Küreselleşmenin bir sonraki adımı olarak görülen Web 3.0 neticesinde dünyanın içerisinde bulunduğu dijital dönüşüm süreci, Covid-19 pandemisinin de etkisiyle hızlandı. Bu dönüşüm sürecinin temelinde, kripto paralara dair farkındalığın ve bahse konu para birimlerinin dünya genelindeki işlem hacminin giderek artmasıyla, “blockchain/blokzincir” sisteminin zemin kazanması bulunuyor. Böylesine bir iklim içerisinde dijital dönüşümün tezahürü olarak Metaverse, dünya gündemini meşgul eden yegane konulardan biri haline geldi.
Metaverse, kelime anlamından hareketle Meta: öte, verse: evren yani “öte-evren” anlamına geliyor. Metaverse kavramının dünya gündeminde yer edinme sebebine bakıldığında, Mark Zuckerberg’in, CEO’su olduğu Facebook’un adının Meta Platforms olarak değiştirileceğini ilan etmesi, ardından da Metaverse’in potansiyelini ortaya koyan bir vizyon sunumu yapması etkili olmuştur. Sunumunda Zuckerberg; alışverişten ticarete, eğitimden sanata birçok alanda fiziksel dünya ile etkileşimi mümkün kılacak dijital bir sistemi vaat etti. Ancak bu noktada dikkat edilmesi gereken husus, şu an dünya genelinde tek bir Metaverse evreninin bulunmadığıdır. Öyle ki, Decentraland, Sandbox, Somnium Space ve SuperWorld gibi birçok Metaverse evreni bulunmakta ve bu sanal evrenler üzerinden dijital arsalar, NFT’ler alıcı bulmaktadır. Zira şu an Metaverse evrenleri arasında öne çıkmış olan Decentraland’de Kanadalı bir firma 2.5 milyon ABD doları karşılığında arsa satın almış ve genel müdürlüğünü bahse konu dijital arsa üzerine inşa edeceğini ilan etmiştir.
Metaverse’in ekonomi boyutuna bakılacak olursa araştırma firması Strategy Analytics’e göre, Covid-19 pandemisi sırasında iş ve eğlence için sanal alanlara artan ilginin de etkisiyle, küresel Metaverse pazarının geçtiğimiz yıl 6 milyar ABD Doları olan kapasitesinin, 2026’ya kadar yaklaşık 42 milyar dolara ulaşması bekleniyor.
Mevcut Haliyle Bu Evrende Neler Yapılabilir?
Metaverse kavramına kısaca bakılacak olursa; en genel anlamda kavram, sanal gerçeklik ile devasa çok oyunculu çevrimiçi (Massive Multiplayer Online-MMO) oyunların birleşimi olarak ifade edilebilir. Metaverse, birden çok kullanıcının aynı anda var olabilecekleri ve etkileşime girebilecekleri dijital bir dünya olarak tanımlanabilir. Metaverse üzerinde çeşitli oyunları oynamaktan, maaşlı-sigortalı olarak çalışmaya, şirket iş birlikleri kurmaktan market alışverişi yapmaya, canlı konserlere katılmaktan spor aktivitelerine, film ve tiyatro izlemekten müze gezilerine kadar kullanıcıların fiziksel dünyada olduğu gibi birçok etkinlikte bulunabilecekleri ifade edilmektedir.
Mevcut haliyle bir vizyon olan Metaverse sayesinde ilerleyen dönemlerde bireylerin zaman ve mekandan azade olacakları iddia ediliyor. Öyle ki, kırsal kesimde yaşayan insanların büyük şehirlere göç etmek zorunda kalmadan Metaverse sayesinde dijital bir şekilde Metaverse platformuna entegre olmuş şehirlerde çalışabilecekleri; bu bağlamda Metaverse’ün, iş temelli göçün sonunu getirebilecek bir potansiyele sahip olduğu da söylenebilir. Bu noktada Seul başta olmak üzere dünyadaki önemli metropollerin Metaverse evrenine entegre edilmesi için ülkeler altyapı çalışmalarına da başladılar. Metaverse’de test aşamasında olan şehirlerden bazıları: Ankara, Los Angeles, Bari, Helsinki, Tokyo, Fukuoka, Nagoya, Kyoto, Osaka, Sapporo ve Şangay. Ayrıca Güney Kore hükümeti, Metaverse üzerinden Kore Dalgası popüler kültürün tüketilebileceği dijital ortamlar inşa etmek için 17 yerel bilişim teknolojisi şirketiyle iş birliği anlaşması yaptı. Nitekim Metaverse platformuna entegre edilen Güney Kore’nin Podo Müzesi’ni 1 ay içerisinde 80 bin kişi ziyaret etti.
