaşandı. Bunların başında ülke içinde keşfedilen yeni petrol rezervleri öne çıkıyor. Bunlardan en önemlisinin Gabar Dağı’nda keşfedilen petrol olduğu söylenebilir. Bölgede açılan 6 kuyudan 5’inde üretim yapılırken, yeni kuyular için de sondaj çalışmaları sürüyor. 150 milyon varillik üretilebilir bir kaynak olduğu açıklanan bölgede, bu rakamın 250 milyon varil rezerve ulaşılabileceği de öngörülüyor. Beş kuyudaki günlük üretim ise şu an 5 bin varil civarında.
İlaveten Diyarbakır, Siirt ve Adana’da da yapılan sondajlarda sevindirici sonuçlara ulaşıldı. Özellikle Adana’da bulunan rezervin 8 milyon varil olduğu ve 5 kuyuda günlük bin 500 varil petrol üretildiği belirtiliyor. Bu keşiflerle 5 yıl öncesinde Türkiye’de 40 bin varil olan günlük petrol üretimi, şimdilik 80 bin varile çıkmış durumda. Burada şunu da özellikle vurgulamak gerekiyor; petrol sondajları için kullanılacak 5 bin metreye kadar arama yapabilen “Koca Yusuf” sondaj kulesi yerli ve milli imkanlarla üretildi.
Doğal gazda ise Karadeniz’de Sakarya sahası olarak isimlendirilen deniz bölgesinde daha önce bulunduğu ilan edilen 540 milyar metreküplük rezerv, 26 Aralık 2022’de 652 milyar metreküp olarak revize edilirken, ilaveten Çaycuma-1 kuyusunda 58 milyar metreküp yeni doğal gaz rezervi bulunduğu da ilan edildi. Böylelikle, 2022 sonu itibariyle Karadeniz Türk Münhasır Ekonomik Bölgesinde bulunan kaynak (yaklaşık 1 trilyon USD’luk) 710 milyar metreküpe ulaşmış oldu. Ayrıca Sakarya sahası rezervini karaya ulaştıracak 170 kilometrelik deniz altı boru hattı çekilme işlemi ve gaz kuyularının kontrolü için kullanılacak “Ana Kordon Bağı” ve “Glikol Hattı” serim işlemlerinin de tamamlandığı açıklandı.
Karadeniz gazının Türkiye şebekesi ile enterkonnektesini sağlayacak Filyos Limanı'nda kurulmakta olan doğal gaz işleme tesisinin bitirilmesinde ise sona geliniyor (Görsel 1). Filyos’u, Türkiye’nin ana arter doğal gaz şebekesine bağlayacak 36 kilometrelik kara boru hattının çekilmesi de tamamlandı.
Türkiye’nin 4. sondaj gemisi olan “Abdülhamit Han Sondaj Gemisi” 2022 içinde satın alınarak ülkeye getirilmişti (Görsel 1). Halen Mavi Vatan’da Türkiye’nin sahip olduğu (Fatih, Yavuz, Kanuni ve Abdülhamit Han) 4 sondaj gemisi de aynı anda çalışmalarına devam ediyorlar.
Türkiye’nin ilk doğal gaz depolama tesisi olan Silivri Yeraltı Doğal Gaz Tesisi'nin kapasitesi, (16 Aralık 2022’de yapılan Resmi Açılış Töreni ile) 1,4 milyar metreküp ilave tesis kapasitesi ile toplam 4,6 milyar metreküpe çıkarıldı. Söz konusu kapasite artırımıyla bu tesis, Avrupa’nın denizdeki en büyük yeraltı doğal gaz depolama tesisi niteliği kazandı. Tesis, 75 milyon metreküp geri üretim kapasitesi ile Türkiye’nin günlük gaz ihtiyacının yüzde 25’ini karşılayabilecek. Ayrıca Türkiye, ihtiyacı olan doğal gazın yüzde 8’ini depolayabilecek kapasiteye de ulaşmış bulunuyor. Bu tesisin bir başka özelliği de tüm elektriğini (sahada kurulu) 4,2 MW’lık rüzgar türbininden karşılayacak olması.
Türkiye için önemli bir diğer doğal gaz depolama tesisi olan Tuz Gölü Tesisi 2022’de yüzde 100 doluluğa ulaşmış durumda. Kapasite artırımı devam eren tesiste halen 12 kuyu bulunuyor ve depolama kapasitesi 1,5 milyar metreküp olup günlük geri üretim kapasitesi 40 milyon metreküp seviyesinde.
