Kriter > Dosya |

Kadınlar ve Çocuklar Kilis'te Hayata Tutunuyor


Kilis sokakları birlik ve beraberliğin en güzel örneğini sergiliyor. Dükkan tabelalarında Arapça ve Türkçe yazılar artık alışıldık görüntülerden.

Kadınlar ve Çocuklar Kilis'te Hayata Tutunuyor

Kilis sokakları birlik ve beraberliğin en güzel örneğini sergiliyor. Dükkan tabelalarında Arapça ve Türkçe yazılar artık alışıldık görüntülerden. Zaten birçok manav ve kuruyemiş dükkanını Suriyeliler işletiyor. Yüzlerce yıldır bölgenin ticaret merkezi olan Halep’in tüccarlarının bir bölümü, iç savaştan kaçarak sığındığı Kilis’te ekonomiye bu şekilde can veriyor. Daha önce akşam ezanıyla birlikte karanlığa gömülen Kilis, artık gece yarısına kadar hareketli ve ışıl ışıl. Sokaklardaki Arapça ve Türkçe konuşmalar berrak gökyüzüne savruluyor.

Şehirdeki sosyal dokuya katkı sağlayan ve Suriyeli kadınlara hem psikolojik hem de ekonomik olarak destek veren Çok Amaçlı Toplum Merkezi’nde (ÇATOM) işler yolunda. Savaşın korkunç izinin yavaşça silindiğini buradaki kadınların gülümseyen yüzlerinde gözlemlemek mümkün. Merkez müdürü Nejla Elşıh, 3,5 yıl önce gelmiş buraya. Eşi öğretim üyesi ve üç yıl Suriye’de hapiste kalmış. Oğlu ise bombardımanda yaralanmış. Burada hem kendinin hem de diğer Suriyeli kadınların psikolojisini düzeltiyor. “Çok memnunum Türkiye’den. Benim ev sahibim Türk ve her şeyini paylaşıyor. Kızı gibiyim. İlk iki yıl ücret bile almadı” diye söze başlıyor Nejla Hanım. 19 Suriyeli öğretmenle 3,5 ay süren her kurs döneminde 260 kadına eğitim verdiklerini anlatıyor heyecanla: “Burada 40 tane de çocuk var. Her gün dikiş nakış, örgü, okuma yazma, kuaförlük, İngilizce kursu, psikolojik kurslar, avukatlık kursu veriyoruz. Kurs sonunda verdiğimiz sertifikalarla da meslek sahibi oluyor kadınlarımız. Şu ana kadar binden fazla kadını mezun ettik.”

Günlük Sıcak Yemek

Birlik ve beraberliğin en güzel göstergelerinden birisi de İyi-Der ve Hicret Vakfı’nın organize ettiği yemek organizasyonu. Beş yıldan bu yana her akşamüstü Suriyeli kadın ve çocuklara akşam yemeği dağıtan dernek, gönüllü Kilisliler tarafından kurulmuş. Derneğin yönetim kurulu üyesi Osman Gezgin her gün 650 kişiye üç çeşit yemek ve ekmek verdiklerini belirterek “Daha çok geçim sıkıntısı olan, kocası olmayan ya da çalışmayan kadınlara ve çocuklara veriyoruz. Gönüllü hamiyetperverlerden alıyoruz yardımları. Yemek dışında gıda paketi ve giysi dağıtımını ihtiyaç sahiplerine veriyoruz. Kışın kömür ve soba yardımlarımız var” diyor.

Yetimler Okulunun Minik Kuşları

Elbette savaşın en ağır faturasını yaşayan çocuklar. Babasını savaşta kaybeden yetimlerin acısı yüzlerinden okunuyor Kilis’teki Yetimler Okulu’nda. Ama onlar yine de çocuksu bir umutla gülümsüyorlar objektiflerimize. 6-14 yaş arası 350 öğrencinin konteynerden yapılan sınıflarda eğitim gördüğü okulun müdürü Bessam Ahmet, iki yıl önce gelmiş Kilis’e. Kurdukları Suriye Birlik ve Yardımlaşma Derneği ile bu anlamlı okulu açmışlar. “Suriye’de İngilizce öğretmeniydim. Bu okula ilk başladığımızda 180 kişi vardı, şu an 13 derslikte 350 öğrencimiz var. Okulumuzda Suriye müfredatını uyguluyor, haftada beş saat Türkçe dersi veriyoruz” diyor.

Elbeyli’de Hayat Var

İnsanlar özlemlerini her an hissettikleri evlerinden uzaktaki konteynerlerde hayatlarını sürdürseler de içlerindeki yaşama arzusu ve umudu kaybolmuş değil. Elbeyli’deki resim atölyesinin duvarlarını süsleyen tablolar hayata dair o kadar şey söylüyor ki!