Bununla birlikte Metaverse’ün geleceğine dair birtakım belirsizlikler de mevcut. Öyle ki, ilerleyen yıllarda Metaverse platformunun tamamen özel sektör tekelinde mi kalacağı ya da devletlerin bu sürece dahil olup olmayacağı sorusu henüz cevap bulmamış durumda. Eğer özel sektör tekelinde kalacak olursa, ciddi bir tekelleşme yaşanabilir. Diğer taraftan devletlerin içerik, düzenleme, ticaret ve kullanıcıların gözetimi açısından kontrol edebilecekleri kendi Metaverse’lerini inşa etmeleri durumu ise başka sıkıntılar meydana getirebilir.
Metaverse’de İlk Adımlarımız
Türkiye ve Metaverse ilişkisine bakıldığında; Google Trends istatistiklerine göre geçtiğimiz yıl içerisinde dünya genelinde “Metaverse” anahtar kelimesi ile gerçekleşen arama istatistiklerinde ilk sırada Türkiye’nin yer aldığı görülüyor. Bu bağlamda dünya genelinde Google üzerinde Metaverse kavramına en çok ilgi gösteren ülkenin Türkiye olduğunu söylemek yanlış olmaz. Ocak’ta gerçekleşen AK Parti MYK toplantısında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Metaverse’in her yönüyle tartışılması talimatı önemli bir adımdır. Bu bağlamda Türkiye bu dünyaya dahil olursa, büyük devlet olmanın gereği olarak dijital evrende de dış politika stratejileri geliştirecektir.
Geçtiğimiz yıl Cumhurbaşkanımızın ev sahipliğinde uluslararası örgüt yapısına kavuşan Türk Devletleri Teşkilatı, Türk Dünyası 2040 Vizyonuna eş değer şekilde uluslararası sistem içerisinde her geçen gün etkinliği artan bir yapı arz etmektedir. İşte bu bağlamda, Türkiye’nin öncülüğünde Türk Devletleri Teşkilatı üyelerinin yer alacağı “Turkoverse” inşa edilerek, Türk dünyasında dijital bir bütünleşme sağlanabilir.
Turkoverse ve Dijital Bütünleşme
Türk dünyasında bütünleşmeye dair temel zorluklar arasında, ülkelerin dünya üzerindeki konumları düşünüldüğünde şüphesiz fiziksel uzaklık öne çıkmaktadır. İşte Turkoverse, bahse konu bu fiziksel uzaklığın ortadan kaldırılmasına imkan tanıyacaktır. Aynı Güney Kore örneğinde olduğu gibi öncelikle başkentlerin ve sanayi şehirlerinin Turkoverse içerisine entegre edilmesiyle sermaye ve iş gücü dolaşımının Türk dünyası temelinde sağlanması mümkün hale gelecek, tüzel ve/ya gerçek kişiler bahse konu Turkoverse şehirlerinde şirketler kurabilecekler, dükkanlar açabilecekler veya çalışabileceklerdir.
Örneğin, Ankara’dan bir müşteri Almatı’daki bir mağazayı ziyaret edip alışveriş yapabilirken, benzer şekilde Bakü’de ikamet eden bir birey, Bişkek’teki bir şirkette Turkoverse marifetiyle maaşlı olarak çalışabilecektir. Elbette bu durum üye ülkelerin çalışma temelli iç göçlerinin de önüne geçer. Bireyler kırsaldaki yaşamlarına devam ederek, büyük şehirlerde ve hatta Turkoverse içerisinde diğer ülkelerin ilgili şehirlerinde çalışabilme imkanına kavuşacaklar; diğer taraftan fiziksel uzaklıktan ötürü geliştirilmekte zorlanan ortak AR-GE projelerinin ve teknolojik altyapı geliştirmenin de önü açılacaktır.
Yukarıdaki satırlarda değinilen ticaret, üretim ve profesyonel iş hayatında kullanım için ortak bir kripto para birimi örneğin; “Turko-coin” geliştirilerek Turkoverse’ün ortak para birimi olarak kabul edilebilir, üye ülkelerde Turko-coin üzerinden işlem görebilirler. Böylelikle Türk dünyasına dair ortak bir para birimi yürürlüğe gireceği gibi ekonomik bütünleşme için de önemli bir adım atılmış olacaktır. Bu bağlamda ekonomik ve ticari anlamda Türk dünyası ülkeleri arasında hem sınırlar ortadan kalkacak hem de coğrafya temelli fiziksel uzaklık ülkeler arasında artık mevzu bahis olmayacaktır.
