Kriter > Kitaplık |

Sömürge Ülkelerin Açtığı Yaraları Onarmak: Afrika Seyahatlerim


Emine Erdoğan, Afrika kıtasında bulunan 23 ülkeye gerçekleştirdiği ziyaretlerde, bu ülkelere dair aldığı notlarını Afrika Seyahatlerim: Hatırat (2014-2020) isimli kitabında toplayarak kamuoyuna sundu. Spesifik olarak eşinin Cumhurbaşkanlığı görevine başladığı 2014’ten itibaren yazılan hatıratın ilk bölümünde, Osmanlı İmparatorluğu’nun 300 yılı aşkın süre bulunduğu Cezayir var.

Sömürge Ülkelerin Açtığı Yaraları Onarmak Afrika Seyahatlerim
Emine Erdoğan’ın ziyaret ettiği Cibuti’de bulunan Daryel yetimhanesinden bir kare (Yasin Bülbül/AA, 24 Ocak 2015)

Açlık, yoksulluk ve pek çok bölgede sömürgeleşmenin getirdiği umutsuzluk; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’a göre uzun süredir Afrika Kıtası’nın çaresizce kabullenilmiş gerçeği. Emine Erdoğan, Afrika kıtasında bulunan 23 ülkeye gerçekleştirdiği ziyaretlerde, bu ülkelere dair aldığı notlarını Afrika Seyahatlerim: Hatırat (2014-2020) isimli kitabında toplayarak kamuoyuna sundu.

Erdoğan; Cezayir, Ekvator Ginesi, Etiyopya, Cibuti, Somali, Fildişi Sahili, Gana, Nijerya, Gine, Uganda, Kenya, Tanzanya, Mozambik, Madagaskar, Sudan, Çad, Tunus, Moritanya, Mali, Güney Afrika Cumhuriyeti, Zambiya, Gambiya ve Senegal’e gerçekleştirdiği ziyaretlerini anlattığı eserinde, bu ülkelerin Türk heyetlerine karşı takındığı sıcak tavırlara ve samimi karşılama törenlerine geniş yer veriyor. Erdoğan’ın eserinden anlaşıldığı üzere bunun sebebi, Türkiye’nin bu ülkelerle kurduğu samimi ilişkiler. Türk Sivil Toplum Kuruluşlarının Afrika ülkelerine gerçekleştirdiği yardımlar neticesinde, sömürge ülkelerin açtığı yaraların onarılması konusunda büyük ilerleme kat edilmiş.

Spesifik olarak eşinin Cumhurbaşkanlığı görevine başladığı 2014’ten itibaren yazılan hatıratın ilk bölümünde, Osmanlı İmparatorluğu’nun 300 yılı aşkın süre boyunca bulunduğu Cezayir anlatılıyor. Uçaktan indiklerinde kendilerini karşılayan neşeli çocuklardan bahseden Erdoğan, çocuklarla yapılan karşılamaların bir masumiyet göstergesi olduğunu belirterek ekliyor: “Bir ülke sizi çocuklarıyla karşılıyorsa, size bir gelecek vadediyor demektir.” Ecdadın Selamını Almak başlığıyla yazılan bölüm, buna uygun şekilde, Milli Etnografya ve İslami Eserler Müzesi’ndeki Osmanlı yazıtlarına yer veriyor. Erdoğan, bu durumun insana gurbette olmadığını hatırlatan tarifsiz bir his olduğunu anlatıyor.

Kadim Geleneklere Yolculuk başlığını taşıyan Ekvator Ginesi bölümü, birçok farklı dili konuşan insanlar dolayısıyla çok kültürlü bir yapı oluşturan ülkeyi ele alıyor. İspanyol kültürü ve Katolik inancının görünür olduğu ülkede, bu duruma karşın halkın geleneklerine bağlı yaşadığı belirtiliyor.

Emine Erdoğan’ın Etiyopya gözlemleri, Kıtanın Gerçek Esansı başlığını taşıyor. Erdoğan bu ülke için, “Afrika’nın sömürgeleşmemiş tek ülkesi” notunu düşmüş. Fakat günümüzde Etiyopyalı kadınların el emeklerinin bir dolar gibi bir ücretle alınıp Paris’teki butiklerde çok yüksek ücretlerle satılmasının, kendisinde manevi bir sarsıntı oluşturduğunu belirtiyor.

Afrika Seyahatlerim, Emine Erdoğan

Bir sonraki durak olan Cibuti, stratejik konumuna rağmen kurak bir iklime sahip oluşu ve sanayi sektörünün az gelişmiş olması sebebiyle dışa bağımlı bir ülke. Emine Erdoğan, Cibuti’de heyetlerinin ziyaret ettiği bir yetimhanede bulunan iki yetim bebeğe Emine ve Tayyip isimlerinin verildiğini belirtiyor.

Somali, 2011’deki ilk ziyaretleri esnasında heyetin geri kalanı gibi Emine Erdoğan’ı da derinden etkileyen yerler arasında. Erdoğan Somali ziyaretlerini anlatırken; o zamanlar altyapının pek çok sorunu olduğunu, bu sorunların birkaç sene içerisinde giderildiğini belirtiyor. Somali’nin 2011’deki halinin uzak bir hatıra olarak kalması temennisini dile getiren Erdoğan, Somalili gençlerin Batılı ülkelerde eğitim alarak önemli ölçüde bilgi birikimi edindiklerini ve bu bilgilerini ülkelerinde kullanabilme konusunda duydukları arzuyu aktarıyor.