Bunlardan ayrı olarak dünyanın en büyük ve modern FSRU (Floating Storage Regasification Unit) gemilerinden biri olma özelliğine sahip olan ve LNG transferi için kullanılan “Ertuğrul Gazi” gemisi Hatay Dörtyol’da bulunuyor. Böylelikle Türkiye 2022’de, Silivri ve Tuz Gölü doğal gaz depolama tesisleri ve de Ertuğrul Gazi FSRU gemisiyle beraber yaklaşık 6 milyar metreküp toplam doğal gaz depolama kapasitesine ulaşmış durumda.
Doğal gaz konusunda yaşanan bir gelişme de geçtiğimiz Ekim ayında Libya ile (daha önce imzalanan Münhasır Ekonomik Bölge anlaşmasına ilaveten) Türkiye arasında petrol enerjisi ve hidrokarbon alanlarında mutabakat muhtırası imzalanması oldu. Bu husus enerji-politik olduğu kadar siyaseten ve ekonomik bağlamda da büyük önem taşıyor. Öte yandan, Türkiye’de halen var olan 11 bin 336 MW’lık kömür santrali kurulu gücü 2022’de aynı kalırken, ithal kömür kapasitesi de sabit kaldı. Ülkede bu yıl içinde yaşanan en sorunlu olay ise 14 Ekim 2022’de Bartın-Amasra’da TTK ocağında meydana gelen patlamalı ve ölümlü kaza oldu.
Bir diğer önemli enerji-politik olay, Akkuyu’da kurulmakta olan Türkiye’nin ilk Nükleer Güç Santralının 4 ünitesinde de inşaatın 2022 boyunca devam etmesiydi. Özellikle, 1. ünitenin reaktör binasının önemli iç yapıları ve ekipmanları yerleştirilerek bitirilirken, kubbe yapısının tamamlanması aşamasına gelindi (Görsel 1). Ayrıca, santralda üretilecek enerjinin elektrik iletim sistemine bağlantısını sağlayacak hatlar için çalışmalara da başlandı.
Yenilenebilir enerji konusunda hidroelektrik santral yapımları 2022’de sürdü. Bunlardan en önemlisi, dünyanın 5. yüksek duvarlı barajı olan Yusufeli Barajının inşaatının bitirilmesi ve su tutmaya başlamasıydı. (Görsel 1). Benzer şekilde Eskişehir Gündüzler Barajı da bitirilerek su tutma aşamasına geçildi. Bitirilen bir hidrolik santral de Silvan Barajı olup 7 milyar metreküp göl hacmiyle Atatürk Barajı'ndan sonra GAP (Güneydoğu Anadolu Projesi) için 2. en büyük sulama barajı niteliğini kazandı.
Rüzgar enerjisinde ise santral sayısı yıl içinde 300’e yaklaştı ve toplam 10 bin MWe’in üzerinde elektrik üretebilme kapasitesine ulaşıldı. Bu rakamla rüzgardan günlük enerji üretiminde tüm zamanların rekoru kırıldı (Görsel 1). Rüzgar santrallarının toplam kurulu güce oranı yüzde 10’un üzerine çıkarken, yıllık üretim de 25 bin GWh’ı aştı. Bu yıl aynı zamanda Türkiye, Avrupa’nın 5. büyük rüzgar enerjisi ekipmanları üreticisi konumuna da geldi.
Türkiye’nin jeotermal kurulu gücü bin 700 MW’a yaklaşarak son 10 yılda misliyle artmış durumda (Görsel 1). Türkiye, jeotermal santral kurulu gücü olarak dünyada 4. ve Avrupa’da ise 1. sıraya çıkmış bulunuyor. Ayrıca, jeotermal seracılık uygulamaları da 2022’de 5 bin dönümün üzerine çıktı.
Güneş enerjisi konusunda da ilerleme kaydedilirken, dünyanın sayılı güneş santrallarından biri olacak olan Konya Karapınar güneş santralının yapımında son aşamalar yaklaştı. Bu santral için 3,5 milyon yerli panel yapımı altyapısı da oluşturuldu. 2022 itibariyle 700’e yaklaşan GES ile 8 bin MWe’in üzerinde enerji üretilir hale gelinmiş ve toplam 12 bin GWh mertebesinde güç üretimi sağlanmıştır. İlaveten Türkiye 4. büyük güneş paneli üreticisi durumuna da gelmiş bulunuyor.