Diğer taraftan Türk dünyası ülkelerinin yükseköğrenim kurumlarının Turkoverse içerisinde kampüsler açmasıyla, yükseköğrenimde de bir eş güdüm sağlanabilecektir. Türk Devletleri Teşkilatı tarafından yürütülen Orhun Değişim Programı’nın öncü olduğu Türk Dünyası yükseköğrenim hareketliliği projeleri bu sayede daha güçlü bir biçimde yürürlüğe girecektir. Ayrıca öğrencilerin kendi ana vatanlarını terk etmeden Turkoverse üzerinde dijital kampüsler marifetiyle eğitim almaları sayesinde üye ülkeler arasında öğrenci çeşitliliği ve hareketliliği daha aktif hale gelecektir.
Benzer şekilde öğretim elemanlarının da kendi yaşadıkları şehri terk etmeden Turkoverse’de yer alan diğer üniversitelerde dersler vermesi mümkün hale gelecek, eğitim ve öğretimin her boyutunda etkileşim sağlanmış olacaktır. Bununla birlikte bahse konu eğitim boyutu lise ve ilköğretim seviyesinde de değerlendirilerek ortak bir müfredata oluşturulması mümkün olabilir. Benzer şekilde sadece öğrenciler değil, öğretmenler de farklı ülkelerin farklı okullarında eğitim öğretim faaliyetinde bulunabilirler. Turkoverse üzerinden üye ülkeler arasında ortak AR-GE çalışmaları, sanayi iş birlikleri, akademik etkinlikler ve teknolojik ufuk çalıştayları, fiziksel uzaklığın olmadığı bir dijital düzlemde kolaylıkla gerçekleşebilir.
Şehirlerin Metaverse evrenlerine entegre edilmesinin belki de en önemli getirisi olan kültürel boyut bağlamında da Türk dünyası ülkeleri arasında kültürel etkileşimin ivmelenmesi mümkün hale gelebilir. Nitekim Türk Dünyası 2040 vizyonunun gerçekleşmesi adına kültürel bütünleşmenin sağlanması ve kültürün bir diplomasi faaliyeti olarak yürütülmesi önem arz ediyor. Başta Türkiye olmak üzere diğer Türk Devletleri Teşkilatı üyesi devletler, tarihten gelen kültürel zenginliğe sahipler. Türk Dünyasına ait kültürel diplomasi faaliyetleri TÜRKSOY başta olmak üzere Türk Akademisi, Türk Kültür ve Miras Vakfı ve TÜRKPA kurumları marifetiyle başarılı bir şekilde yürütülüyor. Bu çerçevede, diğer Metaverse evrenlerine açılacak ortak büyükelçilikler ile Türk dünyasına dair kültürel diplomasinin ve olumlu imajın ihracı sayesinde Turkoverse, diğer Metaverse evrenleri içerisinde çekim merkezi haline gelebilir.
Neler Yapılması Gerekli?
Tüm bunlarla birlikte Turkoverse’ün sağlıklı yürütülmesi için alınması gereken tedbirler şu şekilde sıralanabilir. Öncelikle Singapur’un gerçekleştirdiği gibi Cumhurbaşkanlığına bağlı “Stratejik Gelecek(ler) Merkezi (Centre of Strategic Futures)” adında birimlerin kurulması elzemdir. Bu sayede devletler, Metaverse gibi teknolojik gelişmelerin yakın, orta ve uzun vadede doğurabileceği riskleri ve fırsatları sistematik olarak izleyebilme imkanına kavuşacakları gibi Turkoverse’in geleceğine dair gerekli stratejiler geliştirerek, riskleri göğüsleyebilecek ve fırsatları kullanabileceklerdir. Ayrıca üniversite ve özel sektörden uzmanların yer aldığı, Metaverse ve teknolojik gelişimleri öngörme hedefi olan ufuk çalıştayları düzenlenebilir. Ancak en önemlisi Türk Devletleri Teşkilatı üye devletlerin bir araya gelerek önleyici ve kural koyucu düzenlemeler geliştirmesidir. Zira Metaverse’de ilerleyen dönemlerde ortaya çıkması muhtemel sorunların çözümü ancak önceden koyulacak düzenleyici kararlar ile mümkün olacaktır.
Sonuç olarak Turkoverse sayesinde Türk dünyasında; sınırların ve fiziksel uzaklığın ortadan kalktığı, ortak para birimi, ortak eğitim öğretim müfredatı ve ortak AR-GE çalışmalarının mümkün hale geldiği bir bütünleşme mümkün olabilir. Nihayetinde bu adım Metaverse’in geleceğine dair belirsizliklerden Türkiye’yi ve diğer Türk devletlerini koruyacağı gibi ilerleyen yıllarda temellenmesi muhtemel dijital uluslararası sistemde söz sahibi olmak için de önemli bir hamle olur.