Erdoğan’ın Fildişi Sahili hakkında aktardığı ilk bilgi; ülke topraklarında altın, elmas, doğalgaz gibi kıymetler olmasına rağmen insanların teneke evlerde yaşıyor olması. Nüfusu çok genç olan ülke, renkli kültürel farklılıklarıyla Erdoğan’ın hatıratında yer edinmiş.

Gana’da işitme engelli öğrencilerin işitme cihazlarının teslim edilmesi sırasında, ses ile ilk kez tanışan çocukların sevincine tanıklık ettiklerini belirten Erdoğan, burada da Fildişi Sahili gibi genç nüfus yapısı bulunduğunu iletiyor. Erdoğan, Nijerya’da da yetimhane ziyareti gerçekleştirdiklerini belirtiyor, burada onarımı yapılarak kullanıma sunulan yetimhanenin çocuklara daha iyi bir yaşam sağlayacağını aktarıyor. Gine’de ise Afrika’nın sömürgecilikten kalan sorunların devamı niteliğinde bir tablo olduğu görülüyor. Erdoğan’ın Afrika’nın İncisi başlığıyla ele aldığı Uganda’nın, Doğu Afrika’da yapılan terör faaliyetleri sebebiyle istikrarını koruma çabası gözlemlenmiş. İngiliz sömürgesinden 1963’te kurtulduğunu ve cumhuriyet ile yönetildiği aktarılıyor. Ülke, Afrika’nın en büyük ekonomilerinden biri olması sebebiyle de önemli bir yere sahip.

Tanzanya’yı eserde önemli bir konumda tutan nokta, devlet kurumlarında sömürgeci devletlerin dilinin kaldırılması. Devlet dairelerinde kullanılan İngilizce, ülkenin bağımsızlığını kazandığı 1961’den sonra da bir süre devam etmiş, sonra ise kademeli olarak kaldırılmış. BM verilerine göre bir dönem en az gelişmiş ülkeler arasında yer alan Tanzanya, son yıllarda Afrika’nın on büyük ekonomisinden biri haline gelmiş durumda.

Bir başka bölümde sömürgeciliğin ağır sonuçlarının yaşandığı ülkelerden biri olan Mozambik’in yoksulluğuna odaklanılmış. Eserin bir bölümünde, “harikalar diyarı” olarak gösterilen Madagaskar anlatılıyor. Ülkenin bilim insanları için doğal bir laboratuvar olduğunun belirtilmesinin yanı sıra, “adeta bir masalın en mutlu sayfası” tanımlaması; ülkeye has bitki ve hayvan çeşitliliğini açıklaması kadar, ülke insanının sıcakkanlılığını açıklaması bakımından da önemli.

Türkiye’nin Sudan’a Cumhurbaşkanı düzeyindeki ilk ziyareti Aralık 2017’de Recep Tayyip Erdoğan tarafından gerçekleştirilmiş. Buradaki ziyaretlerinde göze çarpan, iç savaşın ülkede oluşturduğu sosyal sorunlar da Emine Erdoğan’ın satırlarında yer alıyor. Medeniyetlerin kesişim noktası olarak etnik çeşitliliğiyle öne çıkan Çad ile Afrika’nın önemli liman ülkesi Tunus da Erdoğan’ın kaleme aldığı ziyaretlerinin bir parçasını oluşturuyor. “İslam’ın Kalelerinden” notu düşülen Moritanya, “Bolluğun ve Zenginliğin Diyarı” olarak adlandırılan Mali, tarihte çektiği acılar ışığında ziyaret edilen Güney Afrika Cumhuriyeti, yerlilerinin “gürleyen duman” olarak adlandırdığı dünyanın en büyük şelale takımıyla Zambiya, onca yoksulluğuna rağmen gülümsemesinden bir şey kaybetmeyen Gambiya ve insanlık tarihinin en eski yerleşim yerlerinden Senegal; kitapta yer alan diğer ülkeler.

Emine Erdoğan, eserinin sonunda; seyahatin bir iletişim aracı olduğunu vurgulayarak, halden anlamak için insanlığın hallerine şahit olmak gerektiğini belirtiyor. Yunus Emre’nin “Gelin tanış olalım, işi kolay kılalım, sevelim sevilelim, dünya kimseye kalmaz” sözlerini odağına alan eser, gerçekleştirilen ziyaretler sırasında çekilen renkli fotoğraflara da yer veriyor. Eserdeki bu renkli yapı satırlara da sirayet etmiş. Öyle ki Emine Erdoğan’ın Mali’de öğrendiği Zencefil Şerbeti tarifini bölümün sonunda görmek mümkün. Erdoğan’ın Afrika’nın genel bir profilini çizdiği ve Türkiye’nin kıtanın refahı için yaptığı çalışmalara yer verdiği eseri, Afrikalı çocukların yüzlerinin hep gülmesi dilekleriyle tamamlanıyor.

 


Etiketler »  

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "veri politikamızı" inceleyebilirsiniz. Daha fazlası