2022’nin Enerji-Politik Olaylarının 2023’e Olası Yansımaları
Ukrayna’da yaşanan sıcak çatışmanın daha uzunca bir süre devam edeceği öngörülürken, bu krizle birlikte ortaya çıkan enerji-politik gelişmelerin yansımalarının 2023’te de süreceği anlaşılıyor. Batı dünyasının yaptırımlarının devam etmesi halinde, Avrupa’da yaşanan enerji krizinin daha da ağırlaşması muhtemel.
Türkiye’nin Rusya’dan olduğu kadar Azerbaycan ve İran’dan doğal gaz alımı da halen sürüyor. Bunlara ilaveten Orta Asya ile Hazar enerji kaynaklarının ve de Kuzey Irak ile Ortadoğu ve ilaveten Doğu Akdeniz enerji kaynaklarının da Türkiye üzerinden Avrupa’ya aktarılması söz konusu. Yine bu bağlamda, İsrail gazının Anadolu’ya getirilmesi konusunda 2023’te gelişmeler olabileceği düşünülüyor (Harita 1).
Avrupa, enerji krizini çözmek ve/veya hafifletmek bağlamında yeni boru hatlarını gündeme getirirken, ilk akla gelen çözüm Türkiye’de halen var olan enerji boru hatlarının tam kapasite ile kullanılması ve kapasite artışının sağlanmasıdır. Nitekim AB Komisyon Başkanı Azerbaycan ile (önemli bir bölümünü TANAP’ın oluşturduğu) Güney Gaz Koridorundan AB’ye giden gazın iki misline çıkarılması için Ağustos 2022’de anlaşma imzaladı. Bu anlaşmayla, gaz akış kapasitesinin 16 Milyar metreküpten 32 milyar metreküpe çıkarılmasına ilişkin olarak altyapıya yönelik çalışmaların TANAP bağlamında 2023 içinde bitirilmesi hedefleniyor. Yine bu çerçevede Bulgaristan ile Aralık 2022’de yapılan görüşmeler çerçevesinde bu ülkeye uzun vadeli doğal gaz temini sağlanabileceği söylenebilir.
Öte yandan, Rusya Devlet Başkanı’nın Türkiye’nin enerji merkezi olması ve doğal gaz fiyatının Türkiye’de belirlenmesi önerisine ilişkin, Trakya bölgesinin böylesi bir merkez için uygun olduğu belirtiliyor. Bu durumda ilgili altyapının yapılması ve düzenlenmesinin de 2023’te gündemde olacağı anlaşılıyor. Yine bu bağlamda, Türk Devletler Teşkilatı ile olan ilişkiler ve enerji konusunda yapılan anlaşmalar önemli olup, bu anlaşmaların hayata geçirilebilmesine ilişkin olarak 2023’te önemli gelişmeler yaşanması da ihtimal dahilinde.
Ayrıca 14 Aralık 2022’de, Türkmenistan gazının Azerbaycan ve Türkiye üzerinden Avrupa’ya ulaştırılması konusunda Türkmenistan’da (Türkiye-Azerbaycan-Türkmenistan) Üçlü Zirve gerçekleştirilmişti. Bunlardan ayrı olarak, Kazak petrolünün, Aktau-Kazakistan’dan Bakü’ye Hazar Denizinden tankerle taşınması ve Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattı üzerinden Akdeniz’e ulaştırılması bir diğer enerji hattı çözümü olarak görülüyor.
Türkiye’nin Karadeniz’de Sakarya sahasında bulduğu doğal gaz, 2023’ün ilk çeyreğinde ülke şebekesine pompalanacak. Doğal gaz ve petrol arama faaliyetleri sürerken, yeni arama ruhsatlarının verildiği de düşünüldüğünde, önümüzdeki süreçte yeni rezervlerin bulunması ihtimal dahilinde.
Tuz Gölü doğal gaz depolama tesislerinin kapasitesinin artırılması için yeni kuyuların açılarak (52 kuyuya ulaşılması) devreye alınmasına yönelik plan da işliyor. Bu konudaki faaliyetler, Türkiye’nin kendi doğal gaz arz güvenliğini sağlamaya yönelik önemli bir gelişme olmakla birlikte aynı zamanda Türkiye’nin enerji merkezi olmasına yönelik olarak da Avrupa ülkelerine sürdürülebilir gaz akışının sağlanması açısından büyük önem taşıyor.