27 yaşındaki Mune El Haccı hanım, öğrencilerinden ve vatanından uzakta önündeki tuvalle dertleşiyor adeta. Resimleri hep özgürlüğe dair bir şeyler anlatıyor. “Daha önce doğa resimleri çiziyordum ama savaş sonrasında daha dokunaklı resimler çizmeye yöneldim. Savaşın acısını aktarıyorum tuvalime” diyor. Üç çocuğuyla Türkiye’de olmaktan mutlu. Tıpkı bir diğer ressam Mahmud Muhammed gibi. Ya da 16 yaşındaki Muhammed Beydun gibi. Halep’ten gelen ve üç yıldır bu tesiste ailesiyle birlikte kalan Beydun, 10 yaşından beri resim yaptığını anlatıyor: “Resim yapmak benim hayatım. Fatih Sultan Mehmet’i resmettim. Hayatını okumuştum ve çok etkilendim. Hep buradayım. Bütün malzemelerimi devlet veriyor. Ben de resmimi yapıyorum. İyi bir ressam olmak istiyorum.”

“Burası benim ikinci vatanım”

Türkçe kursunda rastladığımız 13 yaşındaki Betül Muhammed ise doktor olmak isteyenlerden. İki yıl önce ailesiyle birlikte gelmiş: “Üzerimize bombalar yağıyordu, çok korktuk. Elhamdülillah burada çok mutluyum” diyor gülümseyerek.

Arkadaşı Sima Bilimo’nun hayali ise cerrah olmak: “Biz altı kardeşiz. Üç yıldır kampta yaşıyorum. Savaş başladıktan sonra çok korkmaya başlamıştım. Babam benim korkumu görünce Türkiye’ye gelmeye karar verdik. Kışın geldik, sınırda bekledik, çamurdu her yer. Her şey çok kötüydü. Kilis’te bir ay parklarda kaldık ve sonra buraya geldik. Yeni arkadaşlarım oldu. Savaş biterse inşallah döneceğim. Dönemesem de burası benim ikinci vatanım.”

12 yaşındaki Nur Kahveci, sekiz yaşında geldiği Elbeyli’de olmaktan mutlu ama geçmişi bir türlü hafızasından silememiş: “7 kardeşim var. Babamın kucağında zor şartlarda sınırı geçtim. Silah seslerini duyduğumuzda memleketteydik, ahıra saklandık, çok korktum. Kardeşim ağlamasın diye ona sarıldım ama aileme göstermeden ben de ağladım. Sınırı kardeşimi kucağımda taşıyarak geçtim.” Çocuk doktoru olup Suriyeli çocuklara yardım etmek isteyen küçük Nur, “Siz olmasanız hiçbir şey yapamazdık. Vatanım cennetim. Ama burada da her ihtiyacımız karşılanıyor” diyor.

Üç yıl önce açılan ve 24 bin Suriyeli misafirin ağırlandığı Elbeyli Konaklama Tesisleri, tam bir şehir görünümünde. 8.500 öğrencinin, beş okulun, bir hastane, iki market, iki cami ve 117 dükkandan oluşan halk pazarının bulunduğu bu tesislerde kalanlara her ay kişi başı 85 liranın yüklendiği bir de kart dağıtılıyor. Halıcılık, el işleri, terlik, cam, resim atölyelerinin bulunduğu kampta yaşayanlar ortamdan ve verilen hizmetlerden memnun olduklarını söylüyorlar her fırsatta.

15 bin kişinin kaldığı Kilis’teki Öncüpınar Konaklama Tesisleri de benzer güzel görüntülere ve hikayelere şahitlik ediyor. Down sendromlu ve zihinsel engelli öğrencilere hizmet veren iki derslikli okulda şu an 10 öğrenci var. Bunların ikisi otistik, üçü down sendromlu, üçü orta düzey zihinsel engelli ve ikisi de konuşma sorunu olan çocuklardan oluşuyor. Haftanın beş günü 11.00 -15.00 saatleri arasında eğitim alıyorlar.

Konaklama tesisinde Suriyeli vatandaşlara hizmet veren bir hastane mevcut. Her şeyin ücretsiz sağlandığı bu hastanede her branştaki hasta sayısı 100’den aşağı düşmüyor.

Bu kampta kalan mozaik sanatçıları Ferid ve Büşra Şeyhali, 3,5 yıldan bu yana karı-koca olarak çalışmalarını burada sürdürüyor: “Suriye’de iken de mozaik yapıyorduk. Türkiye’de olmaktan mutluyuz ve rahatız. Sanatımızı icra ediyoruz. Hem sergiliyor hem satıyor hem de eğitim veriyoruz burada. Bu bizim için büyük bir rehabilitasyon. Büyük kızımız üniversitede coğrafya bölümünde okuyor” diyen sanatçılar, büyük bir sabırla tek tek mozaikleri yapıştırıyorlar. Yapıştırılan her parça adeta vatanları Suriye’ye bir milim daha yaklaştırıyor onları.


Etiketler »  

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "veri politikamızı" inceleyebilirsiniz. Daha fazlası