2023’te beklenen bir diğer gelişme ise Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin birinci ünitesinin çalışır hale gelmesi. İlk ünitenin Cumhuriyetin 100. yılında devreye alınması, projenin başından beri amaçlanan bir hedef durumundaydı. Nükleer enerji konusunda 2023 içinde beklenebilecek bir diğer gelişme de Sinop’ta kurulması öngörülen ikinci nükleer santral için kurulum anlaşmasının imzalanmasıdır.
Türkiye’de enerji fiyatları Batı’da olduğu gibi artış trendinde. Buna karşın Türkiye, uyguladığı önemli sübvansiyonlarla, fiyatların topluma yansımasını nispeten frenlemeye çalışıyor. Bu tarz bir inisiyatifin 2023’te de devam etmesi bekleniyor.
2023 içinde enerji-politik bazı tehditler de söz konusu olabilecek. Bunlardan önemli bir tanesi; Türkiye’nin Libya ile imzalamış olduğu Münhasır Ekonomik Bölge anlaşmasına göre belirlenen saha içinde Libya MEB’ine girecek şekilde Mısır’ın arama izni vermiş olması. Bir diğeri ise Yunanistan’ın Girit’in batı ve güney bölgesinde karasularını 12 mile çıkarma isteği ve bunu 2023 içinde hayata geçirmeyi hedeflediğinden bahsediliyor olması. Böylesi durumlar, Türkiye’nin (Libya ile imzaladığı MEB, enerji ve güvenlik konusundaki iş birliği anlaşmaları göz önüne alındığında) önümüzdeki süreçte ülkemiz için de risk oluşturabilir.
Ayrıca, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) kendince 6. bölge olarak belirlediği ve Türk MEB’ine de taşan bölgede doğal gaz bulunduğunu ilan etti. Her ne kadar doğal gaz bulunan bölge Türk MEB’ine taşan sahada olmasa da yine de risk oluşturan bir durumu ifade ediyor. GKRY benzeri durumları, Mavi Vatan’ın farklı bölgeleri için de gündeme getirebilecek gibi görünüyor.
Tüm bunlardan bağımsız olarak, Türkiye’nin enerji merkezi olması fikrine, farklı ülkelerden farklı görüşlerle yaklaşılması ve bu durumun zamanla tehditkar durumlara evrilebilecek potansiyel taşıması da Türkiye’nin önündeki risklerden biridir.
Sonuç
Enerji-politik bağlamdaki olaylara bakıldığında; 2022’nin dünyada (yukarıda açıklandığı üzere) hayli yoğun geçtiği anlaşılıyor. Söz konusu enerji-politik olaylar sadece enerji-politiği değil dünya ekonomisini ve siyasetini de yakından etkiledi. Ama Ukrayna krizinin en yıkıcı yansımaları enerji-politik kapsamında yaşandı. Türkiye de global yansımalardan etkilendi ancak jeopolitiğinin kendisine sağladığı konjonktürel durum nedeni ile daha az etkilenmiş olduğu söylenebilir. Hatta “Enerji Merkezi” olma gibi bir fırsat da söz konusu oldu ve bu konu 2023’te daha çok gündeme gelecek.
2023’te, Türkiye’de petrol ve doğal gaz arama-bulma çalışmaları ve ilaveten Akkuyu NGS’nin ilk ünitesinin işletmeye alınması hedeflenen enerji-politik gelişmelerdir. AB “Yeşil Mutabakat İnisiyatifi” açısından önem arz eden yenilenebilir enerji kullanımına ilişkin toplam yenilenebilir enerji kurulu santral gücünün kümülatif içinde 2022 içinde 50’yi aşmış bulunduğu, bu oranın 2023’te daha da yukarı çekilmesinin hedeflendiği de söylenebilir.
Burada şunu da belirtmek gerekir ki; dünya enerji politiğinde yaşanan gelişmeler, Türkiye jeopolitiğine olumlu yansımalar ve fırsatlar doğurmakla beraber aynı zamanda bazı tehditleri de gündeme getirebilir. Öz olarak ifade etmek istenirse; 2022’de yaşanan gelişmeler, Türkiye enerji-politiğine yansımış olup, bu yansımaların 2023’te de ve hatta daha sonraki süreçlerde de devam edeceği izlenimi edinilmektedir.